Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1077 E. 2022/1678 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … A.Ş.
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
YAZIM TARİHİ : 19/10/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 20/10/2020 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin ayakkabıcı saya/dikim ve imalatı ile uğraşan gerçek kişi tacir olduğunu, davalının ise ayakkabıcılık ile iştigal eden ticari şirket olduğunu, dikimi istenilen ayakkabıları kullanıma hazır hale getirilmesi ve davalı tarafın kullanımına sunulması amacıyla anlaşılarak karşılıklı cari hesap düzenlenmesinde mutabık kalındığını, cari hesap alacağı kapanış tarihi itibariyle müvekkilinin davalı taraftan 26.621,12 TL alacağı kaldığını, davalının müvekkile karşı malların ayıplı olduğu iddiasıyla 21.09.2017 tarih ve 042580 sıra nolu 13.262,40 TL bedelli iade faturası tanzim ettiğini, faturaya süresi içerisinde itiraz edildiğini, müvekkilin son göndermiş olduğu ürünler için davalı tarafa en son 31.07.2017 tarihinde fatura tanzim ettiğini ve davalıya teslim ettiğini, davalının ise 2 ay sonra sözü edilen iade faturası düzenlediğini, iade faturasının faturaya itiraz usulü olarak da kullanıldığı görüldüğünü, alıcının kendisine tebliğ edilen faturaya itiraz ettiğini satıcıya beyan etmek için iade faturası düzenleyerek satıcıya gönderdiğini, oysa bu durumda, ortada iade edilen bir mal söz konusu olmadığından iade faturası düzenlenmesinin de mümkün olmadığını, iade faturası tanzim edilmesi suretiyle faturaya itiraz edilmesi usulünün Yargıtay tarafından kabul edilmediğini, somut olayda davalının malları teslim aldıktan 2 ay sonra iade faturası düzenlemiş olup, söz konusu iade faturasının her ne kadar hukuken bir hükmü olmasa da söz konusu iade faturasına da hem asil olarak hem de vekil olarak itiraz edildiğini, davalının borcunu ödemekten imtina ettiğini, ayıplı mal iddiasını kesinlikle kabul etmemekle birlikte, müvekkile karşı süresinde yapılmış herhangi bir ayıp ihbarı olmadığı gibi ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin de müvekkile gönderilmediğini, taraflar arasında yapılan görüşmelerin neticeye varamaması sebebi ile Konya … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını ve davalının takibe itiraz ettiğini, itiraz neticesinde de borcun durduğunu, davalının icra takibi başladıktan ancak ödeme emri tebliğ edilmeden önce müvekkiline haricen 10.000,00 TL ödeme yapıldığını, davalının icra takibi durdurulduktan sonra daha önce belirtmiş oldukları borç miktarı olan 3.195,21 TL ‘yi alacaklı müvekkile 06.08.2018 tarihinde haricen ödediklerini, ancak bakiye kalan 13.425,91 TL asıl borç ile takipten doğan masraf ve vekalet ücretlerinin ödenmediğini, davalı tarafça cari hesap alacağından kaynaklanan, müvekkile ödenmeyen ve icra takibine konu edilen 26.621.12 TL ve icra takip tarihine kadar işlemiş faiz ile birlikte toplam 27.335,45 TL ‘den, borçlu/davalı yanca icra takibinden sonra ancak ödeme emrinin tebliğinden önce yapılan 10.000,00 TL’lik ödeme ile icra takibine itirazdan sonra haricen yapılan 3.195,21 TL’lik ödemenin mahsup edilerek bakiye kalan asıl alacak (13.425,91 TL) ve ferileri ile icra masrafları ve asıl takip tutarı üzerinden işleyen icra vekalet ücreti dahil tüm alacak kalemleri bakımından yapılan haksız itirazın iptali ile Konya … İcra Dairesinin … E. Sayılı icra takibinin devamına karar verilmesine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın hakdüşürücü süre olan 1 yıllık süre içerisinde açılmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasındaki dava konusuna ilişkin ihtilafın davacı tarafından gönderilen son parti saya dikim işlemlerinden kaynaklandığını, işlerde gizli ve açık ayıpların olduğunun farkedildiğini, durumun davacıya sözlü olarak bildirildiğini, 21/09/2017 tarih, … sıra nolu 13.362,40 TL tutarlı fatura düzenlendiğini, fatura içeriğinde ayıplı, hatalı, kusurlu yapılan işlerin miktar ve tutarlarının açıkça belirtildiğini, yapılan işin niteliği gereği saya dikimlerinde hata ile yoğun olarak karşılaşıldığını, daha önce de benzer durumlarda davacıya iade faturası düzenlendiğini ve iade faturalarının davacı tarafından kabul edildiğini, davacı tarafça hatalı üretilen malzemelerin halen müvekkili şirkete ait fabrikada bekletildiğini, ürünler incelendiğinde ürünlerin ayıplı olduğunun açıkça ortaya çıkacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nce; “…taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalının davacıya dikimini yaptığı sayaların (malların) ayıplı olduğu iddiasıyla 21.09.2017 tarih ve … sıra nolu 13.262,40 TL bedelli iade faturasından kaynaklandığı, Her ne kadar 02/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda davalı … A.