Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1806 E. 2021/2406 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas
DAVACI-
KARŞI DAVALILAR : 1- … – T.C Kimlik No:
2- … -T.C Kimlik No:
3- … – T.C Kimlik No:
4- … – T.C Kimlik No:
5- … Metal Teknolojileri San. Ve Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … – T.C Kimlik No:
VEKİLİ : Av. …

DAVALI- KARŞI DAVACI : … – T.C Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. …-
DAVA : Menfi Tespit ve Tazminat

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/12/2021
YAZIM TARİHİ : 17/12/2021
Davacı- karşı davalılar tarafından davalılar aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit ve tazminat davasında … tarihinde tanzim edilen ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara karara karşı davalı- karşı davacı …’ün istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … San.Tic.Ltd.Şti. ünvanı ile … yılında kurulduğunu, ünvan değişikliği yaparak bugünkü ünvanını aldığını, davalı …’un şirketle ilgisi olmayan dava konusu bonolardan birini icra takibine konu eden kötü niyetli 3.kişi konumunda olduğunu, davalılardan …’ün ise … yılında müvekkili şirkete ortaklardan pay devralmak suretiyle ortak olduğunu, sonrasında müvekkili gerçek kişilerin beher adedi 100 TL’den 5.625’er adet payı 562.500,00’er TL’sini davalı …’ten satın ve devir aldıklarını, toplamda 2.250.000,00 TL’yi peşin ve nakden ödediklerini, müvekkillerinin pay devrinden dolayı hiçbir borçlarının bulunmadığını, ancak davalının müvekkillerine fotokopilerini gönderdiği gerçekle hiçbir ilgisi olmayan tamamen sahtecilik ürünü olan dört adet sahte bonoya dayalı olarak toplam 883.000,00 USD bedelin … tarihinde ödenmesini istediğini, bu nedenle müvekkillerinin davalının ürettiği sahte sözleşme ve bonolar nedeniyle haciz ve cebri icra tehdidi altında olduklarını, sahte sözleşme nedeniyle ve icra takibine konu edilmiş veya edilmemiş/ edilecek sahte 4 adet bonolardan dolayı menfi tespit ve şirket eski ortağı ve yöneticisinin rekabet yasağına aykırı hareketleri nedeniyle uğranılan zararın tazmini ile sahtecilik ürünü sözleşme/ belge ve bonolar nedeniyle cebri icra tehdidi altında olan müvekkillerinin tedbir kararı verilmemesi halinde adaletin gecikmesi sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından şüphe olmadığından henüz takibe konu olmayan bonolar hakkında icra takibine konu edilmemeleri yönünde, şayet bunlar icra takibine konu edilmişlerse ve ileride edilirse bu bonolarla ilgili icra takibi veya takipleri hakkında ve Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki icra takibi hakkında takiplerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmişlerdir.
İlk derece mahkemesince … tarihli ara kararı ile; “….ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; takdiren teminatsız olarak Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası nedeniyle icra dosyasındaki takibin olduğu yerde tamamen durdurulmasına, davaya konu edilen;
-Alacaklısı …, borçlusu …, Kefili … San. ve Tic. A.Ş. olan … tanzim … vade tarihli 220.750,00 USD bedelli,
-Alacaklısı …, borçlusu …, Kefili … San. ve Tic. A.Ş. olan … tanzim … vade tarihli 220.750,00 USD bedelli,
-Alacaklısı …, borçlusu …, Kefili … San. ve Tic. A.Ş. olan … tanzim … vade tarihli 220.750,00 USD bedelli,
-Alacaklısı …, borçlusu …, Kefili … San. ve Tic. A.Ş. olan … tanzim … vade tarihli 220.750,00 USD bedelli olmak üzere 4 adet bonodan dolayı takdiren teminatsız olarak davalılar tarafından icraya konu edilmelerinin (3. kişiler hariç olmak üzere) önlenmesine…” karar verilmiştir.
