Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/344 E. 2022/1826 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN
ASIL VE BİRLEŞEN
DAVALARDA DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …

ASIL VE BİRLEŞEN
DAVALARDA DAVALI : … – (T.C. Kimlik No: …)

BİRLEŞEN DAVA : Konya … ATM’nin … E. ve Konya .. ATM’nin … E.
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
YAZIM TARİHİ : 04/11/2022
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. Esas-… Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi asıl ve birleşen davalarda davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifinin 1 adet dubleks mesken statülü ortağı olduğunu, müvekkili kooperatifin 18/04/2010 tarihli genel kurul toplantısında, küçük meskenlerin maliyetlerinin, dubleks/ büyük meskenlerin maliyetinin 2/3’ü kadar olacağı öngörüldüğünden, küçük meskenlerin aylık 200 TL, büyük meskenlerin aylık 300,00 TL aidat ödemelerine karar verildiğini, sonraki yıllarda da anılan 2/3 oranının korunmasına karar verildiğini, davalının bir adet dubleks kooperatif meskenini Ağustos 2008’den bu yana işgalinde tutmakta olduğunu, müvekkili kooperatifin genel kurulunun 18/04/2010 günü yapılan 2009 yılı olağan toplantısında alınıp kesinleşen kararı gereğince, dubleks/büyük daire ortaklarının 31/03/2010’a kadarki birikmişlerinin 30.000,00 TL olması, Nisan 2010’dan başlamak üzere her ay aylık 300,00 TL aidat ödemeleri gerektiğini, davalının borcu için aleyhine takip başlatıldığını ancak, davalının haksız itirazı ile takibi durdurduğunu ileri sürerek, asıl davada itirazın 22.950,00 TL aidat asıl alacağına takip tarihine kadar tahakkuk eden 6.490,12 TL yasal faiz olmak üzere toplam 29.440,12 TL takip çıkışlı alacak kapsamında iptaline, birleşen Konya … ATM’nin … E- … K. sayılı dosyasında, asıl dava dosyasındaki iddialarını tekrarla, davalının itirazının 7.200,00 TL aidat asıl alacağına takip tarihine kadar tahakkuk eden 597,09 TL yasal faiz olmak üzere toplam 7.797,09 TL takip çıkışlı alacak kapsamında iptaline, Birleşen Konya … ATM’nin … Esas sayılı dosyasında da, asıl dava dosyasındaki iddialarını tekrarla, davalının itirazının 4.200,00 TL aidat asıl alacağına, takip tarihine kadar tahakkuk eden 225,75 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 4.425,75 TL takip çıkışlı alacak kapsamında iptaline, asıl ve birleşen davalarda, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Asıl ve birleşen davalarda davalı, davacı ile 11.03.2002 tarihli duvar yapımı eser sözleşmesinin 3. Blok duvar yapımı ücreti olarak bir dubleks dairenin anahtar teslimi ücret olarak verilmesinin kararlaştırıldığını, davacının edimlerini yerine getirmediğini, kendisinin kooperatif üyesi olmadığını, eser sözleşmesinden kaynaklı alacaklı olduğunu, açılmış hukuk ve ceza dava dosyaları bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…Kesin hüküm tarafları ve haleflerini bağlar. Yukarıda bahsedilen dava dosyalarının ve verilmiş kararların varlığı ve özellikle Konya … Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/03/2015 tarih … Esas … Karar sayılı kesinleşen kararı karşısında davalı … ın, davacı kooperatifin ortağı/üyesi olmadığı anlaşılmıştır.
