Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/676 E. 2023/288 K. 13.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/01/2021
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 13/02/2023
YAZIM TARİHİ : 14/02/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 13/01/2021 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkiline icra takibi yapıldığını ancak müvekkilinin alacaklı olarak görünen davalı … isimli şahsa bir borcunun bulunmadığını, bu güne kadar adı geçen davalı ile bir alışverişinin olmadığını, takibe konu bonoları da davalı alacaklıya verilmediğini, ev hanımı olan müvekkilinin iş hayatına atılıp evinde destek olmak amacıyla dava dışı … ile … isimli işletme için ortaklık sözleşmesi imzaladığını, müvekkilinin bu sözleşmeye istinaden … ‘ya 25.000,00 TL nakit para ve her biri 250.000,00 TL bedelli olmak üzere iki adet toplam 50.000,00 TL bedelli bono teslim ettiğini, …’nın taraflar arasında imzalanan ortaklık sözleşmesine aykırı davranarak işyeri için müvekkilinden alacağı 25.000,00 TL yi şahsi işlerinde harcadığını ve yine işyeri ve işlerle ilgili müvekkine bilgi vermeyerek sözleşme ile taahhüt edilen ortaklığı fiilen davamı imkansız hale geldiğini, bu nedenle nakit verilen 25.000,00 TL nin haricen iadesinin istendiğini ancak …’nın buna yanaşmaması üzerine kendisine 30/10/2018 tarihinde Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, ortaklığın feshi ve 25.000,00 TL bedelli iki adet senedin iadesi için Konya … Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini, icra takibine 05/11/2018 tarihinde takibe itiraz edildiğinden takibin durduğunu, ortaklık sözleşmesine istinaden …’ya verilen ve ihtarname ile iadesi istenen 25.000,00 TL bedelli 2 adet senedin icra takibi ve ihtarnamenin gönderilmesine müteakip kötüniyetli olarak boş olan senetlerin alacaklı kısmına davalı-alacaklının adı yazılarak haksız icra takibi yapıldığını ve müvekkile borçlu olmadığı bir parayı ödettirmeye çalıştıklarını açıkça göstermekte olduğunu, dava konusu bonoların incelendiğinde bedeli nakden ahzolunmuştur kaydı olduğunun görüleceğini; bu durumda taraflar arasında bir ticari ilişki olduğunun ispatı olduğunu, müvekkilinin iş bu davayı açmada hukuki yararının bulunduğunu, açılan menfi tespit davasının kabulünü talep ettikleri görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep ettiklerini, müvekkilinin … ortaklarından …’yı tanıdığını, …’yi de … vesilesi ile tanıdığını, …’nin işletmeye ortak olduğu dönemde müvekkilinden 50.000 TL borç para istediğini, müvekkilinin de …’ya ortak olmasından dolayı güvenerek 50.000 TL elden borç para verdiğni, bunun karşılığı olarak da işletme ortağı olan … den diğer ortak …’nın huzurunda 11/10/2018 tanzim tarihli 25.000,00 TL bedelli ve 15/10/2018 vadeli iki adet bono aldığını, bonoları …’nin düzenlediğini imzalayarak müvekkiline verdiğini, müvekkiline zamanında ödeme yapmadığı ifçin ise müvekkilinin alacağını alamadığını, bu nedenle de icra takibi başlattığını, işletme ortakları arasında maddi sorunlar olmasından dolayı müvekkiline senet verildikten sonra ortaya çıktığını, müvekkilinin …’yı tanıyor olmasının kötü niyetli olduğunun göstergesi olmadığını, onun eşi ile müvekkilinin arkadaş olduğunu, müvekkilinin 6 yıllık bir evliliği ve 6 yaşında bir kızı bulunduğunu, davacının haksız bir şekilde kötü niyetli olarak müvekkilinin yuvasına saldırma hakkının olmadığını, açılan davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkiline icra takibi yapıldığını ancak müvekkilinin alacaklı olarak görünen davalı … isimli şahsa bir borcunun bulunmadığını, bu güne kadar adı geçen davalı ile bir alışverişinin olmadığını, takibe konu bonoları da davalı alacaklıya verilmediğini, ev hanımı olan müvekkilinin iş hayatına atılıp evinde destek olmak amacıyla dava dışı … ile … isimli işletme için ortaklık sözleşmesi imzaladığını, müvekkilinin bu sözleşmeye istinaden …’ya 25.000,00 TL nakit para ve her biri 250.000,00 TL bedelli olmak üzere iki adet toplam 50.000,00 TL bedelli bono teslim ettiğini, …’nın taraflar arasında imzalanan ortaklık sözleşmesine aykırı davranarak işyeri için müvekkilinden alacağı 25.000,00 TL yi şahsi işlerinde harcadığını ve yine işyeri ve işlerle ilgili müvekkine bilgi vermeyerek sözleşme ile taahhüt edilen ortaklığı fiilen davamı imkansız hale geldiğini, bu nedenle nakit verilen 25.000,00 TL nin haricen iadesinin istendiğini ancak …’nın buna yanaşmaması üzerine kendisine 30/10/2018 tarihinde Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, ortaklığın feshi ve 25.000,00 TL bedelli iki adet senedin iadesi için Konya … Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini, icra takibine 05/11/2018 tarihinde takibe itiraz edildiğinden takibin durduğunu, ortaklık sözleşmesine istinaden …’ya verilen ve ihtarname ile iadesi istenen 25.000,00 TL bedelli 2 adet senedin icra takibi ve ihtarnamenin gönderilmesine müteakip kötüniyetli olarak boş olan senetlerin alacaklı kısmına davalı-alacaklının adı yazılarak haksız icra takibi yapıldığını ve müvekkile borçlu olmadığı bir parayı ödettirmeye çalıştıklarını açıkça göstermekte olduğunu, dava konusu bonoların incelendiğinde bedeli nakden ahzolunmuştur kaydı olduğunun görüleceğini; bu durumda taraflar arasında bir ticari ilişki olduğunun ispatı olduğunu, müvekkilinin iş bu davayı açmada hukuki yararının bulunduğunu, açılan menfi tespit davasının kabulünü talep ettikleri görülmüş, davalı yan yasal süresi içerisinde cevap dilekçesini ibraz etmiştir, davanın İİK.72.maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu, İİK.72.maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir….” şeklinde, 6102 sayılı TTK.778/1-d maddesi yollaması ile TTK. 677. Maddesinde; “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez.” şeklinde, TTK. 778/1-a maddesi yollaması ile TTK’nun 687.maddesinde; “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. (2) Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde, 6102 sayılı TTK’nun 825.maddesinde;”(1) Borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir.(2) Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir.” şeklinde düzenlemelerin yapıldığı davalı asil …’in mahkememizin 13/01/2021 tarihli duruşmasında ” dava konusu bonoları … İşletmesi için …’ya ortaklık için verilmiş bonolar olmadığına, davacı …’ye 50.000,00 TL borç para verdiğimden alacaklı olduğuma yemin ederim” şeklinde yemin ettiği görülmüştür, davacı yan yemin deliline dayanmıştır, ancak daha sonra yemin delilinden vazgeçmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 225-239. Maddeleri arasında düzenlendiği, HMK 196. Maddesi kapsamında davalı yan iş bu yemin deliline vazgeçmeye açıkça rıza göstermemiştir. Bu durumda yemin delili prosedürü işletilmiştir, yeminin ilgili maddeleri ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, yemin delilinin kesin delil olduğu, davalının yemin ettiği de göz önüne alındığında, davacı vekilinin 18/09/2019 tarihli duruşmasındaki beyanında; ” senetlerin bedelsiz kaldığına ilişkin yazılı belge yoktur, biz delillerimizin toplanmasını istiyoruz ancak yemin deliline de dayanmaktayız ” dediği görülmüş, davalı vekilinin 13/01/2021 tarihli duruşmasındaki beyanında ise; ” Müvekkilim yemin etmeye hazırdır, karşı tarafın yemin delilinden vazgeçmesine açıkça rıza göstermiyoruz.” dediği görülmüş olup, YİB K. 1946/20 Esas, 1947/6 K, sayılı ve 05/02/1947 tarihli karanının da (özü: Yemin teklif etme hakkı hatırlatılmalıdır.) aynı doğrultuda olduğu anlaşıldığından mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Hüküm: 1-Davacının davasının reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacının istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ev hanımı olan müvekkilin hayatında vermiş olduğu ilk ve tek senetlerin dava konusu senetler olduğu, …’ya gönderilen ihtarname, … ile davalının birbirini yakinen tanıması, vekillerinin dahi aynı olması, davalının hiç tanımadığı birine “istedi borç verdim” iddiasının hayatın olağan akışına tamamen aykırı olduğunu, davalının borç verdiği iddiasını ispat edememesi ve sayılan tüm sebepler dava konusu senetlerin sözleşmede adı geçen senetler olduğunu açıkça gösterdiğini, yine Yerel Mahkemece bildirmiş olunan şahitlerin gerekçesiz şekilde dinlenmediğini, … ve … dava konusu senetlerin sözleşmede adı geçen senetler olduğunu, … ile davalının birbirini yakinen tanıdığını, müvekkilin davalıyı hiç tanımadığı ve borç isteme gibi bir durumun olmadığı, müvekkil ile … arasındaki ortalık meselelerini ve neden bittiğini bilmediğini, Bu nedenle bildirmiş olunan şahitlerin yeminli beyanları davanın aydınlanması açısından oldukça büyük bir öneme sahipken dinlenilmemesinin de kanuna açıkça aykırı olduğunu, yerel Mahkemenin ileri sürülen beyanların hiç birisine itibar etmediğini, gerekçesiz şekilde talepleri redettiğini, Yemin delil hususu da usulüne uygun olarak işletilmediğini, tüm bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasına konu 11.10.2018 düzenleme, 15.10.2018 vade tarihli 25.000,00 TL bedelli ve aynı düzenleme tarihli 01.11.2018 vade tarihli 25.000,00 TL bedelli bonolarda, keşidecinin davacı …, lehtarın davalı … olduğu, bedelin “nakden” ahzolunduğu, takip konusu senetlerde bono unsurlarının bulunduğu ve takibin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapıldığının sabit olduğu anlaşılmıştır.
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya aittir. ( Y.11. HD 2020/4423 E.-2021/5625 K. Sayılı ilamı)
Davacının dava dilekçesinde ve istinaf başvurusunda imza inkarında bulunmadığı, davacının, dava dışı …’nın işlettiği … isimli işletmeye ortak olmak için sözleşme yapıldığı, dava dilekçesi ekinde sunulan bila tarihli Ortaklı Sözleşmesinde, davacının işletmeye %50 oranında ortaklığı karşılığı ortaklık bedelinin 25.000,00 TL sinin dava dışı …’ya verildiği, geri kalan 50.000,00 TL’sine senet alındığının yazılı olduğu, dava konusu senetlerin bu kapsamda keşideci adı imzası dışındaki unsurları boş olarak bu kişiye verildiği, davalının bu senetleri doldurarak icra takibine konu ettiği, davalı ile hukuki ve ticari ilişkisi olmadığı, kendisine para vermesini gerektirir herhangi bir ilişki bulunmadığı, ispat yükünün alacaklıda olduğu sebeplerine dayanıldığı görülmüştür.
Takibe dayanak senetler 6102 sayılı TTK’nın 776. maddesi uyarınca tüm unsurları içeren kambiyo senedi niteliğini haiz bonodur. TTK’nın 778/2 ve 680. maddeleri uyarınca açığa bono düzenlenmesi mümkündür. Davacının, bononun sonradan aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu yönündeki iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerekir. Kambiyo senetleri temel hukuki ilişkiden bağımsız bir nitelik taşır ve soyut bir borç ikrarı içerir.
Yukarıda belirtilen yargıtay kararı gereğince ispat yükü üzerinde olan davacının, borçlu olmadığını ispatlayamadığı, davacının yemin teklifinde bulunduğu ancak sonradan vazgeçtiği, davalı tarafın, davacının yemin delilinden vazgeçmesine muvafakatinin olmadığını bildirerek, davacıya 50.000,00 TL borç verdiğimden alacaklı olduğuma yemin ederim şeklinde yemini eda ettiği, bu itibarla ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yatırılan 850,00 TL harçtan karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL harcın mahsubu fazla yatırıldığı anlaşılan 670,10 TL’nin yatıran davacıya iadesine,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/02/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Y.