Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1005 E. 2023/2301 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2022
NUMARASI : Esas Karar

Müteveffa …’ın mirasçıları;
DAVACILAR : 1 -… – (T.C. Kimlik No: …)
2 -… – (T.C. Kimlik No: …)
3 -… – (T.C. Kimlik No: …)
4 -… – (T.C. Kimlik No: …)
5 -… – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tapu İptali ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 22/11/2023
YAZIM TARİHİ : 23/11/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ile açılan tapu iptali ve tescil davasında 17/03/2022 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin müteveffa …’ın eşi ve mirasçısı olduğunu, müvekkilinin 2012 yılından bu yana halen tapusu davalı tarafından verilmeyen Konya ili, Selçuklu ilçesi, …. Mahallesi … ada …parsel sayılı taşınmazda ikamet ettiğini, anılan taşınmazı …’ın 94.000 TL karşılığında dava dışı … adlı şahıstan 14/09/2012 tarihinde satın aldığını, söz konusu taşınmazın tapu devrinin 31/12/2014 tarihinde yapılacağının ve tapu masrafı hariç herhangi bir ödeme yapmalarının gerekmediğinin bildirildiğini ve bu hususta yönetim kurulu tarafından karar alındığını, bu kararın yönetim kurulu karar defterine 14/09/2012 tarih 60 evrak no ile kaydedildiğini ancak davalı tarafın aradan geçen süre zarfında edimini yerine getirmediğini, ayrıca müvekkiline davalı kooperatif tarafından 20.500 TL tutarında borç çıkarıldığını, bu borcun ödenmesi halinde tapusunun çıkartılacağının beyan edildiğini ancak müvekkilinin gerçekte böyle bir borcunun bulunmadığını, davalı kooperatif tarafından müvekkili aleyhine Konya .. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile aidat ödemesi adı altında icra takibi başlatıldığını, takibe müvekkili tarafından itiraz edildiğini, davalı kooperatifin ödemesi gerekirken bütün emlak vergilerinin iyi niyetli olarak müvekkili tarafından ödendiğini, kooperatifin fiili olarak sona erdiğini ve 2012 yılından itibaren müvekkilinin söz konusu taşınmazı kullandığını beyanla davaya konu Konya ili, Selçuklu ilçesi, … Mahallesi … ada ..parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına kayıt ve tesciline karar verilmesini, bu taleplerinin uygun görülmemesi halinde ise taşınmazın rayiç bedelinin kooperatiften tahsiline karar verilmesini, ayrıca müvekkilinden emlak vergisi adı altında alınan 3.000,00 TL’nin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin bütün sorumluluklarını yerine getirdiğini, davalının sorumluluklarını sürekli yerine getirmekten kaçındığını, karşı yanın yapması gereken ödemelerden imtina ettiğini, aidat borçları ve kooperatife borcu olan üyeler hakkında yasal işlemlerin başlatılması ve üyelik iptali için tasfiye yönetim kuruluna yetki verilmiş olmasına rağmen herhangi bir itirazda bulunmadığını ve herhangi bir dava açmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…dava konusu taşınmaza ilişkin üyeliğin 14/09/2012 tarihli daire devir sözleşmesi ile dava dışı … tarafından müteveffa …’a devredildiği, ilgili devir sözleşmesi kapsamında tapu masrafı hariç kooperatife başka ödeme yapılmayacağının kararlaştırıldığı, ilgili hususun 16/09/2012 tarihinde karar defterine işlendiği, celp edilen tapu kayıtlarında kat mülkiyetinin kurulduğu, ancak ferdileşme gerçekleşmediğinden mülkiyetin kaydının halen davalı kooperatif adına olduğu, yargılamaya esas alınan bilirkişi raporunda, davacıların, davalı kooperatife herhangi bir borcun bulunmadığının tespit edildiğinin görüldüğü,
