Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/757 E. 2023/295 K. 13.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ

Esas-Karar No: …. – ….
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (… )
ÜYE : … (… )
ÜYE : … (… )
KATİP : … (… )

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2021
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – T.C Kimlik No:
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 13/02/2023
YAZIM TARİHİ : 16/02/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 14/01/2021 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 15/03/2020 vade tarihli 50.000,00 TL ve 15/04/2020 vade tarihli 100.000,00 TL’lik bonolarla ilgili kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, müvekkili … ‘ı davalı/alacaklı görünen taraf mal vereceğim şeklinde elinden senetleri aldığını, ancak senetlerin üzerine dikkat edileceği üzere ” MALEN” yazmasına rağmen alacaklı görünen taraf müvekkiline herhangi bir mal vermediğini, alacaklı görünen taraf müvekkiline mal vermediği gibi müvekkilinin sürekli şekilde senetlerini istemesine istinaden ise; ha bugün ha yarın şeklinde müvekkilini oyaladıklarını, takibe konu senetler üzerinde malen yazmasının sebebi müvekkilinin davalı taraftan bu senetlere istinaden almış olduğu … adresinde bulunan daireyi dava dışı … Şti. arasında yapılan ”Maden Ruhsatı Devir Sözleşmesidir” başlıklı sözleşmeden de anlaşılacağı üzere davalı taraftan alacağı taşınmazı maden ocağı ruhsatını devralmak için kapora olarak verdiğini, ancak davalı tarafça hiç bir şekilde müvekkiline yukarıda bahsi geçen daireyi teslim etmediği gibi, senetleri de icra takibine koyduğunu, bu nedenle öncelikle Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından müvekkil aleyhinde yürütülen takibin teminatsız olarak durdurulmasına, haklı davalarının kabulü ile müvekkilinin söz konusu senetlerin borçlusu olmadığının tespiti ve icra takibinin iptaline karar verilmesini, davalının kötüniyetli olmasından dolayı alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere Kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kambiyo senetlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar Ticaret Kanunu’na göre mutlak ticari davalar olup, Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, davacının icra takibine konu bonolarda aval durumda olduğunu, avalistin, aval verdiği kişiye ait def’ileri hamile karşı ileri süremeyeceğini, dolayısıyla bonolardaki “malen” kaydını ileri sürebilecek kişi olmadığını, mahkeme TTK madde 702/2 açık hükmüne rağmen aksi kanaatte ise mal teslim edilmediğini öne süren borçlunun bu iddiasını kesin delille ispat etmesi gerektiğini, bilindiği üzere kambiyo senedinin sebepten bağımsız olduğunu, ispat yükünün borcun varlığını ikrar ederek icra takibine konu bonoları sebebe bağlayan davacı yan üzerinde olduğunu, davacının borçlu olduğunun sabit olduğunu, iş bu nedenle İİK 72/4 hükmü uyarınca davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında tedbiren takibin durdurulamayacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “….Davacı vekili her ne kadar senetler üzerindeki şirket adına atılan imzaların müvekkilince yetkili sıfatıyla gerçekleştirdiğini, dolayısıyla atılan diğer imzalarda müvekkiline ait olduğundan ve bir kişinin aynı senette hem keşideci hem de avalist durumunda bulunamayacağını savunmuş ise de; senet üzerindeki dava dışı şirket adına yetkili sıfatıyla atılan imzanın ayrı bir tüzel kişilik olan şirket namına kabul edilmesi gerektiği, diğer imzaların ise şahsi sorumluluk getirecek mahiyette şirketten ayrı kişi olan davacı tarafından atıldığı hususları nazara alınarak bu yöndeki davacı iddialarının yerinde olmadığı anlaşılmış olup, TTK 778/3 atfıyla 701/3 maddesi gereği muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere senedin üzerine atılan her imza aval şerhi sayılacağından davacı … ‘ın ilgili senette avalist konumunda olduğu anlaşılmıştır. Davaya konu bonoda ihdas nedeni olarak malen kaydı bulunmaktadır. Bu durumda malın teslim edilmediği ancak dava dışı keşideci tarafından yazılı delille ispatlanabilir. Davalı senedi tahlil etmediğine göre dava konusu bonolarda davacı … bonoyu avalist olarak imzalamış olup, TTK 702/2 maddesi gereği, aval veren kişi borç şekle ait noksanlıktan başka sebepler batıl olsa da, borçtan sorumlu olması nedeniyle