Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/693 E. 2022/2440 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN
DAVACILAR : 1-… – (T.C Kimlik No: … )
2-… – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … – …
DAVA : Şirket Ortağı Olunmadığının Tespiti ve Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/12/2022
YAZIM TARİHİ : 28/12/2022
Davacılar tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olunmadığının tespiti ve alacak davasında … tarihinde tesis edilen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine dava dosyasının dairemize geldiği anlaşılmakla üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafın davalı tarafa para verdiğini, davalı şirket temsilcileri tarafından para yatırılırken, yatırılan para karşılığında yüksek kazanç elde edeceği ve yatırdığı paranın istendiğinde kendisine iade edileceği konusunda güven telkin edildiğini, davalı tarafça yatırılan para karşılığında ortaklık durum belgesi ve hisse senetleri verildiğini, davacıların yatırdığı paraları geri istediğinde paranın iade edilmediğini beyan ederek, davacıların davalı şirkete vermiş olduğu meblağın geçersiz ortaklık ilişkisi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 Euro’sunun ödeme tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi uyarınca devlet bankalarının yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davacılar vekili … tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 25.304,00 Euro olarak ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın müvekkili şirkete veya şirketlere her an geri alabileceği garantisi ile para verdiğine ilişkin iddianın gerçek olmadığını, TTK nun 329 ve 405. maddeleri gereğince şirket ortaklarının hisse bedellerini şirketten geri istemesinin ve şirketin kendi paylarını geri almasının mümkün olmadığını, müvekkili şirket veya şirketlerin davacı taraftan para almadığını, bankacılık mevzuatına dayanarak herhangi bir mevduat toplamadığı gibi bunun da mümkün olmadığını, hak düşürücü süre ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, davacının …’de mutad meskeni olmadığını, teminat yatırılması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacılar tarafından açılan dava hakkında 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Karanamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 41 maddesi ile yasal düzenleme yapıldığı ve 07/12/2019 tarih ve 30971 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren” “25/03/1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 3182 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanunun da Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a” eklenen Geçici 4/2.maddesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına..” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; 7194 sayılı yasanın 41. Maddesinin açıkça Anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olduğunu, verilen kararın yok hükmünde olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 7194 sayılı kanunun 41. Maddesi (3332 sayılı kanunun geçici 4. Maddesi) gereğince davacının ıslah talebi esastan reddedilmesi gerektiğini, davacı ile müvekkili şirketle arasında geçerli bir ortaklık ilişkinin bulunmadığının tespitini, davalı şirkete verdiğini iddia ettiği paranın tespiti ile şimdilik 1.000 EURO’sunun faiziyle birlikte müvekkilinden tahsiline karar verilmesi talebi ile iş bu davayı ikame ettiğini, davacı 05.01.2020 tarihinde 24.304 EURO daha artırarak davasını 25.304 EURO’ya çıkardığını, ancak davacı, 7194 sayılı kanun yürürlüğe girdikten 1 ay sonra davasını ıslah etmesi ıslah talebinin esastan reddini zorunlu kılacağını, ıslah talebi 7194. sayılı kanuna aykırı olduğundan esastan reddedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle, sonuç itibariyle doğru olan ancak gerekçe yönünden yanlış olan yerel mahkeme kararının kaldırılarak, “davacının ıslah talebinin, ıslah talebinden önce yürürlüğe giren 7194 sayılı kanunun 41. maddesi (3332 sayılı kanunun geçici 4. Maddesi)ne aykırı olması nedeni ile ıslah talebinin esastan reddine karar verilmesini” ve ıslah talebinin reddedilmesinden doğan nisbi vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ettiklerini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı şirkete ortak olmadığının tespiti, kar payı alınması maksadıyla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davaya konu … A.Ş’nin ünvanının … A.Ş. olarak değiştirildiği, bilahare … A.Ş.’ye devredilmesi suretiyle birleştirilmesine ve tasfiyesiz infisahına karar verildiği ve unvanının … A.Ş. olarak değiştiği dosya kapsamından anlaşıldığı,
Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması Ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu Ve 3182 Sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun,
Geçici Madde 4- (Ek:5/12/2019-7194/41 md.)31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI
Madde 152 ; Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.
Mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını ciddi görmezse bu iddia, temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır……
Yasal düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğu ve bu nedenle Anayasa Mahkemesine gidilmesine yönelik davacı iddiası yapılan müzakereler sonucunda ciddi görülmemiştir.
