Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1963 E. 2023/1205 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : …Esas … Karar

İSTİNAF EDEN
DAVACILAR : 1- … (T.C. Kimlik No: …)
2- …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 26/05/2023
YAZIM TARİHİ : 29/05/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında … tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacıların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in diğer müvekkili şirketin yetkilisi olduğunu, müvekkili şirketin inşaat işleri yapmakta olduğunu, davalı ile müvekkilleri arasında yapılan sözleşme ile müvekkillerinin davalıya inşaat sonrası teslim edilmek üzere daire satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince müvekkilinin davalıya 200.000,00 TL bedelli teminat senedi verdiğini, sözü geçen senedin teminat senedi olduğunun sözleşme içeriği ile sabit olduğunu, sözleşme tarihi ile senedin düzenleme tarihinin aynı olduğunu, yine sözleşmede belirtilen senet bedeli ile dava konusu senet bedelinin aynı olduğunu, sözü geçen teminat senedinin davalının eşi veya oğlu olduğunu düşündükleri …’ u ciro yoluyla devrettiğini, sözü geçen kişinin müvekkilleri aleyhine kısmi olarak 70.000,00 TL üzerinden Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, başlatılan takibe müvekkillerinin Konya … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile haksız takibe itiraz ettiklerini, sözü geçen mahkemece itirazın yasal 5 günlük süre içerisinde yapılmadığından bahisle itirazın reddine karar verildiğini, sözü geçen senet ile ilgili müvekkillerinin her hangi bir borcunun bulunmadığını, alacaklı olarak görünen kişi ile müvekkilleri arasında her hangi bir mal alış verişi bulunmadığını, takibe konu edilen senedin teminat senedi olduğunun taraflar arasında imzalanan sözleşme ile sabit olduğunu, müvekkili şirketin inşaatı zamanında teslim edememesi ihtimalinden dolayı verilen teminat senedinin taşınmaz devri ile hükümsüz kaldığını ileri sürerek müvekkillerinin Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında konu edilen 70.000,00 TL bedelli senetten dolayı davalı tarafa borçlu olmadıklarını tespiti ile takibin iptaline, davalının %20′ den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddia ettiği gibi sözleşme tarafları ile dava konusu olan senedin taraflarının aynı dahi olmadığını, sözü geçen dava konusu senedin satış sözleşmesine konu senet ile bir ilgisinin bulunmadığını, davacıların sözleşmede geçen senet ile dava konusu senedin aynı miktarda olması nedeniyle kötü niyetli olarak sözleşmeye konu senedin teminat senedi olduğunu iddia ettiklerini, bir senedin sözleşme kapsamında teminat senedi olduğunun kabulü için sözleşmede açıkça takibe konu senede atıf yapılması gerektiğini, sözleşmede takip konusu senede atıf yapılmadığını, ayrıca daire satışına ilişkin sözleşmede …’in isminin dahi geçmediğini, takibe konu senedin teminat senedi olmadığının ve davacıların sözkonusu senet nedeniyle borçlu olduklarının 30.09.2019 tarihli haciz tutanağı ile sabit olduğunu, bu tutanakta davacı … 3.000,00 EURO borcum vardır diyerek borcunu ikrar ettiğini, müvekkili takip alacaklısı olmadığından takibin iptali talebinin müvekkiline yöneltilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava şartı olan arabuluculuğa başvuru şartının usulüne uygun gerçekleştirilmediğini davacıların kötüniyet tazminatı taleplerinin de haksız ve mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddine ve davacılar aleyhine %20′ den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; dava konusu sözleşmede takibe konu edilen bononun açıkça teminat senedi olduğunu gösterir her hangi bir madde bulunmadığı, davacı vekili de sözleşme harici yemin delilinden başkaca bir delile dayanmadığı ş ve davasını yemin harici ispat edecek yazılı bir delil de sunmadığı, davacı tarafa yemin delili hatırlatılmış ise de davacı vekili kesin süre içinde yemin deliline dayanmadığından yemin delilinden vazgeçmiş sayıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, İİK 72. maddesinde belirtilen şartların oluşmadığı gerekçesiyle de davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece ispat yükünün yer değiştirmesine rağmen uygulamadaki adıyla icapsız yemine dayanılarak hüküm kurulduğunu, dosya kapsamına göre ispat yükünün davalıya geçtiğini, mahkemece yeminin yanlış tarafa verilmesinden dolayı davanın reddedildiğini, mahkeme gerekçesinde senedin teminat senedi olduğuna dair üzeride açıkça yazılmamasının gerekçe gösterildiğini ancak teminat senedi olmasının yalnız senedin üstünden anlaşılamayacağını, bundan başka her türlü yazılı belgeyle de ispatlanabileceğini, taraflar arasında daire satışından kaynaklı bir hukuki ilişkinin bulunduğunu, aralarındaki 12/11/2015 tarihli sözleşmede de açıkça 200.000,00 TL’lik teminat senedi verildiğinin yazıldığını, taraflar arasında başkaca bir hukuki delil bulunmadığını, sözleşmenin ve senedin taraflarının aynı olduğunu, senedin tümü değil kısmi olarak icraya verilmesinin sonucu değiştirmeyeceğini, tarih ve tapu uyumu gibi zaman ve mekan uyumunun da bulunduğunu, ayrıca davalının bu senedin neden verildiğini de izah edemediğini, davalının kötüniyetli olup teminat senedinden çifte kar etmek istediğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı taraf, Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip dayanağı olan 11.12.2015 düzenleme, 01.02.2019 vade tarihli 200.000,00 TL bedelli bononun davalı … ile imzalanan aynı tarihli taşınmaz satış sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, sözleşme ile devri kararlaştırılan taşınmazın devredilmesi nedeniyle senedin hüküm süz kaldığını ileri sürerek menfi tespit talep etmekte, davalı taraf ise dava konusu senedin teminat senedi olmadığını savunmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen 11.12.2015 tarihli daire satış sözleşmesinin incelenmesinde satıcının davacı …, alıcının … olduğu, sözleşme ile … adına kayıtlı … Mahallesi, … sokak, No: … adresindeki … no’lu dairenin 200.000,00 TL bedelle satışının kararlaştırıldığı, satışa konu dairenin 30/11/2015 tarihinde devredileceğinin ve satıcının teminat olarak 200.000,00 TL bedelli senet vereceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu senet ile taraflar arasındaki sözleşmenin düzenleme tarihleri ile sözleşmede belirtilen bedel ile senet bedelinin aynı olduğu hususları dikkate alındığında dava konusu senedin taraflar arasında düzenlenen daire satış sözleşmesinin teminatı olarak verildiğinin kabulü gerekmektedir. Davalı tarafça 11.05.2017 düzenleme tarihli 200.000,00 TL bedelli başka bir senet ibraz edilmişse de sözkonusu senedin düzenleme tarihi daire satış sözleşmesinin düzenlenmesinden yaklaşık bir buçuk yıl sonra olduğundan teminat senedi olarak düzenlenen senedin 11.05.2017 tarihli senet olduğunun kabulü mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece dava konusu senedin teminat senedi olduğunun yazılı delille ispatlanamadığı yönündeki gerekçesi dosya kapsamına aykırıdır. Her ne kadar …Tapu Müdürlüğü’nün … tarihli …yevmiye numaralı resmi senedinin incelenmesinde ise … Mahallesi … Ada, … parsel, … Blok … Kat … no’lu bağımsız bölümün … tarafından davalı …’a devredildiği anlaşılmakta ise de taraflar arasında düzenlenen daire satış sözleşmesinde sözleşmeye konu dairenin 30/11/2015 tarihinde müteahhit firmanın teslim edildiği şekilde teslim edileceği, geç teslim halinde aylık 5.000,00 TL ödeneceği yönünde hükümler bulunmakta olup mahkemece davacının senetle teminat altına alınan edimini ifa ettiğini ispatlamakla yükümlü olduğu gözetilerek davacının bu hususta gösterdiği delillerin toplanmasından sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenlerle davacılar istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacıların istinaf talebinin KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacılar yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.B.