Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/2079 E. 2023/1032 K. 12.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/05/2023
YAZIM TARİHİ : 15/05/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında …tarihinde tesis edilen davanın davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını, davalıya borcunun da bulunmadığını, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını itiraz süresi geçirildiğini ve takibin kesinleştiğini, bu nedenle Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasından icra takibinin tedbiren durdurulması hususunda ihtiyati tedbir kararı verildiğini, dava konusu çekin müvekkili tarafından dava dışı …’na verildiğini, çekin arkasında ilgili firmanın cirosunun bulunmadığını ve ciro silsilesinde kopukluk olduğunu dava konusu çekin çalındığından ve çek üzerinde karşılıksızdır işlemi yapıldığı için dava konusu çek ile ilgili müvekkili şirketin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını iddia ederek müvekkili şirketin davalıya borçlu olunmadığının tespitine, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu çeki elinde bulunduran müvekkilinin yetkili hamil olduğunu ve çek bedelini talep etmeye yetkili olduğunu, bahse konu çeki müvekkilinin yaptığı fıstık ticareti sonucu kazandığını, dava konusu çekin kasadan çalınmasına dair suçlamayı kabul etmediklerini iddia ederek davanın reddini, alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, kesinleşmiş Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin ve haciz işlemlerinin Konya…Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyası ile verilen tedbir kararının kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davacının davaya konu çekin dava dışı …den nama yazılı olarak (yani … adına teslim aldıkları) ve çekin arkası kontrol edildiğinde çeki dava dışı … emrine (yani belirli bir kişiye emre havale işaret ederek ve bu şekilde cirolayıp) …’e teslim ettikleri anlaşılmıştır.
Akabinde dosya kapsamında çekin …’den çalındığı iddia edildiği ve yine çekin incelemesi sırasında …emrine cirolanan çekin işleme konulduğu sırada… tarafından cirolanmadığı diğer ilgililere ve diğer şahıslara devredildiği anlaşıldığından TTK ilgili maddelerince nama yazılı evrakın ciroyla beraber yani imzalanarak teslim edilmesi gerektiğinden söz konusu imzanın eksikliği daha sonraki ciro silsilesinin geçerlilik ve sıhhatini bozmakla davacı …’in …’den sonra gözüken tüm cirantalara karşı sorumluluğunu ortadan kaldırmaktadır. Bu yönüyle davacının davalı cirantalara karşı herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
…………………………….
Dava konusu çek incelendiğinde davacının dava konusu çeki devretmiş olduğu dava dışı 3.şahsın namına çekin gönderildiği, gönderilen çekin çalındığı, daha sonradan çekin ne şekilde tedavüle konulduysa da son yasal hamilce çekin cirolanmaması nedeniyle davacının taleplerinin doğru olduğu mahkememizce kanaat edilmiştir. Bu nedenle davacının davasının kabulüne karar vermekle davalının son lehtar olması ve alacağını takibe koyması kötü niyetinin de mahkememizce davacı tarafından ispatlanamadığından…” gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile; davacının dava konusu Konya …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine, davacı şirketin, davalı şirkete hiçbir borcunun bulunmadığının tespitine, davacı vekilinin ispatlanamayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TTK 570, TTK 559/I maddeleri gereğince bahse konu çeki elinde bulunduran müvekkilinin çekin yetkili hamili ve çek bedelini talep etmeye yetkili olduğunu, çekte vadenin olmadığını, çekin ödenen bir kambiyo senedi olduğunu, muhatap bankanın çekin rıza dışında elden çıkıp çıkmadığını incelemek zorunda olmadığı gibi, muhatap bankanın bahse konu çeki incelemeden ödemenin meni kararı verdiğini, TTK’nın 711/3. maddesi uyarınca muhatap bankayı çeki ödemekten men eden keşideci, tek taraflı olarak yaptığı bu işleme dayalı olarak çeki elinde bulunduran hamilin yasalar ile kendisine tanınan haklarını kullanmasına engel olamayacağını, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 12/04/2016 tarih ve 2015/29918 E – 2016/10773 K sayılı içtihatı gereğince geçerli imzaların sahiplerinin, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamayacaklarını belirterek; yerel mahkeme kararının bozularak çelişki ve hatanın düzeltilmesi adına yeniden dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, çekten dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti (Menfi tespit) talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere; çeklerin devrinin nasıl yapılacağı 6102 sayılı TTK’nın 788. maddesinde poliçeden ayrı ve özel olarak düzenlenmiştir. Bu maddeye göre açıkça “emre yazılı” kaydıyla veya bu kayıt olmadan belirli bir kişi lehine ödenmesi şart kılınan bir çek, ciro ve zilyetliğin geçirilmesiyle devredilebilir. Keza 6102 sayılı TTK’nın 818. maddesinin göndermesi ile aynı Kanun’un 684. maddesine göre, ciro ve zilyetliğin geçirilmesi ile çekten doğan bütün haklar devrolunur.
Çekin bir başka anlatımla çek üzerindeki hakkın bir başkasına devri için ciro ve kişiye çekin zilyetliğinin geçirilmesi gerekir. Ciro ise 6102 sayılı TTK’nın 683. maddesine göre, çekin arka yüzüne veya çeke bağlı olan ve “alonj” denilen bir kâğıt üzerine yazılması ve ciranta tarafından imzalanması ile mümkündür. Bu nedenle cirantanın imzasını taşımayan ciro geçerli ciro sayılmaz. Böyle bir ciro ise çek üzerinde bulunan hakkın devrini sağlamaz.
Çekte hak sahibi olabilmek için yetkili hamil olmak gerekir. 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesine göre, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Bu maddeden de anlaşıldığı üzere bir çeki elinde bulunduran kişi yetkili hamil olduğunu yani çek üzerindeki hakkın kendisine ait olduğunu çek üzerinde bulunan birbirini takip eden geçerli ciro zinciri ile ispat edebilir. Çek üzerindeki cirolar birbirini takip etmiyor veya ciro zincirinde bulunan cirolardan biri geçersiz veya sahte olması dolayısı ile ciro zincirinde kopukluk olması durumunda çekteki hak, kopukluktan sonraki kişilere geçmeyeceği için böyle bir çeki elinde bulunduran hamil yetkili hamil sayılamaz. Yetkili hamil olmadığı için de ciro zincirinin koptuğu kişiden itibaren ciranta ve keşideciden talepte bulunamaz (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30/11/2021 tarih ve 2017/(19)11-2738 Esas- 2021/1513 Karar sayılı kararı).
Tüm bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; Davalı tarafından icra takibine konu edilen 30/04/2018 keşide tarihli, 15.000,00 TL bedelli çekin keşidecisinin …, lehtarının davacı … olduğu, çekin davacı tarafından dava dışı …’na ciro ile devredildiği, daha sonra çekin arkasında sırasıyla … ile …’nin cirolarının bulunduğu ve davalı- hamil tarafından bankaya ibraz edildiği, çek davacı tarafından dava dışı …’na ciro edildikten sonra ciro zincirinde kopukluk oluştuğu, …’nun cirosu bulunmaksızın çekin …’e geçtiği anlaşılmakta olup, ciro zincirinde kopukluk olması nedeniyle davalının çekin yetkili hamili olmadığı, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, açıklanan nedenlerle davalının istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davalının ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf talebinin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

…Ç