Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1906 E. 2023/1066 K. 15.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – T.C Kimlik No:…
VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/05/2023
YAZIM TARİHİ : 16/05/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 16/09/2021 tarihinde tesis edilen karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının halen … Okulunda görev yapmakta olduğunu, yaklaşık 5 sene kadar önce davalı … ile evlere mobilya ve kapı dekorasyon işlemleri ile ilgili görüştüğünü ve toplam 16.500,00 TL iş için anlaştığını, …’nın yengesi …’ya ait …Vergi Dairesi … Mah…. Sokak No: … adresinde firmanın yetkilisi gibi hareket ettiğini, anlaşmaya istinaden 2.750,00 TL bedelli 6 adet sadece rakamla ve yazıyla tutarları belirtilen senetleri kendisinin imzaladığını ve davalıya teslim ettiğini, davalı tarafın senetlerden bir tanesinin bedeli 2.750,00 TL iken senet üzerinde değişiklik yaparak 42.750,00 TL yaptığını, Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını ancak takibin hukuka aykırı olduğunu, sonrasında davalı ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyası ile 19/04/2013 tarihli anlaşma metni ile karşılıklı olarak birbirlerini ibraz ettiklerini ve hukuki ilişkiyi sona erdirdiklerini, ancak daha sonrasında davalı tarafın kendisine senetleri teslim etmediğini ve Konya … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, bunun üzerine davacının davalı aleyhine dava açtığını, davalının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile de davacı aleyhine takip başlattığını, kendisinin 19/04/2013 tarihinde davalı ile her türlü ticari ilişkisinin anlaşma ile sona erdiğini, takip konusu senet ya da senetlerden kaynaklı davalının hiçbir alacağının olmadığını, senetlerdeki imzaların kendisine ait olmadığını düşünerek bu konuda Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma numaralı dosya ile suç duyurusunda bulunduğunu, davanın kabulü ile Konya … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının teminatlı ya da teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, yatacak olan paraların tedbiren davalıya ödenmemesine, ayrıca icra takibi yönünden borçlu olmadığının tespitine, kötüniyetli alacaklının takip konusu alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının senet üzerindeki tahrifat iddiasının asılsız olduğunu, davacının icra takibi yapıldıktan sonra borcunu ödememek için savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasında bilirkişi raporu ile davacının iddialarının asılsız olduğunun anlaşıldığını ve davanın reddedildiğini, davacının dosyaya sunduğu 19/04/2013 tarihli belgenin icra takibine konu senetlerle hiçbir alakasının olmadığını, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini, asgari %20 tazminatın davacıdan alınıp müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “… Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen 05/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda; İnceleme konusu senetlerdeki basit tersimli borçlu imzaları ile …’in mukayese imzaları arasında tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların kuvvetle muhtemel …’in eli ürünü olduğunu, her ne kadar davacının senetteki imzaların kendisine ait olmadığını iddia etse de alınan bilirkişi raporlarında senetteki imzaların davacının eli ürünü olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya incelendiğinde davalı ve davacı tarafın sunmuş olduğu delillerde davacı vedavalı arasında benzer ihtilaflarda çeşitli davaların açılmış olduğu söz konusu davalarda da davacının benzer taleplerinin reddedildiği anlaşılmıştır. Dosyayı incelediğimizde Ticaret mahkememiz hüküm kurarken TTK’nın ilgili maddeleri ile tarafların arasındaki ihtilafları çözdüğü, kambiyo senetlerinin Ticaret kanununda ilgili maddeleri uyarınca illeten mücerret olduğu yani senetle sebep arasında daha sonradan çıkacak problemler ve bağlı olmadığı kambiyo senetlerinin veriliş nedenlerinden bağımsız olduğu, hazırlanmasının ve geçerliliğinin kati şart ve şekillere tabi olduğu ve yine kambiyo senetlerine karşı yapılacak itirazların da aynı kuvvete sahip yazılı delillerle ispatlanabileceğinden ve davacının açmış olduğu davada en önemli gerekçe olarak sunmuş olduğu imzanın kendisine ait olmadığı iddiasını gerek yazılı delillerle ispatlayamadığı gerekse de adli tıp kurumunca alınan raporda davaya konu senetleri üzerindeki imzaların davacıya ait olduğunun tespit edilmesi dikkate alındığında HMK uyarınca dava açan herkesin davasını ispatla yükümlü olması maddesi gözetilerek davacının davasının somut ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığından davacının davasının reddi kararı verilmesi kanaat edilmiştir.
