Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1063 E. 2022/1684 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 01/06/2022
NUMARASI : … Esas

DAVACI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : 1- … Şti.
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : 2- … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İhtiyati Tedbir

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
YAZIM TARİHİ : 19/10/2022
Davacı tarafından, davalılar aleyhine Konya Asliye .. Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan ticari şirket davasında 01/06/2022 tarihinde tesis edilen ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin ara karara karşı davalı şirketin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu … bilişim alanında hizmet veren bir şirket olduğunu, davalı şirketin %35 hissesinin Konya … Noterliğinin 20/04.2019 tarih ve … yevmiye numaralı; hisse senedi devir senedi ile müvekkili …’a devredildiğini, bu devirin pay defterine işlenmesine dair ortaklar kurulu kararının Konya … Noterliğinin 20/04/2019 tarih ve … yevmiye numarası ile de noterlikçe onandığını, buna rağmen, müvekkillinin halen şirkette ortak olarak gözükmediğini, şirket müdürü olan ve hisse devrini yapan davalı …’ın hisse devrine ilişkin keyfiyeti hem şirket ortağı hem de şirket müdürü sıfatı ile Ticaret Sicil’e bildirmediğini, şirketi halen tek ortaklı bir şirket gibi yönetmeye devam ettiğini ve şirketin usulsüz bir şekilde 16.03.2021 tarihinde tasfiye sürecine girdiğini, müvekkilinin şirket üzerindeki haklarının gasp edildiğini, davalı … şirkete tek başına hakim olduğundan şirketin tüm kayıt ve belgelerinde değiştirme ve oynama ihtimali olduğunu ileri sürerek şirketin evraklarının korunması ve zararın dahada büyümemesi için davalı şirkete kayyum atanmasına karar verilmesini, ayrıca şirketin tasfiye sürecine girdiğinden, tasfiyenin devam etmesinin şirket açısından geri dönüşü olmayan bir zarar oluşturacağından tedbiren tasfiyenin durdurulmasına karar verilmesini talep edilmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili şirketin genel kurul kararının 16/03/2021 tarih ve 10288 sayılı resmi gazetede yayımlanan ilanla tasfiyeye girdiğini, şirkete yapılacak tebligatların tasfiye memuruna yapılması gerektiğini, eldeki dava konusunun zamanaşımına uğradığını, bu nedenle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının hisse devir belgesini şirkete sunmadığını, bu konu ile ilgili gündem maddesiyle genel kurulun toplanmadığını, alınmış her hangi bir genel kurul kararı olmadığını, davacının iddialarının doğru olduğu kabul edilse dahi müvekkilinin davada pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, bu nedenle davanın müvekkili şirket açısından dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, şirkete pay devri konusunda yapılmış bir bildirimin bulunmaması nedeniyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, pay devrine ilişkin bir genel kurul kararı bulunmadığından ticaret sicile tescil ve ilanın yapılamayacağını, davacının davasında kötü niyetli olduğunu, bu davayı açmasında hukuki bir yararının bulunmadığını, taraflar arasında yapılan pay devri sözleşmesinin teminat amaçlı yapıldığını, devirden itibaren geçen iki yıllık süre içerisinde davacının her hangi bir talepte bulunmayıp bugün bu davayı açmasının kötü niyetli olduğunun kanıtı olduğunu, tasfiye halinde olan bir şirketin tasfiye sürecinin durdurulması yönünde tedbir kararının verilemeyeceğini, tasfiyenin durdurulmasında hukuki bir yararın bulunmadığını, mahkeme aksi kanaatte olursa davacının teminat göstermesi gerektiğini, müvekkili şirketin öz kaynak rakamının 704.294,01 TL olduğunu, müvekkili şirkete kayyım atanabilmesi için davacının davasını yaklaşık olarak ispatlaması gerektiğini, kayyım atanma koşullarının gerçekleşmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince 01/06/2022 tarihli ara karar ile;, “… davacı vekilince açılan bu davada öncelikle şirket evraklarının korunması ve zararın daha da büyümemesi adına davalı şirkete kayyım atanması talep edilmiş ise de; davanın konusu, davalı şirketin mevcut ortaklık yapısı HMK’nın 389.maddesinde belirtilen yasal koşulların varlığına ilişkin dosya yeterli delil bulunmadığından şartları bulunmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerektiği, davacı vekilinin davalı şirketin tasfiyesinin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesinde; dosyadaki mevcut deliller, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen kayıtları ile