Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/790 E. 2021/1095 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …..
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …)
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE …. TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2018
NUMARASI : … – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :…
VEKİLİ : …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLLERİ : …

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 25/05/2021
YAZIM TARİHİ : 26/05/2021
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 20/12/2018 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine dairemizce yapılan inceleme sonucunda verilen 05/06/2020 tarih, …Esas – … sayılı kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 03/02/2021 tarih, … Esas – … Karar sayılı ilamıyla BOZULARAK dairemize iade edildiği anlaşılmakla dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin … tesisat numaralı abonesi olduğunu, her ay düzenli olarak faturalarını ödediği halde davalı şirketin 19.04.2017 tarihli 337.036,00 TL tutarlı fatura tahakkuk ettirerek müvekkiline tebliğ ettiğini, tahakkuk ve tebliğ üzerine müvekkilinin davalı şirkete yaptığı müracaat üzerine davalı şirket yetkililerinin çarpan hatası yapıldığını ikrar ederek hatalı ve eksik tahakkuk edilen enerji bedelini fatura ettiklerini bildirdiğini, davacı şirketin elektrik enerjisinin kesilmemesi için müzayaka altında söz konusu borcun 37.036,00 TL’lik kısmını 03/05/2017 tarihinde ödediğini ve kalan 300.000,00 TL borcunu taksitle ödemek üzere sözleşme yapmak zorunda kaldığını, davalı kurumun sözleşmeye konu 300.000,00 TL’lik bakiye borca da hukuka aykırı olarak gecikme zammı ve KDV tahakkuk ettirdiğini ve 327.662,50 TL üzerinden borcu taksitlendirdiğini, böylelikle ödemiş olduğu peşin tutarla birlikte davacının davalıya 374.698,50 TL ödeme yapmış olacağını, davacı şirketin bu sözleşmeyi ihtirazi kayıtla imzalamış olduğunu, dava tarihi itibariyle davalı kurumun isteyebileceği enerji bedelini bilmelerinin mümkün olmadığını, tahakkuk yapılan 28/03/2016-28/03/2017 tarihleri arasındaki söz konusu meblağın ilgili yönetmelik hükümlerine göre bilirkişi marifeti ile tespit edilmesi ve bulunacak bedelden davalının müterafik kusuru nedeniyle yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca uygun bir indirim yapılması gerektiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, müterafik kusuru nedeniyle davalının sorumlu olduğu bu kısmın şimdilik 5.000,00 TL’sinden müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine, tahkikat aşamasında taksitlerin ödenecek olması halinde ise borçlu olmadıkları tespit edilen ve ödenmiş olan bedelin ödeme tarihinden itibaren hesap edilecek avans faiziyle birlikte davalı kurumdan istirdadına karar verilmesini talep etmiş, 11/09/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 197.450,00 TL’ye çıkartmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yapılan kontrollerde davacı aboneye ait elektrik devresinde tahakkuk çarpanının 3780 yerine 1260 olarak alındığının yani eksik tahakkuk yapıldığının tespit edildiğini, bunun üzerine … seri no’lu Medaş Ölçü Devreleri Kontrol ve Değiştirme Tutanağı’nın düzenlendiğini, 28/03/2016-28/03/2017 tarihleri arasında eksik tahakkuk ettirilen elektrik enerjisi bedelinden dolayı müvekkili şirket tarafından davacı tarafa 19/04/2017 tarihli 337.036,00 TL bedelli faturanın tahakkuk ettirildiğini, çarpan hatası nedeniyle davacı tarafa tahakkuk ettirilen fatura bedelinin tüketici aboneden tahsil edilmesinin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 23. maddesi uyarınca yasa ve usule uygun olduğunu, söz konusu bedelin taksitlendirilen kısmı için gecikme faizi ve KDV tahakkuk ettirilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık söz konusu olmadığını, davacı tarafın davalı müvekkilinin müterafik kusuru nedeniyle borçtan indirim talep etmesinin hukuka uygun olmadığını, davacı şirketin tahakkuk ettirilen bedele konu elektrik enerjisini tükettiğini ve yapılan hata nedeniyle bir yıl geç ödediğini, davacının bu süre içerisinde söz konusu bedelden ekonomik yarar sağlamış olacağını, müvekkili şirketin ise tam