Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1803 E. 2023/903 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… . HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – T.C No: …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 27/04/2023
YAZIM TARİHİ : 03/05/2023
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında … tarihinde tesis edilen karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine Konya … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile yürütülen icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine itiraz edildiğini, müvekkili şirketin borçlu ile aralarındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacak bakiyesi bulunduğunu, müvekkili şirketin kauçuk ve eva malzemeleri kullanılarak ayakkabı tabanı ürettiğini, davalının da müvekkilinden ayakkabı tabanı satın aldığını, davalı tarafın borcunu ödemediğini, davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile Konya … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki takibin devamına, alacağın likit olması ve davalının itirazının kötü niyetli oluşu dikkate alınarak davalının alacağın % 20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğ edildiği ancak cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “…Mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile somut dava dosyamızda HMK 222. Maddenin 3 fıkrasında belirtilen hususlardan ” ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde) yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmünün uygulama alanı bulacağı açıktır. Zira davalı vekiline 09.02.2021 tarihli celsede kesin süre içinde ticari defter ve belgelerin bulunduğu yerin bildirilmesi için ara karar kurulmuş ve ihtarlı tebliğ mazbatası ile istenmiş ama süresi içerisinde cevap ve beyanda bulunulmamıştır. HMK 222/3. Madde hükmü gereğince davacı ticari defterleri lehine delil olarak kabul edilmiştir.
Alınan bilirkişi raporuna göre davalı borçlunun Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki itirazın kısmen iptali ile, takibin 34.827,52 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9,00 yasal faizi üzerinden devamına, takip tarihine kadar işlemiş faize ilişkin 3.788,00 TL alacağın takip öncesi davalının temerrüte düştüğüne dair herhangi bir delil bulunmadığından reddine, alacak likit olduğundan hüküm altına alınan 34.827,52 TL üzerinden % 20 oranında hesaplanan 6.965,50 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur…” gerekçesiyle davacı … vekilinin davalı … aleyhine açtığı itirazın iptali davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; davaya konu Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki itirazın kısmen iptali ile, takibin 34.827,52 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9,00 yasal faizi üzerinden devamına, takip tarihine kadar işlemiş faize ilişkin 3.788,00 TL alacağın reddine, alacak likit olduğundan hüküm altına alınan 34.827,52 TL üzerinden % 20 oranında hesaplanan 6.965,50 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kısmen kabul kısmen red kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun hukuka aykırı düzenlendiğini, her ne kadar yerel mahkemece verilen kararın hukuki nitelendirme ve gerekçesinde “Davalı vekiline 09.02.2021 tarihli celsede kesin süre içinde ticari defter ve belgelerin bulunduğu yerin bildirilmesi için ara karar kurulmuş ve ihtarlı tebliğ mazbatası ile istenmiş ama süresi içerisinde cevap ve beyanda bulunulmamıştır. HMK 222/3. Md hükmü gereğince davacı ticari defterleri lehine delil olarak kabul edilmiştir.” şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş ise de, bu değerlendirmenin de hukuka aykırı olduğunu, zira davalının defterini sunmaması davacı lehine yorumlanmak suretiyle davanın ispatlandığına karine oluşturmayacağını, Yargıtay ilamlarının da bu yönde olduğunu, açıklanan nedenlerle kötüniyetli olarak açılan iş bu davada verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İspat yükü ile ilgili genel kuralı düzenleyen TMK’nın 6. maddesine göre; “Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” İspat yükü kenar başlıklı HMK’nın 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Belirtilen yasa hükümleri karşısında, alacağın tahsili için girişilen icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında kural olarak ispat yükü davacı alacaklıya aittir. Bununla birlikte itirazın iptali davasında davalı borçlunun ödeme savunmasında bulunması ya da borcu ortadan kaldıran diğer itirazları ileri sürmesi halinde ispat yükü yer değiştirecek ve davalıya geçecektir.
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesinde “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır….” hükmünün yer aldığı,
Türk Ticaret Kanunu’nun 21. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunmasının gerekli olduğu olgusudur. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağın mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin varlığı gerekir.
Bir başka anlatımla, faturaya tebliğ tarihinden itibaren sekiz gün içinde (mücerret) itiraz edilmemiş olması hâli, sadece o faturanın -miktar ve fiyat yönünden- münderecatını kabul anlamını taşır, yoksa o faturada yazılı malın alıcıya mutlaka, daha önce teslim edilmiş olduğu anlamına gelmez; satıcının faturada yazılı malı alıcıya veya kanuni temsilcisine teslim ettiğini ayrıca ispat etmesi zorunludur (Doğanay, İ.: Ticari Alım-Satım Akdi ve Nevileri, Ankara 2003, s:52, Doğanay,İ: Faturanın Kapatılması, Delil Olma Özelliği ve Faturaya İtiraz Aylık Yaklaşım Dergisi Sayı 4, Nisan 1993, s:8-13).
İlk derece mahkemesince 09/02/2021 tarihli duruşmada davalı defterlerinin incelenmesi için adresi mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmesine rağmen talimat yazılmadan davalı vekiline davetiye çıkarılarak sadece davacı defterlerini inceleyen bilirkişi raporuna göre karar verildiği,
Bu sebeple 7251 sayılı yasanın 21. maddesi ile 6100 sayılı HMK’nın 222/3 maddesine yapılan ekleme de gözönünde bulundurularak davalının adresi mahkemesine talimat yazılarak Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 30/11/2021 tarih 2020/4507 Esas 2021/6708 Karar ve 19.Hukuk Dairesi’nin 27/03/2019 tarih 2017/3667 Esas 2019/2053 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği gibi davalı asile kanuna uygun olarak tutulmuş defterlerini ibraz etmesi, etmediği takdirde davacının defterlerindeki kayıtların davacı yararına delil olarak kabul edileceği ihtarına havi aynı Yasa’nın 94. maddesi gereğince kesin süre verilip süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarının da HMK’nın 222/3. maddesi gereğince bildirilerek ihtar edilmesi, ticari defterler ibraz edildiği takdirde davalı ticari defterleri üzerinde de bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınması, ayrıca davacının son olarak yemin deliline de dayandığı gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından davalının istinaf başvuru talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 594,76 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/04/2023 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G