Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/756 E. 2021/525 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …./…
KARAR NO : …/…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE …. TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2021
NUMARASI : …/… Esas …/… Karar

DAVACILAR :1-… – (T.C Kimlik No: … )
2-…
3-… – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLLERİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLLERİ : Av. … .. & Av. … -…
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 09/04/2021
YAZIM TARİHİ : 12/04/2021
Davacılar tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 19/01/2021 tarihinde tesis edilen karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Ltd. Şti’nin 01.12.2012 tarihinde … . … Cad. …. İş Merkezi No:…/… …./KONYA adresindeki dükkanı kaba inşaat halinde iken davalıdan kiraladığını, franchise sözleşmesi ile ……olarak işlettiğini, düzenli olarak kiralarını ödediğini, 2019 yılı sonunda kiralayan … tarafından gönderilen fahiş kira artışı talebi, ülkedeki ekonomik kriz ve arkasından gelen pandemi yasakları nedeniyle iş yerini kapatarak mülk sahibine teslim ettiğini, iş yerindeki tuvaletler, demir merdivenler, içerideki ve terastaki seramiklerin hepsinin müvekkil tarafından yapılmış olup kira borcuna mahsuben davalıya bırakıldığını, kiracının en son 26.700 TL kira ödediğini, herhangi bir kira borcu bulunmadığını, mülk sahibinin daha sonra burayı başkasına kiraya verdiğini, 2012 yılında kira kontratı yapıldığında kiralayana, kiracı … Ltd. Şti. ile şirket yetkilisi … ve iş yeri çalışanı …’un imzaları açığa atılarak tarihsiz ve meblağsız teminat senedi verildiğini, senedin kira akdinin yapıldığı anda (2012 yılında) tarihsiz ve meblağ yazılmaksızın verildiğini, davalının iş yerinin boşaltılmasından sonra ve alacağı olmamasına rağmen, güvene dayalı olarak verilen işbu senedi, düzenleme tarihi kısmını 06.12.2018, ödeme tarihi kısmını 06.11.2019 ve meblağ kısmını 180.000,00 TL olarak kendisinin doldurduğunu, davalının 26.08.2020 tarihinde işbu senedi Konya …. İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyası ile icra takibine koyup 10 örnek ödeme emri gönderdiğini, davalı hakkında yukarıda izah edilen sebeplerle açığa atılan imzanın kötüye kullanılması, kambiyo senetlerinde sahtecilik ve bedelsiz senedi kullanma suçlarından dolayı Konya CBS’na gönderilmek üzere İzmir CBS Muhabere No:…/…. sayılı dilekçe ile suç duyurusunda bulunulduğunu beyan ederek senet nedeniyle davacıların davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine, senedin taraflarına iadesine, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, öncelikle teminatsız veya teminat mukabili olarak, dava konusu senede ilişkin başlatılan Konya …. İcra Müdürlüğü …/… sayılı takibin tedbiren durdurulmasına, davacılar aleyhine konulmuş/konulacak hacizlerin kaldırılmasına, davalının %20 kötüniyet tazminatı ödemesine, davanın kabulüne, reddi halinde davalıya bırakılan iyileştirme bedelinin takas edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı cevap dilekçesinde özetle; davanın arabuluculuk yoluna başvurulmadan açıldığını reddinin gerektiğini, dava dilekçesinde takibe konu senedin iddia edilenin aksine teminat senedi olmadığını, hiçbir şekilde teminat ibaresinin yazmadığını, teminat olunan sözleşmenin de belirtilmediğini, Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere bonoya dayalı icra takibine ilişkin menfi tespit istemlerinde bedelsizlik iddiasını ispat yükünün davacı borçluda kaldığını, davacı borçluların senetteki imzalara karşı itirazının olmadığını, borçluların menkul ve gayrimenkullerini kaçırmak amacıyla 3. Kişilere devrettiğini ve bu şekilde mal kaçırma hazırlıklarını yaptığını, davacı borçluların alacağını tehlikeye sokmak amacıyla hareket ettiklerinin ortada olduğunu beyan ederek davanın reddi ile tedbirin kaldırılmasına, İİK m.72 uyarınca %20’den aşağı olmamak üzere davacı borçluların