Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/2023 E. 2023/1094 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN
ASIL VEBİRLEŞEN
DAVADA DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
ASIL DAVADA DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
ASIL VE BİRLEŞEN
DAVADA DAVALI : …
BİRLEŞEN DAVADA
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
BİRLEŞEN DAVA : KONYA … ASL. TİC. MHK.’NİN … E – … K.
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 17/05/2023
YAZIM TARİHİ : 22/05/2023
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
ASIL DAVA: Asıl davada davacı vekili, alacaklı … tarafından Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını ancak, takibe konu bonolar üzerindeki imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, Konya … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile imzaya itiraz ettiklerini ve davanın devam ettiğini, takibe konu bonolarda yer alan imzaların müvekkili şirkete ait olmadığı gibi, taraflara ya da kimseye borçlarının bulunmadığını, takibe konu bonoya dayanak olacak borç veya ilişkinin söz konusu olmadığını, davalı … yetkilisi tarafından gerçeğe aykırı düzenlenen bir çok bono olduğunun bilindiğini, dava konusu bonolar ile başka şahıslar adına düzenlenen bonolardaki imzaların tek elden çıktığının imzaların aynı olmasından anlaşılacağını, hatta davalı … yetkilisi tarafından Konya … İcra Hukuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasına sunulan beyan ve ekindeki 06.10.2015 tarihli ihtarnamede ”….adına keşide olunan bonolardaki imzalar ve yazılar tarafıma aittir. İşbu bonolar hukuki niteliğe haiz değildir…”denilerek bonolarda müvekkili şirket isminin kullandığının görüldüğünü, davalı bankanın da bu durumu bilerek müvekkili şirket aleyhine takip başlatmasının kötüniyetini ortaya koyduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine ve davalı ….’nin haksız ve kötüniyetli takip yapması nedeniyle bonolarda yazılı miktar olan 111.000,00 TL’nin %20’si üzerinden kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Asıl dava davada davalı … vekili, müvekkili bankadan kredi kullanan diğer davalı….’nin dava konusu bonoyu müvekkili bankaya verdiğini, bonoyu iyi niyetli olarak diğer davalıdan alan müvekkili bankanın imzanın kimin tarafından atıldığını bilebilme imkanının olmadığını, müvekkilinin alacağı olduğunu ve alacağının tahsili için takip başlattığını, müvekkilinin, diğer davalı ile davacı arasında nasıl bir ilişki olabileceğini de bilmediğini, … yetkilisinin kredi kullanmak için verdiği senet üzerindeki imza için sonradan ihtar çekmesinin müvekkili bankanın değil diğer davalının kötüniyetini gösterdiğini, bankanın imza incelemesi yapabilecek durumda olmadığını, davacı tarafından müvekkili bankaya diğer davalı tarafından çekilmiş ihtarnameyi beyan etmesinin de diğer davalı ile davacı arasında bir ilişkinin varlığını gösterdiğini, müvekkili bankanın alacağını tahsile çalışması ve senetteki ciro silsilesine göre takip yapmasının en tabii hakkı olduğunu savunarak, davacının reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı …, davaya cevap vermemiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Birleşen davada davacı vekili, alacaklı … tarafından Konya … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak takibe konu bonolar üzerindeki imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, Konya … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile imzalara itiraz ettiklerini ve davanın devam ettiğini, takibe konu bonolarda yer alan imzaların müvekkili şirkete ait olmadığı gibi, taraflara ya da kimseye borçlarının bulunmadığını, takibe konu bonoya dayanak olacak borç veya ilişkinin söz konusu olmadığını, davalı … yetkilisi tarafından gerçeğe aykırı düzenlenen bir çok bono olduğunun bilindiğini, dava konusu bonolar ile başka şahıslar adına düzenlenen bonolardaki imzaların tek elden çıktığının imzaların aynı olmasından anlaşılacağını, hatta davalı … yetkilisi tarafından Konya … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasına sunulan beyan ve ekindeki 06.10.2015 tarihli ihtarnamede ”….adına keşide olunan bonolardaki imzalar ve yazılar tarafıma aittir. İşbu bonolar hukuki niteliğe haiz değildir…”denilerek bonolarda müvekkili şirket isminin kullanıldığının görüldüğünü, davalı bankanın da bu durumu bilerek müvekkili şirket aleyhine takip başlatmasının kötüniyetini ortaya koyduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine ve davalı …’nin haksız ve kötüniyetli takip yapması nedeniyle bonolarda yazılı miktar olan 150.000,00 TL’nin %20’si üzerinden kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Birleşen davada davalı … vekili, davaya konu bonoların müvekkili bankaya ciro edilerek devredilmesinden sonra bonodan kaynaklanan alacak ve hakların müvekkili bankaya devredildiğini, bonoların ödenmemesi üzerine de takip başlatıldığını, imza incelemesinin bilirkişi raporuyla ortaya çıkacağını, davacının iddiasının aksine haciz baskısı altında olmadığını, davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığı gibi, davacının imzaya dair itirazlarının müvekkili banka tarafından bilinemeyeceğini, bu nedenle müvekkili bankanın kötüniyetli işlem yaptığından söz edilemeyeceğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı …, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “….Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, Konya CBS …, … sor sayılı dosyaları, Konya … Ağır Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası, Konya … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, Konya … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, Konya … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, davacı şirket yetkililerine ait mukayese imza örnekleri celbedilmiş, takiplere konu bonolardaki imzaların davacı şirket yetkililerine ait olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden Adli Tıp Raporu alınmıştır.
Gerek Konya … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından alınan ve 06/01/2015 tanzim, 15/07/2015 vade tarihli 56.000,00-TL bedelli, 06/01/2015 tanzim, 10/06/2015 vade tarihli 55.000,00-TL bedelli bonolarla alakalı Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi raporunda, gerekse mahkememizce alınan 03/01/2015 tanzim, 10/07/2015 vade tarihli 75.000,00-TL bedelli, 03/01/2015 tanzim, 10/06/2015 vade tarihli 75.000,00-TL bedelli bonolarla alakalı alınan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi raporunda tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede inceleme konusu senetlerdeki borçlu imzalar ile davacı şirket yetkilileri… ve …’in mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği belirlenmiştir.
Senede karşı mutlak defiler, senet hamili olan herkese karşı ileri sürülebilir. Gerek doktrinde ve gerekse uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup, her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir.
Bu nedenledir ki, borçlunun lehdar/hamil alacaklıya karşı senetteki imzanın kendisine ait olmadığı iddiası mutlak bir def’idir. Davacı da bu iddiada bulunmuş olup, … Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden alınan raporlarda davaya konu bonolardaki imzaların davacı şirket yetkililerinin eli ürünü olmadığı belirlenmiştir.
Öte yandan davalılardan… yetkilisinin Konya … Noterliğinin … tarihli ihtarname örneği belgede bonolardaki imzalar ve yazıların kendisine ait olduğunu beyan ettiği görülmüştür.
Davacı vekili davalılardan %20 oranında haksız ve kötüniyetli olmalarından sebep tazminat talebinde bulunmuştur.Taraflardan davacı bonoların keşidecisi, davalı … lehdarı, davalı bankalar ise bononun hamilidir. Dolayısı ile davada davalı banka ( asıl ve birleşen dosyadaki her iki banka ) 3. kişi durumundadır. Davacı tarafça işbu davalıların haksız ve kötüniyetli olarak bonoyu edindiği de ispatlanmış değildir. Dolayısı ile davalılar … bonodaki imzanın davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmasına rağmen ( ve de bu şirket yetkilisi imzaların kendisine ait olduğu kabulü karşısında ) davalı bankanın bu hususu bilmesi mümkün değildir. Kaldı ki davacı tarafça da aksi ispatlanabilmiş değildir. Tüm bu durumlar nazara alındığında davalı bankalar aleyhine talep edilen kötüniyet tazminatının reddine, diğer davalı … bakımından ise kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dosya kül olarak değerlendirildiğinde; davacı vekilince asıl ve birleşen dosyalarda davalılar aleyhine açılan işbu davada, asıl davada 06/01/2015 tanzim, 15/07/2015 vade tarihli 56.000,00-TL bedelli, 06/01/2015 tanzim, 10/06/2015 vade tarihli 55.000,00-TL bedelli birleşen davada 03/01/2015 tanzim, 10/07/2015 vade tarihli 75.000,00-TL bedelli, 03/01/2015 tanzim, 10/06/2015 vade tarihli 75.000,00-TL bedelli bonolardan dolayı davalılara borçlu olmadığının tespiti talep edilmiş olmakla, mahkememizce toplanan deliller, alınan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Raporu ve tüm dosya kapsamına göre bahsi geçen bonolardaki imzaların davacıya ait olmadığı belirlendiğinden dolayı davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiş..” gerekçesiyle, asıl davada, davacının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulan bonolardan dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine,
davalı … hakkındaki kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
davalı… bakımından ise, 22.200,00 TL kötüniyet tazminatının işbu davalıdan tahsiline, birleşen davada, davacının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulan bonolardan dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine,
davalı … hakkındaki kötü niyet tazminatı talebinin reddine, davalı … bakımından ise, 30.000,00 TL kötü niyet tazminatının işbu davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl ve birleşen davada davacı vekili, mahkemece davalı bankalar aleyhine kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verildiğini, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine gerekçe olarak davalı …’nin bonodaki imzanın davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda olmasına rağmen davalı bankaların bu hususu bilmesinin mümkün olmadığının gösterildiğini, söz konusu ihtarnamelerin 06/10/2015 tarihli olup, davalı bankaların takip tarihinin 2016 yılı olduğunu, davalı bankanın takip tarihinden uzun bir zaman öncesinde de bonolardaki imzanın müvekkiline ait olmadığını bildiğini, bunu bilmelerine rağmen müvekkili aleyhine takip başlatan davalı bankaların kötüniyetli olduğunun görüleceğini ileri sürerek, mahkeme kararının bu yönden düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava, menfi tespit istemine ilişkin olup, yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Mahkemece verilen karar asıl ve birleşen davada davacı tarafça, davalı bankalar aleyhine talep edilen kötüniyet tazminatı isteminin reddi yönünden istinaf edilmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 72/5 maddesinde ”Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Anılan yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, menfi tespit davasında dava borçlu lehine hükme bağlandığında borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, davacının talebi üzerine tazminata hükmedilecektir. Bu durumda, davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için, davalının yaptığı icra takibinin haksız olması yeterli olmayıp, aynı zamanda kötüniyetli olarak yapıldığının da ispat edilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf istemi nazara alındığı ve davacı tarafça sunulan 06.10.2015 tarihli, bu ihtarnameden sonra çekilen 17.12.2015 tarihli ihtarname ile diğer davalı … ‘nin beyanları da göz önünde bulundurulduğunda, ilk derece mahkemesince davalı bankalar yönünden kötüniyet tazminatı isteminin şartları oluşmadığından reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı kanaatine varıldığından, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 118,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 61,30 TL karar ve ilam harcının asıl ve birleşen davada davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran asıl ve birleşen davada davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T