Her ne kadar davalı kooperatif bünyesinde ferdileşme işlemleri gerçekleştirilmemiş ise de; davacılar murisinin, dava konusu taşınmaza ilişkin üyelik kaydını ilgili taşınmaz belirtilerek devraldığı ve yine dava konusu edilen taşınmaz belirtilerek devir işleminin gerçekleştirildiğinin kooperatif kayıtlarına işlendiği, yine mahkememizce dinlenen tanık beyanlarına göre temel üyelik kaydı bulunan dava dışı … tarafından ve müteveffa … tarafından üyelik kaydının ilgili daire görülerek ve beğenilerek bu daireye ilişkin olarak yapıldığının beyan edildiği anlaşılmakla; dava konusu yerde davacıların tahsis önceliği ve üstün haklarının var olduğu takdir ve kanaatine varılarak; ferdileşme gerçekleşmemiş ise de, üstün hak dolayısıyla Konya İli, Selçuklu İlçesi, … Mah. … ada, . parselde tapuya kayıtlı, B blok, zemin kat, 2 no’lu bağımsız bölümün davalı adına olan mülkiyet kaydının iptali ile, davacılar adına miras payları oranında kayıt ve tesciline karar verilmiştir, her ne kadar davacı taleplerinde kendilerinden haksız olarak emlak vergisi adı altında tahsil edilen bedelin iadesini talep etmiş ise de; yargılamaya esas alınan bilirkişi raporlarında ve sunulan defter ve kayıtlarda ilgili ödemelere ilişkin herhangi bir tespit bulunmadığından ve ödemelerin gerçekleştirildiğine dair davacı tarafından muteber herhangi bir yazılı delil sunulmadığından bu yöndeki taleplerin ispatlanamaması nedeniyle…” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile;
Konya İli, Selçuklu İlçesi, … Mah. … ada, . parselde tapuya kayıtlı, B Blok, Zemin Kat, 2 no’lu bağımsız bölümün davalı adına olan mülkiyet kaydının iptali ile, davacılar adına miras payları oranında kayıt ve tesciline, emlak vergisi adı altında ödenen bedellerin iadesine yönelik taleplerin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme hükmünün hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, zira dosya kapsamı ile de sabit olduğu üzere mevcut kooperatifte ferdileşmenin henüz gerçekleşmediğinden kooperatif bünyesinde bir tapunun belirlenerek iptal ve davacı adına tesciline karar verilmesinin mümkün olamayacağını, mahkemece yalnızca tanık beyanları esas alınarak hüküm kurulduğunu, ne müvekkil kooperatif defterlerinde ne de dosya kapsamında ferdileşmenin yapıldığına ilişkin ve ne şekilde yapıldığına ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığını, kaldı ki davacının davaya konu kooperatif kararlarına karşı herhangi bir iptal başvurusunda veya talebinde bulunmadığını, alınan kararlara herhangi bir iptal yaptırımının da uygulanmadığını, Kooperatif Kanunu 53.maddesi gereği karşı yanın, usulüne uygun olarak alınmış kararda bir aylık hak düşürücü sürenin geçirilmesi ile dava açma ve itiraz etme hakkını kaybettiğini, davacı üzerine düşen sorumlulukları ve tescil tarihinde gerekli ödemeleri yapmayıp sorumluluklarını da yerine getirmediğini, davacı adına yapılmış bir tescilden söz edilemeyeceğinden, davacının bu talepte bulunması için de tescil tarihi itibariyle kooperatife borcu kalmaması gerektiğini, emsal HGK 2013/1599 E. 2015/1057 K. ve HGK 14.06.2013 gün ve 2012/23-1624 E. 2013/839 K. sayılı ilamlarının da bu yönde karar verdiğini belirterek; yerel mahkeme kararının kaldırılarak tarafları lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesini vekaleten talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tapu iptali ve tescil ile alacak talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca ortaklar, hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadır. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi gerekmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin bedel ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe, 1163 Sayılı Kanun’un 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Genel kurulca önceden ya da sonradan açıkça alınan bir karar ile üyenin peşin bedelli ortak olarak kabul edilmediğinin belirlenmesi halinde, üyeden inşaat finansmanı için uzunca bir süre aidat istenilmemişse ya da bilançolarda, hesap cetvellerinde, faaliyet raporlarında, genel kurullarda ve üye kayıt defterlerinde bu yönde bir borç kaydı yer almamışsa, ortağın peşin bedelli üye olduğunun kooperatifçe zımnen benimsendiği ve sadece genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumlu olduğu sonucuna varılması gerekir.
