Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/232 E. 2023/114 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2020
NUMARASI : … Esas -… Karar

İSTİNAF EDEN
DAVACILAR :

VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN : Kredi Garanti Fonu Anonim Şirketi
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/01/2023
YAZIM TARİHİ : 26/01/2023
Davacılar tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 25/11/2020 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacıların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili …’ın davalı bankadan kredi kullandığını, kullandırılan krediye ait kredi sözleşmesinin müvekkilinin okutulmasına müsaade edilmeden imzalatıldığını, kredinin ticari kredi olmayıp tüketici kredisi olduğunu, sözleşmenin hiçbir yerinde açıkça ticari kredi kullandırılacağı ibaresinin geçmediğini, ayrıca müvekkillerinden yapılan BSMV ve KKDF kesintilerinin kredinin tüketici kredisi olduğunu açıkça gösterdiğini, davalı tarafından müvekkilleri aleyhine Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkillerinin haberi olmaksızın kredi evrakları arasında imzalatılan 1.000.000,00 TL’lik teminat senedinin icra takip dosyası incelendiğinde takibe konu olduğunun anlaşıldığını, davalı tarafın müvekkillerinden yapılandırma adı altında 75.000,00 TL ödeme almasına rağmen sözü geçen teminat senedinin işleme koyulmasının kötü niyetin göstergesi olduğunu, banka kayıtlarında müvekkilleri tarafından ödenen paranın 85.150,00 TL olarak görünmesine rağmen takibe girilirken bu miktarın teminat senedinden düşülmediğini, bu hususun dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, teminat senedinin kambiyo takibine konu edilemeyeceğini, kredinin hesaba geçtiği tarih ile senedin düzenleme tarihinin aynı olmasının ve taraflar arasında başka bir ilişki olmamasının senedin teminat senedi olduğunu açıkça gösterdiğini, davalı bankanın kötüniyetli olarak teminat senedi aldığı gibi müvekkilinin muaccel olmayan borçları için takip yaptığını, kredi borcunun ipotekle de teminat altına alındığını, müvekkilinin kullandığı kredi 900.000,00 TL olarak hesabına geçmesine rağmen müvekkilinden 1.000.000,00 TL bedelli teminat senedi alınmasının haksız olduğunu, müvekkilleri tarafından ilgili banka aleyhine bedelsiz senedi kullanmak suçundan suç duyurusunda bulunulacağını, söz konusu kredinin Kredi Garanti Fonu tarafından temin ve garanti altına alındığından davanın KGF’ye ihbarı gerektiğini ileri sürerek müvekkillerinin Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından dolayı müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine, takip miktarının %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların müvekkili bankadan genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandıklarını, kullanılan kredinin geri ödemesine ilişkin olarak takip konusu bonoyu verdiklerini, borcun vadesinde ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından davacılar aleyhine Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, açılmış olan dava bonoya ilişkin olduğundan tüketici mahkemesinin görevsiz olduğunu, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacı …’ a genel kredi sözleşmesi bilgilendirme formu sunulduğunu, davacının bu sözleşmeyi imzalamak suretiyle kabul ettiğini, davacı tarafa yapılandırma yapıldığına ilişkin banka kayıtlarında her hangi bir veri bulunmadığını savunarak davanın reddine, davacının %20 den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; 09/10/2020 tarihli bilirkişi raporu, davalı bankanın genel müdürlüğünden gelen yazı cevabı ve tüm dosya kapsamı ile davacılar ile davalı arasında kredi borcunun yeniden yapılandırılmasına ilişkin herhangi bir sözleşme bulunmadığı HMK 190 ve 200. maddeleri kapsamında davacılar vekilince bu iddiaların ispatı yönünde dosyaya her hangi bir belge sunulmadığı, ispat yükü kendisinde olan davacı tarafça yine takibe konu senedin teminat senedi olduğu yönündeki iddiasını ispatlanamadığı, celbedilen icra dosyasına göre takibin tahsilde tekerrür olmamak üzere başlatıldığı, davalı banka tarafından davacılar tarafından yapılan 75.000,00 TL lik ödemenin davacıların borcundan mahsup yapıldığı, buna rağmen takip tarihi itibarıyla davacıların davalı bankaya taksitli kredi sözleşmesinden dolayı 1.040.553,23 TL asıl alacak, 63.994,02 TL işlemiş temerrüt faizi, 3.199,70 TL BSMV olmak üzere toplam 1.107.746,95 TL lık borcu olduğu, Konya … İcra Müdürlüğünün … ESas sayılı takip