Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/422 E. 2021/386 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …/….
KARAR NO : …/…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 31/12/2020
NUMARASI : …/…. Esas

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … ..

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
YAZIM TARİHİ : 31/03/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin …/…. Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 31/1/2020 tarihinde tesis edilen ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, borçlu aleyhine Konya …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlattığını, davalı borçlunun yetki itirazında bulunduğunu, müvekkili şirketin müteahhitlik faaliyetinde bulunduğunu, davalı şirket ile…. Düzenlemesi Yapım İşi ihalesine, beraberce girme konusunda anlaşarak, %20 kendilerinin, %80 davalının olmak üzere ortaklık beyannamesi düzenledikleri ve davalı şirketi IP adresi üzerinden teklif gönderdiklerini, ihale için pilot ortak olduğundan davalının vermesi gereken veya hisseler oranında verilmesi gereken geçici teminat mektubunun tamamının müvekkili şirket tarafından temin edilerek idareye verildiğini, ihalenin iş ortaklığının üzerinde kaldığını, idare tarafından, 18/09/2020 tarihinde form tebliğ edildiğini, 10 gün içerisinde istenilen belgeler ile gerekli ödemelerin yapılmasını ve en geç 28/09/2020 tarihinde, idareye gidilerek işe ilişkin sözleşmenin imzalanmasının gerektiğinin bildirilmesi üzerine, istenilen belgeleri vermeleri ve noterden iş ortaklığı beyannamesi düzenlenmesi gerektiğini, yüz yüze ve telefonla bildirdiklerini, bunun üzerine davalı şirketin ödemelerin müvekkili davacı şirket tarafından yapılması, istenilen belgelerin hazır edilmesi ve noterde imzalanan iş ortaklığı beyannamesi ile ilgili evrakların idareye teslim edilerek, sözleşmenin imzalanması gerektiğini, bu hususların müvekkili tarafından yerine getirilmemesi halinde yargısal yollara başvuracaklarını ihtar ettiklerini, buna ilişkin cevabi yazı gönderdiklerini, müvekkili şirket tarafından, idareye 500.000,00 TL’lik teminat mektubu verdiklerini, ayrıca hisselerine denk gelen 10.654, 26 TL karar pulu ile 17.750,85 TL’lik sözleşme pulu bedeli olan toplam 28.405,11 TL’yi belediyele göndermek için bankaya talimat verdiklerini, davalının sözleşme imzalamaya gelmediğini, geçici teminat mektubunun idare tarafından gelir kaydedildiğini, müvekkili şirketin her türlü sorumluluğu yerine getirmesine rağmen, davalının hiç bir sorumluluğunu yerine getirmediğini, arabulucudan sonuç alamadıklarını, davalının kötü niyetli hareketlerinin davacı müvekkilini zarara uğrattığını iddia ederek itirazın iptaline ve inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep ettikleri, davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sundukları 29.12.2020 tarihli dilekçede ise davalı cevap dilekçesiyle geçici teminatın gelir kaydedileceğini öngördüklerini ve istenilen belgeleri temin edemedikleri ayrıca sözleşme imzalamaya da gelmediklerini ikrar ettiğini, ödemek zorunda kaldıkları toplam 280.867,93 TL’nin idareye gelir kaydedildiğinden TBK’nın 76. Maddesi gereğince davalı şirketin, dava sonunda çıkacak bedelden mahsup edilmek üzere müvekkili şirkete geçici ödeme yapılmasını, taleplerinin kabul görmemesi halinde ihtiyati haciz karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; alacağın yargılamayı gerektirdiğinden ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı, TBK 76. Maddesinde belirtilen geçici ödeme yapılmasını gerektirir mahiyette ön rapor gibi tespit veya incelemenin de dosyada yer almadığı, davacının basiretli davranmamasının kendi lehine yorumlanamayacağı gerekçeleriyle ihtiyati haciz ve geçici ödeme taleplerinin reddine karar verdiği görülmüştür.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirketin ihaleye ilişkin tüm zararı tek başına karşılamak zorunda kaldığını, alacaklarının teminat altında olmadığından, davanın sonucunun beklenmesi halinde tahsilatın tehlikeye gireceğini, davalının mal kaçırdığı endişesi içerisinde olduklarını, geçici ödeme taleplerinin reddinin de davalının ikrarı nedeniyle hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf taleplerinin kabulü ile talepleri doğrultusunda karar verilmesini istinaf ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ihtiyati haciz ve kabul edilmemesi halinde geçici ödeme talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
İcra İflas Kanununun 257/1.maddesinde; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” düzenlemesi muaccel bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları” düzenlemiş olup,
İcra ve İflâs Kanunu’nun 258.maddesinin 1. fıkrası uyarınca; “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur…” Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Bununla birlikte, özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. (HMK m.200).
İhtiyati hacze ilişkin olarak dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgeler beraberce değerlendirildiğinde, tarafların beraberce dava dışı idarenin açtığı …. Düzenlemesi Yapım İşi’ne katılabilmek için ortaklık beyannamesi düzenlendikleri, ihalenin üzerilerinde kaldığı, davalının üzerine düşen edimleri yerine getirmemesi nedeniyle dilekçede anlatılan olaylardan dolayı talep eden davacının 280.937,19 TL ödemek zorunda kaldığı, bu nedenle davalı hakkında belirtilen miktar üzerinden takip başlattıkları, davalının takibe itiraz etmesi üzerine, iş bu itirazın iptali davası açtıkları ve dosya üzerinden ihtiyati haciz ve TBK 76. maddesi gereğince geçici ödeme kararı verilmesini talep ettikleri, mahkemece, taleplerinin yargılamayı gerektirdiği, geçici ödemeyi gerektirecek nitelikte dosyaya bilgi ve belge sunulmadığı gerekçesiyle taleplerin reddine karar verildiği, talep eden davacının ise verilen kararı yukarıda özetlendiği şekilde istinaf etmiş ise de taraflar arasında dava konusu olaya ilişkin idari yargıda davalarının bulunduğu, davanın henüz kesinleşmediği, davacı, ihtiyati haciz talebine ilişkin olarak alacağının varlığını ve muacceliyetini yaklaşık olarak ispat edemediği, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği, bu nedenle ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz kararının reddinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı, davalı ikrarlarının da davacıya borçlu oldukları yönünde olmadığı, bu nedenle istinaf talebinin soyut ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın diğer bir bölümü TBK 76. maddesi uyarınca davacı vekilinin tedbiren geçici ödeme talebi üzerine mahkemece ara karar ile geçici ödeme talebinin kabulüne ilişkindir.
Geçici ödeme 6098 sayılı TBK’nun 76. maddesinde, “Zarar gören iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği taktirde hakim,istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir. Davalının yaptığı geçici ödemeler, hükmedilen tazminattan mahsup edilir. Tazminata hükmedilmezse hakim davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verir” şeklinde düzenlenmiştir.
Geçici ödeme, haksız fiil sebebiyle meydana gelen zararın karşılanması için açılan tazminat davalarında hükmedilen ve yargılama sonucunda hükmedilecek zarara mahsuben yapılan bir ön ödemedir. Ön ödeme geçici bir karardır. Bu geçici ödemenin miktarı, geçici ödemeler ne HMK’da düzenlenmiş olan ihtiyati tedbir niteliğindedir, ne de İİK’nda düzenlenmiş olan ihtiyati haciz niteliğindedir. Tam tersine, aynı ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz gibi ayrı bir geçici hukuki koruma türüdür. Çünkü HMK’nın 389. maddesi gereğince ihtiyati tedbir, sadece dava konusu uyuşmazlıklar hakkında verilebilen bir geçici hukuki koruma türüdür. Dava konusunun para alacağı olması halinde ise kural olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün değildir.( Kuru/Arslan/Yılmaz (Usul), s. 580-581; Pekcanıtez/Özekes/Atalay (Usul), s. 711- 713.)
Geçici ödemelerin Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş olan diğer geçici hukuki korumalardan biri olması sebebiyle, geçici ödeme kararları bir ara karar mahiyetindedir. Bu sebeple de mahkeme iş bu ara kararından yargılama sonuçlanmadan önce her zaman dönebilir. Çünkü mahkemenin vermiş olduğu ara kararlar ile kural olarak taraflardan birisi lehine herhangi bir usuli kazanılmış hak oluşmaz. Yine geçici ödeme ara kararı yargılamayı sona erdirmediği için bu karara karşı doğrudan kanun yoluna gidilmesi de mümkün değildir. Ancak asıl karar ile birlikte kanun yoluna gidilebilir.
İhtiyati tedbir/haciz talebinin reddi üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği gibi (HMK 391/1), ayrıca yokluğunda ihtiyati tedbir kararı verilen kişinin itirazı üzerine verilen karara karşı da istinaf yoluna başvurulabilecektir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ara kararlarına karşı kanun yoluna başvuru kabul edilmemiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir hakkında verilen kararlara karşı ancak; HMK 341/1 ve 394/5 maddeleri gereğince ilk derece mahkemelerince verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, TBK 76. maddesi istemine ilişkin verilen kararlar ara karar niteliğinde olduğu için istinaf yoluna başvurulması mümkün değildir. Talep eden davacının geçici ödeme talebine ilişkin her ne kadar gerekçeli ara karar yazılarak talebin reddi kararı istinaf yolu açık olarak verilmiş ise de kararın talep eden davacı yönünden kesin olduğu, ilk derece mahkemesi hakiminin kanunla verilmeyen bir hakkı tanımak suretiyle hükme karşı istinaf kanun yolu açık olduğunu belirtmesinin, taraflara; yasayla verilmemiş bir hakkı (istinaf kanun yolunu) bahşetmeyeceği anlaşıldığından, davacının ihtiyati hacize ilişkin istinaf talebinin HMK 353/1-b.1 maddesi, geçici ödeme talebine ilişkin istinaf talebi ile ilgili olarak aynı yasanın 341 maddesi delaletiyle 352/1.b maddesi gereğince istinaf başvuru dilekçesinin reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/03/2021 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Ç