Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/554 E. 2022/1694 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/11/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ :19/10/2022
YAZIM TARİHİ : 21/10/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 24/11/2020 tarihinde tesis edilen mahkemenin görevsizliğine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin takip konusu faturalar kapsamında ofis malzemelerini davalı şirkete 80.000,00 TL bedelle sattığını, bu bedelin 5.000,00 TL’sinin ödendiğini, bakiye 75.000,00 TL’lik kısmının ise ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı aleyhinde Konya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, bu nedenlerle davalının icra takibine yapmış olduğu haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhinde alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkil şirketin ticaret sicilindeki merkez adresinin Bursa olduğunu ve yetkili icra dairesinin de Bursa icra dairesi olduğunu, icra dairesinin yetkisine itiraz ettiklerini, davacı ile kiraya verilen taşınmazın maliki … arasında 15.04.2018 tarihinde Kira Sözleşmesi düzenlendiğini ve davacının dava dışı taşınmaz malikine ait iş yerini aylık 9.000,00 TL kira bedeli karşılığında 5 yıl süre ile kiraladığını, alt kira sözleşmesi gereğince “… mah. … Sok. … Kat:… No:… …” adresindeki işyerinin müvekkiline aylık KDV hariç 6.000,00 TL(KDV dahil 7.080,00 TL) kira bedeli karşılığında 1 yıl süre ile ile kiralandığını, müvekkili şirketin devraldığı işyerinde … bayi olarak faaliyet göstereceğinden aynı zamanda iş yerindeki ofis mobilya ve malzemelerini de icra takibine konu faturalar karşılığında devraldığını, müvekkilinin ofis devir fatura bedellerinin bir kısmını bizzat davacıya, bir kısmını ise alacağa mahsuben davacı adına taşınmaz maliki …’ın banka hesabına ödediğini, müvekkilinin davacıya ofis devrinden dolayı bir borcunun kalmadığını, davacının icra takibinde kötü niyetli olduğundan davacının reddolunan miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine,
karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı ile davalı arasında alt kira sözleşmesi düzenlendiğinin davalı tarafından cevap dilekçesinde iddia edildiği, davalının cevap dilekçesindeki beyanında da açıkça kira bedeli karşılığı olarak icra takibine konu edilen iş yerindeki ofis mobilya ve malzemelerine konu faturalar olduğunun kabul edildiği, ödemelerin bir kısmının alacağa mahsuben davacı adına taşınmaz maliki …’ın banka hesabına ödediğini belirttiği anlaşılmıştır.
Bu hali ile uyuşmazlığının çözümünde taraflar arasındaki iddia edilen alt kira sözleşmesi ve dava dışı taşınmaz maliki ile davacı arasındaki asıl kira ilişkisinin değerlendirilmesi ve sonuca gidilmesi gerektiği gibi uyuşmazlığın kira sözleşmeden kaynaklandığı, 6100 sayılı yasanın 4. Maddesinin a fıkrasına göre kiralanan taşınmazların 09/06/1932 tarihli ve 2004 İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu” gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna ilişkin karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkemece yapılan yargılama neticesinde uyuşmazlığın alt kira sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesi ile Sulh Hukuk Mahkemeleri lehinde görevsizlik kararının verildiğini, ancak davanın taraflar arasındaki ofis malzemeleri satışından kaynaklı alacak – borç ilişkisi olup, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek; yerel mahkemenin hukuka aykırı görevsizlik kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 4 ve 5. maddelerinde mahkemelerin görevi düzenlenmiştir. Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre Asliye Hukuk Mahkemeleri, Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2 nci maddesiyle de teyit edilmiştir. Anılan maddenin ikinci bendi Hukuk Muhakemeleri Kanununda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğunu vurgulamıştır.
Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevleri de 5235 sayılı Kanunun üçüncü fıkrasında düzenlenmiş ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca bu mahkemelerin, aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir.
Bir davanın ticari nitelikte olup olmadığı, bir diğer ifade ile asliye ticaret mahkemesinde görülüp görülmeyeceğinin belirlenmesi işi de Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinde gösterilen ilkelere göre yapılmalıdır. Öğretide de benimsenen görüşe göre ticari davalar mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrılmaktadır. TTK’nın 4/1 maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava niteliğindedir. Nispi ticari davalarda, uyuşmazlığın taraflarının tacir olması ve uyuşmazlık konusunun da tarafların ticari işletmesine ilişkin olması şarttır. Ancak, TTK’nın 4/1. fıkrası (a)-(f) bentlerinde sayılan mevzuat ile düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları herhangi bir şart aranmaksızın mutlak ticari dava olarak kabul edilmektedir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olduğundan göreve ilişkin usul hükümleri uygulanacaktır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. HMK 114/1-c maddesinde mahkemenin görevi dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Somut olayda Mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş ise de; tarafların her ikisi de tacir olup, uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili ticari alım-satımdan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle TTK 4/1 maddesi uyarınca görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının taraflar arasındaki ihtilaf ile ilgili esasa ilişkin delillerin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2020 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/10/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

…Ç