Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/910 E. 2023/487 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 08/03/2023
YAZIM TARİHİ : 10/03/2023
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında GSM abonelik sözleşmesi yapıldığını, sözleşme kapsamında davalıya … nolu hattın tahsis edildiğini, her ay sağlanan hizmet bedeli için ayrı ayrı faturalar düzenlendiğini, davalı tarafından fatura bedellerinin ödememesi üzerine aleyhine takip başlatıldığını ancak, davalının itirazı ile takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını, bu talebin kabul görmemesi halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla takip borçlusu tarafından ödenmemiş olan toplam 8.953,40 TL meblağlı faturaların son ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili şirketin yetkilisi tarafından herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, müvekkili şirket tarafından da böyle bir hizmet alınmadığını, sözleşmenin yasal unsurlarında uygunluk bulunmadığını, faturaların hukuka aykırı düzenlenmesi nedeniyle müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibinin usule ve hakkaniyete aykırı olduğunu savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; taraflar arasında geçerli bir abonelik sözleşmesi imzalandığı ve davalıya hizmet sunulduğu davacı tarafça ispatlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 67/2. Maddesine göre;Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Somut olayda takibe itirazın haksız olduğunun kabulü mümkün olmadığından davacının, sözleşmede yer alan imzanın davalı şirket temsilcisine ait olup olmadığı kesin olarak belirlenemediğinden davalının, tazminat istemlerinin reddine…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında GSM abonelik sözleşmesi imzalandığını, söz konusu abonelik sözleşmesinin abonenin müvekkili şirket tarafından kendisine tahsis edilen hattı kullanımı sonucunda çıkan fatura bedelini ödemesi yükümlülüğünü içeren ve davalı borçlunun kendisinin bizzat katılımıyla yapılan, ancak geçerli bir kimlik kartı ibrazı ve bunun görevli personelce teyidinden sonra tarafların abonelik sözleşmesine imza atmasıyla vücut bulan buna müteakip şirket merkezince onaylanması durumunda yürürlüğe giren sözleşme olduğunu, takibe konu faturaların da bu sözleşmelere uygun olarak hazırlandığını ve aboneye bilgi amaçlı gönderildiğini, ödenmemiş faturaların gerek tarafların katılımıyla yapılmış bir sözleşmeye dayalı olarak düzenlenmiş olması, gerekse faturaların tanzim edilip davalı borçluya gönderildikten sonra borçlu tarafından hiçbir şekilde ödeme yapılmayıp ve itiraz edilmeyip, icra takibi başlatıldıktan sonra itiraz edilmesinin kötüniyetli olduğunu, şikayet edilen borçlu haksız itirazında her ne kadar borcu olmadığını belirtse de gerek takip öncesi gerekse takip sonrası takibe konu ödenmemiş faturaların ödendiğine ilişkin belge de sunamadığını, davalının abonelik sözleşmesi imzalamadığını, hizmet sunulmadığını iddia ettiğini, davalının iddialarının aksine kullanılan faturalar, abonelik sözleşmelerinin mahkemeye sunulduğunu, imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını iddia etmişse de dosyanın imza incelemesi için ATK’ya gönderildiğini, … kaşe izi üzerindeki atılı imzaların …’ın mukayese imzaları arasında biçimsel benzerlik görüldüğünün tespit edildiğini, dolayısıyla raporda belirtilen beyan lehlerine olduğundan davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, mahkemece rapora itiraz edilmediğinden 2. kez rapor alınmasına gerek görülmemesi ve davanın reddedilmesinin yerinde olmadığını, kabul etmemekle beraber rapora göre karar verilecek ise davalı tarafından istenilen tazminata da hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Somut olayda, davalı tarafça, imza inkarında bulunulması nedeniyle, sözleşmedeki imzanın davalı şirket temsilcine ait olup olmadığının tespiti yönünden ATK’dan rapor alındığı, raporda ”… imzalar arasında biçimsel benzerlik görülmekle birlikte imzaların basit tersimli olması nedeniyle …’ın eli ürünü olup olmadığı yönünde daha ileri bir tespite gidilemediği…” hususunun bildirildiği, davacı tarafça işbu rapor ile haklılıklarının ortaya çıktığından davanın kabulüne karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece de davacı tarafça rapora itiraz edilmemesi nedeniyle ikinci bir rapor alınmayacağı ve davacı tarafça alacağın varlığının ispatlanamadığından bahisle davanın reddine karar verildiğinin anlaşılmış olması karşısında, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf istemleri nazara alındığında, Yargıtay … HD’nin … E- … K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere, davacı tarafça rapora itiraz edilmediği ve bu itibarla, alacağın varlığının ispatlanamadığı kanaatine varıldığından, davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/03/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan… Üye … Üye … Katip…
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T