Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/489 E. 2023/402 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Tazminat

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
YAZIM TARİHİ : 24/02/2023
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekillerince istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin yabancı ortaklı bir şirket olduğunu, Niğde … ilçesinde alçı madeni çıkarmak üzere Maden İşletme Ruhsatı aldığını ve buradaki alçı ocağına elektrik almak istediğini, davalı şirketin müvekkiline …’e ait olan bu hattın ortak hat haline gelmesi için bu şahıs ile anlaşması gerektiğini bildirdiğini, bu şahsın müvekkili ile anlaşmaya yanaşmaması üzerine davalı şirketin müvekkiline ve …’e gönderdiği yazı ile bu şahsa ait hattın ortak hat haline gelmesi nedeniyle kamulaştırılacağı ve kendilerince devralınacağının bildirildiğini, bu yazışmalardan sonra davalı şirketin 11/11/2013 tarihli yazısı ile belirttiği şartlar dahilinde müvekkili şirkete enerji müsaadesi verdiğini, müvekkiline verilen enerji müsaadesinde davalı şirketin yapması gereken dağıtım hattının müvekkiline yaptırıldığını, … adlı kişiye ait Enerji Nakil Hattının 29 nolu direği ile 30 nolu direği arasına hatbaşı seksiyoner direği dikilerek …’ün hattının ayrılması hususunun da enerji müsaadesinde belirtildiğini, müvekkilinin enerji müsaadesinde belirtilen hattı istenen şekilde yaptığını, geçici kabullerin 31/01/2014 tarihinde yapıldığını ve müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 13/02/2014 tarihinde … nolu tesisat üzerinden Perakende Satış Sözleşmesi imzalandığını, müvekkiline elektrik verilir verilmez …’e ait olan direktten elektriğin kesildiğini, müvekkili yetkilileri bu şahıs ile görüştüğünde kendisine bir bedel ödenmediğinden bahisle hattını kullandırmayacağını belirttiğini, durumun davalı şirkete bildirildiğini, davalı şirketten bir netice çıkmayınca Ankara … Noterliğinin 12/09/2014 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı şirkete durumun izah edildiğini, 3. kişinin mülkiyet iddiası ile elektriği kestiğini, mühim maddi zarara uğranıldığını, bir an evvel elektriğin verilmesinin istenildiğini, 16/09/2014 tarihinde davalıya tebliğ edilen bu ihtarnameye davalı şirketin cevap vermediğini, elektriğin verilmemesine rağmen … A.Ş.’nin ara ara müvekkiline kuvvetle muhtemelen trafo kaybı tahakkuku yaparak icra takibi yaptığını, Niğde … İcra Müdürlüğü’nün … – … Esas sayılı icra dosyaları ve benzer dosyalarla müvekkili hakkında takip başlatıldığını, müvekkilinin de bu icra takiplerine ihtarnamesinde bahsettiği gerekçelerle itiraz ettiğini, müvekkiline kaliteli ve sürekli elektrik vermekle yükümlü olan davalı şirketin elektriği veremediğini, görevli tedarik şirketi ile Perakende Satış Sözleşmesi yapan müvekkili şirketin de elektriği alamayınca başka çareler düşündüğünü ve mazot ile çalışan bir makineyi kendi bünyesinde … firmasına 109.800,00 Euro bedelle leasing yolu ile aldırdığını, bu şirketin mazot ve diğer maliyetlerini ilave ederek müvekkiline üretim yaptığını ve bu 4 yıllık süreçte 2014 yılından 2017/8. aya kadar toplamda 449.530,54 ton miktarda alçı taşının alınabildiğini, bu maden ocağının 2 vardiya çalışabildiğini ancak 16 saat çalışma ile 1000 ton alçı taşı üretebildiklerini, çalışma imkanlarının mevsimsel olarak kısıtlanabildiğini, saatte 62,5 ton üretim yapıldığını, bu iş makinesi 1 saatte 45 litre mazot tükettiğini, 45 litre mazot x 4,20 TL (KDV dahil pompa fiyatı) 189 TL/62,50 ton olduğunu, yani 62,50 ton alçı taşı için bugün itibariyle 189 TL/ saat mazot tüketimi yapılabildiğini, aynı işi yapmak üzere elektrikli sisteme geçmiş Hidrolik Döner Kesici – Roler Kotter’ın bir saatlik elektrik tüketiminin 116 KW x 0,21 TL./kWh = 24,5 TL + KDV = 28,91 TL olduğunu, aynı miktar üretim için mazot sarfiyatının maliyeti 189 TL – Elektrik sarfiyatı maliyeti 28,91 TL = 160,09 TL 1 saatte üretilen 62,50 Ton alçı taşı maliyet farkını göstermekte olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin maddi zararına ilişkin olarak şimdilik 1.000,00 TL’nin zararın doğduğu tarihten veya ihtar tarihi olan 16.9.