tersine alacağını bir yıl gecikmeli olarak almış olacağını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… mahkememizce davalının kendi kusurlu davranışıyla davacıyı ekonomik olarak zor duruma düşürmüş olması göz önüne alınarak, bilirkişi tarafından söz konusu fatura dönemi için davacının davalıya borçlu olduğu belirtilen 334.496,99 TL. tüketim bedeli üzerinden %10 oranında bir hakkaniyet indiriminin yapılması uygun görülmüş; böylelikle davanın kısmen kabulü ile 33.449,70 TL. hakkaniyet indirimi, hesaplama hatasından kaynaklanan 2.539,01 TL. asıl alacak farkı, 23.442,80 TL. fazladan hesaplanan gecikme faizi ve bu gecikme faizine tahakkuk ettirilen 4.219,70 TL. KDV olmak üzere toplam 63.651,21 TL’nin, taleple bağlı kalınarak son ödeme tarihi olan 22/02/2018’den itibaren hesap edilecek avans faiziyle birlikte istirdaden davalıdan tahsiline” karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın eksik inceleme sonucu verildiğini, davaya sunulan cevap dilekçeleri, bilirkişi raporlarına itiraz dilekçeleri ile davacının ıslah talebine karşı ıslah zamanaşımı def’inin değerlendirilmeden karar verildiğini, davacı tarafın müvekkil şirketin çarpan hatasından kaynaklı müterafik kusur nedeniyle sorumlu olduğunu ve tahakkuk ettirilen borçtan indirim yapılması gerektiğini iddia ettiğini, müvekkil şirketin kusurlu davranışıyla davacıyı ekonomik olarak zor duruma düşürdüğünden tüketim bedeli üzerinden %10 oranında indirim yaparak davanın kısmen kabulüne hükmetmesinin kabulünün mümkün olmadığını, davacının bu süre içerisinde davaya konu fatura bedelini parayı çalıştırılabileceği için zararından değil karından bahsedilmesi gerektiğini, zarara uğrayanın davacı değil müvekkil şirketin olduğunu, davaya konu faturaya %10 oranında hakkaniyet indirimi uygulanmasına hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olmadığını, müvekkili şirket tarafından tahakkuk edilen fatura davacının elektrik tüketimine ilişkin olup bu hususta bir anlaşmazlığın söz konusu olmadığını, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada endeks hesaplamasının eksik ve yanlış olduğunu, yerel mahkemenin davacının ıslah dilekçesine dayanak gösterdiği kök ve ek bilirkişi raporlarına itirazlarını dikkate almadan hüküm kurmasının usul ve yasaya uygun olmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin anonim şirketi olduğunu ve basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda olduğunu, Yargıtay içtihatlarına ve öğretideki görüşlere göre müterafik kusur oranının %50 olarak kabul edilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda da bu şekilde kabul edildiğini, anonim şirketin fatura kestikten sonra arasında sözleşme yok ise fiyat farkı fatura kesmesini kabul edilemeyeceğini, davalı şirketin yaptığı hatadan dolayı %10 sorumlu kabul etmenin açık bir imtiyaz olduğunu, hukuken davalı şirketin sonradan fatura tahakkuk ettirmemesi gerektiğini, yerel mahkemenin bu konuda hatalı karar verdiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kısmen red yönünden kaldırılarak davadan ıslah edilmiş hali ile tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dairemizin 05/06/2020 T. … E. … K. sayılı kararının özeti: “… Yargıtay … Hukuk Dairesinin 20/05/2019 tarih … esas … Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi taksitlendirmede gecikme zammı ve KDV’nin uygulanamayacağı, Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığının 27/06/2019 tarih … Esas … Karar, 12/04/2016 tarih … Esas … Karar ve 11/12/2014 tarih … Esas … Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği gibi uyuşmazlığın davalı idarenin hatalı çarpan uygulaması nedeniyle doğduğu davacı idarenin kendisine düşen edimi ifada ihmal gösterdiği, dolayısıyla TBK 114 (BK’nın 98/2’nci) maddesi delaletiyle sözleşme ilişkilerine de uygulanması gereken TBK 52 (BK’nın 44.) maddesi uyarınca %50 oranında müterafik kusurlu olduğu alınan bilirkişi raporuna göre davalının 197.450,00 TL fazla tahsilat yaptığı anlaşıldığından davalının istinaf talebinin reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince 197.450,00 TL’nin davacının talebi göz önüne alınarak 22/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline…” karar verilmiştir.
