Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/691 E. 2023/619 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/03/2023
YAZIM TARİHİ : 22/03/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında … tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … İli … Köyü, … nolu parselde 500 kw gücünde Lisanssız Güneş Enerjisi Santrali kurmak için davalı şirkete projeleri ve belgeelri eksizsiz bir şekilde tamamlayarak müracaat ettiğini, davalı şirket tarafından çok sayıda başvuru olması nedeniyle bir komisyon kararı alındığını, şebekeye mesafenin 5 km’den fazla olması halinde başvurunun olumsuz neticelendirildiğini ve bunu ayrım gözetmeksizin bütün başvurulara uygulandığını, müvekkilinin üretim tesisi ile şebeke arasındaki mesafenin 5 km’den fazla olması nedeniyle başvurunun olumsuz neticelendirildiğinin bildirildiğini, bağlantı başvurusunun ancak ilgili mevzuat ve ilgili teknik mevzuat hükümleri kapsamında reddedilebileceğini, davalı …’ın müvekkilinin başvurusu sırasında mevzuatta bir hüküm olmamasına rağmen keyfi olarak, kanunda hatta hiçbir mevzuat hükmünde yeri olmayan komisyon kararı ile kendisini Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu yerine koyarak verdiği red kararının hukuka aykırı olduğunu ve açıkladığı nedenlerle davalının red kararının iptali ile müvekkilinin bağlantı başvurusunun kabulüne, verilecek çağrı belgesi ve santralin yapım süresi de dikkate alınarak müvekkilinin kar kaybı, üretim maliyetlerindeki artış bedeli olarak şimdilik 10.000 TL’nin haksız işlem tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, dağıtım sistemi kullanım bedelini alacak olan davalının başvuru esnasındaki mevzuat ve kurul kararları çerçevesinde dağıtım sistemi kullanımı bedelini başvuru esnasındaki mevzuat hükümlerine göre indirimli tahsil edilmesine, çağrı belgesi verilmesi talebinin imkansızlık sebebi ile reddedilmesi halinde davalının haksız eylemi sonucu müvekkilinin üretim tesisi yapması imkansız hale geldiğinden kar kaybı ve zararı olarak şimdilik 10.000 TL’nin haksız işlem tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taşınmazı kiraya verdiğinden talep ve dava hakkının bulunmadığını, müvekkili şirketin hat ve tesislerin işleteni olduğunu, şebekelerin mülkiyetinin …’a ait olduğunu, müvekkili şirketçe başvuruya ilişkin olarak nesnel, kişilik dışı ve genel olarak ilgili yönetmelikler çerçevesinde bir komisyon kararı alındığını, davacının henüz kurmadığı bir tesis için tazminat talep etme hakkının da bulunmadığını ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince “…13/07/2018 tarihli bilirkişi raporu ile davacının Ağustos 2015 ayına ilişkin başvurusunun dağıtım sistemine bağlanabilecek uygun bir dağıtım hattı bulunmaması nedeniyle reddedilmesinin mevzuata uygun olmadığı ancak; bu başvuru dahil her üç başvuru tarihinde de … için tahsis edilen 25 MW güç dikkate alındığında davacıya tahsis edilebilecek boş kapasitenin bulunmaması nedeniyle başvuruların reddedilmesinin sonuç itibariyle doğru olduğu tespit edilmiştir.
17/04/2020 tarihli bilirkişi raporu ile davacının 30/08/2015 tarihli başvurusunun teknik değerlendirmesinin 22/09/2015-03/11/2015 tarihleri arasında yapıldığı hususu dikkate alındığında bu tarihler arasında … de 3 MW’lık boşluğun olduğu bu bakımdan başvurunun reddedilmesinin haksız olduğu, diğer başvurular yönünden ise kapasitenin dolu olması nedeniyle başvuruların reddinin uygun olduğu tespit edilmiştir.
Bu kapsamda 13/07/2018 tarihli bilirkişi raporu ile 17/04/2020 tarihli bilirkişi raporu arasında çelişki meydana geldiğinden her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeni bir bilirkişi incelemesine ihtiyaç duyulmuştur.
Dosya kapsamına uygun olduğundan ve önceki raporlar arasındaki çelişkiyi giderdiğinden hükme esas alınan 11/11/2020 tarihli bilirkişi raporu ile davacının 0,5 MW gücünde lisanssız GES kurmak amacıyla yaptığı 30/08/2015 tarihli, 29/12/2015 tarihli ve 29/02/2016 tarihli başvurular yönünden yapılan ön inceleme ve teknik değerlendirme bitiş tarihleri itibariyle …’de yeterli kapasitenin bulunmaması nedeniyle başvuruların reddedilmesinin haklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı 11/11/2020 tarihli bilirkişi raporunun salt davalı beyanlarına dayanması nedeniyle hükme el verişli olmadığını savunmuştur. Davacının bu itirazı doğrultusunda yapılan incelemede bilirkişi raporunun … ile yapılan yazışmalar ve … tarafından Mahkememize gönderilen müzekkere cevabı da irdelenmek suretiyle hazırlandığı anlaşıldığından davacı tarafın itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacı, 30/08/2015 tarihli başvuruya ilişkin olarak kapasite yönünden araştırma yapılmasının mümkün olmadığını, bu başvurunun mesafe nedeniyle reddedildiğini, bilirkişi raporları ile de mesafe yönünden verilen ret kararının haksız olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle zarar hesabı yapılması gerektiğini savunmuştur. Her ne kadar davacı 30/08/2015 tarihli başvuru yönünden iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında kapasite mevcudiyeti yönünden araştırma yapılmasına muvafakat edilmediğini belirtmiş ise de somut olayda ihtilaf davacının başvurularının kabul şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmakta olup, ihtilafın çözümünün davalı şirketin ret gerekçesinin yerinde olup olmadığı yönünde bir araştırma ile sınırlandırılması mümkün değildir. Zira davacı başvurularının reddinin iptalini ve kendisine çağrı kağıdı verilmesi gerektiğini ileri sürmekte olup, bu iddia yönünden başvuru tarihi itibariyle davacının başvurusunun yasal olarak kabulünün gerekip gerekmediğinin tespit edilmesi gerekmektedir. Bu tespitin de ret gerekçesiyle sınırlandırılması mümkün değildir. Bu nedenle davacının incelemenin ret gerekçesiyle sınırlı olarak yapılması gerektiği yönündeki iddiaları yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının 3 ayrı tarihte lisanssız elektrik üretimi için davalı şirkete başvurduğu, başvuru ve değerlendirme tarihleri itibariyle davacıya tahsis edilebilecek bir kapasitenin bulunmadığı, davalının başvuruları değerlendirirken eşit davranmadığı iddiasının ispatlanamadığı, başvuruların reddine ilişkin kararın mevzuata uygun olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş …” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının belirttiği 5 km’lik mesafe şartının olmadığı gerekçesinin hukuki olmadığının bilirkişi raporları ile belirlendiğini, dosyada olan 3 bilirkişi raporunun tamamında davalı şirketin 5 km’den fazla bir mesafe şartı koyması ile ilgili şartın haksız olduğu konusunda hemfikir olduğunu, kapasite ayırma yetkisinin sadece …’ta olduğunu, davalının ilan edilmemiş bir kapasiteyi tahsis etmesinin mevzuat açısından mümkün olamayacağını, bilirkişi heyetinin …’ın kapasite ilanlarını görmezden gelip, 2015 yılı 10 ve 12. Aylardaki kapasitenin haksız bir şekilde davalı şirketlerce doldurulmasından sonraki yazışmaları dava ile ilgiliymiş gibi sunmasının ve davalı tarafın beyanlarını raporuna gerekçe yapmasının açık bir hukuka aykırılık olduğunu, …’tan gelen müzekkere cevabına göre 3 MW’lık boşluk olduğunu, bu açık duruma rağmen davalı beyanları ile rapor sunularak karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, zararlarının hesabı için dosyanın bir bilirkişi heyetine gönderilmesi gerektiğini, bu kararın verilmesinden önce bir ara karar ile …’a Eylül 2015, Ekim 2015 ve Kasım 2015 dönemlerinde …’nin kapasitesinin kaç MW olduğunun ve Güneş Enerjisi Üretimi için kaç MW lık boşluk bulunduğunun herhangi bir tablo eklenmeksizin mahkemenin anlaması için yazılı cevap yolu ile cevaplanmasının istenmesi halinde davadaki açık haklılıklarının anlaşılacağını belirterek istinaf talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Lisanssız Güneş Enerjisi Santrali Bağlantı Başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı tarafça lisansız GES kurmak amacıyla davalı şirkete 30.08.2015, 29.12.2015 ve 29.02.2016 tarihlerinde müracaat edildiği, 30.08.2015 tarihli müracaatın, “Bağlantı Sistemine bağlanabilecek teknik yönden uygun bir dağıtım hattı bulunmamasından dolayı”, 29.12.2015 tarihli müracaatın “Bağlantı Sistemine bağlanabilecek teknik yönden uygun bir dağıtım hattı bulunmamasından dolayı”, 29.02.2016 tarihli müracaatın “… kapasitesi ile” olumsuz sonuçlandığı görülmüştür.
