Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/2104 E. 2022/709 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/11/2021
NUMARASI : … Esas

DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –

İSTİNAF EDEN
DAVALILAR : 1- … (T.C. Kimlik No: …)
2- … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –

DİĞER DAVALI : … (T.C. Kimlik No: …)

VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Ticari Şirket – İhtiyati Tedbir

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
YAZIM TARİHİ : 06/05/2022
Davacı tarafından, davalılar aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyası ile açılan ticari şirket davasında 03/11/2021 tarihinde tesis edilen ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin karara karşı davalılar … ve …’ın istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıların dayısı olduğunu, dava dışı …n’in müvekkilinin babası davalıların ise dedesi olduğunu, dava dışı …’nin 85 yaşında olup fiziksel hastalıklarının bulunduğunu, hukuki ehliyetinin sınırlı olup, ehliyetini tam olarak kullanamamakta, mal varlığı konusunda savurgan davranmakta, işlerini ve şirketini yönetememekte, suni olarak sürekli borçlandığını kendisinin vesayete muhtaç olduğunu, davalıların babası/dedesi olan dava dışı …’nin aşırı yaşlılığından ve hukuki ehliyetsizliğinden yararlanarak, ahlaka aykırı, hileli yollarla ve diğer mirasçılar ile müvekkilinden mal kaçırmak için muvazaalı olarak 1320 adet şirket payını satın alınmış gibi göstererek devir aldıklarını, toplam 1320 adet şirket pay devrinin yokluğunun tespiti ve iptali ile tarafların babası/dedesi olan …’ye aidiyetlerinin tespitine karar verilmesini dava ettiklerini, dava konusu şirket paylarının devri halinde iyiniyetli üçüncü kişilerin haklarının olumsuz etkileneceğinden, ileride telafisi imkansız sonuçlar doğmaması adına şirket paylarının üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi, şirketin ticarit sicili kayıtlarına ve “davalıdır” şerhi konulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, talep ve dava ettikleri görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARIRI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince 04/06/2021 tarihli ara kararıyla özetle; “…HMK nun ihtiyati tedbirin şatları başlıklı 389. maddesi; “(1)Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2)Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmünü amirdir.
HMK nun 389–399. maddelerine uygun olması ve dava konusu şirket paylarının devri halinde başka davaların ve çekişmelerin doğmasının önlenmesi ve tedbir talebine konu şirket paylarının bizaati dava konusu olması nedeniyle ihtiyati tedbir talebinin aşağıdaki şekilde kabulüne ilişkin aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir.
-{KARAR/HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KABULÜ İLE;
Dava konusu şirket paylarının devir ve temlikinin önlenmesi ile ilgili ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile HMK nun 389–399. maddeleri gereğince takdiren teminatsız olarak Konya Ticaret Sicilinin … sicil numarasında kayıtlı … Ticaret A.Ş.’deki …’a ait 792 adet payın ve …’a ait 528 adet payın olmak üzere davalılara ait toplam 1320 adet payın ÜÇÜNCÜ KİŞİLERE GEREK RIZAEN GEREKSE CEBREN DEVİR VE TEMLİKLERİNİN TEDBİREN ÖNLENMESİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İTİRAZ: Davalılar … ve … vekili 17/06/2021 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; mahkemece iptali istenen hisseler üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı konulduğunu, bu kararın hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde somut ve kuvvetli hiçbir delil olmadığını, davacı tarafın iş bu davada ileri sürdüğü iddiaların ve delilerin tamamının soyut olduğunu, davacı tarafın dava açmakta hukuki yararı olmadığını, taraf ehliyeti olmadığını, davacının iptalini talep ettiği hisselerin hiçbir zaman maliki olmadığını, davacının satış sözleşmelerinin tarafı da olmadığını, dava dışı …’nin sağ, sıhhatli ve akıl sağlığının da yerinde olduğunu, dava konusu bütün işlemleri kendi menfaati gereği kendi iradesi ile gerçekleştirdiğini, bu nedenlerle davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararı ve taraf ehliyeti olmadığını, davacının dava dışı … adına dava açamayacağını, davacının dava açarak dava dışı bir şahıs üzerine (…) hisse tescili talebinde bulunamayacağını, ayrıca … nin davalı olarak da gösterilmediğini, bu nedenle dava dışı bir şahısla ilgili mahkemenin kararda veremeyeceğini, davanın HMK 114-115 gereğince dava şartı noksanlığından dolayı usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, işbu davayı açmak için zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin dolduğunu, davacının davasını hile, aldatma, aşırı yararlanma gibi sebeplere dayandırdığını, davacı tarafın bu iddialarının gerçek dışı olduğunu, ayrıca dava açma sürelerinin de geçtiğini, kanunun dava açmak için aradığı 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, dava konusu hisselerin tasarruf tarihinin üzerinden 4 yıldan fazla bir süre geçtiğini, bu nedenle davanın hak düşürücü süreler dolduğundan ve zamanaşımı süreleri geçtiğinden dolayı öncelikle usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının