Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/2158 E. 2023/1124 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/11/2021
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 18/05/2023
YAZIM TARİHİ : 23/05/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 10/11/2021 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından … A.Ş.ye para yatırıldığını, … A.Ş.nin tasfiyeye girmesi sonucunda davalı şirket ile müvekkili arasında müvekkilinin … A.Ş.’nden olan 67.014,00 USD alacağının temliki ve ödenmesi konusunda 03/08/2009 tarihli “Alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi” başlıklı protokol imzalandığını, ilgili protokol gereğince, davalı tarafından sözleşmenin 4.5. maddesinde belirtilen …’in hesabına dava dilekçemizin ekinde sunulan evraktaki belirtilen tarihlerde toplam 38.586,00 USD ödeme yapıldığını, bu tarihten sonra ödemelerin yapılmaması üzerine müvekkilinin davalıya bakiye 28.428,00 USD alacağının ödenmesi hususunda ihtarname gönderdiğini, borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için davalı aleyhine Konya …lcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, borçlunun borca ve yetkiye itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, taraflarınca yetki itirazının kaldırılması için açtıkları davada İcra Mahkemesince davanın kabulüne karar verildiğini belirterek, davalının takibe yapmış olduğu itirazının iptaline ve takibin devamına, haksız olarak takibe itiraz etmesi nedeniyle alacağın % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisizlik nedeniyle reddini talep ettiklerini, davanın İstanbul Mahkemelerinde açılması gerektiğini, dava konusu alacağın hukuken henüz talep edilebilir nitelikte olmadığını, her ne kadar sözleşme alacağın temliki sözleşmesi olarak nitelendirilmişse de borcun naklinin söz konusu olduğunu, alacağın temliki ile borcun nakli hükümlerinin farklı olduğunu, borcu devralan yeni borçlunun, eski borçlunun alacaklıya karşı ileri sürebileceği def’ileri alacaklıya karşı ileri sürebileceğini, borcu nakleden … A.Ş’nin tasfiye sürecinin devam ettiğini, kar ve zarar hesabı sahiplerine tasfiye sürecinde alacak isabet edip etmeyeceğinin tasfiye sonucunda belli olacağını, alacağın muaccel olmadığını, talep edilen faiz oranı ile işlemiş faiz talebinin talebinin yasal dayanağının olmadığını belirterek; davanın yetki yönünden reddine, daha sonra esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…somut olayımızda davacının Tasfiye Halindeki … A.Ş den katılma alacağının temlik sözleşmesi ile davalıya temlik edildiği, temlik uyarınca davalının belirlenen vadelerde ödeme yapmayı taahhüt ettiği, ödemelerin yapılmadığı iddiasıyla başlatılan takibin itiraz üzerine durdurulduğu, bu nedenle itirazın iptali talep edilmiş ise de; esas borçlu Tasfiye Halindeki … A.Ş nin Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen cevabi yazı da dikkate alındığında henüz tasfiye aşamasında olduğu, tasfiye işlemlerinin tamamlanmamış olduğu anlaşılmakla, ancak tamamlandıktan sonra kar ve zarar hesabının netleşeceği, alacağın muaccel olacağı dikkate alındığında takip ve dava tarihi itibariyle muaccel bir alacak bulunmadığından (her ne kadar alınan bilirkişi raporları davacı yanın alacağı yönünde tespitte bulunmuşsa da; muaccel bir alacak bulunmadığından itibar edilmemiştir) ve ayrıca taraflar arasında bir sözleşme olduğu, sözleşmeye dayalı-icra takibi- dava açıldığı, sözleşmenin edimlerinin takip tarihi öncesi ifa edildiği hususunda bilgi-belge olmadığı da değerlendirildiğinde davalı yan kötüniyet tazminatı talep etmişse de şartları oluşmadığından reddine ve tasfiye işlemlerinin tamamlanmamış olduğu anlaşılmakla, Yüksek Yargıtay 19. HD’nin 2013/6602 E, 2014/3748 K sayılı 2602/2014 tarihli, Yüksek Yargıtay 11. HD’nin 2014/5732 E, 2014/11490 Karar sayılı 16/06/2014 tarihli ilamlarının da