Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/972 E. 2023/788 K. 10.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACILAR : 1- …
2- … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 10/04/2023
YAZIM TARİHİ : 11/04/2023
Davacılar tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında … tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine Konya … İcra Müdürlüğünün … esas ve … esas sayılı dosyaları ile kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takiplerine konu 3 adet bonolardaki imzaların müvekkillerine ait olmadığını, müvekkillerinin taşınmazlarına icra takibi sebebiyle konulan şerhler nedeniyle takiplerden haberdar olduklarını bu nedenle imza itiraz sürelerini kaçırdıklarını, müvekkillerinin taşınmaz satışı yapabilmek için icra takiplerine konu parayı ödeyerek takipleri kapattıklarını, takibe konu bonolardaki imzaların ne müvekkillerinden …’e ne de diğer müvekkili şirketin imza yetkilisi …’a ait olmadığını, imzaların benzerlik dahi göstermediğini, müvekkillerinin ticari kayıtlarında da bu bonolara ilişkin bir kayıt olmadığını, ticari kayıtlar üzerinde ve bonolardaki imzalar üzerinde gerekli incelemeler yapıldığında bu durumun ortaya çıkacağını beyanla müvekkillerinin takibe konu borçlar nedeniyle ödemiş oldukları toplam 84.485,10 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, haksız ve kötü niyetli davalının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, müvekkillerinin takibe konu bonolar nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya ve takibe konu bonolardaki imzaların davacılara ait olduğunu, bonolar tanzim edildiği tarihte şirket yetkilisinin … olduğunu, daha sonra 12/06/2018 tarihinde …’ın şirket yetkilisi olduğunu, davacı şirketin çeklerden dolayı ceza almamak ve bazı borçları sürüncemede bırakmak amaçlı yurt dışında yaşayan ve ilgisi olmayan bir kişiyi şirket yetkilisi yaptığını, takibe konu bonolardaki imzalar kendi adına ve şirketi temsilen …’e ait olduğunu, davacıların borçtan kaçmaya yönelik iş bu davayı açarak kötü niyetli davrandıklarını beyanla davanın reddini, davacıların %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince “… Dava konusu bonolardaki keşideci ve aval imzalarının davacılara ait olup olmadığının tespitine ilişkin Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasına karar verilmiş ve Adli Tıp Kurumu 16/12/2019 tarihli raporu ile tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan inceleme sonucu inceleme konusu senetlerdeki keşideci ve avalist imzaları ile davacı …’in mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediğini, davacı şirketin temsilcisi olan …’ın mukayese imzaları ile senetler üzerindeki imzalar arasında yapılan karşılaştırmada imzaların …’ın eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediğini bildirdiği görülmüştür. Raporda …’ın imza örneklerinin teşhise yeter oranda olmadığının belirtilmesi nedeniyle …’ın farklı kurumlardaki yeni tarihli imza örnekleri celp edilerek yeniden rapor aldırılmasına karar verilmiş ve Adli Tıp Kurumu 10/12/2020 tarihli raporu ile, …’a yönelik imza incelemesi yönünden önceki rapora ekleyecek, değiştirilecek bir hususun bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Raporun tebliği üzerine davalı vekili …’a yönelik imza incelemesine ilişkin bir itirazda bulunmamıştır. Bu itibarla düzenlenen raporların hükme esas alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Anılan raporlar ile davaya ve takiplere konu bonolarda yer alan keşideci ve avalist imzalarının davacılara ait olmadığı anlaşılmakla davacıların menfi tespit davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı tarafından bir dönem …şirketinin vekili olan … için de imza incelemesi yaptırılması talebinde bulunulmuş ise de, adı geçen kişi adına düzenlenen vekaletnamenin 12/06/2018 tarihli olması buna karşılık dava konusu senetlerin tanzim tarihinin 05/01/2018 tarihi olması nedeniyle bu yönde inceleme yapılmamıştır.
