Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/21 E. 2022/2119 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/09/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/12/2022
YAZIM TARİHİ : 13/12/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 22/09/2020 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının paslanmaz sac, çelik boru, profil ve diğer bağlantı ürünleri sattığını, müvekkilinin davalı şirkete paslanmaz çelik sac satıp teslim ettiğini, satılan mala ilişkinde 78.640,57 TL’lik faturayı tanzim ettiğini, davalı şirket bu fatura karşılığı olarak … A.Ş. … Şubesi’ne ait keşidecisi … Ltd.Şti.’nin olduğu 17/07/2015 tarihli 90.000,00-TL bedelli çeki ciro ederek davacı şirkete teslim ettiğini, müvekkilinin çeki ilgili bankaya sorduğunda çekin gerçek çek yaprağıyla aynı seri numarasına sahip sahte bir çek olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine müvekkil şirketin davalı şirket ile iletişime geçerek alacağının ödenmesini talep etmiş ancak davalı şirket bugüne kadar davacı şirketin taleplerine olumlu bir yanıt vermediğini belirterek; davalı ile davacı şirket arasındaki cari hesaptan ve faturadan kaynaklı alacağın şimdilik 10.000,00 TL’sinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve ileride arttırılmak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı taraf 15/10/2019 tarihli dilekçesiyle talep miktarını 68.640,57 TL artırarak 78.640,57 TL’ye çıkarmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın davacı şirkete hiçbir borcunun bulunmadığını, fatura konusu malzemelerin müvekkiline verilmediğini, müvekkilinin davacıdan böyle bir siparişinin olmadığını, takip dayanağı faturada davacı firmanın yetkililerinin yada çalışanlarına ait bir imzanın bulunmadığını, müvekkilinin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, faturada belirtilen malzemelerin ticari faaliyetlerinin konusunu oluşturmadığını, davacı tarafın iddia ettiği çek ile müvekkili firmanın hiçbir ilgisinin bulunmadığını, müvekkili firmanın yetkilileri tarafından imzalanmış bir belge olmadığını belirterek; davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Yukarıda izah edilenler, ilgili icra dosyası, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacı şirketin davalı tarafa paslanmaz çelik sac satmak suretiyle teslim edildiği, söz konusu mallara ilişkin olarak da davalı adına 09/06/2015 tarihli seri … sıra numaralı 78.640,57.-TL bedelli faturanın tanzim edildiği, davalı tarafın fatura karşılığında davacıya …bank … Şubesi’ne ait keşidecisi … Şti. olan 17/07/2015 tarihli 90.000.00.-TL bedelli çeki ciro etmek suretiyle verdiği, tahsili amacıyla bankaya ibraz edilen çekin sahte olduğu gerekçesiyle ödemesinin yapılmadığı, taraflar arasında yapılan görüşmelerin de sonuçsuz kalması nedeniyle cari hesaptan ve faturadan kaynaklı alacak nedeniyle işbu davanın ikame edildiği, davalı taraf ise savunmasında söz konusu malların kendilerine teslim edilmediğini, ticari defter ve kayıtlarında dava konusu edilen faturanın kayıtlı olmadığı, bu nedenle herhangi bir borcununda bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddini talep etmiştir. Taraflar arasındaki ticari ilişkinin, söz konusu faturanın ve fatura içeriğinin ticari defter ve kayıtları bakımından Mali Müşavir bilirkişiler marifetiyle tespitinin yaptırıldığı, davacı tarafın 2015-2016 yılı ticari defterlerde yapılan incelemelerde, defterlerinin 6762 sayılı TTK hükümleri doğrultusunda usulüne uygun tutulduğu, açılış ve kapanış Noter tasdiklerinin zamanında ve usule uygun olarak yaptırıldığı, söz konusu faturanın davacının kayıtlarında mevcut olduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, dava tarihi itibarı ile davacı firmanın davalı firmadan 78.640,57 TL. alacağının bulunduğu, davacının ticari kayıtlarının incelenmesinde faturaya dayanak malların davalı tarafa teslim edildiğinin ispat edildiği anlaşılmakla; ayrıntılı, gerekçeli ve hükme esas bilirkişi raporları uyarınca davacının davasının kabulü ile, 78.640,57 TL’sının 31/07/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair karar vermek gerekmiştir.
Hüküm: 1-Davacının davasının kabulü ile, 78.640,57 TL’sının 31/07/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının açıkça hukuka aykırı olduğunu, mahkeme davacının iddiasını ispat ettiğine dair gerekçesinde hiçbir delile dayanmadığını, davacı taraf, iddia edilen ürünleri müvekkili firmaya teslim etmediğini, bu yönde ispata yarar yazılı bir belge sunmadığını, dava konusu uyuşmazlığın 78.640,57 TL bedelli faturada belirtilen ürünlerin müvekkili firmaya teslim edilip edilmediği konusunda toplandığını, icra takibine dayanak faturada belirtilen malzemelerin müvekkil firmaya verilmediğini, müvekkil firmanın böyle bir siparişinin de olmadığını, takip dayanağı faturada müvekkili firmanın yetkililerine yada çalışanlarına ait bir imza bulunmadığını, davacının kendi ticari defter ve kayıtları ile davasını ispat ettiği gerekçesinin hukuk ihlali olduğunu, takip dayanağı faturanın müvekkili firmanın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, davacının, 3.kişi nakliyeci ile arasındaki nakliye faturası ile iddiasını ispatı mümkün olmadığını, bu raporun davanın esası hakkında faydası olmadığını belirterek kararının kaldırılmasını, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ticari satımdan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla yükümlüdür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir”. Alacak davasında ispat yükü kural olarak alacaklı olduğunu iddia eden tarafa yani davacıya düşer. Zira hukuki ilişkinin varlığını iddia eden ve bundan dolayı alacaklı olduğunu ileri süren taraf davacı olduğu için TMK’nın 6. maddesi (HMK. md. 190) uyarınca ispat külfeti davacı alacaklıdadır. Kuşkusuz bu kuralın uygulanabilmesi için davalı borçlunun dava konusu hukuki ilişkiyi inkar etmesi ve borcun hiç doğmadığını ileri sürmesi gerekmektedir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Türk Ticaret Kanunu’nun 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunmasının gerekli olduğu olgusudur. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağın mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin varlığı gerekir.
Bir başka anlatımla, faturaya tebliğ tarihinden itibaren sekiz gün içinde (mücerret) itiraz edilmemiş olması hâli, sadece o faturanın -miktar ve fiyat yönünden- münderecatını kabul anlamını taşır, yoksa o faturada yazılı malın alıcıya mutlaka, daha önce teslim edilmiş olduğu anlamına gelmez; satıcının faturada yazılı malı alıcıya veya kanuni temsilcisine teslim ettiğini ayrıca ispat etmesi zorunludur (Doğanay, İ.: Ticari Alım-Satım Akdi ve Nevileri, Ankara 2003, s:52, Doğanay,İ: Faturanın Kapatılması, Delil Olma Özelliği ve Faturaya İtiraz Aylık Yaklaşım Dergisi Sayı 4, Nisan 1993, s:8-13).
Somut olayda; davacının davalıya mal sattığını, fatura düzenlediğini, malları teslim etmesine rağmen davalının borcunu ödemediğini belirterek alacak talebinde bulunduğu, davalının ise davanın reddini talep ettiği, malları teslim ettiğinin ispat yükünün davacı üzerinde bulunduğu,
Davacı tarafından davalının satılıp teslim ettirilen mallara karşılık olarak verildiğini iddia ettiği çekin, bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda, davalı defterlerinde kayıtlı olduğunun belirtildiği, bu nedenle davacının malı teslim ettiğini ispat ettiğinden ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 5.371,93 TL harçtan peşin alınan 1.343,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.028,93 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12.12.2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G