Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/813 E. 2022/2460 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO :…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

İHBAR OLUNANLAR : 1 -…
VEKİLİ : Av. …

2 -…
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 03/02/2023
YAZIM TARİHİ : 09/02/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası ile açılan tazminat davasında 16/07/2020 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait … Marketlerinin … şubesinin … numara ile elektrik abonesi olduğunu, 07/06/2018 tarihinde bir yangın meydana geldiğini, yangından önceki 10-15 günlük dönemde müvekkili şirket yetkilileri ve market çalışanları en az 8-10 kez elektrik arıza birimini arayarak iş yerinde elektrik arızalı olduğunu ve arızanın giderilmesini talep ettiklerini, muhatap elektrik şirketinin iş yerine gelerek kontrol ve ölçümleri yaptıklarını, kendilerinden kaynaklanan herhangi bir arızanın bulunmadığı şeklinde tutanak tutup gittiklerini, bu tutanakların müvekkiline verilmediğini, müvekkilinin kendi imkanları ile elektrikçi getirterek ölçüm yaptırdığını, gelen elektrikçilerin iç tesisatta herhangi bir sorun olmadığını bildirdiklerini, 07/06/2018 günü sabah erken saatlerde henüz marketin açılmadığı bir sırada elektrikten kaynaklı yangın meydana geldiğini, müvekkilinin iç tesisatı büyük oranda yenilemesine rağmen devam eden arızalar nedeniyle davalı … aradığını, gelen ekiplerce dışarıdan ve doğrudan elektrik temin edilerek markete elektrik verilmesi üzerine sıkıntının sona erdiğini ve böylece arızanın iç tesisattan olmadığını, dışarıda yer altında ana elektrik vericilerinden kaynaklandığının ortaya çıktığını, müvekkilinin yangın sebebi ile Konya … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasında tespit yaptırdığını, yangın sebebiyle oluşan toplam zararının 190.052,85 TL olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile elektrik malzemelerine ilişkin zararlardan dolayı (1.000,00-TL), market tipi buz dolaplarında oluşan zararlardan dolayı (1.000,00-TL), elektronik eşyalara ilişkin zararlardan dolayı (1.000,00-TL), fotoselli çift kanatlı otomatik kapıda oluşan zarardan dolayı (1.000,00-TL), gıda, temizlik, küçük ev aletleri ve giyime ilişkin zararlardan dolayı (1.000,00-TL) ve boya-badanaya ilişkin zararlardan dolayı (1.000,00-TL.), marketin oluşan yangın nedeniyle çalışamadığı iki gün için iş kaybından dolayı (1.000,00 TL) olmak üzere toplamdan 7,000,00 TL müvekkil zararının, yangının çıkış tarihi olan 07/06/2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkilime verilmesini talep etmiş, 26/06/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile de talebini 190.052,85 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayda müvekkili şirketin sorumluluğunu doğurabilecek herhangi bir ihmali, kusur veya kasıtlı bir davranışının söz konusu olmadığını, … İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından yangın uzmanlarınca tanzim edilen raporda yangın nedeninin bordum kat depo bölümünün tavan kısmından geçen elektrik tesisatının kablo bağlantı yerlerinde herhangi bir nedenle oluşan kısa devre sonucu açığa çıkan şararenin kablo izolesini yakması ile yangın başlangıç olayının meydana geldiğinin tespit edildiğini, davaya dayanak teşkil eden Konya … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda ise hukuki mesnetten yoksun bir şekilde yangının nötr kablosundan kaynaklandığının belirtildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile yangının nötr kablosundan kaynaklandığı varsayılsa bile kusurun …’ne ait olduğunu, yine yangının nötr kablosundan kaynaklandığı değerlendirilecek olursa davacının mevzuata aykırı şekilde kaçak akım rölesi tesis etmeyerek hadisenin meydana gelmesine sebebiyet vermiş olacağını, bilirkişi raporunda yer alan zarar hesaplamalarının hatalı olduğunu, hesaplamaların maliyet tutarına göre yapılması gerekirken satış fiyatları üzerinden yapıldığını savunarak davanın …ne ihbarı ile müvekkili şirket açısından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; 21.05.