Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/508 E. 2023/323 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/10/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. …
Av. … –

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
YAZIM TARİHİ : 16/02/2023
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas -… Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekillerince istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafından Konya … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı kambiyo senetlerinden kaynaklı icra takibi başlatıldığını ancak, müvekkilin herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalı alacaklı ile müvekkili arasında elektronik ortamda yapılmış cari hesap sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşme gereğince müvekkilinin davalıdan ürün aldığını ve karşılığını da alacaklıya nakit, kredi kartı ve çek ile ödediğini, düzenleyeni … müvekkilinin ise, ciranta olduğu takibe konu çekin de bu cari hesaptan kaynaklı olarak alacaklıya verildiğini, vadesi geldiğinde işbu çekin karşılığının bankada bulunmadığını ancak, bu süre zarfında müvekkilinin cari hesap kapsamında başkaca ödemeler yaptığını, çek verdiğini ve takibe konu bu çekin bedelinin fazlası ile davalıya ödendiğini ve davalıya bir borcunun kalmadığını, müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığı gibi, davalıdan 97.290,79 TL alacağının olduğunu, çekin cari hesap kapsamında ödendiğini ve müvekkilinin çekin iadesini beklerken davalı tarafından kötüniyetli olarak takibe konulduğunu, davalının haricen bu çeki taraflar arasındaki geçmişe dayalı cari hesap sözleşmesinin tamamı üzerinden hesapladığı kur farkına saydığını müvekkiline ilettiğini, müvekkilinin davalıya ne çekten ne kur farkından ne de cari hesaptan kaynaklı bir borcunun bulunmadığını, ciranta olan müvekkilinin çek tazminatından sorumlu tutulmasının da mümkün olmadığını, borcu kabul etmemek kaydıyla takibe konu çek miktarının 1.600,00 TL’sinin muhatap banka tarafından alacaklıya ödendiği halde davalının mükerrer ödemeye sebep olacak şekilde bu kısım düşülmeden 90.000,00 TL üzerinden takibe konu ettiğini ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti, Konya … İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takip dosyasının müvekkili yönünden iptali, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı kambiyo senedinden kaynaklı icra takibinden dolayı 30/06/2018 keşide tarihli, 90.000,00 TL bedelli çekten kaynaklı borcunun bulunduğunu, çek bedelinin davacı tarafından ödenmediğini, davacının takibe süresi içerisinde itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini, davacı tarafından müvekkilinden mal alınmasına rağmen ödeme yapılmadığını ayrıca, bankanın sorumlu olduğu miktarın da ödenmediğini, çekin arkasında banka tarafından karşılıksız işlemi görülürken de takas sistemi kapsamında ödeme yapılmadığının belirtildiğini, ayrıca haciz mahallinde işyerini fiilen işleten davacının eşinin açıkça borçlarının olduğunu ikrar ettiğini, hatta ödemenin yapılması için süre verilmesini talep ettiklerini, icra takibinde müvekkilinin haklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…Tüm bu nedenlerle hüküm kurmaya elverişli denetlenebilir alınan bilirkişi raporlarına göre davacının davasının kısmen kabulü ile davacının 12.015,82 TL miktar haricinde davalıya borçlu olmadığının tespitine, Konya … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takibin 77.984,18 TL asıl alacak yönünden iptaline, Konya … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takibin 9.000,00 TL çek tazminatı yönünden iptaline, davacının asıl alacak yönünden şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine, davacının çek tazminatı talebi yönünden tazminat talebinin kabulü ile; 9.000,00 TL üzerinden % 20 oranında hesaplanan 1.800,00 TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, davalının takip başlatmakta haksız olduğunu, takibe konu 90.000,00 TL’lik çekin davacı tarafından davalıya 21.04.2018 tarihinde teslim edildiğini ve 21.04.2018 tarihi itibariyle davacının davalıya 16.854,08 TL borcunun kaldığını yine, müvekkilinin takip tarihine kadar dava konusu çekin dışında ayrıca 99.140,17 TL ödeme yaptığını, bunun nedeninin başkaca vereceği siparişler nedeniyle davalıya avans ödemesi yapmak istemesinden kaynaklandığını, ancak dava konusu çek yazılınca davalının avans olarak yapılan / verilen ödeme + kredi kartı ve çekleri tahsil ettiğini, siparişleri de teslim etmediğini, dava konusu çek bedeline / cari hesap borcuna mahsup ettiğini, çeki cari hesaba 21.4.2018 tarihinde çek girişi olarak kaydettiğini, çek ibraz tarihinde ödenmeyince 06.07.2018 tarihinde ters kayıt yaparak çıkış yaptığını ve böylece davalının alacaklı konuma