Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/196 E. 2022/1682 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … – T.C Kimlik No:…
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – T.C Kimlik No:…
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av….- …
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
YAZIM TARİHİ : 19/10/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan ticari şirket davasında 27/10/2020 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, Konya ilinde çok uzun yıllar …. Ekmek olarak bilinen gıda ve hizmet sektöründe faaliyeti olan, sektörde kendini ispatlamış ve ülke bazında bilinir hale gelmiş bir esnaf olduğunu, adi ortaklığın diğer ortağı ile 24.10.2014 tarihinde Konya …Noterliği’nin … yevmiye no’lu işlemi ile bu adi ortaklığın kurulduğunu ve yazılı şekline kavuştuğunu, adi ortaklık süresince …Sitesi, … Sitesi, … Life Sitesi isimli konutlar inşa edildiğini, 2018 yılına gelindiği vakit son inşaat olan … Life sitesinin inşaatının fiilen bitmesi ile müvekkili ile aleyhine tedbir istenen ve adi ortaklığın diğer ortağı olan … arasında işbu adi ortaklığın tasfiye edildiğini, müvekkilinin ortaklıktan çıktığını, sonrasında ekonomik çıkmaza giren davalının gerçek dışı bir kısım alacaklar ve borçlar oluşturmak istediğini, adi ortaklığı düzenleyen mevzuat gereği müvekkilinin bütün şahsi malvarlığının icra tehdidi alına alındığını, müvekkilinin hiçbir borçtan sorumlu olmadığını, adi ortaklığın da herhangi bir borcu olmadığını, müvekkili adi ortaklıktan çıkarken tarafların birbirlerini ibra ettiklerini, varsa adi ortaklığa ait çeklerden kaynaklanan sorumluğu davalı …’ın üstlendiğini, adi ortaklığın temsil yetkisinin davalıya ait olduğunu, davalının geriye dönük borçlandırıcı işlemler yapmak suretiyle temsil yetkisini kötüye kullandığını, müvekkilinin haksız olarak icra takiplerine muhatap olduğunu, ayrıca çok sayıda kişinin haksız olarak alacak talep ettiğini, müvekkilinin 10/06/2018 tarihinde adi ortaklıktan çıktığının tespiti ile yargılama süresince temsil yetkisini müvekkilialeyhine kullanan davalı … Çalışkanın adi ortaklık adına 10.06.2018 tarihinde hem fiilen hem resmen bitmiş olan ancak davalı tarafından hala kanuna aykırı olarak kullanıldığı anlaşılan imza ve temsil yetkisinin tedbiren kaldırılmasını, müvekkili aleyhinde adi ortaklık borçlarından takipler başlatılmaması yönünde tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili istinaf cevap dilekçesinde özetle; Adi ortaklık sözleşmesinin Borçlar Kanununda düzenlendiğini, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin davalara bakma görevinin genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğunu, kamu düzenine ilişkin olan bu hususun her aşamada ileri sürülebilen ve mahkemenin de re’sen dikkate alması gereken bir husus olduğunu, arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, bu nedenle davanın usul yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin %50 ortak olduğu adi ortaklığın … Yapı … … Ortaklığı adıyla 24.10.2014 tarihinde Konya …Noterliği’nin 24.10.2014 tarih ve … yevmiye numaralı Adi Ortaklık Sözleşmesi ile kurulduğunu, 5 yıl süre ile başlayan ortaklığın 24.10.2019 tarihinde sona erdiğini, diğer ortak …’in ortaklığa hissesi oranında sermaye koymadığını ve ayrılmak için de müvekkiline yoğun baskı kurduğunu, 10.06.2018 tarihinde karşı tarafın, müvekkiline yoğun baskısı neticesinde müvekkilinin ekonomik sıkıntıları ve ortaklığın satışını yaptığı bazı taşınmaz tapularının tapu devirlerini vermemesi üzerine tarafların kendi aralarında karşı tarafın istediği şekilde ayrılma protokolü de yaptıklarını, ancak bu protokolün 