Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/510 E. 2023/403 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …

DAVALILAR : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
YAZIM TARİHİ : 24/02/2023
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin … Bölge Müdürlüğü’ne 01/04/2015 tarihinden itibaren ihale kayıt numaralı sözleşme ile yakıtı idareden almak üzere sürücülü taşıt kiralama hizmet alımı ile hizmet vermekte iken … plakalı aracın arıza lambasında motorinde su uyarısı vermesi üzerine ….’nin acentesi olan …. yetkili servisine götürüldüğünü, yakıt ikmali yapılan … yetkililerinin haberdar edildiğini, yakıt deposundan numune alınarak tutanağa geçirildiğini, alınan iki numunenin …’te, iki numunenin de ….’de kaldığını, yapılan analiz sonucu içinde %5 oranında serbest su bulunduğunun tespit edildiğini, zararların tazmini için davalı ….’ye ihtarname gönderildiğini, ihtara verilen cevapta sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle ödeme yapılmayacağının bildirildiğini, … tarafından da ödeme yapılmadığını, zararın davalı …. tarafından tutulan tutanağın yanlış tutulması nedeniyle, dava dışı … şirketinin de 142252 sayılı numunenin başka araca ait olduğunu ve kendilerince yapılan analizlerde yakıtta su çıkmadığının tespit edildiğinin iddia edilmesi ve bu durumun olayın üzerinden uzunca bir süre geçmesi ve davalı tarafından tutanağın kusurlu bir şekilde tutulması nedeniyle aksinin ispatının mümkün olmaması nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zarardan davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının kusurlu bir şekilde tutanağı yanlış tutması nedeniyle, … plakalı aracın arızalanmasından kaynaklı şimdilik, yedek parça değişimi işçilik bedeli olarak 500,00 TL, mahrum kalınan kazanç için 250,00 TL, …’ne yeni araç temin edilememiş olması nedeniyle kesilen ceza için 150,00 TL, Marmara Araştırma Merkezine ödenen analiz ücreti için 100,00 TL olmak üzere toplamda 1.000,00 TL maddi zararın 04/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili, zamanaşımı, hak düşürücü süre ve görev itirazında bulunduklarını, müvekkilinin aracı ithalat yoluyla yurt dışından getiren distribütör firma olup, diğer davalı şirketin de bayi ve servis hizmetleri verdiğini, davacı talebi üzerine alınan numunelerin tarafsız olan … şirketine gönderilerek incelenmesi için gerekli bedelin davacı tarafından yatırılmaması nedeniyle inceleme yapılamadığını, müvekkilinin ısrarı sonucu davacı ile irtibat sağlanarak serviste kalan son 2 örneğin Tübitak’a teslim edilmek üzere diğer davalı bayi tarafından iletildiğini, Tübitak analizleri sonucunda aracın yakıtında %5 oranında serbest su bulunduğunun ve zararın yakıttan kaynaklı olduğunun tespit edildiğini, müvekkili firmanın bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, aracın üretimi kaynaklı bir arızanın söz konusu olmadığını, diğer davalı şirketin de ayrı tüzel kişiliği olup, müşterek mesuliyeti gerektirecek hukuki bir bağın bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Davalı … vekili, husumet, yetki ve görev itirazında bulunmuş, müvekkili şirketin servis hizmeti vermesi ile arıza arasında bir illiyet bağı olmadığını, müvekkili şirketin tutanağın tutulması ile ilgili yasal bir yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkili şirket servis yetkilisinin sadece hazirun olarak bulunduğunu, herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…Dava, haksız eylemden kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı şirkete ait … plakalı aracın arızalanması üzerine davalı ….’ye ait servise götürüldüğü, serviste yapılan incelemede, arızanın araca konulan yakıttan kaynaklandığının tespit edildiği ve gerekli tamiratın yapıldığı, araca yakıt ikmali yapan … firması çalışanlarının refaketinde yakıt numunesi alınarak işin tutanağa bağlandığı, tarafların kabulündedir. Anlaşmazlık, yakıt numunesi alınmasıyla ilgili tutulan tutanağa numune numaralarının doğru ve eksiksiz olarak yazılıp yazılmadığı, servis tarafından gönderilen numuneler için TUBİTAK Marmara Araştırma Merkezince düzenlenen dava dilekçesi ekindeki analiz raporunun davacının aracından alınan numuneye ilişkin olup olmadığı, tutanak tutulurken ya da analiz için numune gönderilirken servisin bir kusurunun olup olmadığı, şayet böyle bir kusur var ise aracın arızalanmasından kaynaklı olduğu belirtilen zararlardan davalıların sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Davalı … vekili tarafından yetki itirazında bulunulmuş ise de; dava haksız fiil iddiasına dayanmakta olup, HMK 16. Maddesi gereğince haksız fiilden doğan davalarda zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olduğundan ve davacının adresi Konya’da bulunduğundan iş bu davaya bakmaya Mahkememiz yetkilidir. Dava başta Asliye Hukuk Mahkemesine açılmış ise de dava tarafları tacir olup uyuşmazlık tüm tarafların ticari işletmesiyle ilgili bulunduğundan görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir. Diğer yandan davalı tarafça zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de, tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten başlayan iki yıllık zamanaşımı süresi dava tarihi itibariyle dolmamıştır.
TBK’nun 49. Maddesi; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü içermektedir.
TBK’nun 50. Maddesi; ” Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmünü içermektedir.
İş bu davada ispat yükü, davalıların eylemlerinden dolayı zarara uğradığını iddia eden davacı taraf üzerindedir.
