Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/803 E. 2023/719 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (… )
ÜYE : … (… )
ÜYE : … (… )
KATİP : … (… )

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- …
2- …
3- …
VEKİLİ : Av. …
: 4- …
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/03/2023
YAZIM TARİHİ : 31/03/2023
Davacı tarafından davalıar aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan tazminat davasında … tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … adlı kişinin davalı şirketlerin bünyesinde güvenlik işçisi olarak 15/07/2010 tarihinde işe girdiğini ve 25/04/2017 tarihinde çalıştığı iş yerinin kapatılması nedeniyle yüklenici firmaya iadesinin yapıldığını, bunun üzerine …’nın çalışmış olduğu 6 yıl 8 ay 27 günlük hizmetinin karşılığı olarak toplam 15.560,77 TL kıdem tazminatının kendisine ödendiğini, dava dışı işçinin davalı şirketlerin bünyesinde çalıştığından tazminatdan davalıların sorumlu olduğunu, bu nedenle müvekkili kurum tarafından ödenen 15.560,77 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketlerden ilgili dönemlere ilişkin sorumlulukları oranında tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; kamu sektöründe iş alan alt işverenlerin ihale konusu işin maliyetini hesaplarken kıdem tazminatını bu hesaplamaya dahil edemediği, “sözleşme gideri veya genel giderler” için ayrılan tutarın ise ihale bedelinin yüzde üçü ile sınırlandığını, dolayısıyla kıdem tazminatını ödemek isteyen alt işverenlerin dahi bu ödemeyi yapamadığını, işçilerin dava yoluna başvurmaları halinde ise işçilerin kıdem tazminatlarının faizi ile birlikte asıl işveren kabul edilen kamu tarafından ödenmesine karar verildiğinin görüldüğünü, müvekkili şirketlerin ödenen tazminatlardan sorumluluğunun bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalıların dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Davacı ile … arasında yapılan hizmet sözleşmesinin eki teknik şartnamede kıdem tazminatından sorumluluğun yükleniciye ait olduğunun hüküm altına alındığı, bu hüküm uyarınca bu döneme isabet eden kıdem tazminatından … .’nin sorumlu olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile bu döneme isabet eden kıdem tzaminatı tutarının 3.378,87 TL olduğu anlaşılmakla davalı … ‘ye yönelik davanın bu tutar üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiştir.Davacı ile davalı… – … Anonim ortaklığı arasında yapılan 01/01/2012-31/12/2015 dönemini kapsayan hizmet alım sözleşmesinin eki niteliğindeki teknik şartnamede işçilik alacaklarının tamamından yüklenicinin sorumlu olduğunun hüküm altına alındığı, bu hüküm uyarınca bu döneme isabet eden kıdem tazminatından … ile … ‘nin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile bu döneme isabet eden kıdem tzaminatı tutarının 9.232,60 TL olduğu anlaşılmakla davalılar … ile … ‘ye yönelik davanın bu tutar üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davacı ile … arasında yapılan 01/01/2016 – 15/03/2016 dönemini kapsayan hizmet sözleşmesinin eki teknik şartnamede kıdem tazminatı hariç tüm sorumluluğun yükleniciye ait olduğunun hüküm altına alındığı, bu hüküm uyarınca yüklenicinin işçinin kıdem tazminatından sorumlu olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile bu döneme isabet eden kıdem tzaminatı tutarının 480,86 TL olduğu anlaşılmakla belirtilen döneme ilişkin olarak davalı … ‘ye yönelik davanın bu tutar üzerinden (480,86 TL) reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı ile davalı … – … Anonim ortaklığı arasında yapılan 16/03/2016-31/08/2017 dönemini kapsayan hizmet alım sözleşmesinin eki niteliğindeki teknik şartnamede kıdem tazminatı hariç tüm sorumluluğun yükleniciye ait olduğunun hüküm altına alındığı, bu hüküm uyarınca yüklenicinin işçinin kıdem tazminatından sorumlu olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile bu döneme isabet eden kıdem tazminatı tutarının 2.468,44 TL olduğu anlaşılmakla belirtilen döneme ilişkin olarak davalı … İle davalı … ‘ye yönelik davanın bu tutar üzerinden (2.468,44 TL) reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davalı … ‘ye de husumet yöneltilmiş ise davacı ile bu şirket arasında dava dışı işçinin çalıştığı dönemi kapsayan bir hizmet alım sözleşmesi