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 28.maddesinde tanımlanan şekilde aşırı yararlanma hükümleri gereği geçersiz olduğunu, zaten ortaklıkta fiili olarak tasfiye de yapılamadığını, Konya İli, Selçuklu İlçesi … Mahallesi … ada .. parsel … nolu bağımsız bölüm, 27.09.2018 tarihinde … yevmiye devirle bedelsiz olarak davacı üzerine devredildiğini ve halen üzerinde olduğunu, yine ortaklık adına olan … plakalı ticari aracın halen tasfiye edilmediğini ve ortaklık adına kaydının durduğunu, ortaklığın çalışanları dahi ortaklık aleyhine kıdem tazminatı için dava açtığını, zaten davacının da ortaklığın tasfiye edildiğini ve güya müvekkilinin sanki tasfiye memuru gibi görevlendirildiğini başka dosyalarda mahkemelere beyan olarak itirafta bulunduğunu, davacının talebi ile ortaklığın ilgili Vergi Dairesinden alacağı ve 10.06.2018 tarihli belgede tamamı müvekkiline ait olduğu yazılı olan KDV iadesinin de engellendiğini ve engellenmeye devam ettiğini, yani ortaklıkta taksimin gerçekleşmediğini, devam eden süreçte müvekkilinin ekonomik anlamda battığını ve çekleri yazılarak hakkında icra takiplerinin başladığını, müvekkilinin ticari batışı ardından kendi aralarında yaptıkları 10.06.2018 tarihli sözleşmede kendisinin yanıltıldığını, aleyhine aşırı yararlanıldığını ve ortaklığın tüm borçlarını kendisinin ödemek zorunda kaldığını anladığını, ortaklığın tüm karını ve daha fazlasını alan karşı tarafın borçlara da karışmayarak müvekkilinin batışını sağladığını, müvekkilinin ortaklıktaki hissesine düşen ne sermayesini ne de kârını alamadığını,adi ortaklığın son projesi olan …Sitesi’nin inşaat ruhsatı alınamadığı için halen tamamlanamadığını, davacının inşaat tamamlanmadan önce karını alabilmek için müvekkiline baskı yaptığını, adi ortaklıktan ayrılma sözleşmesine göre …Sitesindeki 14 dairenin davacıya verildiğini, geriye kalan 16 dairenin müvekkilinde kaldığını, ancak inşaatın maliyeti düşünüldüğünde bütün karın davacıda kaldığının ortada olduğunu, müvekkilinin halen ortaklığın resmi tasfiyesini beklediğini, müvekkilinin adi ortaklığa 12.000.000,00 TL’nin üzerinde para koyduğunu, davacının ise sadece arsa alımına katkıda bulunduğunu, ortaklık hesaplarında da ortaya çıkacağı üzere müvekkilinin yaklaşık 11.000,000,00 TL ortaklıktan/…’den alacaklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; Taraflar arasında davacının %50 ortak olduğu … ve … Adi Ortaklığı adıyla 24.10.2014 tarihinde Konya …Noterliği’nin 24.10.2014 tarih ve …yevmiye numaralı Adi Ortaklık Sözleşmesi ile ortaklık kurulduğu, sözleşmenin 5. Maddesi ile ortaklığın süresinin 24/10/2014 tarihinden başlamak üzere 5 yıl olarak belirlendiği, sözleşmenin 13. Maddesine göre adi ortaklığın münferiden davalı … tarafından temsil edileceğinin kabul edildiği, tarafların bir araya gelerek 07/06/2018 tarihli “Adi Ortaklığın Tasfiyesi Sözleşmesi” başlıklı sözleşme ile adi ortaklığı feshettiklerine ilişkin sözleşme yaptıkları, akabinde 10/06/2018 tarihli “Adi Ortaklığın Tasfiyesi Sözleşmesi” başlıklı sözleşme ile yeni bir sözleşme yaptıkları ve sözleşmenin 7. Maddesi ile; “iş bu sözleşmenin imzalanmasından evvel taraflar arasında aktedilmiş ortaklığa ve ibralara ilişkin tüm sözleşmeler, bu sözleşme ile geçersiz hale geldiği kabul ve taahhüt ederler” şeklinde tarafların ortak rızaları ile önceki tarihli sözleşmelerin ortadan kaldırılarak yeni bir fesih ve tasfiye sözleşmesi yaptıkları, taraflar arasında kurulan adi ortaklık sözleşmesinin 5 yıllık süreli olmasına rağmen TBK’nun 639/4. Maddesi kapsamında süresi dolmadan tarafların karşılıklı ortak iradeleri ile süresinden önce 10/06/2018 tarihinde taraflarca adi ortaklığın feshedildiği, taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklı çok sayıda ihtilafın bulunduğu, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin …Es. Sayılı dosyasından adi ortaklığın tasfiyesine yönelik dava olduğu, ceza soruşturmalarının bulunduğu, yine davacı tarafından adi ortaklıktan kaynaklanan ihtilaflar kapsamında Mahkememizin …, …, …, …, …, …, …, … , …,… E. sayılı dava dosyalarından 3. Kişiler aleyhine açtığı menfi tespit davalarının bulunduğu, dolayısıyla davacının ortaklığın feshedildiğinin tespitini talep etmesinde hukuki menfaatinin bulunduğu gerekçesiyle davacı ve davalı tarafından Konya …Noterliğinin 24/10/2014 tarih ve … yevmiye nolu “adi ortaklık sözleşmesi” ile kurulan “… ve … Ortaklığı” ünvanlı adi ortaklığın taraflar arasında düzenlenen 10/06/2018 tarihli “Adi Ortaklığın Tasfiyesi” başlıklı protokol ile 10/06/2018 tarihinde feshedildiğinin tespitine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu adi ortaklık sözleşmesi 24.10.2014 tarihinde Konya … Noterliği’nin …yevmiye numaralı işlemi ile kurulmuş olup adi ortaklık süresince … Sitesi, … Sitesi, … Sitesi, … İş Merkezi ve … Sitesi isimli konutların inşa edildiğini, dava konusu sözleşmenin süresi taraflar arasında 5 yıl olarak belirlenmiş ve bu sözleşmenin 24.10.2019 tarihinde sona erdiğini, diğer ortak …’in adi ortaklıktan ayrılmak için müvekkile yoğun baskı kurduğu ve bunun neticesinde de 10.06.2018 tarihinde ortaklığın tasfiyesine ilişkin bir protokol hazırlanıp, dava sırasında dilekçelerimizde, müvekkilimizin BK belirtilen irade fesadı hallerine maruz kaldığı itirazları olmasına rağmen taraflarca imzalandığını, taraflar arasında hesaba dayanan bir tasfiye protokolü olmadığı gibi sözleşme dışı bırakılan … Suit Sitesinin bulunduğunu, bu sebeple adi ortaklığın tasfiyesinden bahsedilemeyeceğini, yerel mahkeme gerekçeli kararında gerekçesine esas olarak belirttiği Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 12/03/2019 tarih ve … Es. … Kar. Sayılı içtihadı ile gerekçesi ile açıkça çeliştiğini, bu içtihatta tasfiyenin nasıl olacağı tarif edilmesine karşın somut olayda tarife uygun bir durum olmamasına rağmen mahkemenin çelişkili kararında varmış gibi yapılması ve gerekçesi bile çelişkili bir karar verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, somut olayla alakalı adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen … E. Sayılı dosyasıyla beraber karar verilmesi gerekirken, adi ortaklığın tasfiyesi davasının sonucunun beklemeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı düştüğünü, esas davanın konusu içerisinde kalan ve esas dava dosyasında tespiti yapılacak bir hususun tespit davasına konu edilmesinde hukuki yarar olmadığını, davanın sadece bu sebeple bile reddi gerekirken talep edilenden bile fazlasının kabulünün açıkça hukukun ihlali olduğunu, taraflar arasında imzalanan adi ortaklık sözleşmesi kapsamında 5 adet inşaat yapıldığını, yapılan bu inşaatlar devam ederken davacının tapu devretmeye yanaşmaması neticesinde eldeki davada ileri sürülen protokol imzalandığını, adi ortaklığın tasfiyesi sözleşmesinin bir hesaba dayanmadığı gibi hükümlerinin de yeterince açık olmadığını, taraflar arasında yapılan sözleşme ile inşaat işi yapıldığını, davacı vekilinin iddia ettiği gibi yapılan inşaatlarda bitirilip teslim edilmediğini, İhtilaf konusu sözleşmede halen hesabı yapılmayan bir inşaat bulunduğunu, bu sebeple de Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinde ortaklığın feshi ve tasfiyesi davası açıldığını, yerel mahkemece oluşturulan gerekçenin dosya kapsamına uygun düşmediği gibi uyuşmalığı da çözemediğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; taraflar arasında düzenlenen adi ortaklık sözleşmesinin feshinin tespitine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