dosyasında takibe geçilen alacak miktarı toplamda 1.004.291,10 TL olup, fazladan bir talebin bulunmadığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, takibin durdurulması yönünde verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığı gerekçesiyle de davalı banka vekilinin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla taraflar arasında kredi sözleşmesinin tutarının 900.000,00 TL iken, senedin meblağ kısmına 1.000.000,00 TL yazıldığını, müvekkilinin banka borcu açısından yapılandırma yapılacağı beyanıyla bankaya 2018 yılı içinde 75.000,00 TL ödeme yaptığını, ancak ülke genelinde ekonomik kriz baş gösterdiğini ve bankaların verdikleri krediler sebebiyle zarara uğradıkları iddiası ile ekonomik krizin faturasını müvekkilinin üzerine yıkmaya çalıştıklarını, müvekkilinden yapılandırma bedeli olarak alınan 85.000,00 TL takip yapılırken düşülmediğini ve tüm bedel üzerinden takip yapıldığını, daha sonra kendi başına takip yapılamayacak olan teminat senedi 1.000.000,00 TL olarak icraya girildiğini, oysa 900.000,00 TL anapara olarak girilmesi gerektiğini ve takip türünün de ilamsız takip olması gerektiğini, çünkü teminat senedinin bir kambiyo senedi olmadığını, bu sebeple ilamsız takip yoluyla yeni bir dava açılıp yargılama yapıldıktan sonra takibe konu edilebileceğini, oysa yerel mahkemenin sanki kambiyo senediymiş gibi yargılama yaptığını ve kararını verdiğini, senedin teminat senedi olduğu hususunun bilirkişi raporunda da açıkça belirtildiğini, davalı bankanın kötüniyetli olduğunu, yerel mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, müvekkiline Konya …. İcra Müdürlüğü’nün … E. numaralı dosyasıyla kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığını, takibe konu edilen senedin taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin temini amacıyla müvekkilinden meblağ kısmı boş bir şekilde alındığını, kambiyo senedinin kayıtsız şartsız olması gerektiğini, sonradan alacaklı banka tarafından doldurulup takibe konulan senedin bono vasfında olmayıp kambiyo senedine özgü takip yoluna gidilemeyeceğini, senet için ayrıca bir yargılama yapılması gerekmesine rağmen yapılmadığından yapılan takibin hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından bilirkişiye tevdi edilirken bir çok hususta rapor düzenlenmesi istenilmiş olup bilirkişinin bu hususların çoğunu değerlendirmediğini, bilirkişi raporlarını kabul etmediklerini, bu yüzden yeni bir heyet bilirkişi atanıp tekrardan denetime elverişli bir rapor aldırılması gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı taraf Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip dayanağı olan bononun teminat senedi olarak verildiğini, bu nedenle geçersiz olduğunu ileri sürmekte, davalı taraf ise söz konusu bononun kredi borcunun ödenmesi amacıyla verildiğini savunarak davanın reddini talep etmektedir.
Davacılar vekilince takibe konu senedin teminat senedi olduğu ileri sürülmüş ise de senedin teminat senedi olduğu iddiasının yazılı delille ispatlanması gerekir. Davacı taraf senedin teminat senedi olduğuna dair yazılı bir delil ibraz etmemiştir. Öte yandan İİK’nin 45. maddesinde; rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusunun iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki İİK’nun 167. madde hükmünün mahfuz olduğu, aynı kanunun 167. maddesinde ise; alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklının, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte bulunabileceği düzenlenmiştir. Bahsi geçen kanun hükümleri uyarınca borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilir. Dosyada mevcut bilgi ve belgelere ve bilirkişi raporuna göre takip tarihi itibariyle davacıların davalı bankadan kullanmış oldukları kredi nedeniyle takibe konu edilen miktardan daha fazla borçları bulunduğu ve davalılara gönderilen hesap kat ihtarnamesinin sonuçsuz kaldığı anlaşılmaktadır. Buna göre davacı banka tarafından davalılar aleyhine kambiyo takibi yapılmasına kanuni bir engel bir yön bulunmadığından ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı kanaatine varıldığından davacıların istinaf başvuru talebinin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacıların istinaf başvuru taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL karar ve ilam harcının davacılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6- Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 20/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

O.B