Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/647 E. 2023/233 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik N:…)
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/02/2023
YAZIM TARİHİ : 03/02/2023
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, davalının sigorta poliçesinden kaynaklı borcunu ödememesi nedeniyle aleyhine takip başlattığını ancak, davalının haksız itirazı ile takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, öncelikle yetki itirazının kabulü gerektiğini, davacının dayandığı 2 poliçede ödeme şeklinin peşin olarak kararlaştırıldığını, ödeme tarihinin de poliçenin kesildiği tarih olarak gösterildiğini, ödeme ile birlikte poliçe kesildiği ve poliçenin kesilmesi ile sigortacının sorumluluğunun başladığını, poliçelerde peşin ödeme yapıldığı ve poliçelerin makbuz hükmünde olduğunun yazılı olduğunu aksinin davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… Dava; İtirazın iptali davası olup, İ.İ.K.’nun 67. maddesi gereğince yasal bir yıllık süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının davacıya borçlu olup olmadığı ve buna dayalı olarak davacı tarafından davalı hakkında Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının yaptığı itirazın gerekip gerekmediği hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası celbedilerek incelenmiştir.
Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı … vekili tarafından borçlu … aleyhine 7.897,30-TL asıl alacak ve ferilerinin tahsili amacıyla ilamsız takip yapıldığı, borçlu vekilinin borcun tamamına itirazına istinaden takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Davacı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesi sunulan raporda özetle; Davacıya ait 2015-2016 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, ticari defterlerin muhasebe usul ve esaslarına uygun şekilde tutulduğu, defterlerin birbirini teyit eder mahiyette bulunduğu, takip konusu edilen … tarih … no.lu ve … tarih ve … no.lu poliçelerin davacı tarafın ticari defterlerinde yer almadığı, takip konusu poliçelerin davacının acentası olduğu … ödendiği, bu ödemenin ya davacı, ya davalı ya da 3. bir kişinin kartı ile ödenmiş olabileceği ifade edilmiştir.
Davalı taraf defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu sunulan raporda özetle; Davalıya ait defter kayıtlarında davaya konu poliçelerin kayıtlı olmadığı, TTK hükümleri gereği davalı şirketin yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, bu nedenle davalı lehine delil olarak kabul edilemeyeceği ifade edilmiştir.
Poliçeler davalı tarafta bulunduğundan dolayı makbuz hükmünde olup, bu poliçelerden dolayı primlerin ödenmediği iddiasının davacı tarafça ispatlanması gerekmektedir. Her ne kadar davacı defterleri usulüne uygun tutulmuş olsa da defterlerde davalının bahsi geçen poliçelerden sebep davacıya borçlu olduğu hususu yer almamıştır. Davacı taraf davalının prim borçlarının ödenmediğini başkaca delillerle de ispatlayabilmiş değildir. Bunun üzerine davacı tarafa yemin delili hatırlatılmış, ancak 31/10 /2019 tarihli celsede davacı vekili yemin teklif etmeyeceklerini beyan etmiştir.
İspat yükünün düzenlendiği Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesi;
MADDE 190- (1) “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” Hükmünü amirdir. Dosyamızda davacı taraf prim borçlarının ödenmediği olgusunu ispatlayabilmiş değildir.
Davalı taraf davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde; Madde 67 – (Değişik: 18/2/1965-538/37 md.)
(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Hükmünü amirdir. Her ne kadar davalı taraf %20’den az olmamak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiş ise de şartları bulunmadığından ve davacının kötüniyetli olarak hareket ettiği ispatlanmadığından bu talebin reddi gerekmiştir.
Davalı vekili görev ve yetki itirazında bulunmuştur. Yetki itirazında bulunan taraf yetkili mahkemeyi de itirazında açıkça belirtmelidir. Ancak davalı taraf yetkili mahkemeyi itirazında belirtmemiştir. Kaldı ki açılan davada poliçeyi düzenleyen acentenin bulunduğu yer de yetkili olduğundan yetki itirazına ve de Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereği sigorta mevzuu bu kanunda düzenlendiğinden dolayı görev itirazına itibar edilmemiştir.
Dosya kül halinde değerlendirildiğinde; davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada, davalı borçlunun Konya … İcra Mdlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazının iptali, takibin devamı ve %20 icra inkar tazminatı talep edilmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde davacı davasını ispat edememiş ve bu nedenle…” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, poliçede yazan yazının … açısından bir anlam ifade ettiğini, müvekkilinin sistem gereği poliçe bedelini peşin olarak kendi kredi kartı ile ödediği halde davalıdan bu parayı tahsil edemediğini, davalının müvekkiline olan borcunu ödediğini ispat edemediğini, bilirkişi raporu ile de davalıdan alacaklı olduklarının anlaşıldığını, … tarafından poliçe bedelinin müvekkilinin kredi kartından tahsil edildiği bilgisinin dosyaya gönderildiğini, poliçenin üzerinde ”ücreti tahsil edilmiş olup makbuz niteliğindedir” yazıyor olmasının poliçe bedelinin … ‘ne ödendiğini gösterdiğini ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sigorta prim alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı tarafça, dava dışı … ‘nin acentesi olduğu, davalı şirket adına iki adet Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi düzenlediği ve primlerinin kendisi tarafından ödendiği iddia edilmiş, davalı tarafça ise, akdi ilişki inkar edilmemiş, poliçeler kesildiğinde primin kendisi tarafından peşin olarak ödendiği savunulmuştur.