imzalanmadığı anlaşılmakla bu davalıya yönelik davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davacının, davalı … ve … ‘ye yönelik davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacının davalı… ‘ye yönelik davasının kabulü ile 3.378,87 TL’nin 01/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı … ‘den alınarak davacıya verilmesine, davacının davalı … ile davalı … ‘ye yönelik davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; 9.232,60 TL’nin 01/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı … ile davalı … ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili kurum tarafından, dava dışı … adlı güvenlik işçisine 6 yıl 8 ay 27 günlük hizmetinin karşılığı olarak 15.560,77 TL kıdem tazminatını ödenmiş bulunduğunu, davacı müvekkili kurum … ‘nun dava dışı işçiye ödemiş olduğu işçilik alacaklarının tamamını davalılardan rücu etme hakkına sahip olduğunu, alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu borçlular kendi aralarındaki iç ilişkide nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda sözleşme yapabileceklerini, nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. Maddesinde düzenlenen “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki ibareden de anlaşılacağı üzere müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu olduklarını, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtildiğini, işte müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleriyle düzenlenmiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcunu ödemiş olan müteselsil borçlu, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsil talep etme hakkının mevcut olduğunu, müvekkili kurum ve davalı şirketler arasında imzalanan sözleşmeye göre davalı şirketler çalışanlarının tüm özlük haklarını ödemekle mükellef olduğundan … dava dışı işçiye ödemek zorunda kaldığı tüm tutarı davalılardan rücu hakkına sahip olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın tümden kabulünü talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatının rücuen davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Dilekçesinin Reddi” başlıklı 346/(1). maddesinde; istinaf dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkemenin istinaf dilekçesinin reddine karar vereceği düzenlenmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341.maddesinin (2) nolu bendinde, miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41.maddesi ile maddede yer alan “binbeşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmiş, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığı’nca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiş, 2019 yılı değerleme oranına göre yapılan hesaplamaya göre 2020 yılı için istinaf kanun yoluna başvurma kesinlik sınırı 5.390,00 TL olarak belirlenmiştir.
İlk derece mahkemesinin karar tarihi 18/06/2020 olup, istinaf istemine konu reddedilen miktar ise 2.949,30 TL’dir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na 6763 sayılı Kanun ile ilave edilen Ek-Madde 1 hükmü uyarınca karar tarihi itibariyle HMK’nın 341/2. maddesi gereğince miktar veya değeri 5.390,00 TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararlar kesin olup, HMK’nın 346. maddesi gereğince kesin olan karara ilişkin istinaf dilekçesi ilk derece mahkemesince reddedilebileceği gibi 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebilir.
Dava dosyasının incelenmesinde; istinaf kanun yoluna başvuran davacının reddedilen kısım için talep miktarı nazara alındığında; davacı yönünden kararın kesin olduğu, istinaf kanun yolunun açık olmadığı, ilk derece mahkemesi hakiminin kanunla verilmeyen bir hakkı tanımak suretiyle hükme karşı istinaf kanun yolu açık olduğunu belirtmesinin, taraflara yasayla verilmemiş bir hakkı (istinaf kanun yolunu) bahşetmeyeceği sonuç ve kanaatiyle davacının istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin HMK 352/1-b maddesi gereğince reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf kanun yoluna başvurma dilekçesinin REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 215,37 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/03/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nun 352 ve 362/1.a maddeleri gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç