Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1907 E. 2023/765 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2021
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN
DAVACI-KARŞI DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN
DAVALI-KARŞI DAVACI : … – T.C Kimlik No:…
VEKİLİ : Av. …- …
DAVA : Elatmanın Önlenmesi

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 04/04/2023
YAZIM TARİHİ : 04/04/2023
Davacı-karşı davalı tarafından, davalı-karşı davacı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan elatmanın önlenmesi davasında 20/09/2021 tarihinde tesis edilen karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı-karşı davalı … Kooperatifi vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili kooperatifinin ortağı olduğunu, kooperatif tarafından yapımı tamamlanan daireler için noter huzurunda kura çekimi yapıldığını ve bu kura neticesinde davalıya .. blok, ….Kat, … numaralı bağımsız bölüm çıktığını ve daire anahtarının davalıya teslim edildiğini, kooperatifin … tarihli genel kurul kararına göre kendilerine daire teslim edilen üyelerin 01.06.2011 tarihine kadar 15.000,00 TL erken oturma bedeli ödemesi gerektiğini, davalının kendisine çıkan daireye kendisinin oturmadığını, ancak daireyi kiraya verdiğini, davalının üyelik aidatını ödememesi üzerine … tarihinde kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini, davalı üyelikten ihraç edildiği için erken oturma bedelini değil, o bölgede aynı vasıflardaki daireler için ödenen gerçek piyasa emsal kira rayiçleri üzerinden her yıl için belirlenecek kira bedellerini ödemek zorunda olduğunu ileri sürerek davalının ilgili daireye yaptığı müdahalenin meni ile buradan tahliyesine, şimdilik 15.000,00 TL ecrimisil bedelinin de tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili … tarihli ıslah dilekçesi ile; talep miktarını 41.200,00 TL artırarak 56.200,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu davanın asılsız olduğunu, müvekkilinin inşaat teknikeri olduğunu, davacının şantiye şefliğini üstlenmesi karşılığında ve kooperatife arsa bulmakta aracılık hizmeti sunmuş olması karşılığında müvekkilinin kooperatif üyesi yapıldığını, müvekkilinin bugüne kadar şantiye şefi olarak hizmetine karşılık ve arsa bulma konusunda aracılık hizmetine karşılık herhangi bir ücret almadığını, ihraç kararının usulsüz olduğunu, yönetim kurulunun ihraç kararı veremeyeceğini, davacının müvekkiline gönderdiği 01/01/2014 tarihli 1. İhtarın ve 29/01/2014 tarihli ikinci ihtarın müvekkiline bizzat tebliğ edildiğini, ancak 20/04/2014 tarihli ihraç kararını havi 08/05/2014 tarihli ihtarnameye ilişkin tebliğ mazbatasındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, davacının erken oturma bedeli talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, zira müvekkilinin ihracı kesinleşirse müvekkilinin ihraç kararının kesinleştiği 13/08/2015 tarihinden sonra işgalci sıfatını taşıyacağını, ihraç kararının kesinleşmesi halinde müvekkilinden tahsili istenen paradan müvekkilinin şantiye şefi ve arsa komisyon bedeli alacakları ile davaya konu daireye yaptığı masrafların mahsubu gerektiğini savunarak davacı-karşı davalının davasının reddi ile karşı davalarının kabulüne, davalı-karşı davacının müvekkilinin üyelikten ihracına ilişkin 20/04/2014 tarihli kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davacı-karşı davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının cevap dilekçesinde dile getirdiği iddiaların tamamen gerçek dışı olduğunu, davalının tebligatın kendisine ulaşmadığını iddia ettiğini ancak bir önceki tebligat adresine çıkarılan tebligatın kendisine tebliğ edildiğini, davalının inşaat teknikeri olduğunu ve kooperatifin şantiye şefliğini üstlendiğini ve yine kooperatife arsa bulmakta aracılık ettiğini dolayısıyla bunun karşılığında da kooperatif üyeliğini elde ettiğini iddia ettiğini, ancak böyle bir şeyin söz konusu olmadığını, müvekkili kooperatifin işin başında imar ve ruhsat işlemleri için 1.250,00 TL karşılığında anlaşarak belediyeye bildirdiğini, bu bedeli de peşin ödediğini, daha sonra bu görevi başkalarının yaptığını, davalının inşaata bile uğramadığını, davalının ihraç kararına karşı süresi içerisinde dava açmadığını savunarak davalının karşı davasının reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; Kooperatifler Kanununa göre borçlarını veya üzerine yüklenilen yükümlülükleri yerine getirmeyen kooperatif üyesine 1.ihtar çekilerek sorumluluğunun yerine getirmesi için süre verileceği, söz konusu süre dolduktan sonra kooperatif üyesine verilen sürede edimini yerine getirmediği için ikinci kez üyelikten çıkarılacağı ihtar edilerek noter kanalıyla bir daha ihtar edeceği, bu iki tebligattan sonra genel anlamda genel kurul kararıyla eğer yönetim kuruluna yetki verilmişse Yönetim kurulu kararıyla sorumluluğunu yerine getirmeyen üye hakkında ihraç kararı verilir, söz konusu ihraç kararı da diğer iki ihtar gibi üçüncü olarak kooperatiften ihracı istenen üyeye tebliğ edileceği, dosya incelendiğinde ihracı istenen davalı/karşı davacıya söz konusu ihtarlardan bir tanesinin yapılmadığı, daha doğrusu usulsüz tebligat yapılarak bir başka kişiye tebliğ yapıldığı anlaşıldığı, bu durumun gerek dosya içerisindeki evraktan, gerek bilirkişi incelemesinden gerekse de yapılan imza incelemesinden anlaşıldığı üzere yapılan tebligatlardan bir tanesinin usulsüz olduğu, bu nedenle davacı kooperatif şirketinin davalı hakkında kooperatif üyeliğinden ihraç kararı usulüne uygun olmadığı ve geçersiz olduğu anlaşıldığından davalı/karşı davacının açmış olduğu davada haklı olduğu kanaatine varıldığı, her ne kadar dosya incelendiğinde bilirkişi raporlarında davacının talepleriymiş gibi gözüken 33.200,00 TL aidat , 15.000,00 TL ön alım, 8.000,00 TL kat farkı olmak üzere davacı/karşı davalının 56.200,00 TL alacağı olduğuna ilişkin bilirkişi mevcut olsa da ve bu bilirkişi raporuna dayanarak davacı/karşı davalının davayı ıslah etmiş olduğu anlaşılsa da yapılan incelemede davacı/karşı davalının dava dilekçesinde bilirkişilerce tespit edilen alacak kalemlerini talep etmediği, HMK uyarınca dava dilekçesinde bulunmayan talepler hakkında hüküm kurulamayacağı, davalı/karşı davacının ihraç kararının iptali talebinde haklı olduğu anlaşıldığından davacının öncelikli olarak talep etmiş olduğu müdahalenin meni ve fuzuli iş kaybının önlenmesi talebinin reddi gerektiği, ancak davanın açıldıktan sonra davaya konu gayrimenkul davalı tarafından boşaltılarak davacı kooperatife teslim edildiğinden davacının birinci talebi olan müdahalenin meni konusunda mahkememizce karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, davacının ikinci talebi olan ecri misil talebi ise davalı/karşı davacının davasında haklı olup kooperatif üyeliği ihraç kararının hukuka uygun olmaması ve hükümsüz olması nedeniyle davalı/karşı davacının da kooperatife üye olarak hak sahibi olması nedeniyle ecri misil talep edemeyeceği anlaşıldığından davacının ecri misil talebinin reddi gerektiği, davacının son talebi olarak 15.000,00 TL bedel ödeyerek sahip olacağı gayrimenkulün tesliminin erkene alınması işleminin yerine getirilerek davalı/karşı davacıya hissesine tekabül eden gayrimenkulün erken teslim edilmesi ispatlanmış olduğundan ve söz konusu şartın dosya kapsamındaki delillerle ve bilirkişi raporunda tespit edilmiş olduğundan davacının bu talebinin kabulü gerektiği gerekçesiyle asıl dava yönünden davacının talep etmiş olduğu haksız ve fuzuli işgal talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının talep etmiş olduğu ecrimisil talebinin reddine, davacının talep etmiş olduğu ön teslim alma bedeli olan 15.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, karşı dava yönünden davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-karşı davalı kooperatif vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece alınan raporlarda imza örneklerinin davalıya aidiyeti hususunda net bir tespit ve rapor tanzim edilemediğini, çünkü davalının her bir imzasının birbirinden farklı olduğunu, halbuki 1.ve 2.ihtarnamelere ve olayların bütünlüğüne ve davalının bu husustaki ve en son tebliğ edilen İhraç kararına ilişkin beyanlarındaki ifade ve sözlere bakıldığı zaman kesinlikle ve kesinlikle davacı ihraç kararını kendisinin aldığı