Ş.’nin davacı …’dan teslim aldığı ayakkabı sayalarında bozuk dikim yapıldığı, bilek ağızlarının tulum süngerlerinin düzenli olarak atılmadığı, imalat hatası ve eksikliği olarak kabul edileceği, bu şekilde satılması ve pazarlamasının mümkün olmadığı görüş ve kanaati bildirilmiş ise de ürünlerde gizli ayıbın olmadığı ve ürünlerin teslim sırasında dahi ayıplı olduğunun açıkça belli olduğu, ayrıca davacıya şahit-numune örneği gönderilmediği gibi bilirkişi tarafından incelenen ürünlerin davacı tarafından yapıldığına dair yeterli kanıt da olmadığı davalı tarafın basiretli bir tacir gibi davranmadığı veTTK 23. Maddede belirtilen prosedürü izlemediği, açık ayıplı ürünler için gerekli ihbarı zamanında yapmadığı gibi ürünleri dikim anına kadar inceletmediği, davalı her ne kadar bazı malların ayıplı bulunduğunu iddia etmiş ve iade faturası tanzim etmişse de; ticari alışverişlerde TTK 23. Maddesine göre açık ayıplarda 2 gün gizli ayıplarda 8 gün içinde gerekli incelemeyi yaparak varsa ayıbı davacıya bildirmesi gerektiği, iade faturasının ayıp ihbarı olarak sayılması mümkün olmadığı gibi sayılsa bile belirtilen sürelerde fatura tanzim edilip davacıya gönderilmiş olmadığı, böyle bir ayıp ihbarı yapılmadığında TTK 23/son maddesinin göndermesi ile TBK 223. Maddesine göre ayıbı kabul etmiş sayılacağı, davalının öncelikle davacıya yaptırdığı malların bedellerinin ödendiğini, ikinci olarak ayıplı olduğunu iddia ettiği malın ayıplı olduğuna dair belgeyi ve karşı tarafa süresinde ayıp ihbarı yaptığına dair ihbarnameyi sunmak zorunda olduğu, ancak davalının bu belgelerden hiçbirini sunmadığı, bilirkişi raporuna göre davalının 13.261,63 TL borçlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki itirazın 13.261.63 TL asıl alacak üzerinden iptali ile bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine….” karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalının vekalet ücretinin tümünden sorumlu olması gerektiğini ileri sürerek hükmün vekalet ücreti yönünden düzeltilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla davanın bir yıllık hakdüşürücü süre içerisinde açılmadığını, müvekkili şirkete teslim edilen saya dikim işlerinde gizli ve açık ayıpların olduğunun fark edildiğini ve bu durumun davacıya ve aynı zamanda imalattan sorumlu olan personeline sözlü olarak bildirildiğini, davacı tarafından müvekkiline gönderilen sayalardaki hata kusur ve ayıplarn söz konusu sayaların müvekkiline teslim edildiği esnada değil ancak ve ancak monte aşamasında, yani ürünün müvekkili şirkete geldiği zamanı takip eden yaklaşık 2-3 ay sonrasında ancak ayakkabı üretimine geçildiğinde monte yapan birimdeki işçilerin bu durumu fark etmesi üzerine ortaya çıktığını, bu nedenle söz konusu sayaların müvekkilime teslim edildiği tarihte her hangi bir tespit yapılmasının mümkün olmadığını, işin hali gereği müvekkilinin sekiz gün içerisinde ürünleri kontrol etmesinin mümkün olmadığını, davacı yan ile müvekkili şirket arasında 4 yıla yakın bir ticaret söz konusu olup artık ilişki güven ilişkisine dönüştüğünü, imalat ile ilgili açık ve gizli ayıplar ve kusurlar hakkında birçok defalar telefon görüşmesi yapıldığını, davacının yaklaşık 4 yıl gibi bir süreçte sadece tek model üzerinde üretim yaptığını, aynı ayıpların söz konusu olduğu durumlarda bu durumun tespit üzerine davacı tarafa yapılan bildirimden sonra, davacı tarafından müvekkiline “iade faturası kesin yada reklamasyon faturası kesin” denilmek sureti ile sorun çözüme kavuşturulmuş olduğunu, artık müvekkili ile çalışması son bulan davacının ayıplı ürünleri kabul etmemesinin kötüniyetli olduğunu, davacı tarafla önceki tarihli işlemlerin tamamının sözlü olarak yapıldığını, davacı tarafın haksız kazanç sağlamak amacı ile tamamen kötü niyetli bir şekilde söz konusu faturayı iade ettiğini, müvekkilinin icra takibine yapmış olduğu itirazın haklı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, davalı tarafça icra dosyasına yapılan itiraz davalıya tebliğ edilmediğinden bir yıllık hakdüşürücü sürenin başlamadığı, bu nedenle davalı tarafın hakdüşürücü süre itirazının yerinde olmadığı, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, toplanan delillere göre davacı tarafından davalıya teslim edilen sayalardaki ayıpların açık ayıp niteliğinde olduğu ve davalının süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı hususlarının sabit olduğu, bu nedenle mahkemece davalının ürünleri kabul etmiş sayılması gerektiği yönündeki kabulünde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacının 13.261.63 TL alacaklı olduğu Dairemizce de usul ve yasaya uygun görülen bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden mahkemece davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, buna göre davalı tarafça tarafça ileri sürülen istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece davacı lehine takdir edilen vekalet ücreti AAÜT hükümlerine uygun olarak hesaplandığından davacı vekilinin istinaf nedeninin de yerinde olmadığı, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın kısmen kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından tarafların istinaf başvuru taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esas yönünden ayrı ayrı reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Tarafların istinaf başvuru taleplerinin ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Alınması gereken 905,90 TL harçtan peşin alınan 226,47 TL istinaf karar harcın mahsubu ile bakiye 679,43‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinafa başvuranlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
7- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/10/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.B