HMK. nun 106. maddesinin 2. fıkrasına göre; “Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.” Yine aynı kanunun 114/1-h maddesi gereğince hukuki yarar bir dava şartıdır. Eda davalarında ve inşaî davalarda hukuki yararın bulunduğu varsayılır. Tespit davalarında ise her olayın özelliğine göre davacının tespit davası açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı değerlendirilmelidir. Özellikle bir olayın tespitine ilişkin açılan davalarda bu değerlendirmenin hassasiyetle yapılması gerekmektedir.Somut olaya gelindiğinde, davacının münhasıran taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin sona erdiğini tespit ettirmekte hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira adi ortaklık ilişkisinin varlığı ya da yokluğu, devam edip etmediği taraflar arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkta uyuşmazlığın çözümüne katkı sağladığı ölçüde mahkemece değerlendirilecektir. Davacının bu davada ileri sürdüğü hususları taraflar arasında görülen adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında savunma olarak ileri sürmesi mümkün olup bu hususta ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Mahkemece bu husus gözetilerek davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usul yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerektiği, ancak ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davalının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/10/2020 tarih … Esas … Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
1-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3-Davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf başvuru harcı ile 5,50 TL tebliğat gideri olmak üzere toplam 154,10 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usul yönünden REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı davada kendisini vekil sıfatı ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 9.200,00 TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nın 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4.maddesi gereğince kararın Dairemiz tarafından tebliğe çıkarılmasına,
D) Dava dosyasının temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 19/10/2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır
(muhalif)

O.B

MUHALEFET ŞERHİ: Açılan dava; muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasında; 24/10/2014 tarihli sözleşmeye dayalı ve 6098 sayılı TBK’nın 620. maddesinde tanımlanan adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu konusunda ihtilaf olmadığı, ihtilafın taraflar arasında mevcut adi ortaklık ilişkisinin 07/06/2018 ve 10/06/2018 tarihli “ADİ ORTAKLIĞIN TASFİYESİ SÖZLEŞMESİ” başlıklı belgeler sonucu sona erip ermediği konusunda olduğu ve ihtilaf konusu nazara alındığında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda esasa ilişkin delilleri toplayıp değerlendirme yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, açılan davanın tespit davası olmayıp, adi ortaklık ilişkisinin 07/06/2018 ve 10/06/2018 tarihinde sona erip ermediği konusundaki muarazanın giderilmesine ilişkin olduğu, bu nedenle; dava dosyasındaki delillerin ve istinaf sebeplerinin bu yönünden değerlendirilip karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan,
Sayın çoğunluğun açılan davanın tespit davası olarak tavsif edilip buna göre yapılan değerlendirme sonucunda; davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle HMK 535/1.b.2 maddesi gereğince istinaf talebinin kabulü, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin görüşüne katılmıyorum.

Başkan …
e imzalıdır