02/10/2013 tarihli resmi gazetede yayınlanan ve dava devam ederken 12/05/2019 tarihinden yürürlükten kalkan ancak somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmeliğin Uygulanmasına Dair Tebliğ’in 6/15. Maddesine göre; “…; bu Tebliğin yayımı tarihinden itibaren Yönetmelik ve bu Tebliğ kapsamında kurulacak kurulu gücü 1000 kWe’a kadar olan kojenerasyon tesisleri, 1000 kWe’a kadar olan yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisleri ve mikro kojenerasyon tesisleri için, Yönetmelikte belirlenen 2 MW bağlantı kapasitesi hariç, üretim tesislerinin bağlanacağı …’a ait her bir trafo merkezi için toplam bağlanabilir üretim tesisi gücünü belirleyerek ilgili dağıtım şirketi veya OSB dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiye bildirir. Kurulu gücü 1000 kWe’tan büyük olan kojenerasyon tesisleri ve 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (ç), (f) ve (g) bentleri kapsamında kurulacak üretim tesisleri için nihai karar, arıza akım limiti konusunda …’tan alınacak görüş sonucunda başvuru sahibine yazılı olarak bildirilir.” hükmünün düzenlendiği, ilgili yönetmelik hükmüne göre uyuşmazlık konusu … Trafo Merkezinde … tarafından Ağustos 2015 tarihinde 22 MW, Eylül 2015 tarihinde 22 MW, Ekim 2015 tarihinde 25 MW, Kasım 2015 tarihinde 25 MW, Aralık 2015 tarihinde 25 MW maksimum kapasite ilan edilmiştir.
Mahkemece alınan ilk rapor arasında çelişki bulunması nedeniyle, çelişkiyi giderecek ve itirazları karşılayacak şekilde 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan 11/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda, 30.08.2015, 29.12.2015 ve 29.02.2016 tarihli başvuruların davalı … tarafından reddi, davacının her üç başvurusunun yapıldığı tarihler ile ön inceleme tarihleri ve teknik değerlendirme bitiş tarihleri itibariyle, sırasıyla güç tahsisi yapılabilecek 0,343 MW, 0,293 MW ve 0,173 MW boş kapasite olması nedeniyle, kapasite yetersizliği bulunduğunun bildirilmiştir.
Gerek mahkeme alınan diğer bilirkişi raporlarında gerekse tarafların beyanları ile davacının talep tarihlerinde ilgili Trafo Merkezinde yeterli kapasite bulunmadığı sabit ise de;
Uyuşmazlık esas itibariyle,
1- Davacının 500 KW’lık (0,5 MW) GES’e ilişkin ilk talebi ile 2. Talebi arasında kapasitenin … tarafından 25 MW çıkarılmış olması, kapasite artışı nedeniyle oluşan 3 MW’lık kapasiteden davacının yararlandırılmaması,
2- Davacının ilk iki talebinin, kurulacak GES’in 5 km’den fazla mesafede bulunması nedeniyle reddedilmesine rağmen, gerek bilirkişi raporlarındaki kanaatin, gerekse mahkemenin karar gerekçesinin ilk iki başvurunun red gerekçesine göre değil, kapasite yetersizliğine göre değerlendirme yapılmasının yerinde olup olmadığı noktaların toplanmaktadır.
İlk olarak, davacının talep tarihlerinde, yukarıda belirtildiği üzere … tarafından belirlenen kapasite miktarında yeterli boşluk olmadığı açık olup, davacının 2 talebi arasında oluşan kapasite artışının, davacının talebi dikkate alınarak, davacıya öncelik tanınmasını gerektirmediği, zira talep tarihindeki Trafo Merkezinin ilan edilen kapasitesinin dikkate alınması gerektiği, İkinci olarak, davalı şirketin davacının talebini red sebebiyle bağlı olup olmayacağı ve mahkemece bu yönde resen değerlendirme yapılıp yapılmayacağı husuna ilişkin olarak, 02/10/2013 tarihli resmi gazetede yayınlanan ve dava devam ederken 12/05/2019 tarihinden yürürlükten kalkan ancak somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmeliğin Uygulanmasına Dair Tebliğde, lisansız GES başvurusunda uyulması gerekli şartlar düzenlenmiş olup, kapasite yetersizliğinin başvurunun kabul edilmeme şartlarından biri olarak tespit edildiği, her ne kadar davacının ilk iki talebinin reddine dair davalı şirketin gerekçesi yerinde değil ise de, başvuru tarihlerinde Trafo Merkezinde yeterli kapasite bulunmadığının sabit olduğu, bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereği esas yönünden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince kararın dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
6-Dava dosyasının temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 20/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Y.