Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/2010 E. 2023/1015 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 10/05/2023
YAZIM TARİHİ : 15/05/2023
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin …’nın 2018 yılında tertip ettiği ihalelere katılarak …’na 15.000 KG toz şeker, 53.850,00 TL ihale bedeli ile ihale şartlarını kabul ederek kazandığını, müvekkili tarafından kazanılan bu ihale kapsamında mevcut ürünün üretilmesi ve ilgili yere süresinde teslim edilmesi amacıyla … ile iletişime geçildiğini, karşılıklı yapılan yazışmalar çerçevesinde teknik şartname ve fiyat konusunda mutabık kalındığını, bu anlaşma ile ihale kapsamındaki ürünün bizzat … tarafından üretilerek teslim edileceğini, anlaşma doğrultusunda, 15.000 Kg şekerin … tarafından ilgili kuruma teslim edildiğini fakat, teslim edilen ürünün muayene ve kabul komisyonu başkanlığı tarafından yapılan tetkikleri neticesinde kimyasal analiz sonuçlarının niteliklere uygun olmadığının tespit edildiğini, yapılan itiraz çerçevesinde söz konusu ürünlerin … tarafından tekrar incelendiğini, bu tetkik sonucunda da analiz sonuçları uygun olmadığı için iade edildiğini, her iki muayene neticesinde ürünler belirlenen koşullara uygun olmadığından …’ndan taraflarına15 gün süreli ihtarat gönderildiğini, bu ihtarat üzerine … ile tekrar iletişime geçildiğini, yapılan karşılıklı şifahi görüşmeler, kurumsal elektronik posta yazışmaları ve telefon mesajlaşmaları ile ürünlerin bu süre içerisinde … tarafından teslim edilmesi gerektiğinin belirtildiğini, 15 günlük süre içerisinde … tarafından teslim edilmesi gereken ürünlerin teslim edilmediğini, kazanılmış olan ihalenin tek taraflı olarak feshedildiğini, fesih bildirimi akabinde ihale bedeli kapsamında teminatlarının iade edilmeyerek alıkonulduğunu, ayrıca 1 yıl boyunca müvekkili şirket için ihalelerden yasaklılık kararı getirildiğini, davalının yazışmalar çerçevesinde oluşan şartlara ve mutabakata uymayarak kendi kusuru ile müvekkilinin zararına hareket ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin ihale kapsamında kazanacağı 7.384,00 TL kar kaybının, alıkonulan 3.231,00 TL teminat bedelinin, yapılan 2.424,44 TL masrafların ve kesilen cezaların toplamı 13.039,00 TL’ne dava tarihinden itibaren işleyecek ticari ilişkilere uygulanan en yüksek avans faizi üzerinden hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında, müvekkilinin, davacı tarafından alınan ihalenin teknik şartnamesine uyacağı, uymak zorunda olduğu konusunda herhangi bir yazışma bulunmadığını yine, şeker üreticileri belli olup, müvekkilinin şeker üreteceği taahhüdünde bulunduğuna ilişkin iddianın da yerinde olmadığını, bahsi geçen ihale ile müvekkilinin bir ilgisinin olmadığını, müvekkilinin …’den aldığı ürünü teslim ederek üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, ihaleyi müvekkilinin almadığını, ihale makamına da belli kimyasal değerlere haiz şeker teslim edileceği yönünde herhangi bir yükümlülüğü ve taahhüdünün de bulunmadığını, asıl müvekkilinin bu olay nedeniyle … nezdinde ilişkilerinin bozulduğunu, madden ve manen itibar kaybına uğradığını, her ihtimale karşı, üretilen o partide herhangi bir sıkıntı olup olmadığı hususunda da … nezdinde gerekli görüşme ve araştırmayı yaptığını ancak, o partide üretilen emtiada hiçbir sıkıntı olmadığı yanıtını aldığını, kaldı ki aynı tarihte müvekkilinin yine…’den almak suretiyle …’ne sevk ettiği aynı parti üretimli malların da …’ye gönderildiğini ve aynı mahiyette ihale yüklenicisi olan o firmanın hiçbir sorun yaşamadığını, bu hususun dahi sorunun müvekkili ile ilgisinin bulunmadığı, muhtemelen davacı ile alakalı, başkaca sair etkenlerden kaynaklandığını ortaya koyduğunu, bu nedenle şeker üreticisi olmayan, olması da mümkün olmayan ve teslim edilecek emtianın değerleri hususunda da herhangi bir taahhüdü olmayan müvekkilinin sorumluluğunu gerektirir bir hususun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davalı aleyhine Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davası açmıştır.
