Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1871 E. 2023/829 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 14/04/2023
YAZIM TARİHİ : 26/04/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında … tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacı aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından 200.000,00-TL lik bonoya ilişkin olarak kambiyo senetlerine özgü icra takibi yaptığını, ayrıca Konya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile davalı … ‘ın müvekkili … ve bir kısım davalılar aleyhine tasarrufun iptali davası da ikame ettiğini, bu davanın da derdest olduğunu, icra takibine konu bononun davacı müvekkilinden sözde alacaklı davalı tarafından nikah, evlenme taahhüdü karşılığı alınmış olduğunu, davacının davalı taraf ile 8,5-9 sene gayri resmi olarak evlilik, karı koca gibi birliktelik yaşadıklarını, tarafların bu birlikteliklerinden bir de çocuklarının bulunduğunu, davaya konu bononun tamamen ahlaka ve adaba aykırı olarak evlenme taahhüdü karşılığı alındığını, icra takibine konu bononun ahlaka ve adaba mugayir bir surette ve tehdit ile alındığını, bu hususta Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … sor. sayılı dosyası ile soruşturmanın devam ettiğini, davalının davacıya bonodaki miktarda bir bedeli verecek mali durumunun da bulunmadığını, davaya konu bonoda malen kaydı yazmasına rağmen sözde alacaklı davalı tarafın Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … sor. sayılı dosyasına ilişkin olarak …Polis Merkezi Amirliğinde vermiş olduğu 18/05/2018 tarihli ifade tutanağında “Kendisi ile bir dönem birlikte yaşadığımızda benim kendi şahsımın olan nakit parayı iş yapmak için kendisine vermiştim ve kendisi bu para karşılığında bana senet verdi, bu senedi hangi tarihte verdiğini tam olarak 2010 yılının Temmuz Ayı içerisinde kendisine vermiştim, kendisinden bu senedi tahsil edemedim” şeklinde beyanda bulunduğunu, dolayısı ile senetteki malen kaydının davalı alacaklı tarafça talil edildiğini, dolayısı ile ispat yükünün yer değiştirdiğini, bu durumun da yazılı belge ile ispatı gerektiğini ileri sürerek davacının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu bonodan dolayı davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, davalının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; bononun bağımsız borç ikrarını içeren bir senet olduğunu, bir illete bağlı olmasının gerekmediğini, ispat yükünün senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa ait olduğunu, davacı tarafın takip müstenidi bonodaki imzasına itiraz etmediğini, dolayısıyla bono sebebiyle borçlu olduğunu kabul ettiğini, ancak davacının iddiasının bononun temelinde yer alan ilişkiyle ilgili olarak bononun tehditle ve evlenme taahhüdü ile alındığı yönünde olduğunu, bu sebeple borç doğurmayacağını iddia ettiğini, davacının borcu inkar etmediği dikkate alındığında ispat yükünün davacıda olduğunu ve davacının borçlu olmadığını bono ile aynı ispat kuvvetine haiz yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, diğer taraftan davacının bononun tehditle alındığı ve temel ilişki de ahlaka ve adaba aykırı bir borç ilişkisinin varlığı yönündeki iddialarına dayanarak bulunduğu suç duyurusu ve akabinde Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Sor. sayılı dosyası nezdinde başlatılan soruşturmanın da takipsizlikle sonuçlandığını, bu durumda bononun tehditle alınmadığı ve davacının bu bonoyu rızaen verdiğini, diğer taraftan davacı takip müstenidi bonoda yer alan hiçbir yazı ve imzayı inkar etmediğini, bonoda yer alan bedel kaydı, bono yer alması zorunlu olan kayıtlardan olmayıp bononun kambiyo vasfına bir etkisi olmadığını, bulunması zorunlu olmamasına rağmen bu kayıt bonoya yazılarak davacı tarafından imzalandığını, davacının bononun vade tarihinden bu yana 3 yıl geçtikten sonra bono da yer alan bedel kaydını inkar ederek aslında bononun evlilik taahhüdü gibi bir temel ilişki kapsamında verildiğini iddia ederek işbu davayı açmasının davacının kötü niyetli olduğunu ve asıl amacının müvekkilinin alacağının tahsilini geciktirmek olduğunu savunarak davanın reddine, davacının alacak miktarının %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; dava konusu senette malen kaydı olduğu, davalı tarafın Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … sor. sayılı dosyasına ilişkin olarak … Polis Merkezi Amirliğinde vermiş olduğu 18/05/2018 tarihli ifade tutanağında malen kaydı bulunan senedi talil ederek nakit para karşılığı davacı tarafın senedi verdiğini söylemekle senedi talil ettiği ve ispat yükünü de üzerine aldığı, davalı tarafın senedin borç olarak verilen para karşılığı verildiğini yazılı delillerle ispatlayamadığı, davacının davalı tarafça teklif edilen yemini eda ettiği gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, İİK 72/5. Maddesinde belirtilen şartların oluşmadığı gerekçesi ile de davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile özetle; mahkemece ispat yükünün tespitinde hataya düşüldüğünü, ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, davacının asılsız iddialar barındıran beyanlarının hükme esas alındığını, müvekkilinin karakolda verilen ifadesinin müdafi olmaksızın alındığını, verilen ifade de müvekkilin beyanlarının tutanağa birebir geçirilmediği daha önce defalarca belirtilmiştir. Müvekkil davalı tarafa birikimlerini, altınlarını vermiş olduğunu ifade etmiş ve beyanında asıl kastının davacı taraftan alacaklı olduğu olduğu şeklinde olmasına rağmen polis memurları ifade tutanağına para olarak yazdıklarını, müvekkilinin asıl olarak birikimlerini vermiş olduğunu beyan etmesinin bonoda yer alan bedel kaydının değiştirildiği, bononun tadil edildiğini anlamına gelmeyeceğini, bonoya yazılan kaydı inkar edenin davacı olduğunu, senette yer alan bedel kaydını değiştirenin, bonoyu tadil edenin müvekkili değil bizzat davacı olduğunu, ayrıca davacının yazılan bedel kaydını şimdi inkar etmesinin de hakkın açıkça kötüye kullanılması olduğunu, davacının borçlu olmadığını bono ile aynı ispat kuvvetine haiz yazılı belge ile ispat etmesi gerekmekte iken yerel mahkemece senedin tadil edildiği sebep gösterilerek ispat yükünün müvekkil üzerinde olduğu ileri sürülmesinin ve bu hususu açıklar beyanlarına itibar edilmemesinin açıkça savunma hakkımızı kısıtladığını ve hakkaniyete aykırı düştüğünü, müvekkilinin haklılığının tanık beyanları ile ispatlandığını, davacının kötüniyetli olduğunu, davacının dosya içerisindeki beyanları da göz önüne alındığında beyanları ile yemininin çeliştiğini, yalan yere edilen yeminin hükme esas alınmasının hakkaniyeti zedeleyeceğini, mahkemece eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile özetle; davalı … davaya konu bononun ahlaka ve adaba aykırı olarak nikah, evlenme taahhüdü olarak verildiğini ve alacaklı olmadığını bilmesine rağmen sırf müvekkile zarar vermek kastı ile icra takibine giriştiğini, bu hususun davalının kötü niyetli olduğunu ispatladığını, yerel mahkemece müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı taraf, dava konusu senedin ahlaka ve adaba aykırı olarak evlenme taahhüdü karşılığı verildiğini ileri sürmekte, davalı taraf ise dava konusu senedin davalının davacıya vermiş olduğu para ve ziynet eşyaları karşılığında alındığını savunmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/19-821 Esas 2019/58 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, davacının yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır (HMK’nın m. 191/1, TMK m. 6). Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, buna senedin talili denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir ve bu hâlde ispat yükünün kaydın aksini iddia edene ait olacağında kuşku bulunmamaktadır. Bonoda yazılı bulunan bedel kaydının hem borçlu hem de alacaklı tarafından talil edilmesi hâlinde ispat yükünün hangi tarafta olduğu hususu da üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Bonodaki bedel kaydının her iki tarafça talil edilmesi hâlinde ispat yükü borçlu üzerindedir. Diğer bir ifade ile bu durumda ispat yükü yer değiştirmez. HMK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası ve TMK’nın 6. maddeleri uyarınca borçlunun bononun bedelsiz olduğunu ispat etmesi gerekir.
Dava konusu somut olayda her iki taraf da senedin malen düzenlenmediği konusunda uyuşmaktadır. Başka bir anlatımla dava konusu senet üzerinde yer alan malen kaydı her iki tarafça da talil edilmiştir. Bu durumda çifte talil sözkonusu olup ispat yükünün yer değiştirmesi sözkonusu değildir. Buna göre davacının senet nedeniyle borçlu olmadığını ispatlaması gerekir. Davacı taraf dava konusu senedin ahlaka ve adaba aykırı olarak evlenme taahhüdü karşılığı verildiğini iddia etmekte olup bu hususta ispat yükü davacıya düşmektedir. Mahkemece ispat yükünün davacıda olduğu, davacının yemin deliline de dayandığı gözetilerek davacıya yemin hakkının hatırlatılmasından sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken ispat yükünün hangi tarafa düştüğü hususunda yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerektiği, kaldırma nedenine göre davacı vekilinin istinaf talebinin incelenmesine gerek bulunmadığı sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Davacının istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 3.415,50 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-İstinaf başvurusunda bulunanlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
8-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/04/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.B