Akla kesin hüküm nedeniyle davaların usulden reddi gerekir gibi bir düşünce gelebilir ise de sözü geçen kesinleşen karardaki talep sonucu ile eldeki davalarımızdaki talep sonuçları farklı farklıdır. Ancak kesinleşen karar bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalının, davacı kooperatifin üyesi olmadığı ve bu nedenlerle davalı … aleyhine tahliye ve ecrimisile hükmedildiği anlaşıldığından ve kooperatif üyesi olmayan bir kimsenin ve bu ara davalının takip ve dava konusu edilen aidatları ödeme sorumluluğu olmadığından (aidat ödeme yükümlülüğü üyelerin/ortakların üzerine bir borç olduğundan) aidat alacaklarının tahsilini sağlamaya yönelik itirazın iptali ile ilgili davanın ve birleşen davaların esastan reddine…” gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin ortağı olduğu hususunun daha önce başka bir dosyada taraflar arasında tartışıldığını ve Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin derecatından geçerek kesinleşen kararla sabit olduğunu, davacının müvekkili kooperatifin ortağı olmadığını ispatlamak için sadece ortakların açabilecekleri 41 kişilik bir davada adı yazılı olduğu halde o zamana kadar davayı açan avukata vekaletname vermemiş olmasından yararlanıp sonra da vermediğini, açılı diğer davaların çoğunda ortak olmadığını ileri sürüp geçersiz eser sözleşmesine dayandığını, davanın konusuyla doğrudan ilgisi bulunmadığı halde davacının ortak olmadığına dair ısrarının giderilmesi gerektiğinden kooperatifin evrakına dayalı savunma yaptıklarını, açıklanan hususta birçok bilirkişi raporu alındığını, ilk karara dayanak olan 01/06/2009 tarihli bilirkişi raporunda, 28/05/2010 tarihli ek raporda da, bilirkişi kurul raporunda da davalının müvekkili kooperatifin eşit haklı ortağı olduğunun belirlendiğini, davalının 2007 yılında yapılan, 2006 yılı olağan genel kurul toplantısına katılmaya müstahak üyeler listesinde adının bulunduğu yani ortak olup, hatta divan katibi olduğunu, davalının 12.09.2008 tarihli yönetim kurulu kararından önceki dönemde de ortak olduğunu, imzaların davalının eli mahsulü olduğunun da anlaşıldığını, davalının 12.09.2008 tarihli yönetim kurulu kararıyla emsali 201 kişi ile birlikte re’sen ortaklığa alındığını, davalının 21.12.2008 günlü genel kurul toplantısına bizzat katılarak adının karşısını imzalamakla talebi olmaksızın ortaklığa alınmasını kabul ettiğinden ortak sıfatını kazandığını, kesinleşen kararlar ile de bu hususun teyit edildiğini ileri sürerek, asıl ve birleşen davalarda verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen davalar, aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Öncelikle, davacı vekilinin birleşen Konya … ATM’nin … Esas sayılı dosyası yönünden istinaf isteminin incelenmesinde; işbu birleşen davada dava değerinin 4.425,75 TL olduğu anlaşılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Dilekçesinin Reddi” başlıklı 346/1 maddesinde “İstinaf dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir ve 344 üncü maddeye göre yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder.” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı Yasa’nın “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlıklı 341/2 maddesinde de “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.” hükmünün düzenlendiği, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 24/11/2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41. maddesi ile de, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılmasının kabul edildiği ve yeniden değerleme oranına göre yapılan hesaplamaya göre ilk derece mahkemesinin karar tarihi olan 12/10/2020 tarihi itibariyle istinaf kanun yoluna başvuru sınırının 5.390,00 TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346. maddesi gereğince kesin olan kararlara karşı verilen istinaf dilekçesi ilk derece mahkemesince reddedilebileceği gibi, 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebilir.
Bu itibarla, birleşen davalar bağımsız niteliklerini koruduğundan ve birleşen davalarda istinaf sınırı her dava için ayrı ayrı belirlendiğinden
istinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafça talep edilen miktarın yukarıda belirtilen yasal düzenleme uyarınca kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince hükme karşı istinaf kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de taraflara yasayla verilmemiş bir hakkı bahşetmeyeceğinden, davacı vekilinin birleşen Konya .. ATM’nin … Esas sayılı dosyasına yönelik istinaf dilekçesinin HMK 352/1-b maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl ve diğer birleşen dava yönünden istinaf istemlerinin incelenmesine gelince ise, taraflar arasında görülen ve Yargıtay incelemesinden de geçen birçok dava bulunduğu, bu davalarda davalının kooperatif üyesi olup olmadığı hususunda farklı değerlendirmeler yapıldığı, kaldı ki, davalı tarafından davacı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas- … Karar sayılı dosyasında açılan kooperatif yönetim kurulu kararının geçersizliği ve kooperatif üyesi olmadığının tespiti davasında ilk derece mahkemesince 12/10/2020 tarihinde davanın kabulü ile, davalı … Kooperatifi yönetim kurulunun 12/09/2008 tarih, 3 sayılı yönetim kurulu kararının davacı … yönünden geçersiz olduğunun ve ayrıca davacının davalı kooperatifin üyesi olmadığının tespitine karar verildiği, bu karara karşı da istinaf isteminde bulunulmuş olup, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmakla, işbu dava dosyalarında verilen kararlar incelenip, yukarıda belirtilen dosyanın da bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar vermek gerekirken anılan husus nazara alınmaksızın yanılgılı değerlendirmeye dayalı ilk derece mahkemesi kararının, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacı vekilinin, birleşen Konya .. ATM’nin … Esas sayılı dosyasına yönelik istinaf başvuru dilekçesinin REDDİNE,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B) Davacı vekilinin asıl dava ve diğer birleşen davaya yönelik istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2020 tarih, … Esas- … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 118,60 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/11/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T