Mahkememiz dosyasına ibraz edilen hukuki denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olan Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla mahkememize ibraz edilen ve bilirkişiler … ile …’ın tarafından düzenlenen raporda dava konusu olayda adı geçen ürünün teknik özellikleri ve teslim şartları ile ilgili sadece Davacı (…) İdare (…) arasında yazılı bir sözleşme olduğu ve bu sözleşmede talep edilen şekerin teknik özellikleri ve teslim şartlarının belirtilmiş olduğu, ancak Davacı ile Davalı arasında herhangi bir yazılı sözleşme bulunmadığı dikkate alındığında, Davacı ile Davalıyı taahhüt altına sokan ve talep edilen şekerin özelliği veya teslim şartları ile ilgili bir sözleşme taraflar arasında mevcut olmadığından; ihale mevzuatı veya diğer mer’i mevzuat açısından Davacının dava konusu işlem ile ilgili kar kaybı ve yapılan masraflar ile ilgili giderleri talep etmesi için imkan ve dayanak bulunmadığının bildirildiği görülmüş olup, dosyanın ayrıntılı incelenmesinde davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkinin, davalıyı teknik özellikleri itibariyle sorumlu olabilecek bir taahhüdünün olmadığı, buradan hareketle belirli bir edimin yerine getirilmesi zorlanmayacağından mahkememizde oluşan vicdani kanaate göre davacının davasının reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmasa da BK gereği anlaşmanın yazılı olması zorunluluğunun da bulunmadığını, davalının basiretli tacir gibi hareket etmediğini, standartlara uygun olmayan bir ürünü vermeye çalışarak müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, ürünün iki muayeneden geçtiğini, ilk incelemenin 25 Ekim 2018 tarihinde … tarafından yapıldığını, 13 Kasım 2018 tarihinde bu analiz sonuçlarına davalı tarafça itiraz üzerine bu defa şeker numunelerinin … Laboratuvarına gönderildiğini, buradan da alınan sonucun ürünün standartlara uygun olmadığı yönünde olduğunu, davalının ilk numuneler incelendikten sonra standartlara uygun ürün teslim etmek yerine sonuçlara itiraz etmek yolunu tercih ettiğini, gerek … analizi, gerekse özel gıda laboratuvarının incelemesinin şekerin standartlara uygun olmadığını tespit ettiğini, davalının itirazı red edildikten sonra şekeri istenilen bilimsel verilere uygun şekilde teslim etmesi gerekirken ısrarla hatasını kabul etmediğini, rapor sonuçlarından da anlaşılacağı üzere şekerin fiziksel yapısında değil kimyasal analizinden çıkan sonucun şekerin standartlara uygun olmadığı yönünde olduğunu, kimyasal sonucun uygun olmaması demek içeriğinin sağlık kriterlerine aykırı olması demek olduğunu, mahkemenin hükmüne esas teşkil eden bilirkişi raporunun kendi içindeki çelişkisinin sonuç kısmında yazdığı beyandan da anlaşılacağını, davalının ürünlerin ilk reddi sonrası yaptığı itirazda şekerin teknik hususlara uygun olduğunu iddia ederek dolaylı olarak ihale kapsamındaki içeriğe göre ürettirildiğini ikrar ettiğini, ilk bilirkişi raporunun da hatalı ürün teslimi neticesinde zarar ziyan bedelini tespit ettiğini, ilk rapor bu durumu belirlediği halde ikinci raporun maddi yanılgı derecesinde hatalı olduğunu, her iki rapor arasında da çelişki bulunduğunu, mahkemenin iki bilirkişi raporu arasındaki çelişkiyi giderme gereği duymadan ikinci raporu hükme esas aldığını ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının uğradığı kar kaybı, teminat bedeli, cezai ödemeler ile yatırılan masrafların tahsili istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Mahkemece bilirkişi raporu alınarak, benimsenen ikinci bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiş ise de, yapılan incelemenin eksik ve de denetime elverişli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu durum karşısında, taraflar arasında yapıldığı iddia edilen yazışmalar incelenerek, ihale dosyası ve teknik şartname de getirtilip, dava konusu satımı yapılan şekerin normal standartlara uygun bir şeker olup olmadığı hususu ve bilirkişi raporuna itirazlar da değerlendirilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken, kaldı ki davacının yemin deliline dayandığı da anlaşılmakla, yemin teklifi hakkı dahi hatırlatılmaksızın karar verilmesi de yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile mahkeme kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … Esas-… Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T