Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/98 E. 2023/26 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI :
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … –
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/01/2023
YAZIM TARİHİ : 16/01/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 21/10/2020 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olduğunu, davalı şirket tarafından, davacıya olan borcun bir kısmının ödenebilmesi için davalı şirketin dava dışı … A.Ş.’den olan alacağını 10/12/2015 tarihli temlik sözleşmesi ile davacıya temlik ettiğini, temlik sözleşmesinin düzenlendiği sırada davalı şirket hakkında Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sırasında iflas erteleme davasının mevcut olduğunu, bu davada verilen tedbir kararları gereğince temlik sözleşmesinin davalı … Ltd. Şti.’ye atanan kayyım tarafından da tasdik edildiğini, daha sonra davalı şirket hakkındaki iflas erteleme davasının reddine karar verildiğini, dava dışı … A.Ş.’ye temlik sözleşmesinin gönderilerek, davalı şirketin … A.Ş.’den olan 750.000,00 TL’ye kadar olan alacağının davacı alacaklı şirkete gönderilmesinin istenildiğini, dava dışı … A.Ş.’nin, temlik sözleşmesine konu olan davalı …Ş.’ye ait borcunu temlik sözleşmesi gereğince davacı şirkete ödemek yerine, davalı şirkete OHAL kapsamında kayyım tayin edildiği gerekçesiyle Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/09/2016 gün ve … D.İş … K. sayılı tevdi yeri tayini kararı gereğince kararda belirtilen banka şubesine depo ettiğini, her ne kadar davalı şirkete OHAL döneminde çıkartılan KHK kapsamında TMSF kayyım olarak atanmış ise de, temlik sözleşmesinin bu atamalardan önce yapıldığını, temlik sözleşmesinin geçerli olduğunu, temlik sözleşmesinin yapıldığı anda ve dava dışı … A.Ş.’ye tebliğ edildiği tarihte sonuçlar doğurduğunu, söz konusu borcun ödenmesi için TMSF’ye başvurulduğunu, TMSF tarafından davalı şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiğinin ve taleplerin davalı şirkete yöneltilmesi gerektiğinin bildirildiğini, temlike konu olan ve tevdi yeri tayini kararı gereğince depo edilen paranın kendilerine ödenmediğini, kendilerine ödenmesi gerektiğini ileri sürerek müvekkili şirket ile davalı …Ş. arasında tanzim ve imza olunan 10.12.2015 tarihli temlik sözleşmesinin geçerliliğinin tespiti ile dava dışı … AŞ. ’nin Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.09.2016 Tarih … D.İş ve … Karar sayılı tevdi mahalli tayini kararı gereği … Bankası Bakırköy Adliyesi Bağlı İhtarnamesi yatırılmış olan ve yatırılacak olan miktarın temlik sözleşmesi ile temlik edilen meblağı kadarının müvekkili şirkete ödenmesine, temlik geçerlilik tarihi olan 31.12.2016 tarihine kadar davalı …Ş.’nin dava dışı …. AŞ. ’den muaccel hale gelecek sair alacakları açısından müvekkili şirket ile davalı …Ş. arasında tanzim ve imza olunan 10.12.2015 tarihli temlik sözleşmesinin geçerliliğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirkete TMSF’nin kayyım olarak atandığını, Resmi Gazete’nin 01/09/2016 gün ve 29818 sayılı 2. mükerrer nüshasında yayınlanan 674 sayılı KHK’nin 20. maddesine göre, TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerin ya da bunların varlıkların bu madde kapsamında satışından elde edilecek tutarların yargılamanın kesin hükümle sonuçlandırılmasına kadar bir hesapta nemalandırılacağının düzenlendiğini, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine, Konya … Sulh Ceza Hakimliği’nin 07.09.2016 tarih va … D.