Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/95 E. 2023/31 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALILAR :
:
:
VEKİLLERİ :

DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/01/2023
YAZIM TARİHİ : 16/01/2023
Davacı tarafından, davalılar aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 16/09/2020 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından 25.06.2010 tarihli Genel Ticari Kredi Sözleşmesine istinaden …’ye diğer davalıların müteselsil kefaletiyle 27.11.2017 tarihinde kredi kullandırıldığını, kredi alacağına ilişkin olarak, Konya …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden davalı borçlular hakkında genel haciz yoluyla takip başlatıldığını, borçlu davalı tarafca takip konusu borcun tamamına itiraz edildiğini, öncelikle taraflar arasında akdedilen sözleşmede “Kredinin teminatı olarak menkul veya gayrimenkul rehni sağlanmış veya teminat olarak verilmiş olan hisse senedi, tahvil ve diğer menkul değerlerin henüz vadesi gelmemiş olsa bile banka, alacağın kısmen veya tamamen muacceliyet kazanması halinde ipoteğin/rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçmeden evvel müşteriye veya müşterek borçlu müteselsil kefile karşı her zaman haciz veya iflas yolu ile takibe geçebilir. Banka muaccel olsun veya olmasın her türlü alacağı için herhangi bir teminata gerek olmaksızın ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir kararı alabilir veya uygulatabilir. Müşteri ve kefiller bu hususta hiçbir itiraz veya tazminat talebinde bulunmayacakalrını kabul ve taahhüt ederler” düzenlemesi yer aldığını, ayrıca, aynı sözleşmenin “Borcun her ne sebeple olursa olsun Müşteri için muaccel olması halinde,… kefalet borcunun da kendiliğinden muaccel olacağını borcu derhal ödemeyi kabul eder” hükmü uyarınca hem borçlu, hem de kefilin ödenmeyen nakdi kredi alacağının ödenmemesinden de sorumlu olduğunu, davalı borçluların itirazlarının haksız ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin 1.585.014,22 TL üzerinden devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemece icra takibine konu edilen alacaklar yönünden müvekkilleri takipten önce temerrüde düşürülmemiş olduğundan takip tarihine kadar işlemiş faiz alacağı bulunmadığını, takip dayanağı belgede ödemenin hangi tarihte yapılacağı konusunda vadeyi içerir bir kayıt bulunmadığını, faiz istenebilmesi için belgede ödeme tarihinin de açıkça belirtilmesi gerektiğini, faizin ancak müvekkilini temerrüde düşürülmesi halinde temerrüt tarihi itibariyle istenebileceğini, müvekkil temerrüde düşürülmediği için faiz işlemediğini, temerrüt bulunuyorsa işlemiş faiz alacağının ne kadar olduğu bilirkişi marifetiyle hesaplatılması gerektiğini, davacı tarafından, müvekkilini icra takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğünü gösteren bir belge sunulmadığını, icra takibinde talep edilen işlemiş faiz oran yanlış olduğunu, faiz yanlış hesaplandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Toplanan deliller ve özellikle bankacı bilirkişiden alınan 15.06.2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı banka ile davalılardan … ile arasında 27.11.2017 tarihli genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, diğer davalıların da bu sözleşmeyi 3.750.000,00 TL lik kefalet limiti ile müteselsil kefil olarak imzaladıkları, asıl borçlu davalının borcunu ödememesi nedeniyle, hesap kat edilip, davalı borçlulara ihtarname tebliğ edilerek 18.10.2018 tarihinde takibe geçildiği, davacı bankanın takip tarihi itibariyle talebiyle bağlı kalınarak davalılardan davalılardan 1.504.687,27 TL asıl alacak, 34.640,16 TL işlemiş faiz, 1.732,01 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 1.541.059,44 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı…” gerekçesiyle davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne, davacı vekilince gerek icra dosyasına gerek dava dosyasına talep edilen ihtarname ve dosya masraflarına ilişkin herhangi bir belge sunulmadığından bu talebin reddine ve kabul edilen alacaklar üzerinden %20 oranında hesap edilen icra inkar tazminatının da davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hükme esas alınan bankacı bilirkişiden alınan 15.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda müvekkili bankanın 1.504.687,27 TL asıl alacak, 34.640,16 TL işlemiş faiz, 1.732,01 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 1.541.059,44 TL alacaklı olduğu belirtildiğinden yerel mahkemece davanın bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, ancak hesaplamalarda müvekkili bankanın sistemi üzerinden, canlıdan gelen faiz ve BSMV’nin dikkate alınmadığını, salt bu raporla hüküm kurulmuş olup yanlış hesaplama yapıldığını, bu itibarla davanın dava değeri üzerinden kabul edilmesi gerekirken kısmi kabul edilmesi usul yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davanın tüm dava değerinden kabulüne dair karar verilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, toplanan delillere göre davacı banka tarafından kullandırılan kredinin vadesinde ödenmediğinin sabit olduğu, , mahkemece hükme esas alınan rapora karşı davacı tarafça herhangi bir itiraz ileri sürülmediği, davacı bankanın talep edebileceği alacağın tespitine ilişkin bilirkişi raporunun dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğu, buna göre mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, buna göre davacı tarafça ileri sürülen istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,5‬0 TL karar ve ilam harcının davacı bankadan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/01/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

O.B