Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/609 E. 2021/528 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …/..
KARAR NO : …/…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/01/2021
NUMARASI : …/… Esas

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … -….
İSTİNAF EDEN
DAVALI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : Menfi Tespit-İhtiyati Tedbir (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 09/04/2021
YAZIM TARİHİ : 14/04/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye…. Ticaret Mahkemesi’nin …/…. Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 13/01/2021 tarihinde tesis edilen ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin ara karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekilinin ilk derece mahkemesine sunduğu ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklının, müvekkili şirketin 2016 yılına kadar ortağı olduğunu, 2016 yılında 2.500 adet şirket hissesinin 2.000 adedini, şirket ortaklarından …’a, 500 adedini de diğer ortak … …’a devrederek ortaklıktan ayrıldığını, devir işlemlerinin ticaret sicil gazetesinde yayınlandığını, aynı zamanda bu konuya ilişkin genel kurul kararı alındığını, hisse devirlerinden sonra … ve … …’ın, davacı müvekkili şirketin %50 eşit hisseye sahip ortakları haline geldiğini ve şirketi münferiden temsille yetkili olduklarını, davalının hisselerini şirkete değil, şirketin ortaklarına devrettiği için hisse devirlerine ilişkin resmi defterlerde kayıt bulunmadığını, davacı alacaklıyla beraber hareket eden ve müvekkili şirketin %50 pay sahibi ve yöneticisi olan …’ın gerçeğe aykırı olarak davacı şirketi borçlandırarak icra takibine konu bonoyu keşide edip alacaklıya verdiğini, Konya CBS’nın …/… Sor dosyasında şüpheli olarak verdiği ifade de davalı … şirket adına 2.000.000,00 TL bedelli senedi yazarak verdiğini ifade ettiği, … vekilinin de başka bir dosyada bu hususu teyit ettiğini, davalı alacaklının, resmi makamlar önünde dava konusu senedin şirketin borcundan dolayı değil, davalı alacaklının şirket ortaklarına payını devrettiği için verdiğinin ihtilafsız olduğunu, şirket ortağı … ile davalı alacaklının şirketi zarara uğratmak amacıyla birlikte hareket ettiklerini, şirketi zarara uğratmak amacıyla beraberce hareket ettiklerine dair başkaca verilerin de bulunduğunu, davalının şirketin borcu olmadığını bildiği ya da bilmesi gerektiği halde haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi yaparak müvekkili şirketin mallarını haczettirerek alacağını mahsuben aldığını, borcun, hisseleri devralan ortakların olduğunu, konu senette “nakden” ibaresinin bulunduğunu, davacının müvekkile para vermediğini belirterek; teminatsız veya uygun görülecek bir teminat karşılığında İİK 72 maddesi gereğince Konya …. İcra Müdürlüğünün …/…. Esas sayılı icra dosyasına yatan para yerine kaim 31/10/2019 tarihinde ihale ile satılan ve davalının alacağına mahsuben satın aldığı 2 adet viyol makinesinin davalıya teslim edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilemesini talep ettikleri görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; 28/11/2019 tarihli tensip tutanağının 14. maddesinde, HMK’nın 392/1 ve İİK’nın 72/3 maddeleri gereğince, 1 haftalık kesin süre içerisinde dava değerinin %20’si oranında nakdi teminatın veya kesin ve süresiz banka teminat mektubunun mahkemelerine ibrazı halinde, davacının ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabul, kısmen reddi ile icra dosyasına yatırılan paraların davalı alacaklıya verilmesinin tedbiren önlenmesi için icra müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, davalının alacağına kaim olmak üzere ihale ile satın aldığı 2 adet makinenin davalıya teslim edilmemesi konusundaki ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, verilen ara kararın 28/11/2019 tarihinde gerekçeli ara karara dönüştürülerek haczedilen malların alacaklıya tesliminin tedbiren önlenmesinin İİK 72/3 maddesine göre mümkün olmaması ve mevcut delil durumu nedeniyle talebin ret edildiğine ilişkin gerekçe gösterildiği anlaşılmıştır.
İTİRAZ: Davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli koşulların oluşmadığını, tedbir taleplerini gerekçelendirmediklerini, davacının, mal kaçırma ve borçtan kurtulma kastıyla, giriştiği temlik işlemden sonuç alamaması nedeniyle takibi çıkmaza sokmaya çalıştığını, kötü niyetli hareket ettiklerini iddia ederek verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmişlerdir.
