Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1962 E. 2023/1126 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Kooperatif Yönetim Kurulu Üyeliği)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 18/05/2023
YAZIM TARİHİ : 22/05/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında … tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 11/09/2011 tarihli Genel Kurul Toplantısında davalı kooperatifin yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, bu durumun ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, genel kurulda yönetim kurulu üyelerinin huzur hakkının 2 net aidat bedeli olarak karara bağlandığını, davalı kooperatifin 09/02/2020 tarihli genel kurulunda yeni yönetim kurulu üyelerinin seçiminin yapıldığını, bu tarihte müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğinin son bulduğunu, daha evvel hukuka aykırı olarak toplanan yönetim kurulunun müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğini ve kooperatif üyelik hakkının düşürülmesine karar verdiğini, kooperatifler kanununa göre yönetim kurulunun en az üç üyeden oluşması gerekirken sözü geçen kararın iki üye ile alındığını, hukuka uygun olarak toplanmayan yönetim kurulunun bu yönde bir karar alınmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin istifaya yönelik bir irade açıklamasının bulunmadığını, müvekkilinin üyelikten doğan dairesini 06/11/2019 tarihli kooperatif yönetim kurulu kararıyla dava dışı … ‘ a devrettiğini, yeni üyenin devam eden aidatları kooperatife ödemeye devam edeceğinin kararda belirtildiğini, müvekkilinin iki üyelik huzur hakkından bir tanesini hiç almadığını, diğerini ise eksik aldığını, müvekkilinin bu durumları karşı tarafa ihtarname ile bildirdiğini ve karşı tarafın ihtara cevap dahi vermediğini ileri sürerek müvekkilinin davalı kooperatifin 09/02/2020 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi olduğunun tespitine, müvekkilinin hiç almadığı bir üyelik bedeli, ilk huzur hakkının tespitine ve davalıdan tahsiline, müvekkilinin eksik aldığı bir üyelik bedeli, ikinci huzur hakkının tespitine ve davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiş, 09.07.2021 tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde 500,00 TL olarak belirttikleri alacağın 100,00 TL’sinin davalının kabul ettiği 06.11.2019 -09.02.2020 tarihleri arasındaki huzur hakkına ilişkin olduğunu, 400,00 TL’sinin ise müvekkilinin karşılığını hiç almadığı 11.09.2011 -09.02.2020 tarihleri arasındaki huzur hakkına ilişkin olduğunu beyan etmiş, 11.08.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile de 06.11.2019 -09.02.2020 tarihleri arasındaki huzur hakkına ilişkin talebini 3.900,00 TL’ye, 11.09.2011 -09.02.2020 tarihleri arasındaki huzur hakkına ilişkin talebini 92.550,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 11/09/2011 tarihinde yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle kendisine iki adet üyelik huzur hakkı tesis edildiğini, davacının üyeliklerinin ilkinden 15/11/2011 tarihinde kendi iradesiyle ayrıldığını, buna ilişkin dilekçesinin dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, diğer üyelik hakkının ise dava dışı … ‘ a 06/11/2019 tarihinde devrettiğini, davacının 06/11/2019 ila 09/02/2020 tarihleri arasında yaklaşık 3 aylık huzur hakkı alacığının bulunduğunu ikrar ve kabul ettiklerini, davacının üyesi olduğu kooperatif yönetim kurulu toplantılarına katılmadığını, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “Toplanan deliller ve özellikle alınan bilirkişi raporu ve raporun dayanığı davalı kooperatifin genel kurul tutanaklarına göre; 03/09/2010 tarihinde yapılan kuruluş genel kurul toplantısında davacının 3 yıl boyunca yönetim kuruluna yedek üye olarak seçilmesine, yönetim kurulunda yer alan muhasip üyeye 2 net üye aidat bedeli kadar huzur hakkı ödenmesine karar verildiği, yine davalı kooperatifin 11/09/2012 tarihli Genel Kurul toplantısında da davalı kooperatifin yönetim kurulu muhasip üyeliğine davacı …’ nun seçildiğinin anlaşıldığı, düzenlenen bilirkişi raporu ve tespitlere göre davacının yönetim kurulu muhasip üyeliğinin 09/02/2020 tarihine kadar devam ettiği, davalı tarafça her ne kadar davacının davalı kooperatifteki 1 üyeliğininden 15/11/2011 tarihinde kendi iradesiyle ayrıldığı bu nedenle bu üyelikten dolayı her hangi bir hakkı bulunmadığı ileri sürülmüş ise de; davaya konu huzur hakkı üyelik şartına bağlanmış bir hak olmadığından bu savunmaya itibar edilmediği, yine düzenlenen bilirkişi raporuna göre davacının davalı tarafın kabul ettiği 3 aylık huzur hakkından dolayı 3.900,00 TL eksik alacağı olduğu, 1 adet hiç ödenmeyen huzur hakkı alacağından dolayı 92.550,00 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile; davacının davalı kooperatifte 11/09/2011 yılından 09/02/2020 yılına kadar kooperatif yönetim kurulu muhasip üyesi olduğunun tespitine, davacının muhasip üye olarak iki net üye aidat bedeli kadar aylık huzur hakkının bulunduğunun tespitine, davacının üç aylık huzur hakkı talebinin davalının kabulü sebebiyle kabulü ile 3.900,00 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının ikinci huzur hakkı talebinin kabulü ile 92.550,00 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının üyeliğin ilkinden 15/11/2011 tarihinden kendi iradesiyle ayrıldığını, dolayısıyla bu üyelik yönünden herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, bilirkişi raporuyla da sübut bulunduğu üzere tüm yönetim kurulu üyelerine ikişer adet aidat bedeli tahsis edilmediğini, davacının yönetim kurulu üyeliğinin yasal nisabı oluşturmak amacıyla olduğunu, davacının tüm yönetim kurulu üyelerine ikişer üyelik hakkı verildiğini sanacak kadar yönetimin dışında olduğunu, davacının bu beyanının bile kooperatif yönetim kurulu işleriyle bir ilgisi ve bir bilgisi olmadığının göstergesi olduğunu, davacının yönetim kurulu toplantılarına katılmadığını, davacının yönetim kurulu toplantılarına katılmadığını, davacının güven ilişkisi çerçevesinde yasal nisabı oluşturmak amacıyla yönetim kurulu üyesi yapıldığını, mahkemece duruşmalarda tanıt dinletme haklarının ortadan kaldırılarak savunma haklarının kısıtlandığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, huzur hakkı alacağının tahsili talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, toplanan delillere göre davacının 11.09.2011-09.02.2020 tarihleri arasında davalı kooperatif yönetim kurulu muhasip üyesi olarak görev yaptığı ve davacı kooperatifin 03.09.2010 tarihli Genel Kurulu’nda muhasip üyeye iki aidat bedeli huzur hakkı tanındığını hususlarının sabit olduğu, buna göre davacının 11.09.2011-09.02.2020 tarihleri arasındaki dönem için aylık iki aidat bedeli huzur hakkı talep etme hakkının bulunduğu, ancak davacı taraf bir aidat bedeli huzur hakkını hiç almadığını, diğer aidat bedeli huzur hakkını eksik aldığını beyan ettiğinden mahkemece davacının 11.09.2011-09.02.2020 tarihleri arası dönem için aylık bir aidat bedeli ve 06.11.2019 -09.02.2020 tarihleri arası için aylık bir aidat bedeli huzur hakkı alacağı olduğunun kabulü gerektiği, mahkemece hükme esas alınan ve Dairemizce de usul ve yasaya uygun görülen bilirkişi raporunda bu tarihler dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, bu nedenle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmadığı, davalı tarafça ileri sürülen istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 6.588,50 TL harçtan peşin alınan 1.647,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.941,5‬0 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.B.