Öncelikle; yasal düzenlemenin taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi kapsayıp kapsamadığı ve davalı şirketin yasal düzenlemede belirtilen şirketlerden olup olmadığı yönünden delillerin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davalı şirketin yasal düzenlemede verilen … tarihinden önce, BIST (İMKB) yönetim kurulunun … tarihli toplantısında ortaklığın paylarının halka arz edilmeksizin 2.ulusal pazarda … tarihinden itibaren işlem görmesine karar verildiği ve … tarihinden itibaren işlem görmeye başladığı mevcut delillerden anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacının yatırım maksadı ile davalı şirkete para verdiğini, verilen para karşılığında kendisine “ortaklık durum belgesi” ve hisse senetleri verildiğini istenmesine rağmen parasının iade edilmediğini verdiği paranın faizi ile tahsilini, davalı tarafın ise; davacı tarafından davalı şirkete para verilmişse; şirkete ortak olmak maksadıyla verildiğini, kendisine verdiği para karşılığında nominal bedelli hisse senedi verildiğini , davacının şirket pay sahibi olarak şirket kayıtlarına kaydedildiğini Anonim şirket olan davalının 6762 sayılı TK’nın 329 ve 405. maddelerindeki düzenleme gereğince kendi hisselerini temellük etmesinin ve bunun sonucu olarak yatırılan paranın iadesinin mümkün olmadığını aksinin kabulü durumunda ise; davanın süresinde açılmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Yukarıda yapılan açıklama ve tespitler nazara alındığında; taraflar arasında görülmekte olan davanın 05/12/2019 tarihinde 3332 sayılı yasaya eklenen geçici 4. madde kapsamında olduğu göz önünde bulundurulduğunda;
Davacıların; Anayasaya aykırılık itirazları Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 152. maddesi ile 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddesi gereğince gerek ilk derece mahkemesince ve gerekse dairemizce ciddi bulunmaması nedeniyle davacıların istinaf başvuru taleplerinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalının istinaf sebepleri incelendiğinde ise; davacıların 7194 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra 05/01/2020 tarihinde ıslahla ilaveten 23.404 Euro alacak talep ettikleri görülmüştür.
Davacılar 7194 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra ıslah talebinde bulunmuş olup 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesinin açık hükmü gereğince davalı şirkete ortak sayılan ve yatırdıkları parayı herhangi bir sebeple geri istemesi mümkün olmayan davacıların anılan yasa yürürlüğe girdikten sonra ıslah ile talep ettikleri alacağa ilişkin hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 06/06/2022 tarih … Esas … Karar sayılı kararının da bu yönde olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvuru talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davacıların istinaf başvuru taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
1-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL karar ve ilam harcının davacılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B)Davalının istinaf başvuru talebinin KABULÜNE; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/02/2020 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1-İstinaf talebinde bulunan davalı şirket tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı şirkete iadesine,
2-İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında davalı şirket tarafından yatırılan 162,10 TL başvurma harcının davacılardan alınarak davalı şirkete verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
C)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacılar talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davacıların dava dilekçesinde talep ettikleri 1.000 Euro’luk alacak yönünden davacıların davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacıların ıslah dilekçesiyle talep ettikleri 24.304 Euro’luk alacak yönünden hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine,
3-Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 106,74 TL peşin ve ıslah talebi sırasında yatırılan 2.768,00 TL olmak üzere toplam 2.874,74‬ TL harçtan alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 2.794,04‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
4-Davacılar tarafından ıslah için yapılan yargılama gideri düşüldükten sonra 44,40 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 95,90 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 221‬,00 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacılara verilmesine, davacıların ıslah için yaptığı 19,00 TL yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davacılar davada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 9.200,00 TL maktu ücreti vekaletin davalı şirketten alınarak davacılara verilmesine,
6-Davalı şirket davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden (davacının ıslah talebi usulden reddedildiği için) karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 7/2.maddesi de göz önüne alınarak 9.200,00 TL maktu ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalı şirkete verilmesine,
7-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320,00 TL yargılama giderinin, davalı şirketten alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
8-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gider avansını yatıran tarafa iadesine,

D)İlk derece mahkemesince arabuluculuk ücreti ile ilgili harç tahsil müzekkeresi düzenlenmiş ise; müzekkerenin bila infaz iadesinin istenmesine, iade işleminin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
E)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
F)Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 23/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip … e-imzalıdır

A.Ç