Dava konusu icra dosyalarına davacı … tarafından 03/08/2018 tarihinde toplam 84.485,10TL ödeme yapıldığı anlaşıldığından yapılan ödemenin de davalıdan istirdadına karar vermek gerekmiştir.
İ.İ.K.’nın 72. Maddesinin 5. Fıkrasına göre; ”Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” Madde metninden de anlaşılacağı üzere borçlu lehine tazminata hükmedebilmek için takibin haksız ve kötüniyetli olması gerekmektedir. Somut olayda davacılar keşideci ve aval veren, davalı ise lehtar olup davalı davaya konu bonolarda yer alan imzaların davacılara ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Bu nedenle davacıların tazminat isteminin kabulüne karar vermek gerekmiş …” gerekçesiyle davanın kabulü ile, davacıların Konya … İcra Müdürlüğünün … esas ve … Esas sayılı dosyalarında davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, 84.485,10TL’nin 03/08/2018 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine, Hükmolunan meblağın (takip bedeli üzerinden) %20’sine tekabül eden 15.225,30 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların müvekkilinin kiracıları olup kiracılık ilişkisi sebebiyle müvekkiline borçlu olduklarını, senetlerdeki imzaların davacıların eli ürünü olup davacının değişken imzalar atabildiği hususunun yeterince araştırılmamış, tanıkları dinlenilmeden karar verilmiş olduğunu, delil listelerindeki 3 ve 4 numaralı delilleri toplanmadan dosyanın bilirkişi incelemesine gönderildiğini, mahsup mahiyetine yönelik itiraz ve delillerinin toplanmadığını, müvekkili aleyhine icra tazminatına hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Menfi Tespit- İstirdat istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. Ve … E.sayılı takip dosyalarına konu bonolarda davacıların keşideci olarak yer aldığı, bono lehtarının davalı olduğu, davacılarca bonolarda bulunan keşideci imzalarının kendilerine ait olmadığından bahisle menfi tespit, itirazi kayıtla ödedikleri takip borcunun istirdadını talep ettikleri görülmüştür.
Davacılarca takip konusu bonolarda yer alan keşideci imzasının kendilerine ait oladığı iddiasında bulunulduğu, mahkemece Adli Tıp Kurumundan alınan 16/12/2019 tarihli raporda, “tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan inceleme sonucu inceleme konusu senetlerdeki keşideci ve avalist imzaları ile davacı …’in mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği”, davacı şirketin temsilcisi olan …’ın mukayese imzaları ile senetler üzerindeki imzalar arasında yapılan karşılaştırmada “imzaların …’ın eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediğinin” bildirdiği, raporda …’ın imza örneklerinin teşhise yeter oranda olmadığı belirtildiğinden, …’ın farklı kurumlardaki yeni tarihli imza örnekleri celp edilerek ATK ‘dan alınan 10/12/2020 tarihli raporda, ” …’a yönelik imza incelemesi yönünden önceki rapora ekleyecek, değiştirilecek bir hususun bulunmadığının” bildirildiği anlaşılmış olup, raporlarda imzanın borçlulara ait olduğuna ilişkin net bir tespit bulunmadığı, davalının bu rapora itiraz ettiği, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 18/03/2021 tarih 2020/2943 esas 2021/2617 Karar, 20/01/2021 tarih 2020/3521 esas 2021/212 karar ve 25/01/2021 tarih 2020/3628 esas 2021/341 karar sayılı ilamlarında da belirtildiği gibi rapor kesin kanaat bildirmediğinden hüküm kurmaya elverişli olmadığı, bu nedenle Güzel Sanatlar Fakültesi Grafoloji Bölümünden seçilecek bilirkişilerden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyetinden, davalı …’in ilk derece mahkemesi kararından sonra davadan feragat etmiş olması nedeniyle sadece şirket yetkilisi …’a ait imza yönünden alınacak rapor tüm delillerle birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından, davalının istinaf talebinin kabulüne, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde değerlendirme yapılmak ve sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 1.442,80 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/04/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Y.