açıkça ortada olduğunu, bu nedenle yerel mahkemenin ihraç kararının iptaline ilişkin kararının hatalı olduğunu, mahkemece erken oturma ve ecrimisil taleplerinin bir kısmının kabul, bir kısmının reddine karar verilmesinin de hatalı olduğunu, zira davalının bütün üyelik süreci boyunca aidat ödemediğini, diğer üyelerin hepsinin ödediği erken oturma bedelleri ve kat farkı bedellerini ödememiş buna mukabil ise dairenin kendisine teslim edildiği günden gayrimenkulü dava devam ederken boşalttığı güne kadar daireyi kiraya verip binlerce liralık haksız kazanç ve kira geliri elde ettiğini, böyle bir durumda kendilerinin alacağı olmadığını iddia etmenin, hele hele daireyi diğer birçok üyeden önce teslim alıp erken oturma bedellerini ve kat farkı bedellerini ödemediği halde bu şahsın buradan haksız kazanç ve kira getirisi elde etmesinin kabulünün ne hukuka, ne vicdana ne de hakkaniyete sığmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı-karşı davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece davacının taşınmazın tahliyesine ve meni müdahale talebi konusunda, taşınmazın tahliye edilmiş olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesis edilmiş edilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, zira karşı davanın kabulü ile müvekkilin dava konusu taşınmazda işgalci olmadığının sübuta erdiğini, davacı tarafın bu yöndeki taleplerinin reddi gerekirken “karar verilmesine yer olmadığına dair ” karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafça ecri misil talebinde bulunulmuş olunmasına rağmen sayın mahkemece bu talebin ” erken oturma talebi ” olarak kabulü ile 15.000,00-TL müvekkilden tahsili yönünde karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, zira davacının dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında “erken oturma bedeli ” olarak ne kadarlık bir talepte bulunduğunun, ecri misil olarak ne kadarlık bir talepte bulunduğunun belirsiz olduğunu, davacı tarafça açıkça ecri misil talebinde bulunulduğu anlaşılmasına rağmen ve talebe bağlılık ilkesine aykırı olarak “erkan oturma bedeline ” hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki müvekkilinin taşınmazı davacı kooperatifin baskıları sonucu tahliye etmesi nedeniyle artık erken oturma bedelinin müvekkilinden tahsiline karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığını ileri sürerek asıl dosyadan verilen kararın kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, kooperatif üyeliğinden ihraç edilen üyenin kooperatife ait daireye müdahalesinin önlenmesi ve ecrimisil talebine ilişkindir. Karşı dava ise kooperatif üyeliğinden ihraç kararına ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
1-Davacı-karşı davalı taraf, davalının üyelikten kaynaklanan mali yükümlülükleri yerine getirmediğini, bu nedenle kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini, davalının kooperatife ait daireyi haksız olarak işgal ettiğini ileri sürerek davalının müdahalesinin önlenmesini ve ecrimisil bedelinin tahsilini talep etmekte, davalı taraf ise kooperatif yönetim kurulunun kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptalini talep etmektedir. Davacı/karşı davalı kooperatif tarafından müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil talep edilebilmesi için kooperatif üyesi davalı/karşı davacının kooperatif üyeliğinden ihracına ilişkin kararının kesinleşmesi gerekmektedir. Zira, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptal edilmesi halinde kooperatif üyesinin haksız işgali sözkonusu olmayacak, kooperatif üyesinin müdahalesinin önlenmesi ve ecrimisil talep edilemeyecektir. Bu nedenle müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil talebine ilişkin davada, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptaline ilişkin davanın bekletici mesele yapılması gerekmektedir. Bu nedenle mahkemece davanın ve karşı davanın tefrikine karar verilerek müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil talebi yönünden kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptaline ilişkin davanın bekletici mesele yapılması gerekirken heer iki davanın birlikte görülmesi doğru olmamıştır.