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle, davalı tarafça yapılması gerektiği halde yapılmadığı için müvekkilince yapılan dağıtım varlığına ilişkin olarak şimdilik 1.000,00 TL’nin Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği’nin 21. maddesinin 4. fıkrası uyarınca geçici kabulünün yapıldığı ayı takip eden aydan (Şubat 2014) itibaren dava tarihine kadar işletilecek Tüketici Fiyat Endeksi oranındaki artırımı ile dava tarihinden itibaren ise, ticari avans faizi ile, müvekkiline 4 yıldan bu yana elektrik verilmemesi nedeniyle Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği’nin 16. maddesindeki tazminata ilişkin olarak şimdilik 1.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile ve müvekkilinin yıllardır elektrik alamaması ve çok rahat bir şekilde alçı taşı madenini alabilecekken davalının açık kusurundan kaynaklı çok zor şartlarda maden almaya çalışması nedeniyle 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, fazlaya ilişkin hakları ve eksik belirlenen haklarına yönelik temyiz hakkı saklı kalmak kaydıyla, dava ve değer artırım dilekçesi kapsamında izah ettiği ve bilirkişi tarafından belirlenmiş hususlar ışığında neticesinde 460.573,66 TL maddi tazminat alacağı zararının doğduğu tarihten veya ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı tarafça elektriğin … tarafından kesildiğinin ikrar edildiğini ve bu durumun davacı tarafça bilindiğini, davanın müvekkiline karşı açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihtarnamesine cevap verilmediğinin doğru olmadığını, davacının Ankara … Noterliğinden gönderdiği 12/09/2014 tarih, … yevmiye sayılı ihtarnamesine dava dilekçesi ekinde sunduğu 10/11/2014 tarih, özü … olan yazı ile cevap verildiğini, bu yazıda devre rıza gösterilmemesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından kamulaştırma yoluna gidildiğinin davacıya bildirildiğini, müvekkili şirketin kamulaştırma yetkisi olmaması sebebiyle de müvekkiline husumet düşmeyeceğini, davacının dava şartı olarak hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmadığını, ruhsat sahibinin başkası, (davacı) şantiyede üretim yapanın başkası (… Firması) olduğu bir şantiyede elektrik talebinin hukuken korunabilir bir talep olmadığını, madeni asıl işletenin davacının değil, … Firması olduğunu, davacının sadece … Firmasından alçı satın aldığını, iddia edilen alçının çıkartıldığını ya da mazotun tüketildiğini kabul etmediklerini, faturaların söz konusu şantiyede böyle bir imalatın yapıldığı, anılan alçıların davacıya satıldığını teslim edildiğini ispatlayamayacağını, davacının basiretli bir tacir olarak daha uygun maliyetlerle üretim yapan kişilerden alçı satın almasının mümkün olduğunu, davacının tazminat iddiaları için 6098 Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesine göre tazminat isteminin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın geçmesiyle zamanaşımına uğradığını, davacının iddia ettiği şekilde bir zararı varsa bu zarara 4 yıl boyunca rıza göstererek zararı büyümesine kendisinin sebep olduğunu, müvekkilinin üçüncü kişinin davacının elektriğini kestiği iddiası karşısında yapabileceği herhangi bir işlemin bulunmadığını, yine dava tarafından iddia edilen dağıtım varlığı giderleri ortak kullanıma konu olmadığından dağıtım şirketince devralınması gerekmemekte olduğunu, şantiyeler ve geçici tesislere ilişkin özel hatlarla ilgili müvekkilinin bakım ve onarım sorumluluğunun olmadığını, elektrik dağıtım ve perakende satışına ilişkin kalitesi yönetmeliği tazminatı diğer maddi ve manevi tazminat taleplerini kapsayacağından mükerrer tazminat talebininde kabul edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “… dosya kapsamı küllen incelendiğinde, dosya içerisindeki bütün bilirkişi raporları tek tek ele alındığında, davalı sunulan evraklar ve yazılar, Epdk’dan gelen yazılar, taraflarca sunulmuş oldukları sözleşmeler, birbirlerine çekmiş oldukları ihtarnameler ve bütün dosya kapsamındaki evraklar incelendiğinde ; taraflar arasında bir sözleşme olduğu aşikardır. Söz konusu sözleşmede davacı taraf yatırım yapacağı maden için elektrik temini sağlamaya yönelik sözleşmeyi davalı kurum ile yapmış olduğu, söz konusu taraflar arasında yazılı metinlerden ispatlanmıştır. Zira, davalı kurum şartlar yerine getirildiğinde davacı tarafa enerji vermeyi taahhüt eden yazılar sunulmuş olduğu görülmektedir.