İTİRAZ: Davalı-karşı davacı … vekili ihtiyati tedbire ve teminata itiraz dilekçesiyle özetle; davacıların dava dilekçesinde belirtiği 4 adet bononun gerçek olduğunu, sahte üretilmiş bonolar olmadığını, bonoların imzalandığı yerin tam güvenlikli … fabrikası olduğunu bu nedenle 7/24 kamera ile çalışma alanları ve toplantı salonları kayıt altına alındığını, kayıtlar istenildiğinde bonolara imza atanların açıkça görüleceğini, davacıların süre kazanmak veya borçtan kurtulmaya yönelik olarak işbu davayı açtıklarını, davacıların küçük meblağ bonoları itirazsız ödedikten sonra miktarları büyük olan hisse devrine ilişkin 4 adet bonolara itiraz etmelerinin kötü niyetli olduğunu, davacıların sahteliğini iddia ettikleri bonoların bizzat şirket yöneticileri tarafından kameralar huzurunda düzenlendiğini, bu nedenle sahteciliğin kaleye alınmaması gerektiğini, HMK 392/1 maddesi gereğince teminat alınmamasının hatalı olduğunu belirterek ihtiyati tedbirin kaldırılmasına bu mümkün olmazsa alacağın %15 inden az olmamak üzere teminat alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan değerlendirme sonucunda; asıl davadaki davalılar vekillerinin ihtiyati tedbire ve teminata ilişkin itirazlarının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı – karşı davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince taraflar çağrılıp beyanları alınmaksızın HMK 394.maddesi kapsamında ihtiyati tedbir kararı verildiğini, dava dilekçesindeki hususların gerçeği yansıtmadığını, söz konusu davanın tamamen kötü niyetli, zaman kazanmak ve borçtan kurtulmak adına açıldığını, protokol ve bonolar üzerindeki imzaların gerçek olduğunu, teminatsız olarak verilen tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu, netice itibariyle 4 adet bononun gerçek olduğunu, TTK 396 kapsamında haksız rekabetin tespiti sonucu alacak oldukları tazminatların bu senetlerden takas ve mahsup taleplerinin hukuken mümkün olmadığını, TTK’da belirtilen zamanaşımının anılan dava konusu için çoktan dolduğunu, 4 adet bononun takas/mahsup talebi gereğince de ihtiyati tedbir konmasının hukuken imkansız olduğunu, açıklanan nedenlerle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, daire aksi kanaatte ise 4 adet bono miktarı olan 883.000 USD karşılığı olarak davacılardan teminat gösterilmesinin istenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep; ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine ilişkin ek kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İhtiyati tedbir talebinin kabulüne itiraz eden davalı-karşı davacı borçlunun istinaf sebepleri doğrultusunda dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
İstinaf isteminde bulunan davalı- karşı davacı borçlunun itirazları; HMK’nın 209.maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan senedin sahte olarak oluşturulduğu iddiasına dayalı menfi tespit davasında tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilip verilemeyeceği ve teminat alınması gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Bu konudaki düzenlemeler dikkate alındığında;
İcra İflas Kanunu’nun 72/3.maddesinde;“İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.”
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 209.maddesinde ise;”1)Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir (karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz. (2)Resmî senetlerdeki yazı veya imza inkâr edildiğinde, senetteki yazı veya imzanın sahteliği, ancak mahkeme kararıyla sabit olursa, bu senet herhangi bir işleme esas alınamaz. (3)Senede dayanılarak verilmiş olan ihtiyati tedbir, o senet hakkındaki sahtelik iddiasından etkilenmez ve gerektiğinde senet sahibi haklarının korunması için yeni tedbirler talep edebilir.”şeklinde yasal düzenleme mevcuttur.
Menfi tespit davası her ne kadar İİK’da düzenlenmiş ise de icra hukukuna özgü bir dava türü olmayıp maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden ve HMK’daki genel usul ve yargılama kurallarına tabi olan ve genel mahkemelerde görülen bir dava türüdür.
Dolayısıyla usul kuralları bakımından İİK’nın hükümleri ile yetinilmesi doğru olmayıp HMK’daki usul kurallarının ve yasal düzenlemenin dikkate alınması gerekmektedir.
Yine her ne kadar menfi tespit davası, İİK da özel olarak düzenlenmiş ise de borçlu olmadığı iddiası ile açılan menfi tespit davasında; ödeme borcun sona ermesi, edimin ifa edilmemesi başta olmak üzere pek çok iddia gerek borcun dayanağı olan belgeye ilişkin def’ilerden gerekse kişisel def’ilere ilişkin olabilir.
Halbuki icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibe dayanak senetteki itiraz hususu HMK’nın 209.maddesinde özel olarak düzenlendiğinden yazı veya imza inkarına dayalı menfi tespit davalarında takip dayanağı belgedeki imzaya ve yazıya itiraz bulunduğu takdirde bu konuda özel hüküm olan HMK’nın 209.maddesinin uygulanması gerekmektedir.
Diğer yandan takibin durdurulması bakımından HMK’nın ihtiyati tedbirin koşullarına ilişkin genel düzenlemelerinin dikkate alınarak HMK’nun 390/3.maddesinde; “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklindeki düzenlemede “yaklaşık ispat” ölçüsünde bir kısım delil ve emarelerle haklılığı ihtimal dahilinde gösteren belgelere dayalı olması koşulu da aranmalıdır.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde; davacılar- karşı davalıların davalı-karşı davacının alacak talebinde bulunduğu, 4 adet bonodaki imzaların kendilerine ait olmadığını, bu senetlerden birini diğer davalı … tarafından Konya … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takibe konulduğunu belirterek bu bonoların icra takibine konu edilmelerinin önlenmesi ve yapılan takibin durdurulması talebinde bulundukları, ilk derece mahkemesince takdiren teminatsız olarak davalı … tarafından Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası nedeniyle icra dosyasındaki takibin olduğu yerde tamamen durdurulmasına, dava konusu diğer senetlerin ise takdiren teminatsız olarak davalılar tarafından icraya konu edilmelerinin (3. kişiler hariç olmak üzere) önlenmesine karar verildiği, davalı -karşı davacı borçlunun itirazının reddedildiği, ilk derece mahkemesince tedbir talebinin HMK’nın 209. maddesi delaleti ile HMK 389 ve devamı maddelerindeki düzenlemeler ve davacılar-karşı davalıların adli yardımdan yararlanmaları nedeniyle teminatsız olarak kabul edilmesinin usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, bu nedenle HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince ihtiyati tedbire itiraz eden davalı-karşı davacı borçlunun istinaf kanun yoluna başvuru talebinin esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı-karşı davacı borçlu …’ün istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- 59,30 TL istinaf karar harcının ileride haksız çıktığı takdirde davalı-karşı davacı borçlu …’den alınarak hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davalı-karşı davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince davanın esası ile ilgili verilecek kararda dikkate alınmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/12/2021 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır