Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/65 E. 2021/444 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …/..
KARAR NO : ../…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE …. TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2020
NUMARASI : …/… Esas ../.. Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … -…

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … ..
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
YAZIM TARİHİ : 07/04/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin ../.. esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 25/11/2020 tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin, davalı şirketten faturaya dayalı alacaklarının ödenmemesi üzerine, Konya …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasıyla takip başlattıklarını, davalı borçlu şirketin, borca ve yetkiye itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin icra müdürlüğü tarafından durdurulduğunu, yaptıkları takibe karşı davalı borçlunun, borca ve yetkiye ilişkin itirazlarının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına ve %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı şirket vekilinin ilk derece mahkemesine sunduğu cevap dilekçesinde özetle; konu takibe karşı usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunarak yetkili icra dairesinin İstanbul … İcra Daireleri olduğunun belirtilmesine rağmen, takibin yetkili icra dairesine gönderilmeksizin iş bu davanın açıldığını, davada da genel yetki kuralının geçerli olduğunu, faturaları ve içeriğini kabul etmediklerini, davalı müvekkili tarafından davacıdan faturalarda belirtilen mal veya hizmeti almadığını, davacının böyle bir mal veya hizmet verdiğini ispat etmesi gerektiğini, davacının adresinin Konya olduğunu, müvekkili şirkete ait araçların Konya’ya gitmediğini belirterek haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Mahkememizce yapılan değerlendirmede; Dava konusu husus faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibindeki itirazın iptaline yöneliktir. Davalının yerleşim yeri adresi faturalarda sabit olduğu üzere …./İstanbul’ dur. Davalı tarafça gerek icra dosyasına, gerekse mahkememize süresinde verilen dilekçelerle taraflar arasında yazılı ve sözlü olarak yapılmış bir sözleşme bulunmadığı ileri sürülerek temel ilişki reddedilmiştir. Bu sebeple taraflar arasındaki temel ilişkinin varlığı ihtilaflı olduğundan BK 89 ve HMK 10. maddelerinin uygulanma imkanı bulunmamaktadır. İİK’ nun 67. maddesinde düzenlenmiş olan itirazın iptali davaları esasen takip hukukuna ilişkin bir dava olup; amacı itirazla durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Bu sebeple öncelikle geçerli bir takibin yapılmış olması bu davalar yönünden dava şartını oluşturur. Ortada yetkili icra dairesinde başlatılan geçerli bir takip yoktur. Bu nedenle dava şartlarından olan bu hususun sonradan giderilmesi mümkün olmadığından bu konuda davacıya ek süre vs. verilmesine gerek olmaksızın dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
Davacı alacaklı tarafından yetkili icra dairesince yapılmış usulüne uygun bir takip olmaması, Konya …. İcra Müdürlüğünün yetkisiz olması nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının yerleşim yerinin Konya, davalı şirketin faaliyet adresinin İstanbul olduğu hususunda herhangi bir ihtilafın bulunmadığını, ilk derece mahkemesinin temel ilişkinin kabul edilmemesi ve temel ilişkinin varlığının ihtilaflı olması nedeniyle TBK’nın 89 ve HMK’nın 10. maddelerinin somut olaya uygulanmasının mümkün olmadığı yönündeki gerekçesinin, nizaya konu olay bakımından kabul edilmesinin mümkün olmadığını, kesin yetkinin bulunmadığı hallerde, yetki itirazının ön sorun gibi incelenerek karara bağlanması gerektiğini, bu hususun HMK 163 ve 164. maddelerinde açıklandığını, bu maddeler gereğince, taraflara delilerini gösterme imkanı tanınarak, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gerekçeleriyle istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı yapılan takibe itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasına ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
İş bu dosya arasında bulunan ve dosyaya konu Konya …. İcra Dairesinin …./… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının davacı, borçlunun ise davalı şirket olduğu, 861.572,00 TL asıl alacak olmak üzere, işlemiş faizi ile birlikte 935.585,03 TL üzerinden 21/05/2018 tarihinde takip başlattığı, takip dayanağı olarak, 7 adet faturaya dayanıldığı, fatura örneklerinin takip talebine eklendiği, örnek 7 ödeme emrinin davalı borçlu şirkete tebliğ edilmesi üzerine, borçlu vekilinin süresi içerisinde borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, ayrıca müvekkili şirket adresinin … olması nedeniyle, icra müdürlüğünün yetkisiz olduğu, İstanbul … Nöbetçi İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğundan bahisle, yetki itirazında da bulundukları ilk derece mahkemesince İİK 61 maddesi gereğince durma kararı verildiği, itiraz dilekçesinin ve durma kararının davacı alacaklıya tebliğ edildiğine dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığı görülmüştür.
İcra İflas Kanunu’nun 50. maddesinde para veya teminat borcu için takip hususunda yetki için usul kanununun yetkiye dair kurallarının kıyas yoluyla uygulanacağını hüküm altına almıştır.
Dosyaya konu nizada, faturaya dayalı alacak için yapılan icra takibine karşı yetki ve borca itiraz üzerine icra takibi durmuş, davacı itirazların iptali davası açmış ilk derece mahkemesi ise icra takibinin genel yetkili icra dairesinde yapılması gerektiği, … / İstanbul İcra Müdürlüğünün genel yetkili icra dairesi olmaması gerekçesiyle yetki dava şartı yokluğundan davayı usulden reddetmiştir.
Bilindiği üzere yetkiye ilişkin hükümleri 6100 sayılı HMK m. 5-19 yetki başlıklı ikinci kısmında düzenlenmiş olup, davalının yerleşim yeri mahkemesinin yanında, başka yer mahkemeleri de yetkili kılınmıştır. Öğretide ve uygulamada özel yetki kuralları olarak adlandırılan ve bazı dava çeşitleri için kabul edilen bu istisnai nitelikteki yetki kuralları, ilke olarak kamu düzenine ilişkin değildir.
Bu noktada, somut uyuşmazlığın çözümü için alacaklının kendi ikamet yerinde dava açma yetkisinin bulunup bulunmadığı belirlenmelidir.
Bu durumda, TBK m.89 ve 6100 sayılı HMK’nın 10. maddesi uyarınca bir para borcunun alacaklısının, kendi yerleşim adresinde dava açmasında (veya İİK’nun 50.maddesi belirlemesiyle icra takibi başlatmasında) bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Nitekim 6100 sayılı HMK’nın 116/1-a maddesine göre kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlardan olduğu, ilk itirazların ise bir ön sorun gibi incelenerek karara bağlanacağının müteakip (HMK. madde 117/3) maddesinde düzenlendiği, mahkemenin bu süreçte nasıl bir yöntem takip edeceğinin ise, HMK’nin 163-164. maddelerinde açıklandığı görülmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davacı fatura konusu edilen malların teslim edildiği hâlde bedelinin ödenmediğini iddia ettiği alacağı için itirazın iptali davası açmıştır. Davanın dayanağının para alacağına ilişkin olduğuna kuşku bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki akdi ilişki inkâr edilmiş olmakla birlikte, davacı yan akdi ilişki kapsamında takip dosyasına muhtelif tarih ve bedelli iki adet fatura sunduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre sözleşmenin ifa edileceği yer de açıkça belirlenmemiştir.
Bu durumda, eldeki verilerle taraflar arasında akdi ilişkinin mevcudiyetine dair kesin bir sonuca varılamayacağı gibi, tam aksi olan akdi ilişkinin bulunmadığı tespitinde de bulunmak da mümkün değildir. O halde, davacının takibe konu ettiği faturalarda, numarası belirtilen irsaliye belgelerini getirtilerek imza sorgulaması yapılıp, faturaların tarafların defter ve kayıtlarına işlenmiş olup olmadığı araştırılarak, sözleşme ilişkisinin varlığına dair, tarafların sunacakları diğer deliller de toplandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, somut olaya ilişkin olarak taraflar arasındaki akdi ilişkinin var olup olmadığı araştırılarak, tarafların delillerinin toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu aşamada yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmadığından, davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının taraflar arasındaki ihtilaf ile ilgili esasa ilişkin delillerin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin KABULÜ ile Konya Asliye …. Ticaret Mahkemesinin 25/11/2020 tarih ../… Esas ../… Karar sayılı kararının KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,

5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/04/2021 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Ç