Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : …/…
KARAR NO : …/…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE …. TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2020
NUMARASI : ../…. Esas …/…. Karar
İSTİNAF EDEN DAVACI :… – (T.C No: … )
VEKİLİ :Av. … -….
DAVALI :….
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA :Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 09/04/2021
YAZIM TARİHİ : 09/04/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye …. Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 17/09/2020 tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı lehine keşide edilen dört adet çek için ayrı ayrı olmak üzere Batman İcra Müdürlüğü’nün dosyaları ile müvekkili aleyhine icra takipleri başlatıldığını, müvekkilinin cebri icra tehdidi ile karşı karşıya olduğundan dolayı iş bu davaya açmakta hukuki yararının olduğunu, görev yönünden ilgili çeklerin keşide ve ödeme yerinin Konya olması nedeniyle görevli mahkemelerin Konya Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin gıda sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin davalı ile yapmış olduğu ticaret neticesinde davaya konu çekleri verdiğini ancak davalının edinimini yerine getirmeyerek almış olduğu çeklerin konusuz kaldığını, müvekkilinin defalarca malların teslimini talep ettiğini ancak davalının edimini yerine getirmediğini, müvekkilinin ticari defterlerinin incelemesinde de malların teslim edilmediğinin anlaşılacağını beyan ederek müvekkili aleyhine açılan Batman İcra Müdürlüğü’nün …/…, …/…., …./… ve …/… esas sayılı icra takiplerinin durdurulmasını, müvekkilinin icra takiplerine konu çeklerden dolayı borcu olmadığının tespitini, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Batman Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini, esasa ilişkin beyanlarında davacının hukuki yarar varlığı iddiasının doğru olmadığını, başlatılan icra takiplerinin kesinleştiğini, müvekkili ile davacı arasında alım satım ilişkisi olmadığını, müvekkili şirketin dava dışı … makineden alacaklı olup … Makinanın da davacıdan alacaklı olduğunu, davaya konu borcun davacının … Makinaya olan borcu olduğunu, … Makina ile davacı anlaşarak müvekkili şirket adına çek düzenlendiğini, davacı ile … Makina arasında yapılan sözleşme gereği de söz konusu makinaların davacıya teslim edildiğini davacının kötü niyetli olarak ödemeyi geciktirme amaçlı bu davayı açtığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Somut olayda menfi tespit davası takip başladıktan sonra açılmış olup yetkili mahkemenin tespitinde İİK’nın özel hükmü gereğince davalının yerleşim yeri veya icra takibinin yapıldığı yer esas alınması gerektiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 28/03/2012 tarih 2012/1849 esas, 2012/5125 karar sayılı ilamında, takipten sonra açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkemenin icra takibinin yapıldığı veya davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi gerekeceğinin vurgulandığı, davalının süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunarak yetkili mahkemenin Batman Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirttiği, bu itibarla yetkili mahkemenin Batman Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, yetkili mahkemenin Konya Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, taraflar arasında meydana gelen uyuşmazlığın temelinde davalı tarafından edimleri yerine getirilmeyen ticari satım sözleşmesinin mevcut olduğunu, bu sebeple somut olayda Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 10 hükümleri uygulanması gerektiğini, HMK 10. maddesinde “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” denilmek suretiyle Borçlar Kanunu’na atıf yapıldığını, kambiyo senetleri niteliği gereği aranılacak borç olup, kanunun amir hükmü gereği aranılacak borçlar, borçlunun yerleşim yerinde ifa edileceğini, ayrıca Türk Ticaret Kanununa göre kambiyo senetlerinde borcun, ödeme yeri yahut keşide yerinde de ifa edilebileceğini, gerek usul kanununda gerekse de özel kanunlarda bu konuda kesin yetki öngörülmediğini ve davacıya seçimlik hak tanındığını, somut olayda, dava konusu çekler incelendiği vakit, borçlunun yerleşim yerinin ve çekin keşide yerinin Konya olduğunun görüleceğini, belirtmek istedikleri dava konusu çeklerin üzerinde görülen yahut dosyaya haricen sunulmuş bir yetki sözleşmesi de bulunmadığını, bu nedenle işbu menfi tespit davasını görmeye, Konya Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu kanaatinde olduklarını, mahkeme tarafından İcra ve İflas Kanunu’nun madde 72/8 hükmü gerekçe gösterilerek yetkisizlik kararı verilmiş olduğunu, kanunun hatalı yorumlandığını, zira, ilgili kanun maddesinde “Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” denildiğini, burada kesin yetki kuralı bulunmamakta olup davacıya seçimlik hak tanıdığını, konuya ilişkin “Yargıtay 19. HD 13/05/2015 T. 2015/4200 E. 2015/7151 K. ve Yargıtay 19. HD 03/10/2005 T. 2004/8660 E. 2005/9522 K.” kararlarının da bulunduğunu, dava konusu çeklerin niteliği gereği aranılacak borç olduğunu, buna bağlı olarak H.M.K 10.maddesinin atfıyla B.K 89/3 hükmü gereğince, yetkili mahkemenin borçlunun yerleşim yerinin yahut senedin keşide yerinin olduğu gözetilmeden yetkisizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yetkili mahkemenin Konya Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunun tespitine karar verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İİK ‘nın 72.maddesine göre açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre davacı hakkında Batman İcra Müdürlüğü’nün …/…- …. ve … Esas sayılı dosyaları kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığı, işbu menfi tespit davasının icra takiplerinden sonra açıldığı anlaşılmıştır.
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat davalarında yetkili mahkeme İİK 72/son maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Hükme göre, menfi tespit ve istirdat davaları takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. İİK’nın 72/son maddesinde öngörülen yetki kuralları icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında uygulanır. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında ise; genel yetki kuralları uygulanmaktadır. (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 02/04/2013 tarih,2013/1867 Esas-2013/5693 Karar ve 12/10/2010 tarih, 2010/7392 Esas-2010/11166 Karar sayılı ilamları)
Bu sebeple somut olayda İİK’nın 72/son maddesinde öngörülen yetki kurallarının uygulanması gerektiği buna göre icra takiplerinin Batman İlinde yapıldığı, davalı şirketin yerleşim yerinin de Batman İli olduğu, davalının süresinde yetki itirazında bulunduğu, yetkili mahkemenin Batman Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, davacının istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davacın tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6- Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 09/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan … Üye … Üye … Katip … e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır
A.Ç