tazminat ödemesine, davacı tarafın tazminat talebinin reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Davacının dava dilekçesinde Müvekkil … Ltd. Şti’nin 01.12.2012 tarihinde … Mah. … cad. …. İş Merkezi No:../… Selçuklu/KONYA adresindeki dükkanı kaba inşaat halinde iken davalıdan kiraladığının bildirildiği davacının borçlarına karşılık olmak üzere verilmiş bono olduğunu kabul ettiği, davacının davaya konu bononun tahsili için icra takibine giriştiği icra dosyasının incelemesinden anlaşıldığı, T.C YARGITAY 19.Hukuk Dairesi Esas: 2016/ 3083 Karar: 2017 / 535 Karar Tarihi: 26.01.2017 sayılı kararında ” Her ne kadar dava konusu kambiyo senetlerinden dolayı menfi tespit isteminde bulunulmuş ise de, her iki taraf da bu senetlerin kira sözleşmelerinin teminatı olarak verildiğini kabul etmektedirler. Hal böyle olunca somut olayda uyuşmazlık TTK da düzenlenen kambiyo senetleri ile ilgili hükümlerden değil, taraflar arasındaki kira sözleşmelerinde yer alan hükümler çerçevesinde tarafların birbirlerine karşı olan edimlerini yerine getirip getirmedikleri konusunda toplanmaktadır. Bu sebeple uyuşmazlığın çözümünde 6100 sayılı HMK nun 4/1-a maddesi uyarınca görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Aynı Yasanın 114. maddesinde görev dava şartları arasında sayılmış, 115. maddesinde ise dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceği hüküm altına alınmıştır. Bu durumda mahkemece davanın görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesi gerekirken,” denildiğinden; somut olayımızda taraflar arasında kira sözleşme olduğu takibe konu bononun da bu sözleşme kapsamında verildiği iddia edildiğinden, uyuşmazlığının kira sözleşmesinden kaynaklandığı, 6100 sayılı yasanın 4. Maddesinin a fıkrasına göre kiralanan taşınmazların 09/06/1932 tarihli ve 2004 İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkemenin görevsizliğine, davaya bakmaya Konya Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın hukuka ve hakkaniyete açıkça aykırı olup işbu görevsizlik kararının ortadan kaldırılması gerektiğini, davacı borçlu taraf her ne kadar senedin teminat senedi olduğunu, davalı müvekkili ile aralarında kira sözleşmesi bulunduğunu, boş senet imzaladıklarını ve borcunun olmadığını belirtmiş olsa da takibe konu senet iddia edilenin aksine teminat senedi olmadığını, senet üzerinde hiçbir şekilde teminat ibaresi yazmamakla birlikte teminat olunan sözleşme de belirtilmediğini, senedin hangi hukuki ilişkinin teminatı olduğu hususunun bir başka deyişle karşılıklı edimleri içeren bir sözleşmenin teminatı için verildiği konusunun yazılı belge ile kanıtlanması gerektiğini, konuya ilişkin “Yargıtay 19. HD. 2019/1061 E. 2020/1355 K. 07.07.2020 tarihli” kararında belirtildiği üzere dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmadığı sürece ‘teminat senedi’ sözcüklerinin tek başına bononun kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi vaadini içeren niteliğini etkilemeyeceğinin kabul edildiğini, senedin teminat senedi olarak kabulü için; Senedin vade kısmına “Teminat Senedidir” ibaresi yazılması gerektiğini, senedin ön yüzüne “Şu sözleşmeye konu olarak hazırlanmıştır.”denilmesi gerektiğini, senedin arka yüzüne (ciro edilen bölüme) hangi konu için teminat senedinin hazırlandığının özetlenmesi gerektiğini, Özet kısmında “…. Anlaşması üzerine bu teminat sözleşmesi hazırlanmıştır, sözleşme konusu tamamlandığında teminat senedinin hükümleri geçersizdir, ciro edilemez” notu yazılması gerektiğini, mahkeme görevsizlik kararında her ne kadar taraflar arasında kira sözleşmesi bulunduğunu, takibe konu bononun da bu sözleşme kapsamında verildiği iddiasına dayanarak görevsizlik kararı vermiş olsa da taraflarınca takibe konu senedin teminat senedi olarak verildiği hususu hiçbir zaman kabul edilmiş olmadığını, ayrıca Konya … İcra Dairesi Müdürlüğü ../…. E. Sayılı dosya ile davacı tarafın kira borcuna ilişkin takibe girişildiğini, buna