Ancak, davalı taraf menfi tespit davasının reddini talep ederken bununla birlikte talep etmiş olduğu kötü niyet tazminatı talebi ise dosya kapsamında ispatlanamadığından talep edilen; kötü niyet talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle ispat edilemeyen davacının davasının ve davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatının reddine….” karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu olan bonoların ceza yargılamasına konu olduğunu, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 16.09.2020 tarihli bilirkişi raporunun dava konusu bonolarla herhangi bir ilgisi bulunmadığını, dava konusu bonoların incelenmediği 16.09.2020 tarihli bilirkişi raporunun yerel mahkemenin gerekçesinde yer almasının tamamen hukuk mevzuatına aykırı olduğunu, 05.07.2021 tarihli adli tıp kurumu bilirkişi raporunun tamamen usul ve yasaya aykırı olduğunu, raporda yer alan kuvvetle muhtemel ibaresinin bilimsel ve normatif bir kesinlik içermediğini, bu haliyle davadaki ihtilafların çözümüne hiçbir katkı sağlamayacağını, açıklanan tüm bu nedenlerle müvekkilince davalı aleyhine imza inkarına dayalı menfi tespit davası açıldığını beyanla kararının hukuken ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle davanın reddi doğru ise de; müvekkili lehine tazminata hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece ret kararı ile ihtiyati tedbir kalkması gerekirken yasaya aykırı şekilde tedbirin kararın kesinleşmesi ile kalkmasına karar verilmesi ve mahkemece kanun hükmüne rağmen hangi gerekçe ile tedbirin kararın kesinleşmesinde kaldırılmasına karar verdiğinin gerekçesinde açıklamamasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle istinaf taleplerinin kabulü ile ihtiyati tedbirin kaldırılarak müvekkili lehine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe konu bonolardaki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit talebinde bulunduğu, davacı, menfi tespit talebiyle açtığı davada harca esas değer olarak ve dava değeri olarak 85.500,00 TL bedeli göstermiş ve harcını bu değer üzerinden yatırmışsa da, menfi tespit davasının konusu olan davacıya yönelik başlatılan takibin tutarının daha fazla olduğu, menfi tespit davalarının kısmi dava olarak açılmasının mümkün olmadığı, dolayısıyla davacının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takipten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ederek, 85.500,00-TL üzerinden harç yatırması ve mahkemece 492 sayılı Harçlar Yasası’nın 30. maddesi gereğince eksik peşin harç ikmal edilmeden yargılamaya devam edilmesinin yerinde olmadığı, bu nedenle mahkemece, eksik harcın yatırılması için Harçlar Kanunu’nun 30 ve 32 maddeleri uyarınca davacıya bu konuda süre verilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik harç tamamlattırılmayarak işin esasına girilip yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi mahkemece Adli Tıp Kurumundan alınan raporda, inceleme konusu senetlerde davacı adına atılı basit tersimli imzalar ile mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların kuvvetle muhtemel davacının eli ürünü olduğunun bildirildiği, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 18/03/2021 tarih 2020/2943 Esas 2021/2617 Karar, 20/01/2021 tarih 2020/3521 Esas 2021/212 Karar ve 25/01/2021 tarih 2020/3628 Esas 2021/341 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği gibi rapor kesin kanaat bildirmediğinden hüküm kurmaya elverişli olmadığı, bu nedenle Güzel Sanatlar Fakültesi Grafoloji Bölümünden seçilecek bilirkişilerden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyetiyle imzanın incelenerek alınacak rapor tüm delillerle birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından davacının istinaf talebinin kabulüne, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde değerlendirme yapılmak ve sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesi, kaldırma sebebine göre davalının istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığı gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Kaldırma sebebine göre davalının istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-İstinaf başvurusunda bulunanlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
8-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/05/2023 tarihinde oy çokluğuyla HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır
(Muhalif)

MUHALEFET ŞERHİ: Dava; Davacı … Konya … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasındaki alacağa dayanak senetlerdeki imzanın kendisine ait olmadığını, icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince … Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi’nden alınan 05/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “…İnceleme konusu senetlerdeki basit tersimli borçlu imzaları ile …’in mukayese imzaları arasında tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların kuvvetle muhtemel …’in eli ürünü olduğu…”nun belirtildiği, davalı tarafın alınan rapora yönelik herhangi bir itirazda bulunmadığı, belge altındaki imzanın sahteliği davacı tarafından ileri sürüldüğüne göre, imzanın; imzayı inkar eden kişiye ait olduğunun alacaklı tarafça ispatlanması gerektiği, mevcut alınan rapora alacaklı tarafından itiraz edilmediği ve yapılan inceleme sonucunda imzanın davacıya ait olduğu hususunda kesin kanaat bildirilmediğinden, davalı alacaklının imzanın davacıya ait olduğu vakıasını ispatlayamadığı anlaşıldığından; dava dosyasındaki delillere göre davanın kabulü yönünden HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince hüküm kurulması gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun davalı tarafın itirazı olmadığı nazara alınmadan yeniden rapor alınması düşüncesiyle dava dosyasının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kararı veren mahkemeye iadesi şeklindeki görüşüne katılmıyorum.

Başkan …
e-imzalıdır