İş sayılı kararlarıyla … Şirketi’ne …’nun kayyım olarak atanmasına karar verildiğini, söz konusu bu kayyımlığın 23/09/2016 tarihinde Ticaret Sicil’e tescil edilip 30/09/2016 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan olunduğunu, müvekkili şirketçe, 04.08.2015 tarlhinde borç ödeyemez duruma gelmiş olması sebebiyle iflas erteleme başvurusu yapıldığını, başvuruyu değerlendiren Konya …. Asliye Ticaret Mahkeme’si 15.06.2016 tarihinde bu başvuruyu reddettiğini, mahkemenin bu kararı 26.07.2016 kesinleştiğini, dava konusu yapılan temlik sözleşmesi’nin tarihi ise 14.12.2015 olduğunu, bu tarihte müvekkili tarafından Konya … Asliye Ticaret mahkemesinde görülmekte olan bir iflas erteleme talebi mevcut olduğunu ve müvekkili şirkete İflas Erteleme başvurusu sonuçlandırılıncaya kadar bir kayyum atandığını, bu kayyımın en önemli görevinin alacaklıların teminatını teşkil eden şirket aktiflerinin iflas erteleme süresince azaltılmamasına özen göstermek olduğunu, İİK’nın 179/b maddasine göre erteleme kararı ile borçlu alayhine 6183 Sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamayacağını, evvelce yapılmış takiplerin de duracağını, müvekkili şirket tarafından yapılan İflas erteleme kararı akabinde mahkeme tarafından müvekkili şirket için koruyucu tedbirler alındığını ve ve bu hususun tensip kararı ile birlikte Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, dolayısıyla İflas Erteleme başvurusu o dönem değerlendirilmekte olan müvekkil şirketin alacaklarının temlik edilmesi söz konusu olamayacağını, bu aşamadan sonra temliknameler geçerli olsa bile davacı tarafından temlike konu olan alacakların davacı … A.Ş. şirketine ödenmesinin mümkün olmadığını, Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, müvekkili şirketin İflas Erteleme dosyasının Konya … Asllye Ticaret Mahkamesi’nde görüldüğü dönemde yapılmış oları Alacağın Temliki Sözleşmesi’ni geçerli olmadığını, bu sebeple söz konusu alacağın müvekkili şirket yerine Davacı … A.Ş.’ye ödenmesinin mümkün olmadığını, iflas erteleme başvurusu değerlendirme safhasında alınan bilirkişi hesap raporlarında müvekkil şirketin alacağı ve bu alacağın temlikine ilişkin hiç bir bilgi ve belge bulunmadığını, müvekkili şirkete ait ticari defterler incelendiğinde müvekkili şirketin davacı … A.Ş.’ye alacak temliki yapmasını gerektirecek herhangi bir borçlandırıcı işlemi olmadığının görüleceğini, dava konusu alacağın temliki de müvekkili şirkete ait ticari defterlerde yer almadığını, ilas erteleme aşamasında usul ve yasaya aykırı olarak yapılmış olan söz konusu temlik işleminin muvazaalı olduğunu ve şirket alacaklarını kaçırmak amacıyla yapıldığını, müvekikli şirkete FETÖ iltisakı sebebiyle Kayyum atandıktan sonra, davaya konu temlik sözleşmesi benzeri birçok usulsüz işlem ortaya çıkmış, bu işlemlere dayalı olarak müvekkili şirkete davalar açıldığını, bu işlemlerin tamamının amacının TMSF’ye devredilmiş olan müvekkili şirketirn alacaklarını kaçırmak suretiyle devleti zarara uğratmak olduğunu, 17-25 Aralık 2013’den sonra FETÖ/PDY üyesi şirket yöneticilerinin şirketlerin içini boşaltabilmek için İflas Erteleme yöntemini kullanıp şirketlerin içini boşalttıklarını, bu olayda da aynı yöntemin kullanıldığı düşünüldüğünü savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Dava konusu 14/12/2015 tarihli temlik sözleşmesinin yapıldığı tarihte davalı şirket tarafından Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sırası üzerinden açılan iflas erteleme davasının mevcut olduğu, iflas erteleme davası içerisinde Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/08/2015 tarihli ara kararıyla davalı şirket hakkında bir kısım tedbirlere hükmedildiği, bu tedbirler içerisinde “alacaklıların maddi hukuktan doğan hakları tedbir yoluyla engellenemeyeceğinden ve bu kapsamda