davalı şirketin tasfiye işlemlerinin başladığı anlaşılmış olup; davanın konusu açısından davalı şirketin tasfiye işlemlerinin durdurulmasında, davacının HMK’nın 389. maddesinde belirtilen güncel ve korunması gereken acil hukuki yararının bulunduğu ve daha evvelce alınan teminatın şimdilik yeterli olduğu gerekçesiyle şirkete kayyım atanması talebinin reddine, davalı şirketin tasfiyesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirketin tasfiyesinin durdurulması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava nedeniyle tasfiye halindeki şirket için tasfiyenin durdurulması tedbirinin uygulanamayacağını, tasfiye halindeki müvekkili şirkette tasfiyenin durdurulmasını gerektirir bir sebep bulunmadığını, bir an için davacının pay devri iddiası kabul edilse dahi, bu durum ancak tasfiye sonucunda tasfiye payının ortaklara dağıtılması aşamasında dikkate alınabileceğini, ortaklara ödenecek herhangi bir tasfiye payı oluşmuşsa bu tasfiye payının ortaklara ödenmemesi konusunda ve tasfiyesi tamamlanan şirketin ticaret sicilinden terkin edilmemesi yönünde bir ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini, dolayısıyla tasfiye sürecinin durdurulmasının dava konusu ile bir bağı bulunmadığını, bu nedenle de ihtiyati tedbir olarak tasfiyenin ve/veya tasfiye işlemlerinin durdurulması yönünde karar verilemeyeceğini, öte yandan usulüne uygun olarak girilen tasfiye sürecinde tasfiyeden dönülmesi ve şirketin devamına karar verilmesinin TTK’nın 643. maddesi atfıyla limited şirketlere de uygulanacak olan 548. madde hükmüne göre ancak genel kurul kararı ile mümkün olduğunu, bu karar için aranan nisabın da sermayenin en az yüzde altmışı olarak belirlendiğini, şu halde bir an için davacının iddiası kabul edilse bile, davacının katılacağı bir genel kurulda tasfiyeden dönülmesi ve şirketin devamı kararı aldırmasının olanağının olmadığını, ayrıca TTK’nın 546/3 maddesine göre tasfiyeye ilişkin genel kurul kararları da olağan karar nisabı ile alınacağını, buna göre tasfiyenin durdurulmasında hukuki yarar bulunmadığını, pay sahipliğinin tespit edilmesi halinde dahi, dağıtıma öncesindeki tasfiye sürecinde davacının elde edeceği tek hakkın TTK’nın 542/1-i maddesi uyarınca tasfiye işlerinin durumu hakkında bilgi almaktan ibaret olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının elde edebileceği bilgi alma hakkına dayanarak tasfiyenin durdurulmasına karar verilemeyeceğini ileri sürerek Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.06.2022 tarih ve … E. Sayılı kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati tedbirin kabulüne ilişkin ara kararın kaldırılması talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre davalı şirketin %35 hissesinin Konya … Noterliğinin 20/04.2019 tarih ve … yevmiye numaralı hisse devri sözleşmesi davacıya devredildiği anlaşılmaktadır. Davacı taraf hisse devri sözleşmesinin davalı şirket genel kurulunda kabul edildiğini ve pay defterine işlendiğini iddia etmekte, davalı taraf ise hisse devri konusunda alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığını savunmaktadır.
Türk Ticaret Kanunu’nun Limited şirketin tasfiyesine ilişkin 643. maddesinde Tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. Aynı kanunun anonim şirketlerin tasfiyesine ilişkin 529. Maddesinin 1. Fıkrasının d bendi gereğince tasfiyeye karar verilebilmesi için 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak genel kurul kararı alınması gerekmektedir. TTK 421. Maddesinin 3 ve 4. fıkralarında ise maddede belirtilen kararların sermayenin en az yüzde yetmişbeşini oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oylarıyla alınacağı belirtilmiştir. Buna göre tasfiye kararı alınabilmesi sermayenin en az yüzde yetmişbeşini oluşturan payların sahiplerinin olumlu oy kullanması gereklidir. Dava konusu somut olayda yargılama sonucunda davacının davalı şirkette %35 oranında pay sahibi olduğunun tespit edilmesi halinde tasfiye için alınan karar usulsüz hale gelmesi sözkonusu olacaktır. Konya … Noterliğinin 20/04.2019 tarih ve … yevmiye numaralı hisse devri sözleşmesinin mevcudiyeti dikkate alındığında HMK 389. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Buna göre mahkemece davalı şirketin tasfiye işlemlerinin tedbiren durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının istinaf başvuru talebinin HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan harç ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/10/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.B