2- 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesi 3 üncü fıkrası (aynı yönde kooperatif ana sözleşmesinin 14 üncü maddesi 2 nci fıkrası) gereğince çıkarma kararının, ortağa tebliğinden itibaren üç ay içinde iptali için dava açılmaması halinde bu kararın kesinleşeceği hükme bağlanmış olup bu süre hakdüşürücü süre niteliğindedir. Dava konusu somut olayda davalı/karşı davacının kooperatif ihraç kararının kendisine tebliğ edilmediğini, tebliğ mazbatasındaki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürdüğü görülmektedir. Mahkemece Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi tarafından hazırlanan raporlara dayalı olarak … tarihli tebliğ mazbatası üzerinde yer alan imzanın davalı/karşı davacıya ait olmadığı sonucuna varılmışsa da sözkonusu raporlarda imzanın davalı/karşı davacıya ait olup olmadığı hususunda kesin bir kanaat bildirilmemiştir. Mahkemece, … tarihli tebliğ mazbatası üzerinde yer alan imzanın davalı/karşı davacıya ait olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması, Adli Tıp Kurumu tarafından da kesin bir kanaat bildirilmemesi halinde üniversitelerin güzel sanatlar fakültesi bölümünde görevli öğretim üyelerinden rapor alınmasından sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken kesin kanaat bildirmeyen bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca, ihraç kararının tebliğ edilip edilmemesi ihraç kararına karşı iptal davası açılabilmesi için 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/3. Maddesinde düzenlenen üç aylık hakdüşürücü sürenin dolup dolmadığının tespitinde önem arz etmekte olup ihraç kararının tebliğ edilmediği sonucuna varılması halinde davalı/karşı davacıya gönderilen 1. Ve 2. İhtarnamelerin usulüne uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. İhraç kararının tebliğ edilmemesi tek başına ihraç kararının geçersizliğine neden olmaz. Mahkemece davacı-karşı davalı kooperatif tarafından gönderilen 1. Ve 2. İhtarnamelerin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediği yönünde herhangi bir değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
3- Davacı-karşı davalı kooperatif, müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil talebinde bulunmuş olup, dava dilekçesinde erken oturma bedelinin tahsili yönünde bir talep bulunmamaktadır. Dosyadan alınan … tarihli ek bilirkişi raporunda davalı/karşı davacının üyelikten kaynaklanan aidat, kat farkı ve kira bedeli borçları hesaplanmış, davacının talep ettiği ecrimisil bedeli ile ilgili herhangi bir hesap yapılmamıştır. Her ne kadar davacı/karşı davalı davasını bedel yönünden ıslah etmiş ise de dava dilekçesinde ileri sürülmeyen bir talebin ıslah yoluyla davaya dahil edilmesi mümkün değildir. Mahkemece öncelikle yukarıda açıklandığı üzere davalı/karşı davacının üyelikten ihraç kararına karşı açtığı iptal davasının sonucunun beklenmesi, ihraç kararının iptal edilmesi halinde davacı/karşı davalı kooperatifin müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi, ihraç kararının kesinleşmesi halinde ise ihraç kararının kesinleştiği tarihten dava konusu dairenin davalı/karşı davacı tarafından boşaltıldığı tarihe kadar geçen süre için belirlenecek ecrimisil bedelinin davalı/karşı davacıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvuru taleplerinin HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların istinaf başvuru taleplerinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2021 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı-karşı davalı tarafından asıl ve birleşen dosya için ayrı ayrı yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacı-karşı davalıya iadesine,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı-karşı davacı tarafından yatırılan 250,00 TL istinaf karar harcının talep halinde davalı-karşı davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-İstinaf başvurusunda bulunanlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/04/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.B