Davalının 11/11/2013 tarihli yazısı ile müvekkili şirkete enerji müsadesi verdiği ve bu enerjiyi dava dışı …’e ait hattın ortak kullanılmasından sağlanacağını, bu şahsın problem çıkarması halinde yasanın verdiği yetki ile kamulaştırma yapacağını belirten yazı gönderdiği dosya kapsamındaki belgelerden anlaşılmıştır.
Söz konusu enerjinin dava dışı … tarafından kesildiği ve dolayısıyla davacının bu hizmetten yararlanamadığını Ankara … Noterliğinin 12/09/2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalıya bildirdiği dosya kapsımında anlaşılmıştır.
Dolaysıyla Mahkememizin vermiş olduğu hükümde davalının temerrüte düştüğü tarihte söz konusu Ankara … Noterliğinin 12/09/2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesini ihbar tarihi olarak kabul ettiğimizi, dolayısıyla söz konusu ihtarın oluştuğu 16/09/2014 tarihini davalının temerrüte düştüğü tarih olarak kabul ettiğimiz anlaşılmıştır.

Davalının ilk itirazlarında biri olan husumet itirazı davalının her ne kadar özel ticari bir şirket ise de, hizmet verdiği sektörde tekel olması ve ihtiyacı karşılayacak tek kurum olması nedeniyle yapılacak işlemlerde her ne kadar …’a bağlı ise de …’ı yönlendirecek ve Epdk’dan kamulaştırma talebini bulunabilecek kurum olan … olduğundan davacının dava dışı üçüncü kişinin elektrik kesmesine rağmen bu sorunu gidermeyen davalının husumet yönünden itirazının reddedilmesi gereği hasıl olmuştur.
Davalı ile davacı arasında bir sözleşme olmamasının elektrik dağıtım şirketleri ile ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde mümkün değildir, zira elektrik enerjisi almak isteyen her kurum davalı … kurumuna başvuru yapmak ve ancak enerjiyi bu yolla temin etme zorunluluğu vardır.
Dolayısıyla söz konusu taraflar arasında bir anlaşmanın olmama ihtimali yoktur. Zaten dosya kapsamında davacı tarafın elektrik enerjisi talebine ilişkin evraklar ve bu evraklara ilişkin cevabı yazılarda dosya kapsamında bulunmaktadır.
Dosya incelendiğinde ; 31/01/2014 tarihinde davacı tarafından enerji nakil hattı yapılış olduğu ve söz konusu hattın incelenerek 11/02/2014 tarihinde hattın kabulünün gerçekleştirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf davalı ile arasında 13/02/2014 tarihinde perakende satış sözleşmesini olduğunu ispatlar sözleşmeyi dosyamıza sunmuştur. Söz konusu sözleşme ile davacı taraf … tesisat numarası ile elektrik abonesi olmuştur.
Davalı taraf bütün halinde itiraz etmiş olduğu zararlar incelendiğinde ; davacı tarafın elektrik temin edilememesi nedeniyle söz konusu işlemleri mazot (sıvı yakıt) kullanarak enerji ihtiyacını karşılamış, söz konusu masrafların faturalarını mahkememiz dosyasına sunmuştur.
Dosya kapsamında bilirkişinin yaptığı hesapta ; davacının toplam olarak 1.069.039,94 TL.lik mazot sarfiyatı olduğu, aynı döneme tekabül eden elektrik masrafının ise yine bilirkişi incelemesi neticesinde 608.466,28 TL. Tutabileceği, dolayısıyla mazot ile yapılan üretiminde elektrik ile yapılan maliyeti arasında 460.573,66 TL. Maliyet zararının oluştuğu, söz konusu zararında davacının taleplerinden biri olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının diğer taleplerinden biri olan söz konusu enerji olmaması nedeniyle alçı üretimi yapamadığı, bunu farklı bir firmadan temin ettiği ve bundan dolayı zarar gördüğü iddiası ise ; dosya içerisinde somut zararını gösterir evrağın bulunmaması, hesaplamaya yeterli birimlerin ve ölçümlerin yapılamaması nedeniyle somut olarak ispatlanamadığından mahkememizce reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının enerji nakil hatlarını yatırmasına rağmen söz konusu hatlardan istifade edemediği ve bunların masraflarını kendisinin verdiğini ve bu nedenle zarara ujğradğı iddiası ise ; bilirkişinin mahkememize vermişolduğu rapordaki teknik açıklamada, davacının talep edebileceği zararı zamana yayması gerektiği, hesaplanan zararın ise henüz müaccel olmadığı belirtildiğinden davacının bu talebinin de reddine karar verilmiştir.
Davacının maddi tazminat talep olarak evre olan, yasanın gerektirdiği ve enerjinin verilmemesinden doğan tazminatın ; bilirkişi raporunca 88,00 TL. Olarak tespit edilmiştir. Söz konusu bilirkişi raporu incelendiğinde, davacının dava tarihinden itibaren olan zararı 2 kalem üzerinde netlik kazanmıştır, bunlar üretim maliyeti olan 460.573,66 TL. ve ikinci olarak 4 yıl olarak elektriğin kesik olmasından kaynaklanan zararının ise 88,00 TL. Olup, davacının maddi olarak zararı mahkememizce 460.661,66 Tl. Maddi zararının olduğu, ayrıca davacının söz konusu elektrik alamamasından kaynaklanan manevi zarar olarak talep etmiş olduğu 50.000,00 TL. İncelendiğinde, söz konusu elektriği alamaması nedeniyle üretimin durmamış olmadığı, sadece üretimde maliyete daha fazla zarara uğradığı, zaten söz konusu davanın bu zararın tazmini için açıldığı dikkate alındığında, her iki tarafından tüzel kişi olduğu da dikkate alındığında, davacının manevi tazminatın oluşmadığı …” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacının elektrik tesisattan yararlanamaması ve bu nedenle ikame enerji kullanımı nedeniyle uğramış olduğu zarar olan 460.573,66 TL’nin ihbar tarihinden itibaren 16/09/2014 tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, (Her ne kadar kısa kararda ihbar tarihi 16/09/2019 tarihi olarak yazılmış ise de; maddi hata yapıldığı anlaşılmış olup ihbar tarihinin 16/09/2014 tarihi olduğu ve alacağa 16/09/2014 tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde düzeltilmiştir), davacının ikinci talebi olan elektrik alamaması nedeniyle kullanamadığı makine ve dışarıdan alçı temin etmiş olması nedeniyle uğramış olduğu zarar bedeli olarak talep etmiş olduğu 1.000,00 TL’nin reddine, davacının kendisinin yaptırmış olduğu nakil hatları ve ilgili dağıtım tesisi masrafları için talep etmiş olduğu 1.000,00 TL’nin muacceliyet şartı gerçekleşmemiş olması nedeniyle reddine, davacının elektrik dağıtımı ve perakende satışına ilişkin hizmet kalitesi yönetmeliğinin 16. maddesindeki tazminata ilişkin talebinin 88,00 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı tarafın talep etmiş olduğu manevi tazminat talebinin dosya kapsamına göre oluşmadığından manevi tazminatın reddine şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, mahkemece 4 yıllık süre zarfında davalı tarafından elektrik verilmemesi nedeniyle ikame enerji kullanması sonucu müvekkilinin uğramış olduğu zararın tazminine karar verildiğini ancak elektrik verilmemesi nedeniyle kullanılamayan makine ve dışarıdan alçı temin edilmiş olması nedeniyle uğramış oldukları zararların reddine karar verildiğini, müvekkili şirketin elektrik alamadığı için 25/09/2013 tarihinde 108.560,00 TL’lik