geçtiğini, iade edilmesi gereken çeke istinaden takip başlattığını, davalının kayıtlarından çıkarmış olduğu çekin takip konusu yapıldığını, mahkeme kararı sonrası keşideci ile görüşüldüğünü ve çek bedelinin ödenmesi talep edilmiş ise de, yapılan protokol ile davalıya … Bankasından alınmış 80.000,00 TL bedelli, 02.04.2020 ödeme tarihli çekin keşideci … namına … tarafından 02.12.2019 tarihinde teslim edildiği, çek ibraz tarihinde ödendiğinde icra dosyasından feragat edileceğinin kararlaştırıldığını ve çekin davalıya teslim edilmek üzere …’ya teslim edildiğini, davalının defter ve kayıtları incelendiğinde protokol uyarınca çekin tahsil edildiğinin görüleceği gibi, ilgili bankaya müzekkere yazıldığında çekin davalı tarafından tahsil edildiğinin anlaşılacağını, davalının dosya borcunu 80.000,00 TL’ne kapattığı ve keşideci ile anlaştığının görüleceğini yine, davalının keşideci hakkında karşılıksız çek keşide etme nedeniyle başlatmış olduğu dosyadan da protokol tarihinde vazgeçtiğinin anlaşılacağını, gerek bilirkişi gerekse de mahkemenin 30.12.2018 tarihli, 19.303,62 TL’lik faturayı yanlış yorumlayarak bu fatura yönünden açılmış bir dava varmış gibi hüküm dışında bıraktıklarını, müvekkilinin fiili teslimi yapılmadan fatura kesilmesi üzerine iade faturası düzenlemiş ise de, davalının bu faturayı kayıtlarına almadığını, davalının kestiği 29.356,90 TL’lik faturadaki ürünün davalının envanterinde olup olmadığı, var ise kimlere satıldığının da tespitinin yapılmasını talep ettiklerini, 02.04.2020 ödeme tarihli, 80.000,00 TL’lik çek yönünden banka kayıtlarının celp edilmesi ve davalının defterlerinin yeniden incelenmesi gerektiğini ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, takip konusu çekin takipten önce müvekkiline verildiği ve ileri vadeli olarak düzenlendiğinin açık olduğunu, çekin 21.04.2018 tarihinde teslim edildiğini, çekin teslim tarihi ile takip tarihi arasında dolar kuru farklı olduğundan müvekkilinin takip tarihi itibariyle davacıdan 14.965,51 Dolar alacaklı olduğunu, faturalardan da görüleceği üzere taraflar arasındaki ticari ilişkinin dolar bazında gerçekleşmiş olup, yasal zorunluluk nedeniyle borçluya TL bazında fatura kesildiğini ancak, faturaların açıklama bölümünde de davalı tarafından ödemelerin dolar bazında yapılacağının sabit olduğunu, davacı tarafından çek bedelinin müvekkiline ödenmediğini, dolayısıyla her ne kadar takip tarihinden önce müvekkili tarafından kur farkı faturası kesilmemiş olsa da müvekkilinin çeki teslim aldığı tarih ile çekin ödendiği tarih arasındaki kur farkını talep edebileceğini, 03/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda yanlış değerlendirme yapıldığını, 01/01/2018 tarihli, 9.086,34 TL açılış fişinin kur farkı olarak kaydının yapıldığının belirtildiğini, oysa 2018 yılının başında yer alan bu açılış fişinin kur farkından kaynaklanmadığını, 2017 yılından devreden borçtan kaynaklandığını, müvekkilinin 2017 yılından devreden alacağı olan 9.086,34 TL’nin bilirkişi raporunda kur farkı olarak değerlendirildiğini ve mahkemece bu rapor doğrultusunda müvekkilinin devreden alacağının bakiye alacağından düşüldüğünü, oysa alacağın kur farkından kaynaklanmadığını, bu nedenle bu miktarın müvekkilinin alacağına eklenmesi gerektiğini, alacak olarak deftere giriş yapılan çekin karşılıksız çıktığında borç olarak çıkış yapıldığını, davacının iddianın genişletilmesi mahiyetinde olan beyanlarını da kabul etmediklerini ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedine dayalı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, yukarıda özetlendiği şekilde karar verikmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Mahkemece bilirkişi raporu alınarak yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, davacı tarafça istinaf dilekçesinde, çek keşidecisi ile davalının anlaştığı ve yapılan protokol kapsamında 80.000,00 TL çek verilerek icra dosyası borcunun kapatıldığı ve davalının dava ve takip konusu alacağı tahsil ettiğinin iddia edildiğinin anlaşılması karşısında, ödeme; borcu sona erdiren bir olgu olduğundan yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilecek olup, iddianın genişletilmesi kapsamında değerlendirilemeyeceğinden mahkemece, davacı tarafça ibraz edilen belge karşısında davalının beyanı alınıp, dava konusu borcun ödenip ödenmediğinin araştırılması yönünde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak sonucuna göre karar vermek gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/10/2020 tarih, … Esas- … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 1.485,47 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6- İstinaf başvurusunda bulunanlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/02/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T