Mahkememizce taraf vekillerinin bildirdiği deliller toplanmış, … Bölge Müdürlüğünden ihale sözleşmesi, Trafik Tescil Şube Müdürlüğünden aracın trafik kayıtları, Eskişehir … Noterliğinden ihtarname ve tebliğlere ilişkin bilgi ve belgeler, davalı …den davaya konu servis tutanakları, Tübitak Marmara Araştırma Merkezi’nden yapılan analize ilişkin bilgi ve belgeler, … ‘den yazılarak bir makine mühendisi, bir kimya mühendisi ile Enerji, Petrol ve Akaryakıt konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Mahkememizce aldırılan raporun bilimsel, gerekçeli ve denetlenebilir olması nedeniyle benimsenebilir nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı … açısından yapılan değerlendirmede;
Husumet dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gereken bir husustur.
Davacı, diğer davalıya ait yetkili serviste, aracındaki arızanın kaynağının belirlenmesi sırasında yapılan işlemin hatalı ve kusurlu olduğunu ileri sürerek zarar giderimi talebinde bulunmaktadır. Davalı …, ithalat yoluyla mal temin edip satış yapan distribütör firma, diğer davalı ise taşıtlarla ilgili bayilik ve servis hizmeti veren firma niteliğindedir. Davalı yönünden taşıt imalatı ve tedariki ile ilgili bir iddiada bulunulmadığından davalının hasım olarak gösterilmesi usule aykırı olup davalı … yönünden husumet eksikliğinden davanın reddi gerekmiştir.
Davalı …. yönünden yapılan değerlendirmede;
TTK’nun 18/2. Maddesi: “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir” hükmünü amirdir.
Davacı taraf tacir olup, her türlü ticari işinde olduğu gibi ticari işletmesine özgülenen aracındaki hasarın kaynağını ve sorumlularını tespit ettirirken basiretli bir tacir gibi davranmak mecburiyetindedir. Davacıya teslim edilen numunelerle ilgili zamanında yapılacak delil tespiti talebiyle gerçek analiz raporu elde edilebilecekken, davacının, yetkili servise itibar ederek onun yaptıracağı incelemenin sonucuna göre hareket etmesi, basiretli davranmadığını ortaya koymaktadır. Kaldı ki numunelerden bir tanesi akaryakıtı temin eden şirket olan … tarafından analiz ettirilmiş, dosyaya celp edilen analiz raporunda yakıtın referans değerlerde olduğu belirtilmiştir. Dava dilekçesi ekinde sunulan TÜBİTAK MAM Enerji Enstitüsünün analiz raporunun davacının aracından alınan numuneye ilişkin düzenlenip düzenlenmediği dosyada toplanan delillerle netlik kazanamamıştır. Taşıtların tamiratı yapan davalının işlettiği servise, resmi bir yetkilendirme olmaksızın son derece teknik ve hassas bir işlem olan numune alma işi verilerek; buna ilişkin düzenlenen tutanakta da yanlışlık bulunması nedeniyle, akaryakıt firmasından tahsil edilemeyen zararının davalıdan istenmesinde davacının haklılığı olmadığından ve esas itibariyle davacı, uğradığı zararın davalının eyleminden kaynaklandığını ispat edemediğinden, davanın davalı …. yönünden esastan reddi …” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin aracının … Bölge Müdürlüğünde ihale kapsamında çalışmakta iken, aracın göstergelerinde “motorinde su var” uyarısı çıkması üzerine aracın, yetkili servis olan …’e ait servise götürüldüğünü, aracın bu servise götürülmesinin sebebinin, aracın garanti süresinin dolmaması ve arızanın sebebinin ve garanti kapsamında ücretsiz tamir edilip edilmeyeceğinin belirlenmesi olduğunu, yasal olarak garanti süresi içinde arızalanan aracın tamir ve bakımının ücretsiz yapılması gerektiğini, yetkili servis olan davalı … şirketinin, müvekkilinin aracını teslim aldığı andan itibaren aracın sadece tamirinden sorumlu olmayıp, aracın göstergelerinde yazılı “motorinde su var” uyarısı da nazara alınarak aracın hasarının sebebinin tespiti amacıyla araç yakıtından numune alınması, tutanakların imzalanması ve işlemlerin takibi konularında da görevli ve yetkili olduğunu, müvekkilinin aracını davalıya teslim ettiğini, davalıya resmi bir vekaletname verilmesinin zorunlu olmayıp, aracın teslimi ile vekalet sözleşmesinin kurulduğunu, müvekkili şirketin Konya’da bulunduğunu da bilen davalının, müvekkili adına aracın arızası ile ilgili tüm işlemleri özenle yapmak zorunda olduğunu, aracı servise kabul etmekle bunu üstlendiğini, davalının durumunun TBK’nın 502 vd. maddelerinde düzenlenen vekalet sözleşmesi kapsamında kaldığını, kanun hükümlerine göre, vekilin üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlü olduğunu, burada basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünün, müvekkili adına işi takip eden davalıda bulunduğunu, müvekkilinin aracından numune alınması ve bununla ilgili tutanak tutulması işlemlerinde davalının kanuni yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve bu sebeple müvekkilin zararını yakıt tedarikçisi …’den tazmin imkanının kalmadığını ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalıların kusurlu eylemleri nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak, benimsenen bilirkişi raporu uyarınca davanın reddine karar verilmiş olmakla, somut olayda davacı tarafça uğranıldığı iddia edilen zararın davalıların eylemleri nedeniyle meydana geldiği ispat edilemediğinden ilk derece mahkemesince benimsenen bilirkişi raporu uyarınca davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, her ne kadar davalı … yönünden davanın husumet eksikliği nedeniyle esastan reddine karar verilmesi gerekirken, usulden reddine karar verilmesi yerinde değil ise de, işbu hususun sonuca bir etkisinin bulunmadığının da anlaşılmasına göre, davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/02/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T