Dairemizce verilen kararı davalı temyiz etmiştir.
YARGITAY …. HUKUK DAİRESİNİN 03/02/2021 TARİH … ESAS … KARAR SAYILI BOZMA İLAMI: Yargıtay ….Hukuk Dairesince yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Uyuşmazlık; yanlış çarpım faktörü uygulanması sonucu düzenlenen fatura nedeni ile davalı elektrik şirketinin müterafik kusurunun belirlenerek belirlenen bu kısmın iadesine ilişkindir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Somut olayda, 28/03/2016 ile 28/03/2017 tarihleri arasında çarpım faktörünün 3780 yerine 1260 olarak alındığının davalı elektrik şirketi tarafından tespit edilerek eksik tüketim bedelleri için davaya konu edilen 337.036,00 TL tutarındaki faturanın düzenlendiği, davacı tarafından fatura bedelinin taksitlendirilmek suretiyle ödendiği anlaşılmıştır. Alınan bilirkişi raporunda, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 13.maddesinin 6.fıkrası gereğince taksitledirmede gecikme zammının ve gecikme zammı KDV’sinin alınmayacağı belirtilmiştir. Bu kapsamda, hatalı uygulamanın süresi(1 yıl) ile davacıdan alınan gecikme zammı ve gecikme zammı KDV bedelinin iadesi gerektiğininde belirlenmesi karşısında uygulanan %50 müterafik kusur indiriminin fazla olduğu açıktır.
O halde bölge adliye mahkemesince, somut olayın özellikleri dikkate alınarak hakkaniyete uygun, makul oranda indirim yapılması gerekirken davalının % 50 oranında kusurlu olduğu benimsenerek, tüketim miktarından bu oranda indirim yapılması doğru görülmediğinden dairemiz kararı bozulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Yargıtay bozma ilamından sonra dairemizce yapılan yargılamada Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 03/02/2021 tarih … Esas … Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına oybirliği ile karar verilmiştir.
Dava; hatalı çarpan uygulaması nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve istirdat talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacının davalı şirketin abonesi olduğunu, davalı şirketin hatalı çarpan uygulaması nedeniyle fatura tanzim ettiğini, fatura bedelinin bir kısmını elektriğin kesilmemesi için ödediğini, kalan kısmının ise taksitler halinde ödemeyi kabul ettiğini, davalı şirketin taksitlendirmede gecikme zammı ve KDV tahakkuk ettirdiğini, davalı şirketin hatalı çarpan uygulaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu belirterek hatalı çarpan uygulaması nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve ödediği bedellerin istirdadını talep ettiği,
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğini yürürlükten kaldıran 08.05.2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesinde;
(1) Bu madde kapsamındaki hatalar; sayacın hatalı okunması, yanlış tarife veya reaktif ve aktif enerjiye ilişkin yanlış çarpım faktörü uygulanması, tüketim miktarı ve/veya bedelinin hatalı hesaplanması gibi hususlardır. Mükerrer ödeme bildirimi de bu fıkra kapsamında değerlendirilir.
(2) Bu madde kapsamındaki hatalara karşı, tüketici tarafından ödeme bildiriminin yapıldığı tarihten itibaren bir yıl içerisinde görevli tedarik şirketine itiraz edilebilir. İtirazın yapılmış olması ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. İtiraza konu tüketim bedeli ile tüketicinin bir önceki tüketim döneminde ödemiş olduğu tüketim bedeli arasındaki farkın yüzde otuzdan fazla olması durumunda tüketici, bir önceki dönem tüketim bedeli kadarını son ödeme tarihine kadar ödeyebilir. Bu durumda tüketiciye 15 inci madde hükümleri uygulanmaz.
(5) İnceleme sonucuna göre;
a) İtirazın haklı bulunması durumunda, itiraza konu tüketim bedelinin ödenmiş olması halinde, fatura tutarındaki farklar, kullanım dönemi birim fiyatlarıyla ve gecikme zammı ile birlikte, tüketicinin talebi halinde nakden ve defaten ve en geç üç iş günü içinde, diğer hallerde mahsuplaşmak suretiyle ilgili tüketiciye iade edilir. İadenin mahsuplaşmak suretiyle yapılması halinde, mahsuplaşmayı içeren ödeme bildiriminin düzenlenme tarihine kadar gecikme zammı uygulanır.
b) İtirazın kısmen haklı bulunması durumunda, itiraza konu tüketim bedelinin ödenmemiş olması halinde, tahsil edilmesi gereken kısım, takip eden ilk faturaya yansıtılmak suretiyle, tüketiciden tahsil edilir.
c) İtirazın haklı bulunmaması halinde, itiraza konu tüketim bedelinin tahsil edilmeyen kısmı, fatura son ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte, tüketiciden tahsil edilir.
