Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/696 E. 2022/2432 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/02/2021
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN
DAVACILAR : 1- … (T.C. Kimlik No: …)
2- … (T.C. Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … – Av. … – …

MÜTEVEFFA : … (T.C. Kimlik No: …)
TASFİYE MEMURU : … (T.C. Kimlik No: …)

DAVA : Şirket Ortağı Olmadığının Tespiti ve Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/12/2022
YAZIM TARİHİ : 14/01/2023
Davacılar tarafından davalılar aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olmadığının tespiti ve alacak davasında … tarihinde tesis edilen davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin karara karşı davacıların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafın davalı tarafa para verdiğini, davalı şirket temsilcileri tarafından para yatırılırken, yatırılan para karşılığında yüksek kazanç elde edecekleri ve yatırdıkları paranın istendiğinde kendilerine iade edileceği konusunda güven telkin edildiğini, davalı tarafça yatırılan para karşılığında ortaklık durum belgesi ve hisse senetleri verildiğini, davacıların yatırdıkları paraları geri istediğinde paranın iade edilmediğini beyan ederek, müvekkilleri ile davalı şirket arasında eski TTK, BK, SPK ve sair mevzuata aykırı olarak kurulan ilişkinin hükümsüzlüğüne, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkillerinden tahsil edilen 27.205,84 Euro(53.210,00 – DEM)’nun tahsil tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların dava dilekçesinin HMK.119’a aykırı düştüğünü, zira davacının, davalı şirkete 27.205,84 Euro para ödediğini iddia etse de para ödeme tarihini dava dilekçesinde açıklamadığı gibi bu iddiasının somut delilini de dava dilekçesinde göstermediğini, davacının usul hükümlerine aykırı bu davranışının savunma haklarının kısıtlanmasına neden olduğunu, bu nedenle HMK.119.maddesine aykırı bulunan dava dilekçesi nedeni ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, davacının işbu davada ileri sürdüğü aynı iddia ve belgelere dayanarak, Almanya LG Manchengladbach Mahkemesi’nin … dosyası ile alacak davası ikame ettiğini, yapılan yargılama sonunda davanın reddine ilişkin OLG Duesseldorf … sayılı dosya ile denetimden geçerek onandığını ve bu kararın kesinleştiğini, Konya Asliye Hukuk Mahkemesinde ikame edecekleri anıma ve tenfiz davasının işbu davada bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, davacı tarafın işbu davada bankacılık mevzuatı hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki beyanlarının kabulünün yasal olarak mümkün olmadığını, davacının iddialarına dayanak gösterdiği “belge”nin davalıyı ilzam etmeyeceğini, davacı tarafın, davalılarca SPK mevzuatı ihlal edildiği yönündeki iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, davacı tarafın, davalıların eski TTK ve Borçlar Kanunu hükümlerinin ihlal edildiği yönündeki iddialarının da reddinin gerektiğini, davacı tarafın hileye maruz kaldığı yönündeki iddiasının da reddinin gerektiğini, davacı tarafın müvekkili şirkete veya şirketlere her an geri alabileceği garantisi ile para verdiğine ilişkin iddianın gerçek olmadığını, TTK nun 329 ve 405. maddeleri gereğince şirket ortaklarının hisse bedellerini şirketten geri istemesinin ve şirketin kendi paylarını geri almasının mümkün olmadığını, müvekkili şirket veya şirketlerin davacı taraftan para almadığını, bankacılık mevzuatına dayanarak herhangi bir mevduat toplamadığı gibi bunun da mümkün olmadığını, davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, hak düşürücü süre ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı tarafından mahkememize dava açılmadan önce aynı konuda aynı sebeplere dayanılarak davalıya karşı dava açıldığı ve yabancı mahkemece davanın reddine karar verildiği anlaşıldığından açılan davanın HMK 114/1/i ve HMK’nun 115/2. maddesi gereğince kesin hüküm dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kesin hüküm itirazı olarak her iki davanın talep sonuçlarının ve dayandığı vakıaların faklı olduğunun dosyadaki yabancı mahkeme kararından açıkça görülmekte olduğunu, davalı şirketin kesin hüküm itirazına konu olan Federal Almanya Cumhuriyetinde görülmüş olan davanın konusu ile iş bu davanın dava dilekçesinin talep ve sonuç bölümünün farklı olduğunu, 7194 sayılı yasanın 41. maddesiyle; 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. maddenin anayasaya aykırı olduğunu, anayasanın 152. maddesi uyarınca bu maddenin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurma taleplerinin ilk derece mahkemesince kabul edilmediğini, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak öncelikle davanın kabulüne karar verilmesini, aksi takdirde Anayasa’nın 152. maddesi uyarınca bu maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı şirkete ortak olmadığının tespiti, kar payı alınması maksadıyla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
Davaya konu … A.Ş’nin ünvanının … A.Ş. olarak değiştirildiği, bilahare … A.Ş.’ye devredilmesi suretiyle birleştirilmesine ve tasfiyesiz infisahına karar verildiği ve unvanının … A.Ş. olarak değiştiği dosya kapsamından anlaşıldığı,
7194 sayılı yasanın 41. Maddesiyle; 3332 sayılı yasaya “31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” şeklinde Geçici 4.Madde eklenmiştir.