Somut olayda davacı, dava konusu taşınmazı dava dışı …’ın o dönem kooperatif başkanı ….’den satın aldığını, daha sonra taşınmazın … tarafından muris …’a 14/09/2012 tarihinde satıldığını, dava dışı … ile devir sözleşmesi yapıldığını, devirle ilgili kararın kooperatif karar defterine geçirildiğini, taşınmazın tapusunun 2014 yılında verileceği bildirilmesine rağmen tapu devrinin sağlanmadığını, taşınmazın emlak vergisinin de kendilerince ödendiğini iddia ederek eldeki tapu iptali ve tescil ile alacak davasını açmıştır. Mahkemece davalı kooperatife defterlerini ibraz hususunda kesin süre verilmiş, davalının 2018 yılı öncesi ticari defterlerini ibraz etmemesi üzerine bu sefer 14/10/2021 tarihli duruşmada 2018 yılı defterlerinin ibrazı hususunda yeniden 2 haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde defterlerin sunulmaması halinde mevcut haliyle davaya devam olunacağının ihtar edildiği ancak davalı kooperatifçe 2018 yılı defterlerinin sunulmadığı görülmüş, davacının dava dilekçesi ekinde 14/09/2012 tarihli “Daire devir sözleşmesi” başlıklı belge aslı ile karar defteri suretini sunduğu, devir sözleşmesinde dava konusu taşınmazla ilgili devralan davacıdan tapu masrafları dışında bir masraf alınmayacağının kararlaştırıldığı, devir sözleşmesi altında devreden ve devralan ile davalı kooperatif kaşe ve imzasının da yer aldığı, davalı kooperatifin devir sözleşmesi ile karar defterine itiraz etmediği, sadece karar defterinde adı geçen kişilerin kooperatifin yetkili temsilcileri olmadıklarını ileri sürdükleri, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre karar defterinde kooperatif yetkilisi olarak adı geçen …’nin 2009 yılı ile 2012 yılları arasında yönetim kurulu asil üyesi olup kooperatif yetkilisi olduğu, davacılar murisi … ile vefatı sonrası …’ın kooperatif üye kayıt listesinde adının yer aldığı, daire devir sözleşmesinin ve bu konuda kooperatif yönetimince alınan üyelik kararının 2012 yılı olduğu iddia edilmesine karşın davalı kooperatifin 2018 yılı öncesine ait kooperatif defterleri sunmaması nedeniyle aleyhine doğacak hukuki sonuçları kabullenmiş olacağı ve davacının iddialarının kabulü gerektiği, kooperatif genel kurulunca önceden ya da sonradan açıkça davacılar murisinin peşin bedelli ortak olarak kabul edilmediğine yönelik bir karar alınmadığı gibi, inşaat finansmanı için uzunca bir süre aidat da istenmediği, davacılar murisinin peşin bedelli ortak olduğunun kooperatifçe zımnen benimsendiği, dairemizce Selçuklu Tapu Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabından dava konusu taşınmazda ferdileştirme işlemleri yapılarak tapuların hak sahibi kooperatif üyeleri adına devir ve tescil işlemlerinin yapıldığı, davacılar adına devir ve tescili gereken dava konusu taşınmazın halen davalı kooperatif adına kayıtlı olup davacılar adına tescilinin sağlanmadığı, ilk derece mahkemesince karardaki gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince davalının istinaf başvuru talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 19.809,90 TL harçtan peşin alınan 4.952,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 14.857,42‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince kararın dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
6-Dava dosyasının temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 22/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

….