kalan; iflasın ertelenmesi istenen şirket ile ilgili çeklerin ilgili bankalara ibrazı, teminat mektuplarının nakde çevrilmesi, protesto çekilmesi, ihtarname ve ihbarname gönderilmesi, temerrüte düşürülmesi, yeni dava açılması, görülmekte olan davaların görülmeye devam olunması, hapis, takas, mahsup haklarının kullanılması, alacaklar hakkındaki zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin ilgili yasa hükümlerine tabi olması gibi haller hariç olmak üzere… iflasının ertelenmesi istenilen şirketin malvarlığına dahil bulunan taşınmazlarının tüm motorlu taşıtlarının, sahibi bulunduğu hisse senetlerinin, marka patent, endüstriyel tasarım, faydalı model, ruhsat, makina, tesis, teçhizat, büro malzemesi ve demirbaş gibi taşınır eşyalarının her ne sebeple olursa olsun 3. kişilere devir ve temliklerinin ve ayrıca her hangi bir mükellefiyetle yükümlendirilmesinin tedbiren önlenmesine…” de karar verildiğinin görüldüğü, bu tedbir kararından sonra düzenlenen 14/12/2015 tarihli temlik sözleşmesi iflas ertelemesi davası içerisinde kayyım olarak atanan … da “uygundur” şerhiyle imzalamış ise de; yukarıda yazılı Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/08/2015 gün ve … E. sayılı ara kararındaki tedbire istinaden davalı şirketin “alacağın temliki sözleşmesi” yapamayacağı, kayyımın onayının da bu sözleşmeyi mevcut tedbir kararı karşısında geçerli hale getirmeyeceği, baştan geçersiz olan alacağın temliki sözleşmesinin, iflas erteleme davasının reddedilmesi ve ret kararının kesinleşmesi ile de geçerli hale gelmeyeceği sonucuna varıldığı, Konya … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 25/04/2018 gün ve … E. … K. sayılı kararı ile diğer hükümlerin yanında “davalı şirketin bütün malvarlığıyla birlikte müsaderesine” de karar verildiği, bu kararın müsadere yönünden henüz kesinleşmediğinin görüldüğü bu ceza ilamının müsadere yönünden kesinleşmesi bir süre beklenilmiş ise de, alacağın temliki sözleşmesinin geçersiz olduğu sonucuna varılması ve bu şartlar altında ceza mahkemesi ilamının kesinleşmesinin beklenilmesinin esasa etkili görülmemesi nedeniyle, bu ceza ilamının müsadere yönünden kesinleşmesinin beklenilmesinden vazgeçildiği, davacı şirket yetkilileri hakkında da Fetö terör örgütünden dolayı soruşturma veya bir kısıtlama olup olmadığının araştırıldığı, herhangi bir soruşturmanın olmadığı ancak, davacı şirket yöneticilerinin … A.Ş.’ye geçmiş tarihlerde yatırdığı paralar hakkında bilgi bulunduğunun bildirildiği, tarafların maddi hukuktan doğan hak ve borçları saklı kalmak kaydıyla, 14/12/2015 tarihli temlik sözleşmesinin geçersiz olması ve geçersiz temlik sözleşmesine istinaden depo edilen bedelin istenemeyeceği sonucuna varıldığı….” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ambalaj hammaddeleri konusunda Avrupa ve Türkiye’de faal en büyük birkaç şirketten birisi olduğunu, ambalaj üretimi yapan davalı’nın müvekkili şirketten hammadde alımı yapmasının iflas durumundan kurtulması için elzem olduğunu, ancak İflas erteleme sürecinde olan Davalı ile Müvekkil’in ticaret yapabilmesi için davalının ya peşin para ile alım yapması ya da biriken borçlarını ödeyebileceği teminat vermesi gerektiğini, bunu teminen davalı ile müvekkili arasında temlik yapılması çözümü düşünüldüğünü, davalı şirketin kayyım denetiminde olduğundan bu çözüm ile ilgili iflas erteleme davasına bakan mahkemenin hakimi tarafından atanan yasal kayyım ile de müzakere edildiğini, Taraflar arasında yapılan 10.12.2015 tarihli temlik sözleşmesi Kayyım … tarafından “Uygunluk” şerhi verilerek taraflarca imza altına alındığını, mahkeme’nin denetimi ve gözetimi altında kamu görevini