Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/43 E. 2022/2127 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/12/2022
YAZIM TARİHİ : 13/12/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 23/09/2020 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine istinaf talebinin reddine ilişkin 05/10/2021 tarihli ek karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı banka nezdinde mevduat hesapları ve kredi kartı sahibi bulunduğunu, davalıca müvekkilinin hesaplarından çeşitli isimler altında kesintiler yapıldığını, bu kesintilerin gerçek karşılığı bulunmamakta olup, tahsil edilen bedellerin haksız ve mevzuata aykırı olduğunu, TBK’nun 20/1 maddesi gereğince bu ücretlerin kesilmesine dair kayıtlar 6098 sayılı TBK’nun 20-25.maddelerinde düzenlenen genel işlem koşulları niteliğinde olup geçersiz olduğunu, müvekkili tarafından, yapılan kesintilerin iadesi talep edilmiş ise de herhangi bir sonuç alınamadığını, açıklanan nedenlerle tüm hesaplardan, hesap açılış tarihinden dava tarihine kadar yapılmış kesintilerin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000 TL’nin davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin, müvekkili bankada çeşitli TL ve döviz hesaplarının bulunduğunu, bu hesapların davacı şirket ile mutabık kalınarak hizmet verilmiş olduğunu, TTK’nın ilgili hükümleri gereği müvekkili bankanın “münasip bir ücret” isteme hakkının bulunduğunu, nitekim 2012 yılından beri davacı şirketin müvekkili banka nezdinde hesaplarının bulunduğunu, verilmiş hizmet karşılığı müvekkili bankaca haklı olarak münasip ücretler tahsil edildiğini, bu süre zarfında müvekkili bankaya ücretlerin uygun olmadığına veya yersiz olduğuna dair herhangi bir talepte bulunulmadığını, davacının bu ücretleri kabul ederek hizmet alıp, sonrasında ücretlerin iadesini talep ve dava etmesinin kötüniyetli olduğunu, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “….somut olayımızda; mevzuat hükümleri öğretideki görüşler, Yargıtay Kararları ve uygulamalarına baktığımızda MK 2. düzenlemesine karşı davalı yan tarafından usul ve yasaya aykırı bir tahsilatın olmadığı, davalı tarafından verilen hizmete karşılık alınan ücretin makul seviyede alındığı gerekçesiyle davacının davasının reddine…” şeklinde kesin olarak karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; usul açısından kurulan hükmün hatalı olduğunu, Yargıtay’ın istikrar kazanmış kararlarında temyiz/istinaf sınırının dava konusu değerin tamamı üzerinden nazara alınması gerektiğine işaret edildiğini, esas açısından kurulan hükmün de hatalı olduğunu, davalı tarafça yapılan kesintiler haksız olup, karşılığının bulunduğunun ispat yükünün davalı tarafta olduğunu, mahkemenin ispat yükünde yanılgıya düştüğünü, söz konusu kesintilere ilişkin müvekkilinin bilgilendirilip bilgilendirilmediği, bu bedellerin taraflarca müzakere edilip edilmediği, benzer işlemlerdeki emsal uygulamalar olup olmadığı araştırılmamış yine başkaca bankaların bu işlemlere ilişkin bir tahsilat yapıp yapmadığı bu tahsilatların uyumlu olup olmadığı hususunun açıkça tespit edilmediğini, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak haklı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN EK KARARI: İlk derece mahkemesince “…davanın miktarı karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı kapsamında kaldığından, HMK’nın 341/2. maddesi gereğince, davacının istinaf kanun yoluna başvurma hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle, aynı Kanun’un 346/1. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin davacı vekilinin istinaf talebinin reddine….” şeklinde karar verilmiştir.
EK KARARA YÖNELİK İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm uyuşmazlık konusu üzerinden istinaf sınırının belirlenmesi gerekirken sadece dava edilen kısım nazara alınarak istinaf edilemeyeceği sonucuna varılmasının hatalı olduğunu, Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin … E. … K. ve yine Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin … E. … K. sayılı ilamlarında bu yönde olduğunu, açıklanan nedenle ek kararın kaldırılarak istinaf talepleri ile haklı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; alacak istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davanın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL dava değeri gösterilerek kısmi dava olarak açıldığı, mahkemenin davalı tarafından verilen hizmete karşılık alınan ücretin makul seviyede olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulduğu, 05/11/2020 tarihli ek karar ile de HMK 346/1.maddesi uyarınca kesinlik nedeniyle istinaf dilekçesinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 341/3 maddesine göre alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda 5.390,00 TL’lik kesinlik sınırının alacağın tamamına göre belirleneceği, bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda davalının davacıdan yaptığı kesintilerin 18.040,65 TL olduğu gözetildiğinde, ilk derece mahkemesinin 05/11/2020 tarihli istinaf dilekçesinin reddi kararı yerinde olmadığından, davacının ek karara ilişkin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının asıl karara yönelik istinaf başvuru talebinin incelenmesinde; taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi, busines kredi kartı sözleşmesi, ticari işletme sözleşmesi ve üye işyeri sözleşmesinde ücret alınacağının ve alınacak ücretin kararlaştırıldığı, davacının bu ücretlerin müzakere edilmeksizin talep edildiğini ispat edemediği, davalı bankaca alınan ücretlerin emsal bankaların aldığı ücretlerle uyumlu olduğu (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 26/04/2022 tarih 2021/9121 Esas 2022/3450 Karar, 25/11/2015 tarih 2015/5256 Esas 2015/15536 Karar ve 22/01/2013 tarih 2012/1199 Esas 2013/1292 Karar sayılı ilamları), bu nedenle ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ek karara yönelik istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/11/2020 tarih … Esas … Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Davacının asıl karara yönelik istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
3-Ek karar ve asıl karara yönelik olarak peşin alınan 108,80 TL harçtan alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 28,10 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
7-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12.12.2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G