Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1905 E. 2023/1065 K. 15.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/05/2021
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. … – …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/05/2023
YAZIM TARİHİ : 16/05/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 27/05/2021 tarihinde tesis edilen karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığını, icra takibine konu senetlerden dolayı davalı hakkında tefecilik iddiasıyla şikayette bulunulduğunu, bu şikayet neticesinde Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonrasında davalı hakkında mahkumiyet kararı verildiğini, ceza dosyasından da anlaşılacağı üzere davaya konu icra takibindeki senetlerin tefecilik yoluyla alındığının sabit olduğunu beyanla davanın kabulü ile öncelikle teminatsız olarak tedbir kararı verilerek icra takibinin durdurulmasına, icra dosyasından müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu davanın yasal 1 yıllık süre içinde açılmadığını, bu nedenle öncelikle hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddini karar verilmesini, davacı davayı süresinde açmadığı gibi eksik harç yatırarak açtığını, kesin süre verilerek harcın tamamlatılması gerektiğini, davacının icra takibine konu borçtan kötüniyetli olarak kurtulmak için sürekli şikayetlerde bulunup davalar açtığını, ceza dosyasında verilen kararın kuvvetle muhtemel bozulacağını, davacının imza inkarı ile sonuca ulaşamadığından iş bu menfi tespit davasını açtığını, müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakmaya yönelik açılan iş bu davanın reddi ile davacının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Davalı vekili her ne kadar zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de yerleşik Yargıtay uygulamasına göre bir şeyin olmadığının tespiti her zaman istenebileceğinden davalının itirazı kabule değer görülmemiştir. Davacının dayandığı Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası incelendiğinde, dava konusu senetlerin tefecilik yapılarak alındığı iddiasıyla yürütülen yargılama neticesinde davalının atılı suçtan hapis cezasıyla mahkum edildiği, kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır. Ceza davasında hükme dayanak yapılan maddi olgularla ve özellikle eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen mahkumiyet kararının hukuk hakimini bağlayacağı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayini hususundaki kararların ise hukuk hakimini bağlamayacağı doktrinde ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında kabul edilmektedir. Bunun yanında, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır. (YHGK’nın 23.01.1985 gün ve 1983/10-372 esas, 1985/21 karar sayılı ilamı) Ceza mahkemesinin, uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle, olayın varlığına ve sanık tarafından işlendiğine ilişkin maddi olgular hakkındaki kesinleşmiş saptamasının, aynı konudaki hukuk mahkemesinde kesin hüküm oluşturmasının nedeni, ispat araçları bakımından ceza hakiminin hukuk hakiminden çok daha elverişli bir konumda olmasından kaynaklanmaktadır. (Mustafa Çemberci, Hukuk Davalarında Kesin Hüküm, 1965, s. 22 vd; Turgut Uygur, Borçlar Kanunu Şerhi, C. 1, S. 844; YHGK’nın 28.03.2012 gün ve 19-24 esas, 243 karar sayılı ilamı) Somut olayda, Konya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı 11/03/2021 kesinleşme tarihli kararıyla dava konusu senetlerin davalının davacıya karşı işlediği tefecilik yapmak suçunun ürünü olduğu kesin olarak belirlendiğinden davacının menfi tespit talebinin aşağıdaki gibi kabulü gerekmiştir….” gerekçesiyle davanın kabulüne, Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılmakla takip bedelinin %20’sine tekabül eden 23.447,55 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, cevap dilekçesini sağlıklı bir şekilde sunabilmeleri için verdikleri süre uzatım taleplerinin hukuksuz bir şekilde reddedildiğini, davanın süresinde açılmadığını, davacı davayı süresinde açmadığı gibi eksik harç yatırdığını, süresi içerisinde harcın tamamlattırılmadığını, davacının, müvekkile olan borcu sebebiyle hakkında yapılan icra takibini semeresiz bırakmak, kötüniyetli olarak borcundan kurtulmak için olmadık şikayetlerde bulunduğunu ve itiraz davaları açtığını, tanıklarının dinlenilmemesinin de hukuka aykırılık teşkil ettiğini, davacının imzaya itiraz davası ile elde edemediği sonucu menfi tespit davası ile almak istediğini, dolayısıyla müvekkiline yeterince savunma hakkı tanınmaksızın bir hüküm tesis edildiğini, sonuç olarak davacının davasında haksız ve kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle kararın kaldırılarak ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla yükümlüdür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklindedir.
Menfi tespit davasında da anılan Yasa hükümlerindeki ispat yüküne ilişkin kuralın uygulanması gerekir. Buna göre, menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak alacaklı olduğunu iddia eden tarafa yani davalıya düşer. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2017/3521 Esas 2019/1844 Karar sayılı ilamı).
Davacının takibe konu senetlerin davalı tarafından tefecilik yoluyla alındığından bahisle borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, Konya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı dosyasında bu senetlerin tefecilik yoluyla alındığının belirlendiği, ceza dosyasında davacının, davalıdan 32.000,00 TL borç aldığını ve 40.000,00 TL olarak borcunu ödediğini beyan ettiği, bu miktar üzerinden ispat yükü davacı üzerinde ise de davalı tarafından ceza dosyasında davalıdan 40.000,00 TL aldığını ikrar ettiği, 6098 sayılı TBK’nın 74.maddesi gereğince ceza mahkemesinde tespit edilen maddi vakıaların hukuk hakimini bağlayacağı, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 8.008,51 TL harçtan peşin alınan 2.002,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.006,38‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/05/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G