işbu davada iddia ettiği hisse satışlarını baştan beri bildiğini, …’nin sağ, sıhhatli ve akıl sağlığı yerinde olduğunu, yaptığı bütün işlemleri kendi menfaatine olacak şekilde, hür ve özgür iradesi ile yaptığını, müvekkillerinin de şirket hisselerinin bedellerini ödeyerek iyi niyetli olarak satın aldıklarını, müvekkillerinin ekonomik durumları araştırıldığında dava konusu şirket hisselerini rahatlıkla alabilecek güçte olduklarının görüleceğini, davacının dava dışı babası …’ye karşı onlarca dava açtığını, davacının, dava dışı babası … hakkında savcılığa şikayetlerde bulunduğunu, davacının, dava dışı babasıyla olan bu husumetinden dolayı, babasına zarar vermek ve babası … hakkında piyasada olumsuz algı oluşturmak için dava dışı …’nin eskiye dönük yaptığı bütün işlemlerini yargıya taşıdığını, işbu davada davacının bu saikle kötü niyetli olarak açtığı davalardan olduğunu, tüm bu nedenlerle konulmuş olan ihtiyati tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu, davacının sadece soyut beyanları ile şirket hisselerine tedbir konulmasının şirketin ekonomik durumuna ve itibarına da büyük zararlar vereceğinden bahisle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ İlk derece mahkemesince 03/11/2021 tarihli ara kararında özetle; 6100 Sayılı HMK nun 394. Maddesi gereğince; “(1)Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe, itiraz icrayı durdurmaz.(2) İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/42 md.) Esas hakkında dava açıldıktan sonra, itiraz hakkında, bu davaya bakan mahkemece karar verilir.(3) İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler.(4) İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir.(5) İtiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kanun yoluna başvurulmuş olması, tedbirin uygulanmasını durdurmaz.” hükmünü amirdir.
İtiraz eden davalı …’a, ihtiyati tedbire yönelik ara kararın usulüne uygun olarak 08/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, buna karşılık itirazın 17/06/2021 tarihinde yapıldığı görülmekle davalı … yönünden yasal bir haftalık sürede yapılmayan itirazın süreden reddine karar vermek gerekmiştir.
İtiraz eden davalılar vekilinin davalı … yönünden itirazı süresinde olup esastan değerlendirilmesi gerekmiştir. Mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının HMK nun 389–399. maddelerine uygun olması ve dava konusu şirket paylarının devri halinde başka davaların ve çekişmelerin doğmasının önlenmesi ve tedbir talebine konu şirket paylarının bizatihi dava konusu olması nedeniyle davalı … yönünden de ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
-{KARAR/HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … yönünden mahkememiz …. esas sayılı 04/06/2021 tarihli ihtiyati tedbire yönelik itirazın süresinde olmadığından REDDİNE.
2-Davalı … yönünden Mahkememiz … esas sayılı 04/06/2021 tarihli ihtiyati tedbire yönelik itirazın esastan REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştdir.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesi okunduğunda, somut ve kuvvetli hiçbir delil olmadığını, en kuvvetli belgelerden olan noter satışının aksinin ancak aynı kuvvetteki yazılı deliller ile ispat edilebileceğini, davacının dava açmakta hukuki yararının, taraf ehliyetinin olmadığını, davacının dava açarak dava dışı bir şahıs üzerine hisse tescili talebinde bulunamayacağını, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, iş bu davayı açmak için zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin dolduğunu, davacının iş bu davada iddia ettiği hisse satışlarının baştan beri bildiğini, 4 yıldır bu satış işlemlerine hiçbir itirazı yokken, şimdi iş bu davayı açmasının iyi niyet ile bağdaşmadığını, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, somut ve kabul edilebilir delil olmadan sadece dava açmanın müvekkili şirket hisselerine tedbir konulması için yeterli gerekçeler olmadığını belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istinaf etiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; dava dışı …’nin tasarruflarının iptaline ilişkin açılan davada, dava dışı Halil’in tasarrufta bulunduğu taşınmazların üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için tedbir kararı verilerek bu hususun ticaret sicil kayıtlarına ve şirket kayıtlarına işlenerek “davalıdır” şerhi konulması talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı … vekilinin ihtiyati tedbir istemli dava dilekçesinde dava dışı …’nin müvekkillerinin babası, davalıların ise dedesi olduğunu, birçok rahatsızlığı nedeniyle fiil ehliyetini tam olarak kullanamadığını, savurgan olduğunu, işlerini ve şirketi yönetemediğini, sürekli gerçek dışı borçlandığını, yakın çevresiyle sağlıklı iletişim kuramadığını, tüm taşınmazlarını davalı ve davalıların yakınlarına satış göstererek muvazaalı ve hileli olarak hukuka aykırı bir şekilde devrettiğini, vesayete muhtaç olduğunu, bu şekilde 1.320 adet şirket payının davalılar tarafından müvekkilinden mal kaçırmak amacıyla satın alındığını, açtıkları davada bahsi geçen kişinin hukuki ehliyetsizliğinin araştırılması gerektiğini, 6098 sayılı TBK’nın 27 ve 36. maddeleri gereğince iddialarının dinlenerek yapılacak