Öncelikle, davalı tarafça takibe itirazında yetki itirazında da bulunulmuş olmakla, ön sorun olarak yetki itirazının incelenmesi ve bu kapsamda da TTK’nın 1432. maddesinin somut olayda uygulanma durumunun değerlendirilmesi gerekmektedir. Anılan maddede ”Sigorta primi, sigorta ettirenin, sözleşmede gösterilen adresinde ödenir. Sözleşmede başka bir ödeme yeri gösterilmiş olmasına rağmen, sigorta primi fiilen sigorta ettirenin gösterdiği adreste ödenegelmekte ise, bu ödeme yerine ilişkin söz konusu şart yok sayılır.” hükmü düzenlenmiştir. İşbu düzenleme emredici mahiyette olmayıp, doktrinde de farklı yorumlar getirilmiş olmakla birlikte, maddeden prim borcunun sigorta ettirenin sözleşmede gösterilen adresinde ödeneceği, sigorta sözleşmesinde sigorta ettirenin adresi olarak tanımlanan adresin esas olacağı, sözleşmede böyle bir adrese yer verilmemiş ise, TBK’nın 89. maddesi uyarınca alacaklının yerleşim yerinde ödenebileceğinin kabulü gerektiği, somut olayda da dava konusu sigorta poliçelerinde sigortalı adres bilgisi olarak ”0/Merkez/Düzce” belirtildiği, davalı tarafça da akdi ilişkinin inkar edilmediği ve primin poliçenin düzenlendiği tarihte peşin olarak ödendiği beyan edildiğinden prim tahsiline yetkili acente olduğu bildirilen davacı acentenin kendi ikametgah adresinde takip başlatmasında herhangi bir usule aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
İşin esasının incelenmesi halinde ise, Dairemizce dava konusu ödemenin yapıldığı kredi kartının kime ait olduğu ile bu karta ait Aralık 2015 dönemine ilişkin hesap ekstresinin çıkartılarak gönderilmesi için … ‘ne yazılan müzekkere cevabı da dosya arasına alınmış ve dosya kapsamı, mevcut delil durumu itibariyle, davacı tarafça ödediği prim bedellerinin vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca davalıdan tahsili talep edilmiş ve davalı tarafça ödeme hususunun ispat edilememiş olması karşısında, davanın asıl alacak miktarı olan 7.822,98 TL üzerinden kısmen kabulüne, davacı tarafından davalının icra takibi öncesi temerrüde düşürüldüğüne dair temerrüt ihtarı bulunmadığından işlemiş faiz isteminin reddine, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan İİK’nın 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatine varıldığından, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararın kaldırılması, belirtilen şekilde yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/10/2020 tarih … Esas – … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücret-i vekalet takdirine yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile yapılan 147,75 TL posta gideri olmak üzere toplam 296,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Davanın kısmen KABULÜNE; Konya … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında davalının İTİRAZININ KISMEN İPTALİ İLE, takibin 7.822,98 TL asıl alacak üzerinden kaldığı yerden DEVAMINA,
2- İtirazın iptaline karar verilen asıl alacak 7.822,98 TL’nin %20’si olan 1.564,59 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Alınması gereken 534,38 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 134,89 TL harcın mahsubu ile bakiye 399,49 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince takdir edilen 7.822,98 TL ücret-i vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince takdir edilen 74,32 TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Kabul ve red oranına göre, davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 134,89 TL peşin harç, 710,00 TL bilirkişi ücreti, 179,85 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.053,94 TL yargılama giderinden, 1.044,02 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davalı üzerinde bırakılmasına,
7- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8- HMK’nın 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
D) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/02/2023 tarihinde oy çokluğu ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır
(muhalif)

R.T

MUHALEFET ŞERHİ: Dava, sigorta prim alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Her ne kadar genel ispat kuralları kapsamında ödeme savunmasını ispat yükü davalı üzerinde olsa da, dava konusu poliçelerde prim ödemesinin peşin olarak yapılacağı ve poliçenin de makbuz yerine geçtiğinin belirtildiği, kaldı ki Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının C.1 maddesinde sigorta ücretinin tamamının, sözleşme yapılır yapılmaz poliçenin teslimi karşılığında peşinen ödeneceğinin belirtilmiş olması ve poliçelerin de davalının elinde olduğu hususunda bir uyuşmazlık olmaması karşısında, ispat yükü davacı üzerinde olup, davacının aksini ispat etmesi gerektiği, davacı tarafça dosya kapsamına sunulan delillerle iddiasının ispatlanamadığı, davacının yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu ve bu itibarla, davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın heyetin çoğunluk görüşüne katılmamaktayım.

Üye …
e-imzalıdır