Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/64 E. 2022/1679 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … A.Ş.
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
YAZIM TARİHİ : 19/10/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 10/09/2020 tarihinde tesis edilen karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili şirket ile davalı şirket arasında süregelen ticari ilişki nedeniyle müvekkili şirketin davalı şirkete mal satışı yaptığını, bu satışlar için düzenlenen faturalar ile ilgili olarak toplam 307.198,35-TL tutarın davalı şirket tarafından müvekkili şirkete ödenmediğini, bu nedenle davacı müvekkilinin Konya … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında takip başlattığını, davalı şirketin kendisine gönderilen ödeme emrine müteakip müvekkilinin hesabına haricen ve hiçbir açıklama yapmaksızın kısmi ödeme yaptığını, bununla birlikte borca itiraz ettiğini, davalı şirketin yapmış olduğu ödemenin bir kısmi ödeme niteliğinde olmasının yanı sıra takibe konu borcu kabul ettiği anlamı da taşıyacağından itirazından vazgeçme niteliğinde olduğunu, bu nedenlerle tamamen zaman kazanmak ve müvekkilinin alacağına kavuşacağı tarihi geciktirmeye yönelik itiraz nedeniyle kötü niyetli davalının bakiye borcu ödemesine ilave olarak %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini ileri sürerek takip dosyasında yapılan kısmi ödeme sonrasında kalan tutar olan 24.634,54 TL yönünden takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip konusu ödeme emrinde borcun sebebinin “307.198,35-TL bakiye alacak” şeklinde gösterildiğini ancak borcun nedeninin ve dayanaklarının gösterilmediğini, itirazın iptali davası takip talebine sıkı sıkıya bağlı olduğundan icra takibinin dayanağı olan belgeler dışında başka belgelere dayanılamayacağını, davacının davalı müvekkili şirketin hiçbir açıklama yapmaksızın davacıya ödeme yapmış olduğu iddiasının doğru olmadığını, müvekkili şirket tarafından yapılan ödemeler takip konusu yapılmayan faturalara ilişkin olduğundan yapılan ödemeleri iş bu davaya konu olan takip dosyası için yapılmış kısmi ödeme olarak değerlendirmenin mümkün olamayacağını, ayrıca itiraz hakları saklı kalmak kaydı ile takip konusu alacak nedeni ile ilgili olarak temerrüt hasıl olmadığından takip öncesi işlemiş faiz talep edilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak davanın reddine, %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsil edilerek davalıya verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine Konya …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, takipte 307.198,35-TL asıl alacak ve 164,12-TL işlemiş faiz talep edildiği, davalı şirket vekilince 03/04/2019 tarihinde borca itiraz edildiği, takibin durdurulduğu, davacı vekilince icra dosyasına sunulan 03/05/2019 tarihli dilekçe ile takibe konu asıl alacağın davalı tarafından ödendiğinin bildirildiği, icra takip tarihi olan 27/03/2019 tarihinden sonra toplam 307.198,35-TL nin davalı tarafından davacıya haricen ödendiği, bu durumun tarafların defter incelemelerinde de tutarlılık gösterdiği, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığı, piyasa koşullarında alım satımlarını yaptıkları, cari bakiyeden dolayı icra takibi yapıldığı ve buna göre davalı tarafından ödeme yapıldığı, yapılan ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilmesi gerektiği, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 11/4 maddesine göre ödeme süresi içerisinde yapılan ödeme için 3/4 oranında vekalet ücretinin icra müdürlüğü tarafından kapak hesabında hesaplanması gerekmesine rağmen tam olarak hesaplandığı, mahkememizce icra müdürlüğünce hesaplanan vekalet ücretinin 3/4’ünün nazara alındığı, yine takipten önce davalı taraf temerrüde düşürülmediğinden takip öncesi hesaplanan 164,12-TL’nin de dikkate alınmaması gerektiği değerlendirildiğinden davanın kısmen kabulü ile 18.365,04 TL üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi ve bu alacağa avans faizi uygulanması gerektiği kanaatine ulaşıldığı, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile itirazın 18.365,04 TL yönünden iptali ile takibin devamına, asıl alacak olarak belirlenen 18.365,04-TL’ye takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, kabul edilen miktarın %20’si olan 3.673,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile özetle; yerel mahkemece vekalet ücreti yönünden yapılan hesaplamanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bir icra dosyasında avukatlık ücretinin 3/4 şeklinde hesaplanabilmesi için dosya borcunun tümü ile kapatılması gerektiğini, dosya borcu ile ilgili yapılan kısmı ödemelerde avukatlık ücretinin 3/4 şeklinde hesaplanmayacağını, bu hatalı yaklaşım nedeni ile davayı tümü ile kabul etmesi gereken yerel mahkemenin davayı kısmen kabul etttiğini, yine bu hatalı yaklaşım nedeni ile % 20 icra inkar tazminatı da eksik hesaplandığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davanın tam kabulüne karar verilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, takip konusu ödeme emrinde borcun sebebi olarak “307.198.35-TL bakiye alacak” ifadesine yer verildiğini, başkaca bilgi ve belge gösterilmediğini, itirazın iptali davasının takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkt sıkıya bağlantılı olarak ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olduğunu, bunedenle takip talebinde dayanılan borç ve borcun sebebine bağlılığın esas olduğunu, icra takibine etkili itirazın iptali davasında ispat edilecek olanın, takibe ‘ve itiraza konu olan alacak olduğunu, itirazın iptali davasında takibe konu alacağın sebebinin değiştirilemeyeceğini, itirazın iptali davalarında alacaklının, icra takibinin dayanağı olan belgeler dışında başka belgelere dayanamayacağını, takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılmayan belgenin itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılması mümkün değil iken, takip dayanağı belli olamayan bir alacaktan dolayı da takip yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle müvekkil şirketin itirazında haklı olduğunu, müvekkili ile davacı arasında cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, ancak mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda takibin cari hesap bakiyesinden kaynaklandığının belirtildiğini, cari hesap sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması gerektiğini, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacağını, ve böyle bir ilişkide hukuki sebep ve dayanak gösterilmeden cari hesaba dayanılarak alacak talebinde bulunulamayacağını, bu nedenle dava konusu olayda da borç ve alacak carl hesaba göre irdelenemeyeceğini, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından ve davalı alacaklı tarafından da takipte herhangi bir faturaya dayanılmadığından dolayı, bilirkişinin cari hesap bakiyesini göz önüne alarak sonuca ulaşmasının hatalı olduğunu, ancak yerel mahkemenin bu konuya ilişkin yapmış oldukları itirazı dikkate almadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, toplanan delillere göre davalı tarafça icra takibinden sonra 307.198,35 TL’nin davacıya ödendiği, davacının yapmış olduğu ödemenin Türk Borçlar Kanunu’nun 100. Maddesi gereğince öncelikle işlemiş faiz ve diğer ferilere mahsup edilmesi gerektiği, davacı tarafça icra takibine herhangi bir belge eklenmemişse de ilamsız icra takibi yapılabilmesi için alacağın belgeye dayandırılması zorunluluğunun bulunmadığı, davacının icra dosyasında talep edebileceği bakiye alacağın dairemizce de usul ve yasaya uygun görülen bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davalı tarafın asıl borcu ödeme süresi içerisinde ödediği sabit olduğundan mahkemece AAÜT 11. Maddesinin 4. Fıkrası gereğince tarifeyle belirlenen avukatlık ücretinin 3/4’üne hükmedilmesi gerektiğim kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, tarafça ileri sürülen istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın kısmen kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının ve davalının istinaf başvuru taleplerinin HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Tarafların istinaf başvuru taleplerinin ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Alınması gereken 1.254,52 TL harçtan peşin alınan 313,13 TL istinaf karar harcın mahsubu ile bakiye 941,39 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinafa başvuranlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
7- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/10/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.B