(6) Bu madde çerçevesinde dağıtım şirketi veya ilgili tedarikçi tarafından hatalı tespitte bulunulduğu sonucuna varılması halinde,
a) Yapılan tespitin dağıtım şirketinin ve/veya tedarikçinin lehine olması durumunda,
1) Tüketim miktarının hesabında esas alınacak süre; doğru bulgu ve belgenin bulunması halinde 12 ayı, bulunmaması halinde ise doksan günü aşamaz.
2) Tüketici tarafından ödenecek tutar, tüketicinin talep etmesi halinde, tüketim miktarının hesabında esas alınacak süre içerisindeki ay sayısı kadar eşit taksitler halinde ödenir. Bu bent kapsamında yapılacak hesaplamalarda ve taksitlendirmede gecikme zammı uygulanmaz.
b) Yapılan tespitin tüketicinin lehine olması durumunda, tüketimdeki farklar, gecikme zammı ile birlikte, tüketicinin talebi halinde nakden ve defaten ve en geç üç iş günü içinde, diğer hallerde mahsuplaşmak suretiyle ilgili tüketiciye iade edilir.
c) Tüketimdeki farklar, kullanım dönemindeki tarifeler üzerinden hesaplanır.” hükmünün yer aldığı, Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 20/05/2019 tarih … esas … Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi taksitlendirmede gecikme zammı ve KDV’nin uygulanamayacağı, Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığının 27/06/2019 tarih … Esas … Karar, 12/04/2016 tarih … Esas … Karar ve 11/12/2014 tarih … Esas … Karar ve Yargıtay Bozma ilamında da belirtildiği gibi uyuşmazlığın davalı idarenin hatalı çarpan uygulaması nedeniyle doğduğu davacı idarenin kendisine düşen edimi ifada ihmal gösterdiği, dolayısıyla TBK 114 (BK’nın 98/2’nci) maddesi delaletiyle sözleşme ilişkilerine de uygulanması gereken TBK 52 (BK’nın 44.) maddesi uyarınca %25 oranında müterafik kusurlu olduğu, buna göre davalının (83.624,24 TL müterafik kusurdan dolayı fazla tahsilat, 27.662,50 TL gecikme zammı KDV’si ve 2.539,01 TL yanlış hesaplama olmak üzere) 113.825,75 TL fazla tahsilat yaptığı, Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 2019/09/2018 tarih … Esas …. Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi, hakkaniyet indirimi yapılması nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi ve yargılama giderlerinin davalıdan alınması gerektiği anlaşıldığından davalının istinaf talebinin reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince 113.825,75 TL’nin davacının talebi göz önüne alınarak 22/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline şeklinde yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davalının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
1- Alınması gereken 4.348,01 TL harçtan peşin alınan 1.087,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.261,01 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B) Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya Asliye …. Ticaret Mahkemesi’nin 20/12/2018 tarih … – … Karar sayılı KARARIN KALDIRILMASINA,
1- İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı ile 57,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 178,80 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Davanın kısmen kabulü ile; 113.825,75 TL’nin 22/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3- Karar tarihi itibariyle alınması gereken 7.775,43 TL harçtan peşin alınan 85,39 TL, ıslah sırasında alınan 3.286,57 TL ve davalı tarafından bakiye karar harcı olarak yatırılan 976,05 TL olmak üzere toplam 4.348,01 harcın mahsubu ile bakiye 3.427,42 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, davacı tarafından peşin harç ve ıslah harcı olarak yatırılan 3.371,96 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince 14.763,44 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk masraf, 400,00 TL bilirkişi ücreti, 91,80 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 527,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine,

D) İlk derece mahkemesince 22/04/2019 tarihinde yazılan harç tahsil müzekkeresinin bila infaz iadesinin ilk derece mahkemesince istenmesine,
E) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
F) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 25/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır