Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/934 E. 2022/1393 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2019
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACILAR : Müteveffa … Mirasçıları
1- … (T.C. Kimlik No: …)
2- (T.C. Kimlik No: …) –
3- … (T.C. Kimlik No: …) –
4- … (T.C. Kimlik No: …) –
5- … (T.C. Kimlik No: …) – 2
VEKİLİ : Av. … –

İSTİNAF EDEN
DAVALILAR : 1- … (T.C. Kimlik No: …)
: 2- …
VEKİLİ : Av. … –
MÜTEVEFFA : 3- … (T.C. Kimlik No: …)
TASFİYE MEMURU : …- T.C Kimlik No: …

DAVA : Şirket Ortağı Olmadığının Tespiti

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 28/09/2022
YAZIM TARİHİ : 18/10/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olmadığının tespiti davasında 23/09/2019 tarihinde tesis edilen karara karşı bir kısım davalıların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine dairemizce yapılan inceleme sonucunda verilen 16/07/2020 tarih … Esas … Karar sayılı kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22/03/2021 tarih 2021/820 Esas 2021/2672 Karar sayılı ilamıyla bozularak dairemize iade edildiği anlaşılmakla, dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava ve ıslah dilekçesinde özetle; müvekkili davacı tarafın yüksek faiz getireceği ve istendiği an geri ödeneceği garantisi ile davalı tarafa para verdiğini, müvekkili davacı tarafa yatırdığı para karşılığı belge verildiğini, müvekkilinin davalıda parasının kaldığını, bu parasının müvekkiline iadesinin gerektiğini ancak müvekkili davacı tarafın verdiği paraları geri istemesine rağmen davalı tarafça müvekkili davacı tarafın parasının iade edilmediğini, davalı tarafın Bankacılık Kanunu ‘na aykırı şekilde mevduat topladığını, SPK ‘na aykırı olarak aracılık faaliyetinde bulunup hisse senetlerini halka arz ettiğini, davalı şirket veya şirketlerin yöneticilerinin vs. cürüm işlemek amacıyla çete oluşturmak vs. suçlarından değişik ceza dava dosyalarında yargılandıklarını, birçok devlet kuruluşunca davalı tarafın denetlendiğini ve denetlemelere ilişkin birçok rapor düzenlendiğini, davalı şirket veya şirketlerin ticari defterlerinin de usulüne uygun tutulmadığından bahisle müvekkili davacı taraf ile davalı taraf arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, müvekkillerinin davalı şirkete yatırdığı 1.000,00 Euro’nun 28/03/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 25.355 Euro ya çıkartarak bu paranın dava tarihinden itibaren işleyecek döviz faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıdan teminat alınması gerektiğini, davacının iddia ettiği ödeme tarihinin çelişkili bir şekilde açıklandığını, davacının dayanak gösterdiği belgenin davalıyı ilzam etmediğini, davacının iş bu davada bankacılık mevzuatı hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki beyanlarının yasaya aykırı olduğunu, davacının müvekkili şirkete davacının müvekkilinin bankacılık, SPK, TTK ve BK hükümlerini ihlal ettiğine dair iddialarının doğru olmadığını, davacıdan hile haksız fiiline dayalı para alındığına ilişkin iddianın doğru olmadığını, bir an doğru olduğu kabul edilse bile; davacı tarafça BK’nın 28 ve devamı maddelerinde belirtilen yasal bir yıllık hakdüşürücü dava açma süresi içerisinde dava açmadığını, bu nedenle haksız fiiller için BK’nın 60., sebepsiz zenginleşme için aynı yasanın 66., sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan talepler için aynı yasanın 125. maddesinde belirtilen sürelerin geçmesi sebebiyle alacağın zamanaşımına uğradığını, dava dilekçesi içeriğinde davacının yedinde hisse senetlerinin bulunduğunun belirtildiği nazara alındığında; davacının şirket ortağı olduğunu, TTK 329 ve 405. maddeleri gereğince davacının dava açma hakkının bulunmadığını, bu nedenle davacının dürüst davranmadığını, açılan davanın esastan da reddi gerektiğini belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı tarafın, davalı şirketin ortağı olunmadığının tespiti ile ilgili talep kısmının kabulü ile davacı tarafın davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, davacı tarafın alacak davasının kısmen kabulü ile; 6098 sayılı türk borçlar kanununun 99. maddesi gereğince aynen veya fiili ödeme günündeki merkez bankasınca belirlenen efektif satış kuru karşılığı üzerinden türk parası ile ödenmesi kayıt ve şartıyla; 3095 sayılı kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin kanunun 4/a maddesi gereğince dava tarihi olan 19/09/2018 tarihinden itibaren devlet bankalarının euro cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek döviz faizi ile birlikte 21.058 euro nun davalılar …., … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tüzel ve gerçek kişi istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki savunmalarının kabul edilmemesinin, ayrıca yargılama sırasındaki isticvap ve yemin taleplerinin reddedilmesinin, davacı tarafın ıslah talebinin kabulünün ve bunun yanında hükümde faize hükmederken ıslah tarihini nazara almamasının hukuka aykırı olduğunu, davacının yedinde bulunduğu iddia edilen senetlerin davalı şirkete iade edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkemece celbi gereken belgelerin toplanmadan eksik inceleme yapıldığını, bu nedenle; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak cevap dilekçesindeki savunmaları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dairemizin 16/07/2020 Tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile; davalının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dairemizce verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22/03/2021 Tarih 2021/820 Esas 2021/2672 Karar sayılı bozma ilamıyla: “Dava, davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve 21.058,00 Euro’nun davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı taraflara tebliğ edilmiş olup davalılardan … vasisi tarafından İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmamıştır. Davada davalı şirket ile davalı gerçek kişiler arasında mecburi dava arkadaşlığı da bulunmamaktadır. Bu itibarla İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı … tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmaması nedeniyle … hakkında verilen İlk Derece Mahkemesi kararı kesinleşmiş bulunmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf incelemesi, kamu düzenine aykırılık halleri dışında, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Somut olayda kamu düzenine aykırılık da söz konusu olmadığından bölge adliye mahkemesince istinaf kanun yoluna başvuran davalı şirket hakkında inceleme yapılması ve bir karar verilmesi gerekirken, davalı … hakkında verilen hükmün kesinleşmiş olduğu gözetilmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının tamamen kaldırılarak dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir. Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen bozulmasına…” şeklinde hüküm kurularak dosyanın dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Yargıtay bozma ilamından sonra dairemizce yapılan yargılamada Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22/03/2021 tarih 2021/820 Esas 2021/2672 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.
Dava; davalı şirkete ortak olmadığının tespiti, kar payı alınması maksadıyla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği gibi davalılardan …’ın İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresinde istinaf başvurusunda bulunmadığı bu sebeple davalı … hakkında verilen İlk Derece Mahkemesi kararının kesinleştiği anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalılar … ve … yönünden istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davaya konu … A.Ş’nin ünvanının … A.Ş. olarak değiştirildiği, bilahare …’ye devredilmesi suretiyle birleştirilmesine ve tasfiyesiz infisahına karar verildiği ve unvanının … olarak değiştiği dosya kapsamından anlaşıldığı,
İlk derece mahkemesince delillerin esastan değerlendirilmesi ve davalılar … ve …’in istinaf kanun yoluna başvurmasından sonra 7194 sayılı yasanın 41. Maddesiyle; 3332 sayılı yasaya “31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” şeklinde Geçici 4.Madde eklenmiştir.
Sermaye Piyasası Kanunu
Madde 16 “(1) (Değişik birinci cümle: 28/11/2017-7061/109 md.) Payları borsada işlem gören ortaklıklar ile kitle fonlaması suretiyle halktan para toplayan ortaklıklar hariç olmak üzere pay sahibi sayısı beş yüzü aşan anonim ortaklıkların payları halka arz olunmuş sayılır. Bu ortaklıklar halka açık ortaklık hükümlerine de tabi olurlar. (2) Payları borsada işlem görmeyen anonim ortaklıklar, halka açık ortaklık statüsünü kazandıktan sonra en geç iki yıl içinde paylarının işlem görmesi için borsaya başvurmak zorundadırlar. Aksi durumda, Kurul, bu payların borsada işlem görmesi veya ortaklığın halka açık ortaklık statüsünden çıkarılması için, ortaklığın talebini aramaksızın gerekli kararları alır. (3)(Ek: 28/11/2017-7061/109 md.) (Değişik Cümle: 27/12/2018-7159/8 md.)….”
Öncelikle; yasal düzenlemenin taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi kapsayıp kapsamadığı ve davalı şirketin yasal düzenlemede belirtilen şirketlerden olup olmadığı yönünden delillerin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davalı şirketin yasal düzenlemede verilen 31/12/2014 tarihinden önce, BIST (İMKB) yönetim kurulunun 23/10/2012 tarihli toplantısında ortaklığın paylarının halka arz edilmeksizin 2.ulusal pazarda 23/11/2012 tarihinden itibaren işlem görmesine karar verildiği ve 23/11/2012 tarihinden itibaren işlem görmeye başladığı mevcut delillerden anlaşılmaktadır.
Somut olayda yukarıda yapılan açıklama ve tespitler nazara alındığında; davacı ile davalılardan … ve … arasında görülmekte olan davanın 05/12/2019 tarihinde 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. madde kapsamında olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle Yargıtay Bozma ilamına uygun olarak 7194 sayılı yasanın 41. Maddesiyle 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının istinaf talebinde bulunan davalılar … ve … yönünden kaldırılarak HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince açılan dava ile ilgili davalılar … ve … yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı …’ın Dairemizin … E- … K. Sayılı kararına karşı temyiz yoluna başvurmaması ve ilk derece mahkemesi kararının bu davalı hakkında kesinleşmiş olması nedeniyle bu davalı hakkında açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına, davacı lehine davalı şirket aleyhine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan asgari ücret tarifesi gereğince maktu ücret-i vekalet taktirine karar vermek gerekmiş Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.03.2021 tarih 2021/2-96 Esas 2021/205 Karar sayılı ilamında da belirtildiği Yargıtay bozmasından sonra duruşma açılarak karar verilmesi durumunda istinaf vekalet ücretine hükmedilemeyeceği anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Yasal düzenleme gereğince davalılar … ve …’in istinaf talebinin kabulüne, Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin 23/09/2019 tarih … esas … karar sayılı kararının davalılar … ve … yönünden KALDIRILMASINA,
1- İstinaf talebinde bulunan davalı şirket tarafından yatırılan 2.661,53 TL nispi istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı şirkete iadesine,
2- İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında yapılan yargılama giderinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacının … ve …’e yönelik talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Bu davalılar yönünden açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
2- Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 127,27 TL peşin ve ıslah talebi sırasında yatırılan 2.713,92 TL olmak üzere toplam 2.841,19 TL harçtan alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 2.760,49‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 80,70 maktu karar harcı, 267,80 TL temyiz yoluna başvurma harcı, 253,80 TL keşif harcı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 1.001,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek kaydıyla toplam 4.647,7‬0 TL yargılama giderinin 3332 sayılı yasanın geçici 4.maddesi gereğince davalı şirketten alınarak davacılara verilmesine,
4- Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek kaydıyla 9.200,00 TL maktu ücreti vekaletin davalı şirketten alınarak davacılara verilmesine,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin 3332 sayılı yasanın geçici 4.maddesi nazara alınarak davalı şirket üzerinde bırakılmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gider avansını yatıran tarafa iadesine,
7- İlk derece mahkemesince davalıdan tahsiline karar verilen tamamlama harcı ile ilgili harç tahsil müzekkeresi düzenlenmiş ise; müzekkerenin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin İlk derece mahkemesince yapılmasına,
C) Davalı … ile ilgili ilk derece mahkemesince verilen karar kesinleşmiş olduğundan bu davalıya yönelik açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
D) Konya … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası üzerinden tehiri icra talebi ile ilgili İİK’nın 36/5 maddesi gereğince yatırılan teminatın yatırana iadesine,
E) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
F) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 28/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

…Ç

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır