Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/38 E. 2022/2124 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : ..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/12/2022
YAZIM TARİHİ : 13/12/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 22/10/2020 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin …’nın en önemli klima üreticilerinden biri olan ve 70 yıldır klima pazarında faaliyet gösteren … firmasının … ve … marka ürünlerinin ithalatını ve yurtiçi pazarına yönelik ticaretini yaptığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin esasları karşılıklı elektronik posta yazışmaları dahilinde belirlenmiş olup, bu şekilde 2015 yılında başlayan ticari ilişkisinin 22.01.2018 tarihine kadar sürdüğünü, davalının onaylayıp işe başladığı 16.12.2016 tarihli sipariş formuna göre davalının 9 adet çeki davacı şirkete teslim edilmesinin kararlaştırıldığını, davalı şirket sipariş formunda kararlaştırıldığı şekilde çeklerini teslim etmediğini ve ödemelerinde aksaklıklar yaşanmaya başlandığını, davalı yan buna rağmen sipariş formuna uygun şekilde ödeme yapmamış, onun yerine 22.01.2018 tarihinde Konya … Noterliğine ait … yevmiye nolu ihtarnamesi ile gerçeğe uymayan dayanaksız nedenleri ileri sürerek sözleşmeyi haksız olarak feshetmek yoluna gittiğini, müvekkilinin Beyoğlu … Noterliği’ne ait 29/01/2018 tarihli .. yevmiye nolu ihtarnamesi ile ihtara cevap verdiğini, davalı tarafça haksız ve geçerli bir nedene dayanmadan sözleşmenin feshedilmesi işleminden sonra istenip de ödenmeyen alacakların tahsil edilebilmesi için Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini, bu nedenle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin aynen devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı taraf ile müvekkili şirketin 2015 tarihinden bu yana ticaret yaptıklarını, yapılan ticaret sene başında o seneye ait olmak üzere gönderilecek mallar ve ödemenin ne şekilde olacağına ilişkin bilgilendirme yapılarak mail yolu ve telefon görüşmeleri ile anlaşma sağlanmakta olduğunu, müvekkili şirket bu zamana kadar davalı taraftan mal satın aldığını karşılığında hem müşteri hem de kendi çekleri nakit havale ödeme aynı zamanda müşteri kartları ile ödemeler yapıldığını, davacının iddia ettiği çekler hiçbir zaman ticarete konu olmayıp müvekkilinin gönderdiği ve ödemesini yaptığı çekler davacının kabulünde olunarak ticaretin süregeldiğini, taraflar arasındaki sözleşmede müvekkilinin haksız olarak sözleşmeyi feshetmesi sonucu değil davacının göndermesi gereken malların göndermemiş olması nedeniyle son bulduğunu, davacıya Konya … Noterliği’nin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile müvekkilinin alacağı olan miktarın gönderilmesinin talep edildiğini ancak davacı tarafında herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı şirket tarafından 250.000,00 TL. üzerinde ticaret yapmış olduğu şirketlere gezi hediye edilmekte olup, müvekkile de aralarındaki ticari ilişkiden dolayı söz konusu gezi hediye edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkili şirket tarafından değil davacının sözleşmeyi ihlal etmesi sonucu son bulduğunu, sözleşmenin son bulması durumunda söz konusu gezinin harcamaların iade edileceğine ilişkin olarak sözleşmede bir ibare bulunmadığını, sözleşmenin müvekkili tarafından feshedilmediğini, davacının göndermesi gereken malları göndermemesi dolayısıyla sözleşmeye aykırı davranışı sonucu son bulduğunu, müvekkilince gönderilen çeklerin hepsinin muntazam şekilde ödendiğini, davacı tarafın mal vermemesi ticareti sekteye uğrattığını, sözleşmenin son bulmasında müvekkilinin kusuru bulunmadığını, davacının taraflar arasındaki ticarete aykırı davranışı sonucunda müvekkilinin mahrum kalınan kârı sonucu menfi zararı da olmuş olup buna ilişkin dava haklarının saklı olduğunu, müvekkili hakkında açılmış olan haksız iş bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “… davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin olduğu, ticari ilişkiye istinaden mahrum kalınan kar payı, fatura ve seyahat giderlerinin davalı/borçlu tarafından ödenmemesi üzerine davalı şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin takibe yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu ancak, itirazın haksız olduğunu beyan ederek, davalının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ettiği görülmekle davanın yasal dayanağını oluşturan İİK.67. maddesinde; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” şeklinde düzenlemenin yapıldığı görülmektedir.
Dosya incelendiğinde, davacının davalıdan 40.000,00 TL. mahrum kalınan kar payı, 16.825,92 TL.lik fatura, 36.267,00 TL. asıl alacak ve bu kalemlerin faizleri olmak üzere toplam 93.853,76 TL. alacağı olduğu bahsi ile açmış olduğu icra takibinin davalı yanca itiraz üzerine durdurulması nedeniyle bu itirazın bu kaldırılması hakkında mahkememizce görülen davada; yapmış olduğumuz incelemede, davacı ile davalı arasında uzun süreli cari bir hesap ilişkisinin olduğu anlaşılmış olup, daha sonra taraflar arasında söz konusu husumetin baş gösterdiği yapılan incelemelerde davacı ile davalı arasında karşılıklı mal teslimi ve bu mallara karşılık ödenen çekler görülmüştür. Söz konusu ödemeler bilirkişi marifeti ile de yapılan hesaplar sonucunda davacının değil, davalının alacaklı pozisyonunda görülmüştür.
Yapılan incelemelerde taraflar arasındaki ilişkinin davacının mal teslimini kesmesi ile son bulmuş olduğu anlaşılmaktadır.
Gerek bilirkişilerce davaya konusu olan hediye geziye ilişkin herhangi bir faturanın bulunmadığı, gerekse de taraflar arasında yapılan ödemelerin toplamının belirtilen miktarı geçmiş olduğu ayrıca, söz konusu gezinin bir hediye olduğu ve bu hediyenin şartlarının tam olarak ispatlanmadığı ayrıca, bilirkişilerce de faturalandırılamadığı dikkate alındığında söz konusu talebin de reddi gerekmektedir. Yukarıda anlatılan nedenlerle dosya kapsamına uygun görülerek her iki tarafın ticari defterlerinde inceleme yapan bilirkişilerin raporu ayrıntılı ve denetime açık olması nedeniyle hükme esas alındığı, davalıya ait incelenen 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinde davacı yanın davalıya 6.208,32 TL. borcunun olduğunu, davacı tarafın defterlerini inceleyen bilirkişinin raporunda ve davacı tarafından davacının davalıdan alacaklı olduğu ispatlanamadığı….” gerekçesiyle davanın reddine, ispatlanamayan kötüniyet tazminatının da reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; karşılıklı mutabık kalınan esaslara göre davalı yanın siparişte onaylanan ödeme planı dışında yapılan ödemeler için aylık %2 vade farkı uygulaması gerektiğini, yerel mahkemenin gerekçeli kararında fatura tanzim edilmemiş olmasına atıfta bulunmasının hatalı bir değerlendirme olduğunu, müvekkilinin … Firmasının Türkiye distribütörü olduğunu ve bu firmanın ürettiği klima cihazlarının tek satıcılığını sürdürebilmek için satış hedeflerine ulaşmak durumunda olduğunu, davalı şirket de davacı firmanın …, …’de …, …, … bölgelerindeki tek satıcısı olduğunu ve bu münhasırlık avantajını sürdürmek için aynı davacı şirket gibi belirlenmiş hedeflerine ulaşmasının elektronik postalar ile kararlaştırıldığını, hedef vadelere uymaması durumunda aylık %2 vade farkının münhasırlık şartı olduğunu, davalının münhasırlık hakkını elde ettikten sonra hedeflere uymadığını, bayilere özel yurt dışı gezisine katılmak şeklinde faydalar elde ettiğini, müvekkilinin bu münhasırlık ilişkisinden akdi olarak elde etmeyi beklediği ticari geliri elde edemediğini, yerel mahkemenin münhasırlık ilişkisi karşılığı kararlaştırılan edimlere ilişkin hiç bir değerlendirme yapmadan, sadece ticari defter yüzeysel incelemesi ile davanın reddine karar vermiş olmasının usule, yasaya ve hukuka aykırı olduğun, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
İspat yükü ile ilgili genel kuralı düzenleyen TMK’nın 6. maddesine göre; “Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” İspat yükü kenar başlıklı HMK’nın 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Belirtilen yasa hükümleri karşısında, alacağın tahsili için girişilen icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında kural olarak ispat yükü davacı alacaklıya aittir. Bununla birlikte itirazın iptali davasında davalı borçlunun ödeme savunmasında bulunması ya da borcu ortadan kaldıran diğer itirazları ileri sürmesi halinde ispat yükü yer değiştirecek ve davalıya geçecektir.
Taraflar arasında bayilik ilişkisinin bulunduğu, bu nedenle davacının gezi bedelini talep edemeyeceği, davacı defterlerine göre davalının alacaklı gözüktüğü, kar payı ve vade farkı yönünden ispat yükünün davacıya düştüğü, davacının alacaklı olduğunu yazılı delillerle ispat edemediği, ancak davacının yemin deliline de dayandığı, yemin delilinin HMK’nın 225 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, yeminin kesin delillerden olduğu, yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlü olduğu, şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemeyeceği, hal böyle olunca kar payı ve vade farkından dolayı alacaklı olduğu hususunda ispat yükü davacı üzerinde olduğundan davacıya yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan deliller toplanmamış ve bu konuda her hangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davacının eksik incelemeye yönelik istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiş yukarıda belirtilen eksikliklerin ikmalinden sonra delillerin esastan değerlendirilip hüküm tesis etmek üzere HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/10/2020 tarih, … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası üzerinden tehiri icra talebi ile ilgili İİK’nın 36/5 maddesi gereğince yatırlan teminatın yatırana iadesine,
7- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/12/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

A.G