muhakemede doğru olduklarının tespit edildikten sonra, konu tasarrufların, aynı yasanın 19. maddesi gereğince muvazaa iddialarının muhakeme edilmesi gerektiğini, sonuç olarak devir işlemlerinin butlanla sakat ve hukuken yok hükmünde olduğunun görüleceğini, dava dışı …’in TMK 9. maddesinde belirtilen fiil ehliyetinin bulunmadığını, aynı yasanın 10. maddesinde belirtilen ergin olma koşullarına da uygun olmadığını, ayrım gücünün bulunmadığını, kendisinin ekonomik olarak bu tasarrufları yapma ihtiyacının olmadığını, geçim sıkıntısı çekmediğini, devir işlemlerinin hayatın olağan akışına ve ticari piyasa koşullarına aykırı olup, bedelinde gerçek olmadığını belirterek …’deki davalı … adına olan dava konusu 792 adet payın ve diğer davalı … adına olan dava konusu 528 adet payın olmak üzere toplam 1320 şirket payının 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için teminatsız/teminatlı olarak HMK 389 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesine, tedbirin ticaret sicil kayıtlarına ve şirket kayıtlarına işlenerek ilgililere bildirilmesine ve ticaret sicil ve şirket kayıtlarına davalı şerhi konulmasına tedbiren karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Talep üzerine ilk derece mahkemesi dosya üzerinden yaptığı incelemede, HMK’nın 389-399. maddelerinden bahisle ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verdiği, verilen karara ilişkin gerekçeli ara kararının davalılara tebliği üzerine davalılar vekili tarafından itiraz edilerek davada somut ve kuvvetli bir delil bulunmadığı, davacının dava açmakta hukuki yararının ve taraf ehliyetinin olmadığını, davacının dile getirdiği tasarruflarda taraf olmadığını, dava dışı …’in sağ ve sıhhatli olup, akli dengesinin de yerinde olduğunu, davacının bu kişi adına dava açamayacağını, konu davada bu şahsın davalı dahi gösterilmediğini, kaldı ki konu tasarrufların TBK 28 ve 29. maddelerinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, tasarrufların üzerinden 4 gün geçtiğini, satışları baştan beri bildiğini, müvekkillerinin ekonomik durumunun iyi olduğunu ve konu edilen şeyleri satın alabilecek ekonomik güçlükte bulunduklarını belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep ettikleri, ilk derece mahkemesince itiraz üzerine taraflara duruşma günü tebliğ ederek itiraz duruşmasında gelen tarafları dinlediği ve …’ın itirazının süresinde olmaması nedeniyle reddine, diğer davalı …’ın itirazının ise verilen kararın HMK 389 ve 399. maddelerine uygun olması nedeniyle itirazın esastan reddine karar verdiği, verilen kararın ise yukarıda özetlendiği şekilde davalılar vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayın değerlendirilmesinde dava dışı …’nin yaşlılıktan kaynaklanan fiziksel hastalıkları bulunduğu, hukuki ehliyetinin sınırlı olduğu, savurgan davranışlarda bulunduğu, ayrıca işlerini ve şirketini yönetemediği, gerçek dışı borçlandığı, yakın çevresiyle iletişim kuramadığı, tüm taşınmazlarının davalı ve davalıların yakınlarına hukuka, ahlaka aykırı olarak hileli bir şekilde muvazaalı işlemlerle satış yaptığı, vesayete muhtaç olduğu iddia edilmiş ise de bu iddialarını yaklaşık dahi olsa ispatlamaya ilişkin sağlık raporu ve sair gibi hiçbir delil dosyaya sunulmamıştır. Vesayet altına alınması için talepte bulunulmadığı gibi bu yönde açılmış bir davadan da bahsedilmemektedir. Davacının HMK 114/1-d maddesinde belirtilen temsilci dava şartı da yerine getirilmemiştir. Davacının avukat olmaması nedeniyle aynı maddenin e fıkrasında belirtilen takip yetkisine sahip olma dava şartı yerine getirilmemiştir. Kaldı ki yukarıdaki açıklamaların bir an değerlendirme dışında bırakılması gerektiği düşünüldüğünde davacının dava dışı Halil’in yaptığı tasarruflara önceden muttali olduğu, bu tasarrufların üzerinden yaklaşık 4 sene geçtiği, düşünüldüğünde, TBK 28 ve 39. maddelerinde belirtilen bir yıllık sürenin geçmesi nedeniyle zamanaşamı süresininde dolduğu anlaşıldığından davacı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken takdirde hata edilerek aksi yönde kabul kararı verilmesinin usul ve yasa ile dosya içeriğine aykırı düştüğünden davalılar vekilili istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davalılar … ve …’ın istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/11/2021 tarih … Esas sayılı ARA KARARININ KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davalılar … ve … tarafından ayrı ayrı yatırılan toplam 118,60 TL istinaf karar harcının talep halinde yatıranlara iadesine,
2- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince esasa ilişkin hüküm kurulurken değerlendirilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davalılar talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davalılar … ve …’ın ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazının kabulü ile Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin 04/06/2021 tarih, … Esas sayılı ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA,
2-Davacının ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE,
3-HMK’nın 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
D) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/04/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Ç.