ifa eden kayyım …’ın davalı şirketin çıkarlarını da gözeterek işbu sözleşmeye uygunluk vererek sözleşme imzaladığını, davalı firma ile ticarete devam edildiğini, firmanın yaşaması ve ticarete devam edebilmesi için en önemli girdisi olan hammaddeler firmaya verilmeye devam edildiğini, dolayısıyla dava konusu temliğin asla ihtiyati tedbir kapsamında kaldığını kabul etmemekle birlikte, kayyımın onayı ve denetiminden geçerek taraflarca imzalanması nedeniyle de geçerli bir sözleşme olmasına rağmen Yerel Mahkemece işbu sözleşmenin geçerli olmadığına ilişkin tespit yapmasının açıkça yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, ayrıca müvekkil şirketin hammaddeleri ile ayakta kalıp ticaretine ve karlılığına devam eden ve bu şekilde iflastan kurtulması sağlanmış olan davalı şirketin, zaman içerisinde yönetimi ile ilgili hukuki değişikliklerin; o şirketin devamlılığını ve 3.şahıslara karşı (kayyım kararı veren mahkemenin kararında belirttiği hususlar dışında) sorumluluğu aynen ve kesintisiz devam etmekte olup, mahkeme tarafından da bilirkişi marifeti ile inceletilip dosyaya da tevsik edilen tamamen gerçek bir ticari ilişkiye dayalı müvekkil şirkete karşı tüm sorumlulukları da hukuken aynen geçerli olduğunu, haliyle temlik belgesini imzalayıp bu sebeple davacı müvekkilin hammadde vermeye devam etmesini sağlayarak ve ona borçlanarak ticarete devam edip şirketin iflastan kurtulmasını sağlayan davacıya daha sonra herhangi bir gerekçe ile borcunu ödememek en basit ifade ile hakkın suiistimali ve kötü niyetli bir yaklaşım olacağını, bunun da hukuken korunamayacağını, dava konusu temliğin, ihtiyati tedbir kapsamında kaldığını kabul anlamına gelmemekle birlikte, söz konusu temliğin davalının pasiflerini artırmaması tam aksine pasiflerini azaltıcı nitelikte olmasına rağmen geçersizliğine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları, dosyaya celbedilen tüm deliller kapsamında taraflar arasındaki ticari ilişkinin gerçek bir ticari ilişki olduğu, söz konusu alacağın sabit olduğu ispatlanmasına rağmen yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde hazırlanan 12.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda, müvekkilin davalı şirketten 26.882.245,34-tl alacaklı olduğunun açıkça tespit edildiğini, davalının ticari defterlerinin de incelenmesi neticesinde; temlik tarihi itibariyle davalının dava dışı … Çikolata’dan 738.035,05 tl alacaklı olduğunun ayrıca müvekkil şirkete temlik tarihi itibariyle 20.976.739,11 TL borcunun bulunduğunun açıkça tespit edildiğini, bilirkişi raporlarında, taraflar arasındaki işlemlerin gerçek bir ticari ilişki olduğunun tespit edildiğini, gerekçeli kararda dava konusu ile ilgili olmayan ve niçin yazıldığı tarafımızca anlaşılmayan ibarelerin hukuk güvenliği ve hak arama hürriyetinin açıkça ihlal edildiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, temliknameye dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, toplanan delillere göre davalı …Ş’nin dava dışı … A.Ş’den olan alacağını davacıya temlik ettiği 14/12/2015 tarihinde davalı şirket hakkında Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sırasında iflas erteleme davasının mevcut olduğu, bu dava kapsamında verilen tedbir kararı nedeniyle davalı şirket tarafından yapılan temlikin geçersiz olduğu, alacağın temliki hususunda kayyıma verilmiş bir yetki bulunmadığından kayyım onayının alacağın temliki işlemini geçerli hale getirmeyeceği, buna göre mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı, davacı tarafça ileri sürülen istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 12/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.B