benzer nitelikte olduğu anlaşılmakla…” gerekçesiyle davanın reddine, davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkil arasında imzalanan “Alacağın temliki” sözleşmesinin imzalandığı tarih itibarıyla asıl borçlu ile müvekkil arasındaki alacak-borç ilişkisinin sonlandırıldığını ve alacak miktarının sözleşme ile netleştirildiğini, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren taraflar arasında asıl borçlu ile müvekkil arasındaki ilişkiden kaynaklanan ek alacak-borç, kar-zarar hesaplamasının olmayacağı, taraflar arasındaki borç miktarı ve ödeme tarihlerinin netleştiğini, bu tarihten sonra ne müvekkilin bakiye kar alacağı talebi, ne de … A.Ş.’nin zarar ettim gerekçesi ile borç miktarını düşürme talebinin söz konusu olmadığını, buna rağmen mahkemenin, henüz kar-zarar miktarı belirlenmemiş şeklindeki gerekçesinin aykırı olduğunu, taraflar arasında belirlenen borç miktarının hangi tarihlerde, hangi miktarlarda ödeneceğinin açıkça belirtildiğini, taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen en son ödenecek miktarın en son ödeme tarihinden sonra ihtar gönderilerek alacağın muaccel hale geldiği belirtilmiş ve yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunda da alacağın icra takibi-dava tarihleri itibarıyla muaccel olduğunun belirtildiğini, buna rağmen mahkemenin henüz alacağın muaccel olmadığı yönündeki gerekçesinin de hukuka ve dosya kapsamına aykırı olduğunu, ayrıca davalı Şirketin borca itiraz beyanında da belirtildiği gibi borcunun bulunmadığını değil sadece icra takip tarihi itibari ile muaccel borcunun bulunmadığını iddia ettiğini belirterek; Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.11.2021 tarih … esas … karar sayılı dosyasından ittihaz edilen davanın reddi yönündeki kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Bir davanın ticari nitelikte olup olmadığı, bir diğer ifade ile asliye ticaret mahkemesinde görülüp görülmeyeceğinin belirlenmesi işi Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinde gösterilen ilkelere göre yapılmalıdır. Öğretide benimsenen görüşe göre ticari davalar mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrılmaktadır. TTK’nun 4/1 maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava niteliğindedir. Nispi ticari davalarda, uyuşmazlığın taraflarının tacir olması ve uyuşmazlık konusunun da tarafların ticari işletmesine ilişkin olması şarttır. Ancak, TTK’nın 4/1. fıkrası (a)-(f) bentlerinde sayılan mevzuat ile düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları herhangi bir şart aranmaksızın mutlak ticari dava olarak kabul edilmektedir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olduğundan göreve ilişkin usul hükümleri uygulanacaktır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Somut olayda, davacılar tarafından temlik sözleşmesi uyarınca davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğinden bahisle alacak isteminde bulunulmuş olup, temlik sözleşmesine konu alacağın borçlusu durumundaki tasfiye halindeki … A.Ş. bu davada taraf olmadığı gibi, uyuşmazlık konusu alacak da doğrudan doğruya davalının ticari işletmesiyle ilgili değildir. Uyuşmazlığın çözümünde 818 sayılı BK’nın 162 vd. maddeler (6098 sayılı TBK’nın 183 vd.) uygulanacağından yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca ve Yargıtay … HD’nin … E. … K., … E. … K., … E. … K., … E. … K., … E. …K., sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere dava konusu uyuşmazlığın ticari dava niteliği taşımadığı anlaşıldığından mahkemece görevsizlik kararı ile dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek karar verilmesi yerinde olmamıştır. Bu nedenlerle HMK 353/1.a.3 maddesi gereğince davacının istinaf talebinin kabulü ile re’sen ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/11/2021 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

…Ç