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda davaya konu yangının meydana geldiği iş yerinde bulunan elektrik panosunda kaçak akım rolesinin (KARK) bulunmadığı, elektrik tesisatında KARK bulunsa dahi iş yerini yer altı kabloları ile besleyen yapı bağlantı hattının nötr iletkeninin ekinin iyi yapılmaması ve gevşek bırakılması neticesinde iş yerine ait cihazlara nötr hattı gitmediğinden ve bu nedenle de elektrikli cihazların faz-nötr gerilimi yerine faz-faz arası gerilime yakın bir gerilime maruz kaldığından tesisattaki kabloların zarar gördüğü, yalıtımlarının bozulduğu, bazı cihazların arızalandığı ve sonuç itibariyle davaya konu yangının meydana geldiğinin belirtildiği, raporun dosya kapsamına uygun olduğu, bu nedenle hükme esas alındığı, Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği hükümleri gereğince dağıtım şirketinin iç tesisata kadar olan bölümün bakım ve onarımından sorumlu olduğu, somut olayda belirtildiği üzere yangının iş yerini yer altı kabloları ile besleyen yapı bağlantı hattının nötr iletkeninin ekinin iyi yapılmaması ve gevşek bırakılması neticesinde meydana geldiği, bilirkişi raporunda da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere yangının oluşumunda dağıtım şirketi olarak faaliyet gösteren …’ın % 100 oranında kusurlu olduğunun anlaşıldığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesine göre de davalı …, kusurlu davranışı neticesinde meydana gelen zararları gidermek zorunda olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere davaya konu yangın sonucunda davacının iş yerinde oluşan zararın toplam 190.526,85 TL tutarında olduğu, bu zararın 6.560,50 TL’lik kısmının elektrik malzemelerinde oluşan zararlardan oluştuğu, 8.285,00 TL’lik kısmının market tipi buz dolaplarında oluşan zarara ilişkin olduğu, 85.470,00 TL’lik kısmının elektronik eşyalarda olaşan zarara ilişkin, 2.600,00 TL’lik kısmının fotoselli çift kanatlı kapıda oluşan zarara ilişkin, 85.611,35 TL’lik kısmının gıda temizlik ve küçük ev aletlerinde oluşan zarara ilişkin ve 2.000,00 TL’lik kısmının ise boya ve badanadan ötürü oluşan zarara ilişkin olduğunun anlaşıldığı, davacı vekilinin 26.06.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 190.052,85 TL’ye çıkartarak bu tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle tahsilini istediği, tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davaya konu yangının oluşumunda davalı …’ın tam kusurlu olduğu, yangının meydana gelmesinde davacıya atfedilebilecek bir müterafik kusurun bulunmadığı, yangın neticesinde davacıya ait iş yerinde toplam 190.526,85 TL tutarında zarar oluştuğu anlaşılmakla taleple bağlılık ilkesi gereğince 190.052,85 TL’nin davalıdan tahsiline karar vermek gerektiği, davacının kazanç kaybı zararının tahsiline ilişkin talebinin ise davacı vekili son celsede bu zarar kaleminden oluşan tazminat talebinden feragat etmesi nedeniyle reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile elektrik malzemelerine ilişkin zararlar nedeniyle 6.544,18 TL, market tipi buz dolaplarında oluşan zararlar nedeniyle 8.264,39 TL, elektronik eşyalarda oluşan zararlar nedeniyle 85.257,37 TL, fotoselli çift kanatlı otomatik kapıda oluşan zararlar nedeniyle 2.593,54 TL, gıda temizlik küçük ev aletleri ve giyim malzemelerinde oluşan zararlar nedeniyle 85.398,37 TL ve boya-badanaya ilişkin zararlar nedeniyle 1.995,00 TL olmak üzere toplam 190.052,85 TL tazminatın dava tarihi olan 26/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının kazanç kaybının tahsiline yönelik talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun ilgili mevzuat hükümleri ve elektrik alanında doktrin görüşleri dikkate alınmadan, kim tarafından hazırlandığı belli olmayan bir internet sitesi içeriğinin kopyala-yapıştır yöntemi ile alınması sonucu hazırlandığını, raporu hazırlayan bilirkişilerin gerekli bilgi ve birikime sahip olmadıklarını, davacıya ait tesisatta kaçak akım rölesi ve 300 MA yangın rölesi bulunmadığını, oysa iç tesisata kaçak akım rölesi konulmasının zorunlu olduğunu, bilirkişinin kaçak akım rölesinin olaya etkisi olmayacağı iddiasının doğru olmadığını, kaçak akım rölesi tesis etmeyen davalının tam kusurlu olduğunu, aksi düşünülse bile bu yöndeki itirazlarının müterafik kusur çerçevesinde tartışılması gerektiğini, yine aksi değerlendirilse dahi kusurun müvekkilinin işletme hakkının bulunduğu kablo üzerinde deplase çalışması yapan ve kabloya zarar veren …’ne ait olduğunu, müvekkili şirkete kusur yüklenemeyeceğini, zarara ilişkin hesaplamaların maliyet tutarı üzerinden yapılması gerekirken satış fiyatı üzerinden yapıldığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, elektrik dağıtım hattındaki arızadan kaynaklanan yangın nedeniyle oluşan zararın tazmini talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.