rağmen sadece davacı borçlu tarafın asılsız iddiaları dikkate alınarak verilen görevsizlik kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, kaldı ki, bono hukuki mahiyeti itibariyle mücerret bir borç ikrarı olduğunu, nitekim TTK’nın 776.maddesinde bononun şekil unsurları sayılırken ”…Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadi…” ifadesiyle bu husus açıkça belirtildiğini, bu haliyle bono şekil şartları ve etkileri arttırılmış bir borç taahhüdünden başka bir şey olmadığını, kambiyo senetleriyle asıl borç münasebetinden müstakil bir borcun doğması, senette yazılı hakkın dermeyanını kolaylaştıracağını ve senet alacaklısına emniyet sağlayacağını, senedin ibrazı hakkın dermeyanı için gerekli ve yeterli olacağını, alacaklının ayrıca illi münasebete dayanmak zorunda olmadığını, yerel mahkeme sanki her iki tarafta senedin kira sözleşmesinden kaynaklı teminat senedi olarak verildiğini kabul etmiş gibi hareket ettiğini, lakin tekrarla belirttikleri üzere davacı taraf iddialarını ispatlayacak herhangi bir delil sunmadığını, sadece lafzi ve asılsız beyanlarda bulunduğunu, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 6762 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlardan doğan davalar ticari dava sayılacağını, dava konusu olan senet TTK’da düzenlendiğinden davanın ticari işlerden sayılacağını, 6102 sayılı TTK’nın 26/06/2012 tarih ve 6335 sayılı Kanunun 2.maddesi ile değişik 5.maddesi uyarınca aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılıp yerel mahkemenin görevli olduğuna dair karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kambiyo senetlerden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır
Dosya kapsamına göre davalı tarafından davacılar aleyhine Konya …İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası ile 06/12/2018 tanzim, 06/11/2019 vade tarihli bonoya dayalı olarak 25/08/2020 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibinde bulunulduğu, davacıların takibe konu bononun kira ilişkisi nedeniyle davalıya teminat olarak verildiğini, verildiğinde de imzalar hariç tarih ve meblağının boş olduğunu iddia ederek iş bu menfi tespit davasını açtıkları, davalının bononun kira ilişkisi nedeniyle verildiği yönünde açık bir kabulünün olmadığı, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin dosyada olmadığı bu sebeple mahkemece kira sözleşmesi ve davacıların şikayeti üzerine açılan soruşturma evrakı getirtilip incelenmeden davaya bakmaya Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği görülmüştür.
Bono, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda unsurları ile birlikte düzenlenmiş olup aynı Kanunun 4/1-a maddesi hükmü uyarınca bonoya dayalı uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme kural olarak asliye ticaret mahkemesidir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4/1-a maddesinde ise, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir.
Bu sebeple mahkemece davaya konu bononun kira ilişkisi nedeniyle verilip verilmediği yönünde kira sözleşmesi ve soruşturma dosyası incelendikten ve bu konudaki diğer deliller toplandıktan sonra takibe konu bononun kira ilişkisi nedeniyle verildiğinin tespiti halinde görev yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi, şayet takibe konu bononun kira ilişkisi nedeniyle verildiğinin tespit edilememesi halinde ise yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesince bu şekilde inceleme ve araştırma yapılmadan görevsizlik kararı verilmesi hatalı olup davalının istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.3 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının delillerin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile Konya Asliye …. Ticaret Mahkemesi’nin 19/01/2021 tarih …/… Esas …/… Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/04/2021 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip … e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

A.Ç