Sermaye Piyasası Kanunu
Madde 16 “(1) (Değişik birinci cümle: 28/11/2017-7061/109 md.) Payları borsada işlem gören ortaklıklar ile kitle fonlaması suretiyle halktan para toplayan ortaklıklar hariç olmak üzere pay sahibi sayısı beş yüzü aşan anonim ortaklıkların payları halka arz olunmuş sayılır. Bu ortaklıklar halka açık ortaklık hükümlerine de tabi olurlar. (2) Payları borsada işlem görmeyen anonim ortaklıklar, halka açık ortaklık statüsünü kazandıktan sonra en geç iki yıl içinde paylarının işlem görmesi için borsaya başvurmak zorundadırlar. Aksi durumda, Kurul, bu payların borsada işlem görmesi veya ortaklığın halka açık ortaklık statüsünden çıkarılması için, ortaklığın talebini aramaksızın gerekli kararları alır. (3)(Ek: 28/11/2017-7061/109 md.) (Değişik Cümle: 27/12/2018-7159/8 md.)….”
Öncelikle; yasal düzenlemenin taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi kapsayıp kapsamadığı ve davalı şirketin yasal düzenlemede belirtilen şirketlerden olup olmadığı yönünden delillerin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davalı şirketin yasal düzenlemede verilen … tarihinden önce, BIST (İMKB) yönetim kurulunun … tarihli toplantısında ortaklığın paylarının halka arz edilmeksizin 2.ulusal pazarda … tarihinden itibaren işlem görmesine karar verildiği ve … tarihinden itibaren işlem görmeye başladığı mevcut delillerden anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklama ve tespitler nazara alındığında; Almanya Devleti Mönchengladbach Asliye Hukuk Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … tarih … sayılı kararı ile davacının aynı hukuki sebeplerle davalıya karşı açtığı … nolu … hisse, … nolu 200 hisse ve … nolu 80 hisse karşılığı 25.539,03 Euro alacak talepli davanın reddine karar verildiği, bu kararın Düsseldorf Yüksek Eyalet Mahkemesi’nin 10.10.2014 tarih ve … sayılı kararıyla kesinleştiği, Konya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E., … K. sayılı kararı ile yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verildiği ve tanımaya ilişkin bu kararın da … tarihinde kesinleştiği, eldeki davada farklı dava değeri bildirilmiş ise de aynı hisse senetlerine dayalı olarak alacak talebinde bulunulduğu, bu nedenle tarafları, hukuki sebepleri aynı olan yabancı mahkeme kararında dava konusu edilen 25.539,03 Euro alacak yönünden kesin hüküm teşkil ettiği, davacıların 1.666,81 Euro alacağa yönelik talebinin ise yukarıda yapılan açıklama ve tespitler nazara alındığında; … tarihinde 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. madde kapsamında olduğu, bu nedenle ilk derece mahkemesinin 25.539,03 Euro alacak yönünden kararının usul ve yasaya uygun olduğu; ancak eldeki davada, kesin hüküm teşkil eden yabancı mahkemede talep edilen alacak talebinden fazla olarak 27.205,84 Euro alacak talebinde bulunulduğunun anlaşıldığı, bu nedenlerle taraflar arasında 1.666,81 Euro alacak talebi yönünden uyuşmazlık hakkında usul ve esas yönünden değerlendirilme yapılmadan bu kanuna göre uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği, taraflar arasında görülmekte olan davanın 1.666,81 Euro alacak talebi yönünden 05/12/2019 tarihinde 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. madde kapsamında olduğu anlaşıldığından davacıların belirtilen sebebe ilişkin istinaf başvurularının kabulü ile 7194 sayılı yasanın 41. Maddesiyle 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince 1.666,81 Euro alacak talebi yönünden açılan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, yine yeniden hüküm kurulan kısım için yargılama giderlerinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına, davacılar lehine davalı şirket aleyhine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan asgari ücret tarifesi gereğince maktu vekalet ücreti taktirine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacıların istinaf talebinin KABULÜNE; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin 02/02/2021 tarih … E. … K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1- İstinaf talebinde bulunan davacılar tarafından yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının karar kesinleşince ve talep halinde davacılara iadesine,
2- İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davacılar tarafından yatırılan 162,10 TL başvurma harcının davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Dava konusu 25.539,03 Euro’luk kısım hakkında kesin hüküm olduğundan bu miktar yönünden kesin hükmün varlığı ve dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2- Dava konusu 1.666,81 Euro’luk kısım hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3- Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 1.437,64 TL harçtan alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 1.356,94 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4- Davacılar davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar verilmesine yer olmadığına dair dairemizce verilen karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 9.200,00 TL maktu ücreti vekaletin davalı şirketten alınarak davacılara verilmesine,
5- Davalı …Ş davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kesin hüküm nedeniyle usulden red edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 4.080,00 TL maktu ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalı şirkete verilmesine,
6-Kabul ve ret oranına göre davacılar tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 27,70 TL başvurma harcı, 80,70 maktu karar harcı, 2.250,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 363,70 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.722,10 TL yargılama giderinden 166,77 TL’sinin 3332 sayılı yasanın geçici 4.maddesi gereğince davalı şirketten alınarak davacılara verilmesine, kalanının davacılar üzerinde bırakılmasına,
7- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
D) Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 28/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Y.