Davacı taraf, davacıya ait işyerindeki yangının elektrik dağıtım hattından kaynaklandığını ileri sürerek yangından kaynaklanan zararın tazminini talep etmekte, davalı taraf ise yangının davacı abonenin iç tesisatından kaynaklandığını, yangının dağıtım hattından kaynaklandığı varsayılsa bile kusurun elektrik dağıtım hattına müdahale eden … Başkanlığı’na ait olduğunu savunarak davanın reddini talep etmektedir.
Davalı şirket, bölgede elektrik enerjisinin dağıtımını yerine getirmektedir. Bu faaliyet, varlığı ve niteliği itibariyle bir tehlike ve dolayısı ile zarar ihtimali taşıdığından, davalı şirketin sorumluluğu, bir sebep sorumluluğu olan kusursuz (objektif) sorumluluktur.
Kusur aranmaksızın sorumluluğun düzenlendiği haller, kusursuz sorumluluk halleri olarak ifade edilmektedir. Doktrinde kusursuz sorumluluk hallerinin olağan sebep sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ikili ayırıma tabi tutarken, TBK tarafından açıklanan hakkaniyet sorumluluğu-özen (sebep) sorumluluğu-tehlike sorumluluğu şeklinde ayırıma tabi tutulduğu görülmektedir. Denetleme ve gözetimde özen (cura in custodio) gereği, kusur unsur olarak aranmaz.
Özen sorumluluğuna dayalı kusursuz sorumluluğun düzenlendiği Borçlar Yasası’nın 58. maddesi gereğince “…imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur.” ( TBK .69. maddesi ). TBK’nın 71/1.maddesine göre de; “Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur.” Belirtilen yasal düzenlemeler gereğince, davalı, zararlandırıcı sonucun doğmasına yol açan enerji hattının yapım ve bakım eksikliklerinden kaynaklanan zararlardan sorumludur. Sorumluluktan kurtulmanın olumsuz koşulu ise, zarar ile yapım bozukluğu ve bakım eksikliği arasındaki nedensellik bağının kesilmiş olmasıdır.
Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira, bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, yine de çoğu zaman zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple, sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından; bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır. (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler 1991 Baskı Cilt 2 sf: 14-15)
Kusursuz sorumlulukta, zarar gören kişinin kusurun varlığını ispat etmek zorunluluğu yoktur. Aksine kusursuz sorumlu olan davalının, olayla zarar arasında illiyet bağının bulunmadığını kanıtlaması gerekir.
Sorumluluk hukukunun önemli ögelerinden biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır. Uygun illiyet bağı ancak, üç halde kesilir. Bunlar mücbir sebep, zarar görenin ağır kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusurudur. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 2018/7589 Esas, 2019/9124 sayılı kararı)
Davacıya ait iş yerinde meydana gelen yangının davacıya ait iş yerini yer altı kabloları ile besleyen yapı bağlantı hattının nötr iletkeninin ekinin iyi yapılmaması ve gevşek bırakılması neticesinde oluştuğu, dağıtım hattını işleten davalı şirketin kusurlu olduğu ve meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, …’nin ihale yolu ile yaptırmış olduğu deplase (yer değiştirme) işinin bitirilmesinden sonra elektrik bağlantısının şebekeye bağlanmadan önce davalı tarafından kontrol edilmesi gerektiği hususları Dairemizce de usul ve yasaya uygun görülen bilirkişi raporu ile belirlenmiştir. Bu nedenle davalı vekilinin dava konusu zarara neden olan yangının davacı abonenin iç tesisatından kaynaklandığı, yangının dağıtım hattından kaynaklandığı varsayılsa bile kusurun elektrik dağıtım hattına müdahale eden … Başkanlığı’na ait olduğu yönündeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Yine davalı taraf, zarara ilişkin hesaplamaların maliyet tutarı üzerinden hesaplanması gerekirken satış fiyatı üzerinden hesaplandığını ileri sürmekte ise de hükme esas alınan bilirkişi raporunda zarara uğrayan ürünlerin piyasa fiyatlarının esas alındığı anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi de yerinde görülmemiştir. Bu nedenle ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesine göre esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 12.982,51 TL harçtan peşin alınan 3.245,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.736,88 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/02/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

O.B