açılan davanın reddine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin gerekçesine katılmalarının mümkün olmadığını, mahkemenin gerekçesinde belirttiği üzere senet üzerindeki imzanın teminat sağlamak amacıyla atılmış olması değerlendirmesinin isabetli olmadığını, müvekkili davaya konu senetlerin düzenlendiği tarihte ”… Şirketi”nin imzaya yetkili temsilcisi konumunda olup, müvekkilinin senetlerde avalist değil keşideci konumunda olduğunu, senetler üzerindeki aynı elden çıkmış imzaları aval kabul etmek, senette başkaca herhangi bir imza bulunmadığından keşidecinin imzasının olmadığı sonucunu doğurduğunu, bu durumda senedin kambiyo vasfının ortadan kalkmış olacağını, girişilen takibin haksız olduğunun varsayılabileceğini, zira bonoda düzenleyenin imzasının zorunlu unsurlardan olduğunu beyanla istinaf başvurularının kabulüne, talepleri doğrultusunda da davanın kabulüne karar verilmesini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacının senet borçlusu şirketin yetkilisi olduğu, dava konusu şirketin keşidecinin atacağı tek imza ile borçlandırılması mümkün iken bononun ön yüzüne davacı tarafından atılan ikinci imzanın şirket adına değil keşideci lehine aval vermek için atıldığının kabulü gerektiği,
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2020 tarih 2017/12-268 Esas 2020/729 Karar sayılı ilamında “…. 14. Aval, TTK’nın 700. maddesine göre poliçede yazılı bulunan borcun kısmen veya tamamen teminat altına alınmasını sağlayan bir nevi kefalettir. Bu kefaleti veren şahsa, aval veren denir (Bozer A./Göle C.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2017, s. 161).
15. TTK’nın 700. maddesinin 2. fıkrasına göre aval, üçüncü bir kişi veya poliçede imzası bulunan başka bir kişi tarafından da verilebilir. Bu şekilde poliçe borçlularından biri lehine aval verilmek suretiyle poliçenin ödenmesi güvence altına alınacağından o poliçenin tedavülü kolaylaştırılmış olur (Bozer/Göle, s. 161 ).
16. TTK’nın avalin şekline ilişkin 701. Maddesi; “(1) Aval şerhi, poliçe veya alonj üzerine yazılır. (2) Aval “aval içindir” veya bununla eş anlamlı başka bir ibareyle ifade edilir ve aval veren kişi tarafından imzalanır. (3) Muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır. (4) Kimin için verildiği belirtilmemişse aval, düzenleyici için verilmiş sayılır.” şeklindedir.
17. Bu düzenlemeye göre poliçenin ön yüzünde avale ilişkin herhangi bir ibarenin bulunmaması ancak imzanın bulunması hâlinde, muhatabın veya düzenleyenin imzaları dışında poliçenin ön yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır. Poliçenin ön yüzüne atılan aval şerhinin kimin için verildiği belirtimez ise aval düzenleyici için verilmiş sayılır.
18. Avale ilişkin hükümler TTK’nın 778. maddesinin 3. fıkrası gereğince bonolar hakkında da uygulanır. TTK’nın 776. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi ile aynı Kanunun 778. maddesinin atfı ile uygulanması gereken TTK’nın 701. maddesi birlikte değerlendirildiğinde bononun geçerli olması için tek imza yeterlidir ve senet ön yüzüne atılan ikinci imza aval şerhi sayılır. Ne var ki, poliçenin ön yüzüne düzenleyen tarafından iki imza atılmış olsa dahi, bu imzalar TTK’nın 700. maddesine göre aval olarak kabul edilemez. Ancak, keşideciden başka bir kişi tarafından aval veya benzeri sözler kullanılarak imzalanmışsa aval olarak sayılır.
19. Aval verenin borcu bağımsız bir borçtur, bir diğer ifade ile feri nitelikte değildir. Aval ile teminat altına alınan borç geçersiz olsa bile, aval verenin sorumluluğu devam eder. Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da, aval verenin taahhüdü geçerlidir. Yani lehine aval verilenin borcu geçersiz olsa bile, aval veren bu geçersizliği ileri süremez. Lehine aval verilenin mevcut olmaması, ehliyetsiz olması ya da imzasının sahte olması hâlinde de aval verenin sorumluluğu devam eder. TTK’nın 702. maddesinin 2. fıkrası gereğince aval veren, sadece kambiyo senedindeki zorunlu şekil eksikliğini ileri sürebilir (20.04.2018 tarihli ve 2017/4 E., 2018/5 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı)…..” hususunun belirtildiği, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,6‬0 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,

4-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/02/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

A.G