Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1927 E. 2023/967 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/01/2022
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN
ASIL VE BİRLEŞEN
DAVADA DAVACI : … – (T.C. Kimlik No:…)
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …

ASIL DAVADA DAVALI : Tasfiye Halinde…
VEKİLİ : Av. …
BİELEŞEN DAVADA
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
BİRLEŞEN DAVA : KONYA … ASL. TİC. MHK’NİN … E – … K.
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
YAZIM TARİHİ : 01/06/2023
Taraflar arasında görülen davada Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içerisinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten ve üye hakimin görüşleri alındıktan sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
ASIL DAVA: Asıl davada davacı vekili, 15/09/2019 keşide tarihli çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, davalı şirkete hiçbir borcu bulunmadığı gibi böyle bir çeki düzenlemediğini ileri sürerek, müvekkilinin dava konusu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.

BİRLEŞEN DAVA: Birleşen davada davacı vekili, asıl davadaki iddialarını tekrarla, davalı bankanın meşru hamil olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin dava konusu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Birleşen davada davalı vekili, davacının haksız ve kötüniyetli olduğunu, müvekkili bankanın söz konusu çeki temlik cirosu ile devralan iyiniyetli hamil olduğunu ve temel borç ilişkisi ile ilgili müvekkili bankaya sorumluluk yüklenemeyeceğini, davaya konu çekin müvekkili bankaya temlik cirosu ve beyaz ciro ile devredildiğinin çek metninden de anlaşılabileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, ”…Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından imzaya itiraz edilen icra dosyasındaki takibe konu çekin davacıya ait olduğu, yargılamaya esas alınan ve usulüne uygun şekilde düzenlenen raporlarla tespit edildiğinden, bu cihetle davanın reddine…”gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl ve birleşen davada davacı vekili, asıl davada davalı … A.Ş.’nin iflas açıkladığından dolayı davada davalının taraf olmaması gerekirken ve davaya iflas masası kurulmuş ise bu masanın dahil edilmesi ve ikinci alacaklılar toplantısının yapılıp yapılmadığının tespiti gerekirken mahkemenin davalı adına karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davalı … A.Ş. ‘ne borcu bulunmadığını, alacaklı olduğunu, davalı … A.Ş tarafından dava konusu çekin, birleşen dosyada davalı bankaya tahsil cirosu ile tevdi edildiğini, davalı bankanın bu çeki kredinin teminatı olarak almadığını, çeki tahsil cirosu ile aldığından davalı şirkete vekaleten hareket edeceğinden, davalı bankanın meşru hamil olmadığını, vekil olan bankaya karşı tüm defilerin ileri sürülebileceğini, birleşen dosyada davalı bankanın meşru hamil olmadığını, davalı bankanın dava konusu çeki tahsil cirosu ile aldığından vekil hamil durumunda olduğunu, davalı bankanın iş bu çekte alacaklı sıfatının dahi bulunmadığını ileri sürerek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava, menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde karar verilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Ancak, dosyanın yapılan incelemesinde, asıl davada davalı şirketin Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/10/2019 tarih, … Esas sayılı kararı ile, karar tarihi itibariyle iflasına karar verildiği ve iflas işlemlerinin Bakırköy … İcra Dairesi’nin … iflas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü anlaşılmıştır.
İflasın hükümle birlikte açılacağının İİK’nın 165/1. maddesinde, TTK’nın 529/e maddesinde iflas kararı ile şirketin ve TBK’nın 513/1. maddesinde vekalet ilişkisinin iflas kararı ile kendiliğinden sona ereceğinin ve İİK’nın 218. maddesinde iflas kararı sonucunda şirketin tasfiyesi yönünden basit tasfiye benimsenmiş ise, İflas Müdürlüğü (Dairesi) tarafından, aksi takdirde iflas masasının, iflas idaresi tarafından temsil edileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, henüz yargılama sona ermeden Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında 21/10/2019 tarihinde asıl davada davalı … Ltd. Şti.’nin iflasına karar verildiği ve kararla birlikte iflasın açıldığı nazara alınmadan gerekçeli kararın müflis şirket vekiline tebliğ edildiği, tebligat tarihinde vekalet ilişkisinin sona erdiği, bu nedenle yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve bu itibarla, asıl davada davalı şirketin iflasına karar verilmesi sonucu vekalet ilişkisi sona erdiğinden mahkemece, iflasın bulunduğu aşamanın Bakırköy … İcra Dairesi’nin … İflas sayılı dosyasından sorulması ve gerekçeli kararın usulüne uygun olarak iflas masası temsilciliğine tebliğ edilmesi gerektiği gerekçesiyle, Dairemizce geri çevirme kararı verildiği, Dairemiz geri çevirme kararı sonrası, gerekçeli kararın ve istinaf dilekçesinin Bakırköy … İcra Dairesine tebliğ edildiği ve dosyanın yeninden Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
Anayasa’nın 36 ve HMK’nın 27. maddeleri uyarınca taraflar dinlenmeden, taraf teşkili sağlanmadan, iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden karar verilemez.
Yukarıda da açıklandığı üzere, asıl davada davalı şirketin yargılama sırasında iflasına karar verildiği, bu durumda iflas masasının davaya dahilinin sağlanması gerektiği ayrıca, İİK’nın 194. maddesi uyarınca da müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davalarının durduğu ve ancak, alacaklıların 2. toplanmasından 10 gün sonra devam olunabileceği nazara alınmaksızın işin esasının incelenmesi yerinde görülmediğinden, anılan husus kamu düzenine ilişkin ve mahkemece de re’sen nazara alınması gereken bir husus olmakla birlikte, davacı tarafça açıkça istinaf sebebi de yapıldığından, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve kararın kaldırılma sebebine göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin sair istinaf istemlerinin incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/01/2022 tarih, … Esas- … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan asıl ve birleşen davada davacı tarafından yatırılan 161,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan asıl ve birleşen davada davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 31/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

R.T