İlk derece mahkemesince itirazın duruşmalı olarak değerlendirilerek 13/01/2021 tarihinde, 11/12/2020 tarihli tedbir ara kararına yapılan itirazın reddine karar verdiği, aynı tarihli gerekçeli ara kararında İİK72/3 ve HMK 390/3, Antalya BAM …. Hukuk Dairesinin 10/07/2018 tarih, …/… Esas, …/… Karar sayılı içtihat ve madde metinlerinden bahisle icra dosyasına yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir düzenlemesi gereğince, mahkemenin takdir hakkı bulunmadığı, takdirin sadece teminat miktarına yönelik olduğu, bu nedenle itirazı yerinde görmedikleri şeklinde gerekçelendirdiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının borçtan kurtulma kastı ile hareket ettiği ve davanın amacının da takibin sürüncemede bırakılmasına yönelik olduğu, tedbir talebine ilişkin haklılıklarını yaklaşık olarak ispatlar nitelikte gerekçe sunmadıklarını, aksine taraflarınca davacının amacının mal kaçırma olduğu yönünde detaylı açıklamada bulunduklarını, bu açıklamaların ilk derece mahkemesince değerlendirilmeden tedbir kararı verildiğini, ilk derece mahkemesince ara kararın verildiği tarihten itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde alacağın %20’si oranında teminat yatırılması halinde ihtiyati tedbir verileceği belirtilmiş olmasına rağmen teminat mektubunun süresinde sunulmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kararının hükümsüz kaldığını istinaf ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; menfi tespit davası içerisinde İİK 72/3 maddesi gereğince icra dosyasına yatan para ile davalı alacaklının ihale ile aldığı mecurların, davalı alacaklıya verilmesinin önlenmesi için teminatsız veya teminatlı olarak ihtiyati tedbir talebinden ibarettir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
İcra İflas Kanununun 72/3.maddesinde; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği ancak, borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği, HMK’nın 389/1. maddesinde; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlayacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlemesi yer almaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 390/3.maddesinde tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerekmesi hükme bağlanmıştır.
Dosyaya konu olayda; davacı şirketin …, … ve … isimli 3 adet, kardeş ortağı bulunduğu, davalı ortak …’nın, davacı şirkete ait 2500 adet hissesinin, 2000 adedini …, 500 adedini ise …’a sattığı, karşılık olarak icra takibine konu davacı şirket ortağı ve münferiden yetkili … tarafından düzenlenen ve davacı şirketi borçlu gösteren 07/10/2016 keşide, 09/01/2017 vade ve 2.000.000,00 TL bedelli bonoyu aldığı ve Konya …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasıyla takibe girişerek şirkete ait bir kısım malları haczettirdiği, haczedilen mallardan 2 adet viyol makinesinin ihalesinde, davalı mecurları alacağına mahsuben alması üzerine, iş bu İİK 72/3 maddesine dayalı tedbir istemli menfi tespit davası açıldığı, ilk derece mahkemesince davalının alacağına mahsuben aldığı makinelerin davalıya tesliminin önlenmesine yönelik tedbir talebini reddettiği, takip dosyasına yatan paraların ise alacaklıya ödenmemesi yönündeki tedbir talebini %20 teminat karşılığında kabul edildiği, davalı alacaklı tarafından ilk derece mahkemesince verilen tedbir kararına itiraz edilmesi üzerine murafaa duruşması açılarak gelen tarafları dinlediği ve ihtiyati tedbire ilişkin itirazı İİK 72/3 maddesinde; tedbir verilip verilemeyeceği hususunda mahkemelerinin takdir hakkı olmadığı, takdir haklarının sadece teminatın miktarına yönelik olduğu gerekçesiyle itirazı ret ettiği ve davalı alacaklı tarafından yukarıda açıklanan nedenlerle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunulduğu, her ne kadar davalı tarafından teminat mektubunun süresinde verilmediği iddia edilmiş ise de ihtiyati tedbirin ilk derece mahkemesince 11/12/2020 tarihinde verildiği, teminat senedinin kararda belirtilen kesin süre içerisinde 18/12/2020 tarihinde dosyaya sunulduğu, ancak teminat senedinin bankaca “icranın geri bırakılması” amacına yönelik düzenlenmesi nedeniyle, mahkemeden izin alınarak teminat mektubunda tedbir kararına yönelik düzeltme yapılarak dosyaya tekrar sunulduğu anlaşıldığından, davalı alacaklının teminatın süresinde sunulmaması nedeniyle tedbir kararının hükümsüz kaldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı, teminat mektubunun bankaca icranın geri bırakılmasına ilişkin düzenlendiği ve mahkeme izniyle mektubun düzeltilerek tekrar dosyaya sunulduğu, yapılan işlemlerde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı, her ne kadar davalı alacaklı istinafında tedbir kararının şartlarının oluşmadığı ve davalı borçlunun takibi sürüncemede bırakmak amacına yönelik olarak kötü niyetle hareket ettiğini iddia etmiş ise de davacı, dava dilekçesinde olayları anlatarak elindeki bilgi ve belgeleri dosyaya sunup, taleplerini gerekçelendirerek üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiği, davacının kötü niyetli olduğu ve iş bu dava ve talebin icra takibini sürüncemede bırakma amacına yönelik istinafında ise davacının yasayla teminat altına alınan haklarının korunması iddia ve amacıyla hareket ederek hukuki yollara başvurduğu, itiraz ve istinaf dilekçesinde verilen örneklerin tamamının yasal yollar kullanılarak yapılan hukuki ameliyelere ilişkin olduğu, meşru ve yasal yollar kullanılarak yapılan işlemlerin kötü niyete ve takibi sürüncemede bırakma amacına yönelik olduğu iddiasının, usul ve yasaya uygun olmaması nedeniyle korunmasının mümkün olmadığı, istinaf taleplerinin hukuki mesnetten yoksun olup, ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasa ve dosya münderecatına aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından, davalının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği, sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/04/2021 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Ç.