Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : …
KARAR NO : …
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2021
NUMARASI : … Esas – … Karar
DAVACI-KARŞI DAVALI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …
İSTİNAF EDEN
DAVALI-KARŞI DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : …
ASIL DAVA : Ortaklıktan Çıkma
KARŞI DAVA : Şirketin Tasfiyesi
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/03/2023
YAZIM TARİHİ : 31/03/2023
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı-karşı davacı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile davalılardan …’nin diğer davalı … Şti. unvanlı şirketi iki ortaklı ve münferit yetkili olarak 2016 yılında kurduklarını, davalı ortağın projeleri ve işlerin nasıl işleyeceğini öğrendikten sonra şirkette bir dönem SGK’lı olarak çalışmış olan babası … adına aynı sektörde faaliyet gösterecek olan yeni bir şirket kurduklarını, davalı şirket ortağının şirkete alınmayan ürünleri alınmış gibi göstererek şirketi zarara uğrattığını, bu hususlardan dolayı müvekkili ile davalı şirket ortağının arasının açıldığını ve aynı ortamda bulunmalarının artık imkansız hale geldiğini ileri sürerek, öncelikle şirketin zarara uğramaması amacıyla müşterek ima ile temsil ettirilmesine veya dava süresinde şirkete kayyum atanmasına ve müvekkilinin davalı şirketteki ortaklığından çıkmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı davanın ise, reddini istemiştir.
CEVAP: Davalı – karşı davacı vekili, şirketin 2 ortaklı olduğunu ve davanın kabul edilmesi halinde şirketin tek ortaklı hale gelip diğer ortak olarak davalı – karşı davacı müvekkiline ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri yükleneceğini, davacı – karşı davalının dürüst davranmadığını, müvekkilinin ek ödeme ve yan edim yükümlülüğü almayı kabul etmediğini, davacı – karşı davalının ortaklıktan çıkmaya izin davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, ortaklıktan çıkma değil limited şirketin tasfiyesi davası açılması gerektiğini, müvekkilinin tek ortaklı olarak şirketi devam ettirmek istemediğini, dava konusu şirkete ait şirketin aktif ve pasifleri toplandığında şirket ortaklığından çıkma hukuki yolunun mümkün olmayacağını, şirketlerin devamında korunmaya değer bir menfaatin bulunmadığını, TTK’na göre şirketin devamı asıl olmakla birlikte işbu dosya özelinde davaya konu şirketin devamında fiilen aktifin takribi bir yıl öncesinden itibaren bulunmadığını, şirketin ofisinin bile bulunmadığını, şirket ortak sayısı ve pasiflerin durumu dikkate alındığında aslolan şeyin şirketin tasfiyesi olması gerektiğini savunarak, asıl davanın reddini istemiş, karşı davada ise, şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede; davacı vekilince davalılar aleyhine açılan bu davada davacı ile davalılardan …’ nin ikili ortak oldukları davalı şirketin ortaklık amacına uluşmasının imkansız hale geldiği, ortakların arasının açıldığı ileri sürülerek davacının davalı şirket ortaklığından çıkarılması talep edilmiş olup; bu davada kanunen ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin güncel içtihatlarına göre husumetin sadece şirkete karşı yönetilmesi gerekte olup, ayrıca ortaklara husumet yöneltilmesi mümkün olmadığından davacının davalı ortak … hakkında açtığı davanın husumet nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 02/03/2020 tarih 2019/3746 E., 2020/2206 K.)
Davacı vekilince davalı şirket aleyhine açılan bu davada davacının haklı sebeplerle davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi talep edilmiş olup; mahkememizce toplanan deliller, dinlenen tanık beyanı ve alınan bilirkişi heyet raporu ile; davalı şirketin hali hazırda gayri faal bir şirket olduğu, üzerine kayıtlı herhangi bir mal varlığının bulunmadığı, SGK ve Vergi borcunun bulunmadığı, ortakların şirket aktiflerini kendi aralarında fiilen paylaştıkları, şirket ana sözleşmesinde belirtilen kuruluş amacına uluşma konusunda herhangi bir işlem yapılmadığı, ortaklar arasındaki şirket ortaklığı ilişkisinin fiilen son bulduğu bu anlamda TTK’ nun 638/2. maddesinde düzenlenen şirket ortaklığından çıkma koşullarının mevcut olduğu kanaatine varıldığından davacı ortağın bu kapsamda açtığı davasının kabulü ile, davacının şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, ancak yapılan araştırma ve toplanan delillerle davalı şirketin her hangi bir mal varlığı bulunmadığından davacının çıkma payı talebi konusunda her hangi bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmek gerekmiştir.
Davalı/K. Davacı … vekilince davacı … hakkında açılan karşı davada davaya konu edilen … İmalat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’ nin tasfiyesi talep edilmiş ise de; bu davanın yasal olarak şirkete karşı husumet yönetilerek açılması gerektiğinden açıklanan nedenle karşı davanın husumet nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine…” gerekçesiyle, davacının davalı şirket aleyhine açtığı davasının kabulüne, davacının … Ticaret Limited Şirketi ortaklığından çıkmasına TTK’nın 638/2 maddesi gereğince izin verilmesine, davalı şirketin herhangi bir mal varlığı (aktif ve pasifi) bulunmadığından davacı tarafın çıkma payı talebi hususunda bir karar verilmesine yer olmadığına, davalı … aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı – karşı davacı vekili, davaya konu şirketin iki ortaklı bir şirket olduğunu, işbu dava ikame edilmeden önce ortaklar şirket mevcutları konusunda bir araya gelmek suretiyle fiili tasfiye yaptıklarını, fiili tasfiyeden sonra ortaklardan biri lehine hak doğurma gayesiyle ortaklıktan çıkma davası açıldığını, iki ortaklı şirkette ortaklardan birisinin şirket ortaklığından çıkmak istemesi durumunda diğer ortağa muvafakatinin aranması gerektiğini, müvekkilinin Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden haklı ve zorunlu olarak işbu dosya ile birleştirme istemli ortaklıktan çıkma veya şirket tasfiyesi istemiyle dava açtığını, dava konusu şirkete karşı açılmış bir işçi alacağı davası bulunduğunu öğrendiğini, Ticaret Hukuku’nun genel prensipleri çerçevesinde şirket ortaklığından çıkmanın tabii olarak bu borçtan davacı tarafı kurtarmayacağından ve şirketin ihyasına kadar uzanacak bir süreç gerektirdiğinden şirketin de limited şirket olması gözönüne alınarak mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili 21/03/2023 tarihli dilekçesi ile istinaf başvurusundan feragat ettiğini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, limited şirket ortaklığından çıkma, karşı dava ise, şirketin tasfiyesi istemlerine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince verilen karara karşı yukarıda yazılı gerekçelerle davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de; davalı-karşı davacı vekili tarafından ibraz edilen 21/03/2023 tarihli dilekçe ile istinaf talebinden feragat ettiğinin bildirildiği, davalı-karşı davacı vekilinin vekaletnamesinde kanun yollarından feragat yetkisi bulunduğu ve dosyanın henüz karara bağlanmadığı anlaşıldığından, HMK’nın 349/2 maddesi gereğince istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin feragat nedeniyle REDDİNE,
2- Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 118,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 61,30 TL harcın davalı-karşı davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/03/2023 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.
Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır
R.T