Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/2067 E. 2023/949 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … ( …)
ÜYE : … ( …)
ÜYE : … ( …)
KATİP : … ( …)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : …Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 05/05/2023
YAZIM TARİHİ : 08/05/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında … tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirkete deterjan satışı yaptığını, davalı ile aralarındaki bu ticari ilişkiden doğan 17.838,08 TL alacağının davalı tarafça ödenmemesi üzerine Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, tarafların ticari kayıtlarındaki faturaların da incelendiğinde bu hususun ortaya çıkacağını beyanla icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dosyaya bakmakla yetkili mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, esasa ilişkin olarak, davacının iddia ettiği gibi cari hesaba ilişkin borçlarının olmadığını, taraflar arasında sözleşme ve teamül bulunmadığı halde davacı tarafça vade farkı faturası kesilerek tahsil edilmek istenilmesinin kabul edilemez olduğunu beyanla haksız açılan davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…HMK’nun 6. Maddesine göre, genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Genel yetki kuralları gereğince borçlunun yerleşim yerinde takip yapılabilir. TBK’nun 89/1. (Eski BK m. 73/1) hükmüne göre ise, “Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde” ifa edilir. Bu durumda anılan kanun hükmü uyarınca davacı alacaklı kendi yerleşim yerinde icra takibi ikame edebilir. Somut olayda davacı alacaklının veya davalı takip borçlusunun yerleşim yeri takip tarihinde Konya ilinde değildir. Bu sebeple davalı borçlunun icra takibine karşı yapmış olduğu yetki itirazı yerindedir. Hal böyle olmakla yetkili icra dairesinde takip yapılmadığından…” gerekçesiyle davanın dava şartı eksikliğinden usulden reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirket aleyhine Konya… İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden başlattıkları icra takibine davalı tarafça, yetki itirazında bulunulduğunu ve borcun olmadığını ifade ettiğini, ancak müvekkili tarafından yapılan takibin yetkili icra dairesinde yapıldığını, 6100 sayılı HMK’nuna göre, bir şirketin şubesinin ticari ilişkilerinden doğan bir borca ilişkin takip yapılacağında, şubenin bulunduğu yer icra dairelerini yetkili olarak kabul etmek gerektiğini, Yargıtay 10. HD 2015/18637 E. 2015/20458 K. 24.11.2015 T. kararının da bu doğrultuda olduğunu, Konya … İcra dairesinde başlatılmış olan icra takibinin yetkili icra dairesinde yapıldığının anlaşıldığını, …’ne ait ticaret sicil kayıtlarının incelenmesi halinde müvekkil şirketin Konya ilinde şubesinin bulunduğunun görüleceğini, ilgili Bankaya sorulduğu takdirde ilgili hesabın da müvekkil şirketin Konya …’ne ait olduğunun anlaşılacağını, … Bankası’ne müzekkere yazılarak, fatura altında yer alan IBAN hesabının kime ait olduğunun sorulması gerekirken yerel mahkemece verilen kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ticari defterler incelendiğinde davalı şirketin borçlu olduğu ortaya çıkacağını, borçlunun Konya … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile aleyhine yapılan icra takibine yapmış olduğu itirazda da borcu olduğunu kabul ettiğini, fakat bu borcun ödendiğini söyleyerek, borcun gerçekten ödenmiş olup olmadığının ispat yükünü üzerine aldığını belirterek; taleplerinin kabulü ile, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … E. … K. sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, davalının takibe konu alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptaline ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde genel mahkeme, icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı icra hukuk mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir. Genel mahkemenin önce kendi yetkisine yönelik itirazı inceleyip karara bağlayacağı kabul edilirse, mahkeme yetkisizlik kararı verecek, yetkili mahkeme bu kez icra dairesinin yetkisiz olduğu, geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle itirazın iptali davasını reddedecektir. Bu durum ise Anayasa’nın 141/son ve 6100 sayılı HMK’nın 30. maddelerinde hüküm altına alınan usul ekonomisi ilkesine de aykırı düşecektir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre de, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi halinde, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için, yetkili icra dairesinde mevcut bir takip bulunmalıdır. Dolayısıyla, mahkemenin önce icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, icra dairesinin yetkili olmadığını tespit etmesi halinde, borcun esasına ilişkin itirazın incelemesine geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali davasının da salt bu nedenle reddine karar vermesi gerekmektedir.
HMK 6/1.maddesine göre genel yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 10’uncu maddesine göre, “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” Sözleşmeden doğan para borçlarının ifa yerini düzenleyen TBK’nın 89/1 hükmüne göre, para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenecek olup, yetkili mahkeme de alacaklının ödeme tarihindeki yerleşim yeri mahkemesidir. HMK 19/2.maddesine göre yetkinin kesin olmadığı davalarda yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirmesi zorunludur.
Türk Medeni Kanunu’nun 19/1. maddesi uyarınca gerçek kişi yönünden “Yerleşim yeri”, bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Gerçek kişinin başka bir yerde yerleşmek niyetiyle oturduğu kanıtlanmadığı takdirde, kural olarak nüfusta kayıtlı olduğu yerin yerleşim yeri sayılması gerekir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 14/1.maddesi uyarınca tüzel kişiler yönünden “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.”
Diğer yandan Türk Medenî Kanununun 51. maddesi uyarınca “Tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir.”
İcra İflas Kanunu’nun 50. maddesinde Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile tatbik olunacağı belirtilmiştir.
Somut olayda; davacı-alacaklı şirketin merkez adresinin İstanbul, şube adresinin ise Konya olduğu, takibe dayanak faturaların davacı şirketin şubesince düzenlendiği, davacı şirketin şubesinin bulunduğu Konya icra dairelerinin de yetkili olduğu anlaşılmakla mahkemece davanın esasına girilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır. Bu nedenlerle davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1.a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 05/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

D.A.Ç