Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/336 E. 2023/642 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas …Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 22/03/2023
YAZIM TARİHİ : 24/03/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan tazminat davasında … tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın ticari işletmesi kapsamında bardak su ürettiğini ve sattığını, su üretimi için gerekli olan ambalajı (bardak üst folyo) davalı taraftan satın aldığını, piyasaya sürülen ürünlerin ambalaj kapaklarında patlakların meydana geldiği ve ürünlerde koku olduğu yönündeki şikayetlerin havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte 2018 Haziran ayından itibaren gelmeye başladığını, müvekkili firmanın yapmış olduğu araştırmada davalı tarafından satın alınan bardak üst folyolarının laklarında sıkıntı olduğunun, bir süre sonra bu lakların özelliğini kaybettiğininin tespit edildiğini, davalı taraftan satın alınan ambalajların hem koku yönünden hem de lak yönünden ayıplı olduğunu, Afyonkarahisar… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… D.İş sayılı dosyasında yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde müvekkili şirketin 372.221,44 TL zarara uğradığı, müvekkilde bulunan ürünlerde patlakların bulunduğu ve su sızıntısı olduğunun tespit edildiğini ve açıkladığı nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL maddi zararın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Afyonkarahisar … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yapılan delil tespitinin görevli mahkemede yapılmadığını, ayrıca tespit dosyasında rapor sunan bilirkişinin ehil olmadığının görüldüğünü, davacının iddia ettiği lak miktarı ve koku yönünden bir tespit yapılamadığını, sadece koliler ters çevrildiğinde kapalı bardaklarda bir sızıntı olduğunun tespit edildiğini, davacının zamanında ayıp ihbarında bulunmadığını, ürünün sipariş sözleşmesindeki depolama şartlarına uygun olarak depolanıp depolanmadığının bile belli olmadığını ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Taraflar arasındaki ihtilaf; davaya konu ürünlerin üretimden kaynaklı ayıplı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Somut olayda ispat yükü davacı üzerinde olup, davacı davaya konu ürünlerde üretimden kaynaklı ayıp bulunduğunu ispat etmek zorundadır. Dosyada mevcut bilirkişi raporlarında davaya konu ürünlerde üretimden kaynaklı ayıp olduğu net bir şekilde ortaya konulamamıştır. Her ne kadar 29/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda kapaklardaki sorunun üretim hatasından kaynaklanmasının kuvvetle muhtemel olduğu yönünde görüş bildirilmiş ise de bu tespit ihtimale dayalı olduğundan taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için yeterli görülmemiştir. Ayrıca, her ne kadar dinlenen tanıklar bardaklarda koku ve kapak sorunu yaşandığını beyan etmişlerse de bu beyanlar bardaklarda yaşanan sorununun ambalajlardaki ayıptan kaynaklandığı hususunun ispatı için yeterli görülmemiştir. Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davaya konu ürünlerin üretimden kaynaklı ayıplı olduğu ve bardaklarda oluşan sorununun bu ayıptan kaynaklandığı davacı tarafça usulünce ispatlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline gönderilen malların, Türkiye geneli dağıtımı yapıldıktan sonra müvekkiline iade edildiğinin sabit olduğunu, bu da davalı tarafından gönderilen malların ayıplı olduğunun kanıtı olduğunu, tanık beyanları da davalı tarafından gönderilen ürünlerin ayıplı olduğunu ikrar ettiğini, yerel mahkeme her ne kadar Türkiye’de bu hususu inceleyecek laboratuvarın olmadığından ve ayıbın ispatlanamamış olduğundan bahisle davayı reddetmiş ise de; gerek tarafların ticari defter ve kayıtları gerek ayıplı mal üzerinde yapılan incelemeler gerekse tanık beyanları ile davalının müvekkiline ayıplı mal gönderdiği, bu ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu (havaların ısınması ile birlikte ortaya çıktığı) müvekkilinde bu nedenle maddi zararının bulunduğunun sabit olduğunu, müvekkilinin maddi zararı sadece ayıplı mal alım faturasından kaynaklanmadığını, müvekkilin ayrıca bu ürünlerin sevkiyatı için işçi, elektrik, sevkiyat giderlerinin de bulunduğunu beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davalarının kabulü ile müvekkili firmanın uğramış olduğu maddi zararın tamamının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ayıplı mal satımı iddiasına dayalı uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesine göre; “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde malı incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK’nın 223.maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.”
6098 sayılı TBK’nın 223/2. maddesine göre de:” Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.”
TBK’nın 223/2. maddesi hükmü uyarınca ayıp, kullanma sonucu sonradan ortaya çıkarsa derhal satıcıya ihbar edilmesi gerekir.
Somut olayda, davacının davalıdan satın aldığı bardak üst folyolarını kullandığı 3.kişilere sattığı bardak sularda kullanılan folyodan dolayı ambalaj kapaklarında patlaklar meydana geldiği ve koku yaptığı gerekçesiyle 3. kişiler tarafından bardak suların iade faturası ile davacıya iadelerinin 2018 yılı haziran ayında başladığı ve en son iade faturasının da 2018 yılı kasım ayına ait olduğu, davacının ayıbı 2018 yılı haziran ayında öğrendiği, ancak 18/03/2019 tarihinde bardak üst folyolarının ayıplı olduğu iddiasıyla Afyonkarahisar… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş dosyası ile delil tespiti talebinde bulunduğu, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu usulüne uygun delillerle ispat edemediği, bu nedenle sonuç itibariyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6-Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 22/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.Ç