kırıcı konkasör yatırımı da yaptığı halde bu makineyi kullanamadığını, makine parkına kaldırılarak çürümeye bırakıldığını ayrıca, mevcut aracın yeterli üretim yapamaması nedeniyle başka ocaklardan ve rakiplerden alçı taşı alınmak durumunda kalındığını, bu alımların da müvekkilinin diğer bir zarar kalemini oluşturduğunu ancak, rakip firmaların müvekkiline ihtiyacı olan madeni her zaman satmak istemediğini, bu nedenle de üretim kaybı yaşadığını, müvekkilinin üretim kapasitesi 2 kat fazla olmasına rağmen mazotlu üretim ile yeterli üretim yapamadığı için yeterli üretimi ve karı da yapamadığını, bu nedenle mahkemece elektrik verilmemesi nedeniyle kullanılamayan makine ve dışarıdan alçı temin edilmiş olması nedeniyle uğramış oldukları zararların reddinin haksız olduğunu, davalı şirket tarafından yapılması gereken ancak müvekkili tarafından yapılmış olan ve ortak hat haline gelen dağıtım hattının bedeli talebinin dava tarihi itibariyle muacceliyet şartı gerçekleşmediğinden reddine karar verildiğini ancak bu taleplerinin de dava tarihi itibariyle muaccel olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi somut olaya uygulanacak yönetmeliğin 02/11/2013 tarihinde yürürlüğe giren Enerji Piyasası Lisans Yönetmeliği olduğunu, bilirkişi heyetinin de mevzuatı aynen raporlarına yansıttığını, ancak davalı şirketin bu mevzuata uygun bir şekilde davranarak bu mevzuattaki 5 yıl sonra tüfe oranlarına göre güncelleyerek ödeme hakkından faydalanamayacağını, davalı şirketin elektriği ne zaman karşılayacağını 5 yılı geçmemek üzerine bildirmesi gerektiğini ancak davalı şirketin bu hususunu belirtmediğini ve ortak hat haline gelen bu tesisi müvekkilinin yapması gerektiğini, kendisinin de geri ödemeyeceğini belirttiğini, mahkemece elektrik dağıtımı ve perakende satışına ilişkin hizmet kalitesi yönetmeliğine göre yapılan tazminatın 88,00 TL olarak kabul edilmesi ve fazlaya ilişkin taleplerinin reddedilmesinin haksız olduğunu, mahkemece manevi tazminat taleplerinin reddedilmesinin de haksız olduğunu, zira müvekkilinin davalı tarafın mutlak kusuru nedeniyle elektrik alamadığından manevi zarar gördüğünü ileri sürerek, mahkeme kararının reddedilen kısımlarının kaldırılarak davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddiasının sözleşmeye değil, dava dışı …’ün hatlara haksız fiil niteliğindeki müdahalesine dayandığını, ispat yükünün davacıda olduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasında yapılan bir sözleşme bulunmadığını, davacının dosyaya sunduğu sözleşmenin müvekkili ile değil (…) ile yapıldığını, dolayısıyla taraflar arasındaki ilişkide sözleşmesel zamanaşımı değil haksız fiile ilişkin zamanaşımı hükümlerinin geçerli olduğunu, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının zararı ve bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacının sabit fiyatla mal alma üzerine anlaşma yaptığını ve üretimin dava dışı başka bir şirket tarafından yapıldığı bir durumda davacının zararından söz edilemeyeceğini, maden alanında yürütülen faaliyetin hukuka aykırı olduğunu ve hukuka aykırı olarak yürütülen bir faaliyette doğduğu iddia edilen zararın hukuken korunamayacağını, somut olayda asıl şantiyede imalatı yaptığı iddia edilen … firmasının dava konusu yer için dosyaya ya da müvekkiline sunmuş olduğu maden ruhsatının bulunmadığını, müvekkili şirketin davacıya karşı hukuki sorumluluğunu yerine getirdiğini, dava konusu enerji nakil hattının geçici olduğunu, dağıtım şirketlerinin geçici ENH’lerin bakım ve onarım sorumluluğunun bulunmadığını, mahkemenin “hukuki bir değerledirme” olan geçicilik vasfından bilirkişinin yanlış yönlendirmesiyle hataya ve çelişkiye düşürüldüğünü, hat ve tesislerin geçici olduğu bir yerde kamusal bir yarar olmadığından ortak hatta dönüşmenin söz konusu olamayacağını, çünkü devralmaların bedelinin nihai olarak müvekkili tarafından değil, kamusal kaynaklardan karşılandığını, elektriğin kullanılmamasının üçüncü kişiden kaynaklandığını, davacının geçici ve özel hattına yapılan müdahaleyi sonlandırmanın müvekkili sorumluluğunda bulunmadığını, davacının perakende satış sözleşmesine ve EPDK mevzuatına aykırı davranışlarının görmezden gelinemeyeceğini, zarar iddiasını kabul etmemekle birlikte, davacının iddia ettiği zarara rıza göstermişliğinin ve zararın büyümesine katkısının değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu, davacı tarafından sunulan faturaların kabul etmediklerini, faturaların tek başına söz konusu şantiyede böyle bir imalatın yapıldığını, anılan alçıların davacıya satıldığını, teslim edildiğini ispatlamadığını, … tarafından bildirilen üretimin tamamının davacı tarafından satın alındığının ispatlanmadığını, müvekkilinin üçüncü kişinin davacının elektriğini kestiği iddiası karşısında yapabileceği herhangi bir işlemin bulunmadığını, mahkemece kısa karardaki faiz başlangıç tarihi ile çelişkiye düşüldüğünü ve faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ihtar tarihi itibariyle henüz oluşmamış bir zarar iddiası için henüz davacının kasasında olan bir para için faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, 16/09/2014 tarihli ihtarda bir bedel talep edilmediği gibi temerrüde düşürücü nitelikte de olmadığını ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, elektrik verilmemesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat, elektrik mevzuatı çerçevesinde ödenmeyen tazminat ve ortak kullanım haline gelen hat bedelinin alınmasına dair alacak istemine ilişkin olup, yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Öncelikle, davalının zamanaşımı def’inin taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması ve somut olaya haksız fiil zamanaşımı süresinin uygulanması mümkün bulunmadığından, husumet itirazının, iddia edilen zarar hususunda davalıya husumet yöneltilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, hukuki yarar yokluğu iddiasının da davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğundan yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Mahkemece, bir maden, bir makine ve 2 elektrik elektronik yüksek mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinden kök ve itiraz üzerine aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak benimsenen bilirkişi raporu uyarınca yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunun karar vermeye elverişli olmadığı anlaşılmakla, kamulaştırma evrakları da getirtilerek, kamulaştırma işlemlerinin ne zaman başlatıldığı, bitmişse ne zaman bittiği, kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmasındaki makul sürenin ne kadar olabileceği, meydana geldiği iddia edilen zarara kimin sebebiyet verdiği, kusurun hangi tarafta olduğu hususlarını da içeren, uyuşmazlığın teknik ve kapsamlı mahiyeti de nazara alınarak, Ankara’dan talimatla, taraflar arasındaki ihtilafı çözmeye elverişli, içlerinde davacı tarafından sunulan faturaları ve davacı şirket kayıtlarını da inceleyecek SMMM bilirkişinin de bulunduğu, elektrik elektronik yüksek mühendisi, makina ve maden mühendislerinden oluşan uzman bilirkişi heyetinden, taraf iddia ve savunmaları ile itirazlarını karşılayan, yeni bir bilirkişi raporu alınarak, sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi yerinde görülmemiştir.
Kabule göre de, davacının dava dilekçesi, açıklama dilekçesi ve ıslah dilekçesindeki talep sonuçlarına riayet edilmeksizin talebi aşacak ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi de yerinde değildir.
Bu itibarla, taraf vekillerinin istinaf istemlerinin kabulü ile eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine ve kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin faiz başlangıcına yönelik istinaf istemlerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2020 tarih, … Esas- … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 7.866,95 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6- İstinaf başvurusunda bulunanlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/02/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T